Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
R PAZAR 12 19/7/07 15:29 Page 1 PAZAR EKİ 12 CMYK Yetkin bir bağımsız Aslı Selçuk A merika’da 1950’lerde Marlon Brando’yla birlikte yeni bir oyuncu kuşağı yaratmıştı, Montgomery Clift. Bu kuşak daha doğal oynuyordu ve daha bağımsız bir tutum izliyordu. Bu da Hollywood’un yıldız yaratma düzenini altüst edivermişti. Kendini stüdyoların starlık taktiklerinin uzağında tutan, rollerini isteğine göre seçen, uzun süreli anlaşmalara imza atmayan yakışıklı, yetenekli Monty 1920’de Omaha’da bir bankacının oğlu olarak doğdu. Varsıl yaşama alışık annesi Ethel, Monty doğar doğmaz çocuklarıyla birlikte dünyayı görme hevesiyle Avrupa gezisine çıktı. Bu köksüzleşmeden gergin, duyarlı Monty ilk yıllarını Fransa’nın, Almanya’nın, İsveç’in lüks ortamlarında geçirdi, eskrim, tenis, müzik canlandıran Monty için Marilyn Monroe “Benden daha kötü durumda olan tek kişi” yorumunu yapmıştı. Clift’in oyun gücüne hayran kalan John Huston onu Freud’da (1962) oynattı. Monty’nin çökertici yaşam biçimi sağlığını etkiliyor, bazen sete gelemiyor ya da geç kalıyordu. Setine gidemediği şirketlerden biri, Universal oyuncuyu bütçeyi aşmasına neden olduğu gerekçesiyle mahkemeye verdi. Ama Monty Freud’da olağanüstü bir yorum sundu, filmin gişe başarısı Clift’in kazancı oldu. “Başarısızlıkla sefalet sanatçının yaratıcı enerjisinin kaynaklarıdır. Olumsuzluğa, ölüme ne ölçüde yaklaşırsak o kadar gelişiriz” diyordu Montgomery Clift. Katarakt ameliyatı olduktan, son sevgilisince terk edildikten sonra yine evine kapandı. Elizabeth Taylor ısrarla ona “Altın Gözde Yansımalar”da bir rol ayarladı. Hem ona teşekkür etmek hem de Hollywood’a bitmediğini göstermek için rolü kabul 1940’ların tutucu Amerikasında hem görünür olmak, hem de cinsel kimliğini gizlemek ağır işti. Montgomery Clift, bununla baş etmeye çalışırken bir trafik kazasında yüzü parçalandı. İnsanlardan kaçmaya başladı. Vahşi Nehir’in etkileyici oyuncusu 41 yıl önce bugün öldü. Elizabeth Taylor, M. Clift, Shelley Winters (İnsanlık Suçu). dersleri aldı. Annesi onu arasız şımarttı. 1929 ekonomik krizi Monty’nin babasını da etkileyince Ethel çocuklarıyla birlikte ABD’ye döndü. On üçünde Broadway’de sahneye çıkan Montgomery Clift, Hollywood’a geçmeden on yıl süresince sahnelerde başarılı performanslar sergiledi. Oyuncu arkadaşı Geraldine Kay onun için “Her şeyi bir sünger gibi emerdi. Devam etseydi çok parlak bir sahne yaşamı olacaktı. Çekiciliği dayanılmazdı” demişti. Çocukluk arkadaşı Ned Smith ise ne denli duyarlı olduğuna değiniyordu: “Okumayı ve tiyatroyu çok severdi. Öte yandan daha erkeksi olup spor yapmayı isterdi. Yıllar boyunca ondan bir erkek yapmaya çalıştım, ama kişiliğinin öbür yanı hep ağır bastı.” 1940’ların tutucu, ikiyüzlü Amerika’sında ilk cinsel deneyimlerini yirmi yaşında yaşayan Monty eşcinselliğin işinde büyük bir engel olduğunun ayrımındaydı, ama sert bir ahlak anlayışına sahip olsa da bu eğilimini saklayacak bir yapıda değildi, eşcinselliğini örtmek ona hep acı verdi. Monty sinemadan önce tiyatroda yerini sağlamlaştırdı. Profesyonelliği ve oyun gücü Hollywood’a dek ulaştı, Howard Hawks ona Red River’da (Kanlı Nehir/1946) rol verdi. Clift’in eşcinselliğinden aşırı tedirgin olan tutucu, bağnaz John Wayne sette ondan uzak durdu. Monty kovboy rolünde çok başarılıydı. Actor’s Studio’ya da (1947) giden oyuncuya A Place in the Sun’ın (İnsanlık Suçu/1951) çekiminde bir rol arkadaşı âşık oldu. Bu, 17 yaşındaki Elizabeth Taylor’dı. Ondan aldığı tutkulu aşk mektuplarını o yıllardaki sevgilisine okuyan Monty, Elizabeth’le ömür boyu sürecek bir dostluk kurdu. Aralarındaki özel ilişki filmin aşk sahnelerine yansıdı, sinemadaki romantizme yeni bir boyut getirdi. Gittikçe bağımsızlaşan, kendi özel dünyasına çekilen oyuncu Sunset Bulvarı, Rıhtımlar Üzerinde, Cennetin Doğusu gibi önemli projeleri geri çevirdi. Giderek içine kapandı ve tiyatroya döndü. Yanlış oyun seçimleri onu içkiye, ağrı kesicilere yöneltti. Raintree Country’nin (1956) çekiminde Elizabeth Taylor’ın verdiği parti çıkışında arabasıyla bir telefon direğine çarpan, ölümden dönen Clift’in yüzü parçalandı, aktör ağır bir estetik operasyon geçirdi. Yeni yüzü en usta cerrahların elinden çıktı, ama çirkinleştiğini düşünen Monty insanlardan kaçmaya, saklanmaya başladı. Acılarını dindirmek için bolca ilaç aldı, içki içti. O kadar çok içiyordu ki günde ancak iki saat çalışabiliyordu. Wild River’da (Vahşi Nehir/1960) oyuncu Lee Remick, Clift’i zayıf, kemikli, kırılgan bir kuşa benzetmişti. The Misfits’de (Uygunsuzlar/1961) yorgun bir kovboyu M. Clift, Marlon Brando, Dean Martin (Genç Aslanlar). etti, ama aşırı yorgun kalbi daha fazla dayanamadı, 22 Temmuz 1966’da kalp krizinden yaşamını yitirdiğinde henüz 46 yaşındaydı. I Confess (İtiraf Ediyorum/1952), From Here to Eternity (İnsanlar Yaşadıkça/1953), Stazione Termini (1954), Suddenly Last Summer (Geçen Yaz Birdenbire/1959) gibi önemli yapımlarda oynayan, anlamlı yeşil gözleriyle, incinebilir, çekici görüntüsüyle, kararsız cinselliğiyle Montgomery Clift, duyarlı yalnız adamları, idealistleri Hollywood’da ender görülen çağdaş bir psikolojik boyut katarak yetkinlikle canlandırmıştı. Renklendirme: Eylem Zor