29 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

R PAZAR 4 14/2/08 16:19 Page 1 PAZAR EKİ 4 CMYK 4 PAZARIN PENCERESİNDEN 17 ŞUBAT 2008 / SAYI 1143 Yorum farkı... Selçuk Erez mre Kongar’la Mehmet Barlas’ın ilgiyle izlediğimiz “Yorum farkı” programları konusunda çok şey dinledim ama Prof. Ahmet Erözenci’nin parodisi kadar hoşuna rastlamadım. Okurlarımla paylaşamamanın günahını yüklenemeyeceğim: Kongar: İyi akşamlar sayın izleyiciler. Bu akşam programı ben açacağım. Tabi sizce de sakıncası yoksa Sayın Barlas. Barlas: Aman efendim, nasıl olsa ben açsam da siz hemen karışacaksınız. Kongar: Sayın Barlas, ne demek istediğinizi anlayamadım. Ne zaman açmak istediniz de ben karıştım? Barlas: Karışmasanız bile öksürüyorsunuz! Kongar: Sizi anlamakta cidden zorlanıyorum Sayın Barlas. Öksürüğüm geliyorsa siz program açıyorsunuz diye tutamam ki. Neyse, madem meraklısınız, buyurun açın, öksürmeyeceğim, hatta nefes bile almayacağım Barlas: Aman Sayın Kongar, nefes almazsanız ölürsünüz. Haydi programı açın artık. Kongar: Açmayacağım Sayın Barlas. Buyurun siz açın. Barlas: Zaten açıldı bile diyebiliriz. Sayın izleyiciler bugün önemli bir konu var. Türban! Kongar: Haklısınız Sayın Barlas, ama türbandan önce havai fişek fabrikasının havaya uçmasından söz açmalı. Ölenlere rahmet, ailelerine sabır diliyorum. Efendim bu nasıl aymazlıktır ki, şehrin ortasında belediye tarafından kontrol edilmeyen bir havai fişek fabrikası olabiliyor? Barlas: Ben de taziye dileklerinize katılıyorum Sayın Kongar ama söylediklerinizin ikinci bölümüne katılmıyorum. Havai fişek fabrikası şehrin ortasında değil de, kenarına yakın bir yerde olsaydı sakıncası olmayacak mıydı? E Ekmek, şeker ve Doğan Kardeş... Radyoda Orhan Boran ve Yuki başlamış, insanoğlu Ay’a çıkmış, okulda Amerikan yardımı süt tozu. Evde yine çamaşır yıkanmış, Omo da kötü kokuyor ama araba veriyormuş bak… Ve Doğan Kardeş... Omo dışında diğerleri çok uzakta kalan anılar belki, ama Doğan Kardeş yeni formatıyla geri döndü. Deniz Ülkütekin / Özlem Cihan oğan Kardeş’i hatırladınız mı? Adını Yapı Kredi Bankası’nın kurucusu Kâzım Taşkent’in Alpler’de bir çığ kazasında kaybettiği oğlundan alan dergi, yayımlanmaya başladığı 1945 yılından itibaren, pek çok çocuğun dünyasına girdi. Tortaks, Kahraman Ozan Hügo, İkiz Kardeşler, Hayvan Çiftliği gibi çizgi romanlarının yanı sıra hediyeleri, şiirleri ve öğretici içeriği ile farklılık yaratan dergi bugün hâlâ hatırlanıyor. 1978’de yayın hayatına ara veren dergi, 80’li yıllarda yeniden yayımlanmaya başlamış ve o dönemki çocuklara da ilham kaynağı olmuştu. Doğan Kardeş bu ay yayımlanan ilk sayısıyla yeniden aramızda. Dergi, değişen formatıyla bugün çocuk dergisi olmanın ötesinde, günümüz genç kuşağının eğilimleri dikkate alınarak çizgi roman formatında yeniden kurgulanmış. Bu anlamda dergi bugün, çizgi roman seven her yaştan kitleye ulaşmayı umuyor. İlk sayısında da çizgi roman geleneğinde ustalaşmış Alexandro Jodorowsky, Luc Jacamon, Yves Swolfs gibi isimlerin farklı türlerde eserleriyle oldukça zengin bir içeriğe sahip. Ayrıca manga severler için de bir manga eki hazırlanmış. Doğan Kardeş, uzun süreli yayın hayatı boyunca, birçok kuşaktan çocuğun hayal gücünü şekillendirdi. Gelişen kitle iletişim