29 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

R PAZAR 12 14/2/08 16:27 Page 1 PAZAR EKİ 12 CMYK 12 Fotoğraflarla huzur... İyi fotoğraf çekmenin yalnız iyi bir tekniğe sahip olmaktan geçmediğini, İzmir Kemal Tarım Dinlenme Evi’ndeki sergi çok iyi anlatıyor. JTI Türkiye Fotoğraf Kulübü mensupları, ilk projelerinde, dinlenme evi sakinlerinin fotoğraflarını çektiler. Ortaya çıkan işler, iki farklı kuşağın, karşısındakini anlamak için gösterdiği çabayı gözler önüne serdi. Huzurevinin eski bir sakini piyano çalarken objektiflere gülümsüyor. Sadri Tunay’ın huzurevine yerleşmesinin sebebi 55 yıllık eşini kaybetmesi... Tunay hâlâ rehberlik yapıyor. Huzurevi sakinleri alışık olmadıkları bu hareketlilikten dolayı hem bir telaş hem de mutluluk yaşıyorlar. Deniz Ülkütekin S abahın erken saatleri… İzmir’de, Doktor Kemal Tarım Dinlenme Evi’nin bahçesindeyim. O anda başka bir yerde bulunmak ister miydim, bilmiyorum. İzmir’de havanın bu kadar soğuk olabileceğini de tahmin etmezdim, doğrusu. Binanın önü süslenmiş, çünkü, JTI Türkiye sponsorluğunda yapılan yenileme çalışmaları ve yine aynı kurum bünyesinde açılan fotoğraf sergisinin açılış töreni var. İçerisi de rengârenk. Huzurevinin sakinleri de alışık olmadıkları bu hareketlilikten dolayı hem bir telaş hem de mutluluk yaşıyorlar. Yenileme çalışmaları geçen yaz başlamış ve sonuçta Sergideki en güzel kadınlardan biri Hatice Konuralp. Doktor Kemal Tarım Dinlenme Evi, eskisinden çok daha güzel bir hale gelmiş. Ancak burada bulunmamın asıl nedeni fotoğraf sergisi. Şirket bünyesinde kurulan fotoğraf kulübündeki amatör fotoğrafçılar, huzurevinde yaşayanların fotoğraflarını çekerek bir sergide toplamışlar. Açılış töreninden sonra sıra huzurevi sakinleri ve fotoğrafçılarla görüşmeye geliyor. Önce fotoğraf kulübünden Avni Çengel, Ahmet Şahinoğlu, Yeşim Özüdoğru Çıdamlı ve Serhat Ali Korkmaz’la konuşuyorum. Bu, onların ilk projeleri. İşin başında çekinceleri olup olmadığını sorduğumda çok içten yanıtlar veriyorlar, tedirginliklerinin huzurevi sakinleriyle diyalog kurmaya başladıktan sonra geçtiğini ve ancak bundan sonra işe duygularını katarak, iyi fotoğraflar çekebildiklerini belirtiyorlar. Başta sırf fotoğraf çekmeye odaklansalar da sonradan kendi hayatlarında da önemli değişimler yaşamışlar. İlerleyen günlerde ailesiyle birlikte huzurevini ziyarete gelenler de olmuş. Teknik olarak iyi olan işlerin, sergideki en iyi işler olmadığını görmüşler. Avni Çengel, yaşadıkları değişimi, “Bizim başlangıçtaki tek amacımız fotoğraf çekmekti. Sonra bir şey almak için bir şeyler vermemiz gerektiğini fark ettik. Fotoğrafını çektiğimiz insanlardan birkaçını kaybettiğimizi öğrendiğimizde de çok üzüldük. Burada bir hüzün var. Hayatın kısa olduğunu fark ettiğimizde ona daha fazla sarıldık. Abdülkadir Amca ‘burada hepimiz kurbanlık koyunlar gibiyiz sıramızı bekliyoruz’ dedi. Bu bizi daha baştan çok etkiledi,” sözleriyle özetliyor. Binanın sakinleriyle görüşme öncesinde, fotoğrafçıların yaşadığı tedirginliği ben de yaşadım. Ancak konuşmaya başladıktan sonra tedirginliğim geçti. Çünkü anlatacak çok şeyleri vardı. Huzurevi denildiğinde son derece sakin bir yaşam ve dinginlik geliyor insanın aklına, ama dinlediklerimden sonra hiç de öyle olmadığını gördüm. Kemal Tarım Dinlenme Evi’nin en neşeli isimlerinden Abdülkadir Akkıyal, serginin kendisini ihya ettiğini ve yaşama daha fazla tutunduğunu söylüyor. Gerçi ilerlemiş yaşına karşın enerjisi ve neşesiyle böyle bir motivasyona ihtiyacı yok gibi. “Bazı insanlar buraya ölümü beklemeye geliyor” derken kendisini en çok mutlu eden şey gençlerle birlikte vakit geçirmek olduğunu da ele veriyor. “Buraya gelen kişinin ailesi bir hafta, on gün alıştırmak için burada