22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

R PAZAR 2 13/12/07 14:45 Page 1 PAZAR EKİ 2 CMYK 2 16 ARALIK 2007 / SAYI 1134 Seks: Ciddiye al, hafif yaşa... Türkiye’de adı pek bilinmiyor, ama İv Psalti Avrupa’da tanınan bir seksolog. Konferanslar veriyor, röportajcılar kapısını aşındırıyor, o ısrarla kadınların cinsel iştahlarının olmamasından dem vuruyor. Cinsel sorunların aşılmasında sorumluluğu kadına yüklüyor, kadını bedenini tanımaya çağırıyor. “Migren mi, Kocaman Bir Sarılma mı?” adlı, henüz Türkçeye çevrilmeyen kitabı kapışılan Psalti, kavgasız bir dünyanın yolunun bile sağlıklı cinsellikten geçtiğine inanıyor… Çimen Turunç Baturalp itabın Adı “Migren mi, Kocaman bir Sarılma mı?”, cinsellikle ilgili olduğu kapağındaki sempatik uçuç böceklerinin hallerinden belli. Biri bir aspirini seçmiş, diğeri sevişmeyi… Kitabın kapağı kadar arka yüzü de ilginç bir şey söylüyor. Bir seksolog olan kitabın yazarı, İv Psalti 1955’de İstanbul’da doğmuş. Bu aralar çok gündemde bir araştırmacı, hem de bizim Levantenlerimizden. Birçok ülkede konferanslar veriyor, röportajları yayınlanıyor. Kadıköy Saint Joseph K Lisesi mezunu. Soruları kusursuz bir Türkçeyle yanıtlıyor… Nasılsınız? Elhamdulillah iyiyim. (Gülüyorum) Benim aklıma gelmezdi “elhamdülillah” demek. Siz Türkiye’de yaşamıyorsunuz artık… Siz de yaşamıyorsunuz… Benim aklım İstanbul’da. Konuştukça anlıyorum ki aklı sadece İstanbul’da değil, İstanbul’un eski hayatında… Nişantaşı sokaklarında top peşinde geçen çocukluğundan, Moda’daki gençlik günlerinden söz ederken içi titriyor. Dedelerinden biri 1820 40 arası, Yunanistan’ı terk edip, İstanbul’a gelen Venedikli ailelerden. Osmanlı Bankası’nda müdürlük yapmış. Bir diğer dedesine konu komşu “Nemçe” derlermiş. Avusturya Macaristan’dan yola çıkmış, kendini Zonguldak madenlerinde bulmuş. Psalti 1975’e kadar Türkiye’de yaşamış, Türk olup olmadığını merak ediyorum… “Askerliğimi yapamadığım için Türk vatandaşlığından çıkarıldım ama Avrupa’da doğup büyümüş herhangi bir Türk’ten çok daha Türküm. Evde kendi aramızda Türkçe konuşuruz. Çocuklarım Türkçe bilir... ? ? ? EDİTÖR’DEN irbirlerini tanımıyorlardı. Değişik yollardan geldikleri bu şehirde, kalabalığın içinde dikkati çekmemek istiyorlardı, ama giyimleri ve renkleri kaybolup gitmelerine engel gibiydi. Korkuyu da yaratan işte buydu, ama öyle olmadı, kalabalıkta yutulup gittiler. Kalabalıktaki yüzleri değil, ama birbirlerini daha görür görmez tanıyorlardı, korkulu bakışları, ürkek hareketleri onları birbirlerine ispiyonluyordu… Temkini elden bırakıp yan yana gelseler, bir eylemci grup, bir turist kafilesi ya da bir fabrika dolusu işçi olarak tanımlanabilirlerdi, ama tekneye kadar hep ayrı, küçük gruplar halinde dolaştılar. Polisin takibinden korunmak için taksilerle, otobüslerle aştılar bir, bir buçuk saatlik yolu, kendilerine verilen adrese, boş araziye ulaştılar… Sonrası malum… Tekneyle denize açıldılar, lodosla devrildiler ve deniz günlerce ölü kustu… Toplam kaç kişiydiler bilinmiyor, kimi 65 diyor, kimi 85. Onlara dair bütün bilgiler birer sanı, Filistinli de olabilirler, Somalili de, Iraklı, Moritanyalı, Suriyeli de, çünkü kimlikleri yok. Kesin olan tek bilgi, başka bir hayata doğru yola çıktıkları. Yunanistan üzerinden Avrupa’ya geçecek, kendileri gibi mültecileri bulacak, bir süre kamplarda kalacak, oturma, çalışma izni alacak, sonra yakınlarını yanlarına getirecek ve hayatta kalmayı başaracaklardı… İhtimal, kendilerinden önce yola koyulup da hedefe ulaşamayanlardan, yollarda kalanlardan haberdardılar, yakınlarıyla vedalaşırken belirsizliğin sızısıyla bakıştılar, ama kalmakla gitmek arasında ufacık bir ayrımın olmadığı haritaların insanlarıydılar… Bu insan göçü yüzlerce yıl önce, maceraperestliğin ağır bastığı bir ruh haliyle Amerika’ya doğru yola koyulanlara hiç benzemiyor, artık keşfedilecek bir kıta, yeni bir dünya yok. Dünyanın yeni sahipleri için Seferihisar’da ölen sığınmacıların da bir önemi yok, açlar kalabalığından bir avuç daha eksildi o kadar… Esra Açıkgöz bu hafta, 1978 Kahramanmaraş katliamını hatırlattı, tanıklarla görüştü. Bu katliamın arkasından da bir göç yaşanmış, Alevi ve solcular arkalarında vahşice öldürülmüş onlarca kişiyi bırakıp başka kentlere doğru yola çıkmışlardı. Açıkgöz için ağır, yakıcı bir konuydu, daha düne kadar komşu, ahbap dediğin insanların katilin olabilme ihtimalinin bulantısını yaşadı… Kuşaktan kuşağa akan bir bulantı bu, üstelik dünya artık daha fazla insan kusuyor… İyi haftalar... Berat Günçıkan (bguncikan@yahoo.com) B Cumhuriyet DERGİ* İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Editör: Berat Günçıkan Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Güray Öz Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli/İstanbul (0212)343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Koordinatör: Neşe Yazıcı Reklam Müdürü: Dilşat Özkaya Rezervasyon: Mete Çolakoğlu (0212) 251 98 7475 / 343 72 74 Baskı: İhlas Gazetecilik AŞ 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna/ İstanbul (0212) 454 30 00 *Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. cumdergi@cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle