22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

R PAZAR 3 YENI 30/11/06 15:58 Page 1 PAZAR EKİ 3 CMYK 3 ARALIK 2006 / SAYI 1080 3 EDİTÖR’DEN Denizler TÜDAV’a emanet Şengül Durucu K aradeniz’in simgesi olan hamsi tükenme noktasında, kıyılarımız hızla kirleniyor ve daha da önemlisi bu konuda yapılan çalışmalar ve alınan önlemler yetersiz. Her yıl beş bin tanker, elli bini aşkın gemi, taşıdıkları petrol, LPG, tehlikeli ve zehirli kimyasal madde ile boğazlardan adeta bir saatli bomba gibi geçiyor. 1938’de Marmara Denizi’nden yani İstanbul’un ortasından geçen gemi sayısı 4500, bugün ise bu sayı 160 bin. Aradaki farka bakıldığında, Boğazlar ve denizlerle ilgili acilen bir şeyler yapılması gerektiği anlaşılıyor. Bu S.O.S çağrısını duyan bir grup bilim adamı, doğasever, deniz hukukçusu, akademisyen Peki ya denizlerdeki canlılar, onlar için ne yapılabilir? Bizim sloganımız “Sürdürülebilir Balıkçılık”. Denizlerden yararlanmak ve para kazanmak istiyorsak denizin temiz tutulması gerekiyor. 1997’den bu yana balıkçıları eğitiyor, sorumlu balıkçılık yapılmasını sağlıyoruz. Okullara gidiyor, çocuklarımıza denizlerimizle ilgili bilgiler veriyoruz. Ayrıca yaz okulumuz da var. Eğitim dışında projeler neler? Ölüdeniz Lagünü ve çevresinin korunması ve Gökçeada biyolojik çeşitlilik projemizi bitirdik. Karaya vuran deniz canlıları ve Gökçeada Deniz Parkı projemiz devam ediyor. Ayrıca Boğazlar Veri Bankası projemiz de sürekli yenileniyor. Boğazlarda olan kazalar, taşınan yükler, geçen gemiler, avlanan balık miktarı gibi bilgiler güncelleniyor. Veri Bankası’na katkısı olacak Rus Denizcilik Arşivi’ni P Tükenen balıklar, deniz kazaları, deprem riski… TÜDAV, yani Türk Deniz Araştırmaları Vakfı, denizler ve Boğazlarda yaşanan sorunları gündeme taşıyor. Projeler üretiyor, yetkilileri uyarıyor. Marmara Denizi’nde önceliği depreme verse de, 2003 tarihli “Acil Müdahale Yasası”nda da onların imzası var… ve balıkçı 1996 yılında kurdukları TÜDAV’la (Türk Deniz Araştırmaları Vakfı) tam on yıldır gönüllü olarak Türkiye ve denizleri için çalışıyor. Bir sivil toplum kuruluşu olan TÜDAV’ın on yıl başkanlığını yapan, kurucusu, İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Öztürk denizlerimizi ve sorunlarını anlattı. Türkiye’de deniz araştırmaları, dünyadaki denize kıyısı olan ülkelere göre ne durumda? Çok yavaş ve zor gidiyor. Türkiye’de deniz araştırmalarına ayrılan para, yılda, orta sınıf bir yatın yıllık bakım parası kadar, yani on milyon dolar bile değil. Denizlerle ilgili neler yapılması gerekiyor? Özellikle Marmara’da kirlilikten ve kazalardan daha öncelikli bir tehlike var, deprem. Marmara Denizi merkezli bir depremin olabildiğince az hasarlı atlatılmasıyla ilgili planlama, ancak Marmara’daki jeolojik ve jeofizik durumun anlaşılmasıyla yapılabilir. Deniz jeolojisi ve jeofiziği uzmanlarının yetişmesi, bu tür araştırmaların desteklenmesi, en önemlisi Ankara’ya bu konuda baskı yapılması veTürkiye’nin Boğazlar politikasını yeniden belirlemesi gerekiyor. Bayram Öztürk. de ülkemize getirdik. Çarlık Rusyası’ ndan bu yana oluşturulmuş bu arşivden yararlanıyoruz. Bu projelerinizi devlet destekliyor mu? Hayır, ama talep de etmedik. Devlete bağımlı bir kurum olmak istemiyoruz. Değişen yönetim politikalarına tabi olmak, bilimsel çalışmalarımızı kısıtlar. Akademik ve entelektüel çalışmalar yapan bir thingtank kurumuyuz. Boğazlardaki kazalar da projelerinize dahil mi? Evet. 