kalır. Sonra haftada bir, ayda bir, bayramdan bayrama. Sonrasında gelen giden olmaz. Bir telefon, gelin cenazenizi alın. Olay böyle biter burada, burası son duraktır” sözleriyle başlıyor Sadri Tunay konuşmamıza. Ancak kendisinin böyle bir derdi yokmuş, çünkü istediği zaman çıkıp ahbaplarıyla sohbet ettiğini söylüyor. Huzurevine yerleşmesinin sebebi ise 55 yıllık eşini kaybetmesi. Tunay, uzun süre yaptığı rehberlik mesleğini hâlâ sürdürüyor. Sergideki en güzel kadınlardan Hatice Konuralp heyecanlı. “Altı yıldır buradayım” diyor “iki üç ahbabım var, bütün gün konuşuyor, akşamı ediyoruz” diyor. Yaşam koşullarının çok iyi Kemal Tarım Dinlenme Evi’nin en neşeli isimlerinden Abdülkadir Akkıyal... olduğunu ve artık dinlendiğini söylüyor. Bülent Öztosun PROJENİN MİMARLARI... 1946’dan 52’ye kadar Karşıyaka takımının kalesini korumuş. Futbolu bıraktıktan sonra Kütahya’da mali müşavirlik bürosu açmış, 1978’de İzmir’e dönmüş. Elbette anlattığı hikâye de Hasan Süel/JTI Türkiye Kurumsal İşler Direktörü futbolla ilgili: “Bizim zamanımızda seyirciler çok taşkınlık Toplumun ihtiyaç duyduğu hizmetlerin önceliğine göre yapamazdı. Acil Servis diye bir yer vardı. Olay çıkaranı oraya hareket etmeye çalışıyoruz. Fotoğraf Kulübü bu götürüp elbisesini çıkarırlar, üzerinde suçlu yazan bir tulum çalışmalardan biri. Yaşlılık döneminin hassasiyeti göz giydirirler, oturduğu yerdeki karakola gidip elbisesini önünde bulundurulduğunda, huzurevlerinin alabileceğini söylerlerdi. Oraya gittiğinde de elbiselerinin, standartlarının yüksek olması bir gereklilik. Biz de bu sözgelimi Karşıyaka Karakolu’na gönderildiğini söyleyip bir anlamda standardı yükseltmek istedik. Bu bizim için itibar İzmir turu attırırlardı.” işi. Taşın üstüne bir taş daha koymak istiyoruz. Bir gün Huzurevi’nin müdürü Ömer Mançe, olsun bile sigaranın belli ki sakinlerin hepsinin sevgi ve kötü imajını düzeltelim güvenini kazanmış, hakkında diye düşünmedik. söylenenlerin hepsi olumlu ve sıcak. Bu sevgiyi kazanmasının sırrını “Ayağa Mutlu Irkılata/JTI kalkamayan insanların hizasına eğilerek Türkiye İletişim konuşurum” diye özetliyor “hal hatır Müdürü İlk başta ihtiyaçları sorarım, sorunlarını gidermeye çalışırım. tespit edip Başka da yaptığım bir şey yok”. karşılayabileceğimizi Mançe’nin de yaşı az değil ama huzurevi görmek lazımdı. Bu sakinlerinden birçoğuna abi ya da abla çerçevede huzur diye hitap ediyor. Huzurevindeki hayatı evlerini ziyaret ettim. “Hatırlanmak onlar için çok önemli. Bülent Öztosun (solda) ve Mutlu Irkılata... İhtiyaçlara cevap Bazıları ketum, az konuşmayı yeğliyor. verebileceğimizi Bazıları da çok açık kalpli. Yaşlılar ve görünce projeyi başlattık. Her şey eskiydi. Yenileme gençler arasındaki fark tekrarlar. Yaşlılar, birbirlerine hep bitince herkes rahat etti. Odaları istedikleri renklere aynı hikâyeleri anlatırlar. Dinleyenler de yeni kayıt boyadık. Umarım bu küçük adımlar büyük adımlara yapmadıkları için sıkılmadan dinlerler.” Serginin huzur evi hizmet eder. sakinlerini motive ettiğini düşünüyor Mançe, “Gençlerle birlikte kendi yakınlarını görür gibi oldular”. SELÇUK ERDOĞ SERGİSİ Yaşamı resmetmek elçuk Erdoğ ilk kişisel sergisini, Tiyatro Z’de açtı. Erdoğ resimlerinde günlük yaşamdan kesitlere yer veriyor. Kepengi indirilmiş bir dükkân önünde oturmuş insanlara, park etmiş bir kamyona... Sanatçı, 1978 İstanbul doğumlu. 2000 yılında girdiği Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde resim öğrenimi görüyor. Hamit İbrahimiye Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi ve İş Eğitim Merkezi’nde de resim öğretmenliği yapıyor. Selçuk Erdoğ’un resimleri, 3 Mart’a kadar Tiyatro Z Galeri’de gezilebilir. S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle