Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 Hâlâ eksiği var Monica Bellucci “Aşka Dair” filmiyle beyazperdede. Bellucci dünyanın en seksi, en arzulanan, en çekici, en şehvetli kadını unvanlarına sahip. Oyunculuğu, Hollywood sinemasına mesafeli tavrı, muhalefeti çekici bedeninin ve dişi şöhretinin gölgesinde. O ise istediği role hâlâ ulaşamadı. En büyük eksiğinin de bu olduğu görüşünde... ALİ DENİZ USLU Bellucci şimdi de “Aşka Dair” ile yeniden sinema salonlarına konuk. Aşk ve aşka dair her türlü çelişki, yoksunluk bu filmin konusuna dahil. Filmin özgün adı ile Türkçeye çevirilen adı elbette farklı. Türkçeye çevirilen ismi de bir kez değiştirildi. Nedeni onlarda saklı. Bellucci son filmi için yaptığı bir açıklamada sinemanın kesinlikle çok tuhaf olduğunu düşündüğünü, çünkü başroldeki oyuncu arkadaşı Pierfranco ile çekimlerden iki gün önce tanıştığını ve kendini birdenbire, onunla yatakta, çok şiddetli bir aşk sahnesi çekerken bulduğunu söylüyordu. İşin özeti bu çalımlı ve cüretkâr açıklama bile sinema salonlarına onu izlemek isteyen pek çok fanatiğini çekmeye yetecek. Ama bu onun seks idolü olmasından sıkılmadığı anlamına gelmiyor. Zira Bellucci’nin, Women’s World Awards ödüllerinde “Seçkin Değer” kategorisinde ödül alırken söylediği belki de derdini özetler gibiydi; “Hâlâ bir eksiğim var. İstediğim role ulaşamadım. Yani Monica ile özdeşleşecek, herkesin anımsayacağı bir rolü henüz üstlenemedim.” G M onica Anna Maria Bellucci, “En Seksi Kadınlar” listelerine girmeden önce Bram Stoker’ın Dracula’sı, Dracula’nın Gelini’yle beyazperdede kendini göstermişti.Yıl 1993’tü. Yönetmen koltuğunda Francis Ford Coppola vardı. Gary Oldman, Winona Ryder, Anthony Hopkins ve Keanu Reeves ile birlikte oynadı. Üç yıl sonra 1996’da Gilles Mimouni’nin L’Appartement”ındaki başarısı tartışılmazdı. “Come mi vuoi”, “Dobermann”, “Le Plaisir tracas”, “Méditerranées” ve “Compromis” gibi filmlerle ününü pekiştirdi. Birçok filmde beraber oynadığı ünlü Fransız sinema oyuncusu JeanPierre Cassel’in oğlu Vincent Cassel ile evlendi, daha pek çok şey yaptı. Hatta Matrix efsanesinin iki filminde bile boy gösterdi. En çok da Gaspar Noé’nin “Dönüş Yok”undaki tecavüz sahnesiyle gündeme oturdu. Filmi sinema salonlarında terk edenler kadar “keyifle” izleyenler de oldu. Entelektüel sanatın sinemadaki kadın bedeninin sınırlarını ne kadar zorlayacağının bir kanıtı oldu. Bellucci bu film ile Türkiye’deki “şöhretini” epey pekiştirdi. Şimdi Maria Sole Tognazzi’nin “Aşka Dair” isimli filmiyle yoluna devam ediyor. Peki, hukuk eğitiminden şehvet ve seksle anılır bir duruma nasıl geldi? Henüz 16’lı yaşlarında hukuk eğitimi ile uğraşırken para kazanmak için başladığı modellik onu bu günlere getirdi. Bellucci 1988’de, Milan’da Elite Model ile cadı kazanına adımını attı. Fransız, Elle dergisine kapak olmayı başardı. Dolce&Gabbana’nın Black & White reklam filmiyle zirvedeydi. Yıllar içinde de “50 En Seksi Kadın”, “100 En Seksi Kadın”, “En Çok Arzulanan Kadın”, “Erkeklerin En Çok Birlikte Olmak İstedikleri Kadın” gibi onlarca listenin üst sıralarında demir attı. Oyunculuğu, Hollywood sinemasına mesafeli tavrı, çekici bedeninin altında kaldı. Seksi fotoğrafları ve iğdiş edilen bir popülerlikle filmlere pazarlandı. Ama o Sophia Loren ve Claudia Cardinale hayranı olduğunu ve onlara benzemek istediğini söylemekten vazgeçmedi. 2006 yılında Cannes Film Festivali’nde jüri üyeliği yaptı. Kızına hamileyken İtalyan kanunlarını protesto etmek için Vanity Fair dergisine çıplak pozlar verdi. Buna neden ise yalnızca evli çiftlerin tüp bebek sahibi olabilmelerini onaylayan yasaydı. Bu muhalif duruşuna rağmen Türkiye’de milyon dolarlar harcanarak açılışı yapılan Mardan Palace Otel’in açılışında boy gösterdi. Paris Hilton, Richard Gere ve Mariah Carey’le geldi ve gitti. Bir dönem “Hiçbir yönetmenle yatmadım. Güzel bir kadın kimseyle yatmadan, yeteneğiyle de bir yere gelebilir. Buna örnek benim!” dedi. Chris Brown yaza hazır M üzik dünyasının en başarılı R&B yıldızlarından Chris Brown’un 2009 albümünün adı açıklandı. Hayranlarının merakla beklediği “Graffiti” adlı yeni Chris Brown albümü aralık sonunda müzikseverlerle buluşacak. Sony Music etiketiyle yayımlanacak bu albümün çıkış parçası, yapım aşamasında Chris’in dostları Lil Wayne ve Swiss Beats’in eşlik ettiği ve şimdiden bir radyo klasiği haline gelen “I Can Transform Ya” sanatçının resmi sitesi www.chrisbrownworld.com adresinden izlenebilir. G Yine Dave Grohl G rohl’un başarılı işlere imza atmış müzisyenlerle bir araya gelerek kurduğu yeni bir rock grubu Them Crooked Vultures müzikseverlere çok şey vaat ediyor. Led Zeppelin’in klavyecisi John Paul Jones, Nirvana’dan ve Foo Fighters’dan tanıdığımız Dave Grohl, Queens of Stone Age’den Josh Homme ve Alain Johannes’ten oluşan Them Crooked Vultures bu ayın sonunda yayımlanacak aynı isimdeki albümleri ile müzikseverlerin karşısına geçecekler. Albümün çıkış parçası “New Fang” grubun internet sitesinden dinlenebilir: www.themcrookedvultures.com G C M Y B C MY B