araçlarıyla birlikte şimdiki çocuklar belki yazılı materyallere çok da fazla ihtiyaç duymuyor. Fakat yayımlandığı süre boyunca Doğan Kardeş dergisine kıyısından köşesinden eşlik etmiş her çocuk hangi dönemde yaşamış olursa olsun birbirleriyle isimsiz bir bağ kurdu. Derginin yeniden piyasaya çıkmasını eski okuyucuları olumlu buluyor, ama tüketim toplumu ve televizyon karşısında büyüyen çocukların dergiye ilgi göstereceğinden emin değiller. D Emre Kongar Mehmet Barlas. Kongar: Sayın Barlas, her zamanki gibi demagoji yapmayın. Ben kontrol edilememesine aymazlık diyorum, fabrikanın nerede kurulduğu önemli değil. İsterlerse denizin ortasına kursunlar. Barlas: Bu konudaki bilgim Sir W. Firework’ün 1853 tarihli kitabıyla sınırlı. Orada yazdığına göre deniz ortasında havai fişek fabrikası kurulamıyormuş, nemden ötürü. Aslında ben havai fişeğe harcanan paraya acıyorum. Evim boğazı görüyor; yaz boyunca her gece bir düğünde havai fişek atılıyor. Sizin eviniz de boğazı görüyor mu Sayın Kongar? Kongar: Hangi dürüst öğretim üyesi kazandığı parayla boğaz kıyısında ev alabilmiş ki? Barlas: Neyse konumuza gelelim. Türban demiştik. Kongar: Efendim, bakın size AKP’nin türban konusunu gündeme getirdiğini anlatayım: Ekonomideki kötü gidişi unutturmak istiyorlar. Barlas: Sayın Kongar … Kongar: Sözümü kesecekseniz hiç başlamayım. Barlas: Ama efendim, on dakikadır konuşuyorsunuz; benim de söylemek istediklerim var. Kongar: Buyurun söyleyin. Barlas: Önce siz bitirin . Kongar: Önemli değil. Sonra söylerim. Madem sözümü kesecek kadar önemli söyleyecekleriniz, buyurun. Barlas: Öyle küsmeyin Sayın Kongar. Zaten çok kısa konuşacağım. Türban kelimesinin kaynağını inceledim: Türban kelimesi tür ve ban hecelerinden oluşuyor. Bildiğiniz gibi tür, cins demektir. Ban ise İngilizce’de yasak demek. Yani türban, cinslerin yasaklanması oluyor ve AKP’nin yapmak istediği bundan ibarettir. Kongar: Beni güldürmeyin Sayın Barlas.. Neyse süremiz doldu; size yarın cevap veririm. Buyurun programı kapatın efendim. Barlas: Ben açmıştım, siz kapatın. Kongar: Hayır ben açarken siz söze girmiştiniz, ben de açışı size bırakmıştım. Lütfen kapatın şu programı. Barlas: Ölürüm de kapatmam Sayın Kongar. Kongar: Ben de kapatmam. Gerekirse sabaha kadar burada otururuz. Barlas: Otururuz! DOĞAN KARDEŞ’İ OKUYANLAR... Hakan Çelik (47/Karikatürcü) O zamanlar haftalık bir dergi olan Doğan Kardeş’i tabağıma tozşeker ekilmiş yağlı ekmekleri doldurup saatlerce okurdum. Eski sayılar elime geçince de o tadı tekrar duyumsadım. Aynı sıcaklığı logoda görüyorum, ama bugünkü dergi başka bir şey. Benim dönemim 1968 yılları. Doğan Kardeş çocuk dergiciliğinde ilkti. Dönemin çocuklarının hemen hepsi Doğan Kardeş’i okumuştur. Ben karikatürü Doğan Kardeş’le sevdim. Orada gördüğüm çizgileri taklit etmeye çalışırdım. 