1998’de çok başarılı bir çalışma yaptık. Artık, iki yüz metreden uzun olan gemilerden seyir planları isteniyor, Boğaz tek yönlü veya çift yönlü olarak trafiğe kapatılıyor ya da gerekirse konvoy oluşturuluyor. Kaza durumunda acil eylem planımız var mı? Çevre Bakanlığı’na, Denizcilik Müsteşarlığı’na baskıda bulunduk ve “Acil Müdahale Yasası” 2003’te çıktı. Bu yasada, kaza durumunda kim, neye, nasıl müdahale edecek, hangi kurumda ne kadar teknik ekip ve ekipman olması gerekiyor, hepsi belirtildi ve gerekli işbölümü yapıldı. apa geldi ve gitti geçen hafta. Potansiyel şüpheliydik hepimiz; gündelik hayatın akışı değişti, caddeler, sokaklar, otobüsler elimizden alındı. Daha gelmeden ne kadar “hoşgörülü” bir toplum olduğumuz, Papa’yı nasıl Türk konukseverliğine uygun ağırlayacağımız hatırlatıldı ki el ve çeneler tutulabilsin… Tutuldu da… Sonuç: Yeni bir haçlı seferinin önü kesildi, dinler savaşı şimdilik ertelendi! Oysa sadece cepheye sürülenler dinleri için savaştıklarına inandılar, tarih onları değil, savaşın sonuçlarını yazdı, değişen sınırları, batan ya da yükselen sistemleri, paranın ve malın el değiştirmesini… Açıkçası bu ziyarette beni en çok etkileyen, Meryemana Kilisesi’nden çıkışta, bir rahibenin bir yandan Papa’nın elini öperken, diğer yandan dijital makinesiyle fotoğraf çekme becerisi oldu… İnancın görülen yüzü, görülmeyen yüzünden daha “hileli” anlaşılan, “en inanan” için bile andan ötesi yok! Papa gittiğine göre artık “iç” dertlere bakabiliriz… Avrupa Komisyonu’nun tam üyelik müzakerelerinin sekiz başlığının dondurulmasına, Acarkent’te kimin kaç evi olduğuna, siteye dikilen iki kaçak gökdelene kimin, nasıl izin verdiğine, 2008’de uygulamaya sokulması öngörülen, çok çocuklu aileyi vergiden muaf tutan yasanın kimlere, neden göz kırptığına, her gün bir çocuğun ya da kadının cinsel tacize uğramasına, karısını mal anlaşmazlığı yüzünden öldüren adamın, bir çırpıda ağız değiştirip “Aldatıyordu, doğradım” demesine yol açan “namus” aklayıcı maddeye, Papa’nın gözünden sakladığımız yoksulluğa dokunabiliriz artık… Papa’dan boşalan yerlerden birini, Taksim’i kolay kolay dokunmadıklarımız, görmediklerimiz dolduracak bugün. Dünya Engelliler Günü’nde engelliler kentin kendilerine kapalı yollarını, hayatın dışında bırakıldıkları alanları anımsatacaklar. Esra Açıkgöz’ün haberi Türkiye’de resmi rakamlara göre sekiz, tahmini ise 12 milyon engelli olduğunu gösteriyor. Bu rakam nüfusun yüzde 17’sini oluşturuyor. Neredeler mi? Evde… Kendilerine “sağlam” denilenler kenara çekilmedikçe, devlet yurttaşları arasında bir ayrım yapamayacağını öğrenmedikçe de dışarı çıkamayacaklar. Hızınızı biraz kesmeniz, hem onlara yer açar, hem de sizin seyrinizin ne yöne olduğunu düşünmenizi sağlamaz mı? İyi haftalar... Berat Günçıkan bguncikan@yahoo.com Cumhuriyet DERGİ* İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Editör: Berat Günçıkan Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Güray Öz Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli/İstanbul (0212)343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Koordinatör: Neşe Yazıcı Reklam Müdürü: Dilşat Özkaya Rezervasyon: Mete Çolakoğlu / Mustafa Doğan (0212) 251 98 7475 / 343 72 74 Baskı: İhlas Gazetecilik AŞ 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna/ İstanbul (0212) 454 30 00 *Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. cumdergi@cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle