Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
YIL 23 SAYI 1196 / 22 ŞUBAT 2009 Sanat hastalıkları iyileştirilir... Sanatorium, yeni açılan bir sanat galerisi. Dışarıdan İstiklal Caddesi’ndeki onlarca galeriden biri gibi dursa da eserlere ilk bakışta fark edilen dizginleşmemiş yaratıcılık farkı ele veriyor. Sekiz sanatçının kurduğu Sanatorium’da, heykelden resime, fotoğrafa, grafitiye kadar pek çok alandan işler sergileniyor. Esra Açıkgöz Sayfa 12 Kate Moss Deniz Seki Amy Winehouse George Michael Keith Richards Courtney Love Ünlülerin uyuşturucuyla sınavı Sahne ışıklarının altında gülerken görmeye alıştığınız bir ünlünün, yanındaki polislerle birlikte emniyet amirliğinden, soluk yüzü ve endişeli bakışlarıyla çıkması oldukça dramatik bir kare. Hatta oldukça gerçekçi olduğunu bile söyleyebiliriz. Bu gerçekçi anı yaratan sebep ise genelde uyuşturucu oluyor. Medya böyle tezatları seviyor. Fırsatını bulduğunda yıllardır yücelttiği isimleri bir köşeye atmaktan çekinmiyor. Çünkü onlar artık “gençler ve gelişim çağındaki çocuklar için zararlı bireyler”! AKTÖRLER RESSAM OLURSA... Deniz Ülkütekin S orularla başlayalım. Uyuşturucu bağımlılığı ve ünlü, insanların takip ettiği biri olmak arasında net bir bağlantı var mıdır? Göz önünde olan insanların toplum tarafından “yanlış” olarak kabul edilen davranışları (uyuşturucu kullanımı da doğal olarak buna dahil) çocuklar ve gençler üzerinde ne kadar etkilidir? Elbette konuyla ilgileniyor olmamızın sebebi Deniz Seki’nin kokain kullandığı gerekçesiyle gözaltına alınması ve Demet Akalın’ın aynı sebepten ifade vermesi. Konu hakkında konuşmak için manken ve oyuncu Seda Akman’a ulaşmaya çalıştım. Kendisine sormak istediklerim kişisel hayatına yönelik yargılayıcı sorular değildi. Uyuşturucu kullanmaya giden yolla şöhret arasındaki bağlantıyı ve yaşadığı olaydan sonra toplum karşısında hayatının nasıl bir eksende değişiklik gösterdiğini soracaktım. Kokain kullanmaktan tutuklanana kadar Seda Akman, Emret Komutanım adlı dizinin başrol oyuncusu ve aynı zamanda aranan bir mankendi. Kokain skandalının ardından Akman için bir kaçış süreci başladı. Şimdilerde “Annem” dizisindeki rolüyle kariyerine yeniden yön veriyor. Belki uzun süre ortalarda pek görülmemeli ve ismini bir süre için unutturmalıydı. Çünkü o sırf yasalar önünde değil aynı zamanda toplum nazarında da suç işlemişti. Serbest bırakıldıktan sonra yaptığı açıklamada “Sadece bir kez kullandım, herkesten özür dilerim” diyordu. Önünde sonunda kalabalıklarla yüzleşmek zorunda kalacaktı. Göz önünde olmayanların hiçbir zaman uğraşmak zorunda kalmayacağı bir şey, hiç tanımadığı insanlar tarafından ayıplanmak. Çünkü ünlülerin topluma örnek olmak gibi bir misyonları var! Bu misyonu kontrol edenler de sırf mahkemeler değil, RTÜK gibi denetleme kurumları. İstediğimiz tarz da belli Türk aile yapısı ve “ahlak” anlayışına uygun yıldızlar. Uyuşturucu kullanmak da bunun çok dışında kalmıyor. Sonuç olarak Seda Akman röportaj vermeyi kabul etmedi. Doğal karşılanacak bir durumdu, çünkü yaşadıklarını bilmesem de, belli ki içinde uyuşturucu kelimesi geçen bir haberde yer almak istemiyordu. Sertifikalı Akıl Hastalıkları Pratisyenleri Ulusal Konseyi’nden (NCCDP) araştırmacı Karl Witty, kitlesel medyanın geride bıraktığımız yüzyıl içinde gelişmesine ve hayatımıza yarattığı etkiye dikkat çekiyor. Ebeveynlerin öncelikli otorite olma konumlarını kaybetmesinin altında yatan gerçeği ise şu rakamlar gösteriyor: Günümüzde İngiltere’deki gençler günde ortalama 2.8 saat televizyon izliyor. RTÜK’ün yaptığı araştırmaya göre ise bu süre ülkemizde 5 saate yaklaşıyor. Devamı 2. ve 3. sayfada ÖRGÜTLÜ CİNSEL KİMLİK MÜCADELESİ... Eşcinseller görünürlük mücadelesinde, bunun için örgütleniyor ve projeler yapıyorlar. Ayılar Grubu da bu amaçla kuruldu ancak isimlerini duyurmaları “Türkiye’nin ilk eşcinsel töre cinayeti”yle oldu... Lezbiyenlerse, kimliklerini çektikleri bir “Beyaz Atlı Prens Boşuna Gelme” C MY B belgeseliyle ortaya koymaya çabalıyor... Deniz Yavaşoğulları Barış Dinçel, Mustafa Alabora ve Yaman Tüzcet. Fotoğraf: Vedat Arık Sayfa 4 Sayfa 6 C M Y B