16 yaşında iyiden iyiye meraklıyken karikatüre, Zır Zop Ali diye bir tip yarattım ve Doğan Kardeş’e götürdüm. Çok sevindiler. Hatta “Yıllarca Doğan Kardeş’i okumuş, artık o da çiziyor” şeklinde bir tanıtım eşliğinde arka sayfayı bana ayırdılar. Profesyonel olmasa da o hevesi ve merakı önemsediler ve hikâye epey bir süre yayımlandı. Dergi genel kültürü arttırıyordu, çünkü eğlencenin yanı sıra öğretici bilgiler de vardı. Mesela “garip ama gerçek” günümüz belgesellerine benzeyen bir köşeydi. Avustralya’daki yerlilerden bilmediğimiz kıtalardaki hayvanlara kadar birçok bilgi, çizim eşliğinde sunuluyordu. Bunlar da tamamen hayal gücünü etkiliyor, özellikle de daha geniş düşünmeyi sağlıyor. Etkileniyor ve bir şeyler yapmak istiyorsunuz. Aynısını istemediğiniz için de düşünüyor, ufkunuzu genişletiyorsunuz ister istemez. Çocukluğumda şimdiki imkânlar olsa yine Doğan Kardeş okur muydum, bilmiyorum, ama bugün de piyasada çocuk dergisi eksikliği var. Laf aramızda, yeniden Doğan Kardeş’te çizme girişimleri yapmayı planlıyorum... Sanem Uluhan (26/Öğrenci) Doğan Kardeş’i bana ilk babam getirdi. İlkokula başladıktan sonra üç ya da dört yıl boyunca kalmazdı. Bu öyle bir dünyaydı ki, türlü bilgileri Doğan Kardeş’ten aldığımı hatırlıyorum. Örneğin; en arkadaki bilmece bulmacaları bir an evvel ezberlemeye çalışıp arkadaşlarımıza hava atardık... Ateş topu, flash gordon gibi süper hikâyeleri vardı. Scrabble bile o zaman “dilmece” adı ile öğretilmişti bize. Zamanında buram buram kalite kokan bu dergiye çocuk dergisi demek ayıp olur. En önemlisi de Doğan Kardeş dergisi bizim çocukluğumuzun şimdikilerden kat kat güzel olduğunun ispatıdır. Ufuk Tanışan (25/Gazeteci) Çok küçük yaşlardan itibaren derginin abonesiydim. Sanırım üç ya da dört yaşımdayken okumaya başladım. İlk olarak doğum günümde hediye olarak getirilmişti. Özellikle genel kültürümün gelişmesinde çok önemli katkıları oldu. Bir gazeteci kartı veriyorlardı. Onu da uzun süre sakladım. O kartın gazetecilik yapmamda da önemli etkisi vardır. Derginin yeniden çıkması tabii ki çok güzel ama benim çocukluğumda şimdiki kadar alternatifimiz yoktu. Şimdiki çocukları da suçlamanın anlamı yok. O dönem internet ve televizyon böyle gelişmiş olsa ben de Doğan Kardeş’e o kadar ilgi göstermezdim. Edibe Buğra (52/Kütüphaneci) Üzerinden neredeyse kırk yıl geçti. Benim kuşağım tüketim toplumu değildi. O yüzden çok fazla seçeneğimiz de yoktu. Ancak benim ailemde herkes okur yazardı. Bu yüzden Doğan Kardeş yanında birçok kitap okuma şansım da oldu. Doğan Kardeş’in hayal gücüm ve genel kültürüm üzerinde etkisi önemlidir. Derginin yeniden yayımlanması çok güzel, ama o dönemki etkiyi yaratacağını sanmıyorum. Çünkü şimdi çocukların önünde çok fazla seçenek var. Bizim zamanımızda televizyon yoktu, o yüzden bu tip dergiler çok kıymetliydi. aboneliğim devam etti. Doğan Kardeş’in içinde hikâyeler, hayvanlarla, doğayla ilgili bilgiler, kısaca hayatla ilgili şeyler vardı. Bazen de oyuncaklar, yapbozlar, zekâ geliştirici hediyeler verilirdi. Doğan Kardeş benim çocukluğumun asla unutamayacağım deneyimleri arasında yer alıyor, çünkü çocuklar arasındaki ortak dili temsil ediyordu. Eğer yeniden yayımlanacaksa buna gerçekten çok sevinirim. Yeğenimin de benim gibi bu dergiyle büyümesini çok isterim. Ancak derginin bu yeni hali çocukluğumdaki samimiyetten uzak. Leyla Dedebek (33/Öğretmen) Okula başladığım dönemlerdeki en büyük heyecanım ablamların ellerinden düşürmediği “Doğan Kardeş” dergisini bir an evvel okuyabilmekti. Ablamların arkadaşlarına gittiğimizde çoğu ciltlettikleri dergilerini göğüsleri kabarmış bir biçimde sergilemekten geri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle