02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

PAZAR EKİ 2 CMYK 2 12 KASIM 2006 / SAYI 1077 Hayat, büyük bir satranç tahtası... Klasik müzik dinliyor, romanları hayatı anlamanın kolay yollarından biri olarak görüyor, düzenli jimnastik yapıyor, hafif ağırlık çalışıyor, büyük sözler kurmuyor, ama büyük ve geniş düşünüyor. Elbette Garry Kasparov’dan söz ediyoruz. Satranç Dünya Eski Şampiyonu Kasparov, İstanbul’da kısa bir süre soluklandı... Kitabı “Benim Ustalarım”ı imzaladı, satrancı ve hayatı anlattı… Fotoğraf: Vedat Arık H. Sertaç Dalkıran stilleri tanıttı, nasıl çalışılması, hazırlanılması gerektiğini gösterdi. Bunları bir bütün olarak görüyorum. Peki, o halde sorumu değiştirerek sorayım. 10 yaşında idolünüz kimdi? Alekhine’di. Onun sitili beni derinden etkiKasparov TSF müzesindeki fotoğrafta kendisini çocukluğunda dedesi ile lemişti. O dönemlerdeki oyunlarımda onun etoynarken görünce şaşırdı, fotoğrafın nasıl ellerine geçtiğini sordu. Bu kilerini görebilirsiniz. 18 yaşına geldiğimde olfotoğraf daha önce hiçbir yerde yayımlanmamıştı. Öykü anlatıldı: Annesi dukça güçlü bir oyuncu olmuştum. Tüm sitilfotoğrafı eski TSF başkanı Jirajr Çakır’a vermiş, Çakır da arşivini leri daha yakından incelemeye başladım. Teen Dalkıran’a verirken fotoğrafı da hediye etmişti. Kasparov, fotoğrafın ager’lara önerim, tüm stilleri incelemeleri. Ben altında yazan dedesinin ismini “shagen” olarak düzeltti. 15 yaşında profesyonel satranca başladım ve bunları yaptım. Bir dergide maçtan önce jimnastik yaptığınızı gördüm. Eğer siz bir gazeteci olsa idiniz Kasparov’dan ne öğrenmek Elbette maçtan önce değil, ama zinde kalmak için düzenli jimister ve sorardınız? nastik yapar ve hafif ağırlık çalışırım. Fiziki güç ve dinamizm oyuBen gazeteci değilim. Ama gazete ve TV muhabirlerinden binunuzu olumlu yönde etkiler. Direnç sağlar. Body ve jimnastik risi olsa idim herhalde satrancın hayat olan ilişkisini öğrenmek çalışmak kişinin özgüveninin gelişmesini sağlar. Gençlere jimnasisterdim. Hayat büyük bir satranç tahtası, satrancın ve hayatın tik salonlarında çalışma yapmalarını öneririm. Fırsat buldukça yüzkuralları var. Onları doğru analizleyip, hata yapmamak için doğme yaparım. ru düşünmeye çalışırsınız, plan yaparsınız. Burada müthiş bir yakınlık söz konusu… MOZART, CHOPEN, BEETHOVEN... FIDE başkanlık seçim sistemi üzerinde ne düşünüyorsunuz, gelecekte FIDE başkanı olmayı düşünür müsünüz? Ne tür sporları izlemeyi seversiniz, favori bir takımınız var 20 yıldan beri FIDE’nin bugünkü başkanlık seçim sistemine ve mı? yönetim şekline karşıyım. Son derece demode ve doğru değil. Yüksek seviyede ve performans gerektiren takım sporlarını Bu model Sovyet döneminden kalma bir sistem ve pek çok saseverim. Basketbol, buz hokeyi, futbol gibi. Ancak şu anda Rus kıncası var. Hiçbir zaman FIDE başkanlığı yönünde planım olmafutbolunu pek seyretmiyorum. Bazı Avrupa maçlarını izliyorum. dı ve düşünmüyorum. Satrancın tanıtılması yönünde uğraşılarımSpartak’ı tutuyordum, zaten oranın da oyuncusuydum, ama öydan büyük mutluluk duyuyorum. le fanatik olduğum söylenemez. Topalov ve Kramnik arasında geçen son dünya şampiyonNe tür müzik dinlemekten hoşlanırsınız? luğu maçı hakkında ne düşünüyorsunuz? Kesinlikle klasik müzik. Hemen hepsini dinlerim ama Mozart, Berbat! Skandal! Tuvalet olayı son derece berbat! New in Chopen ve Beethowen özellikle tercih ettiğim sanatçılar. Hele Chess’te bu konuda açıklamalarda bulundum. Sadece 5. oyun de Mozart! herhalde satranca benziyordu. En beğendiğiniz yazar kim? Yetişen genç “Büyük Ustalar” hakkında ne düşünüyorsuFırsat buldukça kitap okurum, insan hayatı kitaplarla daha konuz? lay öğreniyor. Pesimist yazarları sevmem, İngiliz yazarların kiRadjabov, Carlsen, Karjakin zirveyi zorlayacak oyuncular. Öntaplarını beğenerek okurum. Kişi kendisine yararlı olabilecek ve ceden bunların arasında Aronian’ı da düşünürdüm ancak şu angeliştirecek kitapları bulup okumalı. da değil. O çok rahat, bu da performansını olumsuz etkiliyor.? D ünya eski şampiyonu Garry Kasparov İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlanan “Benim Ustalarım/My Great Predecessors” kitabının ilk cildinin tanıtımını için İstanbul’daydı. Kasparov, beş cilt olarak tasarlanan “Benim Ustalarım”da 14 dünya şampiyonunu ve döneme damgasını vurmuş büyük satranç ustalarının yaşamlarını ve önemli oyunlarını, hem kendi yaşamıyla hem de dönemin siyasal ve toplumsal olaylarının psikolojik etkileriyle anlatıyor. İlk ciltte, Steinitz, Lasker, Capablanca ve Alekhine’den söz ediyor. Çoğu röportaj dışında kalan uzunca bir söyleşi yaptık Kasparov’la... İşte anlattıkları: Biz satranççılar sizi çok iyi tanıyoruz, ama genel okuyucu kitlesi merak edecektir, ne zaman satranca başladınız, nasıl dünya şampiyonu olmaya karar verdiniz? Ben çok şanslıydım, altı yaşında satranca başladım. Satrancın geleneksel olarak yaşadığı ortamlarda bulundum, iyi antrenörlerle çalıştım, iyi yarışmalara katıldım. O dönemlerde çok iyi satranç grupları ve okulları vardı, 10 yaşında Botwinnik Satranç Okulu’na gittim. Botwinnik’ten önemli bilgiler ve tavsiyeler aldım. Büyükbabam ve çevremdeki büyük ustalar bana yol gösterdi. Dünyanın gelmiş geçmiş en kuvvetli satranç oyuncusu olarak tanınıyorsunuz, sizce, sizin dışınızda en iyi kim? Bir dünya şampiyonunu diğerlerinden ayrı tutmayı doğru bulmuyorum ve hoşlanmıyorum. Özellikle kitabımı yazmaya başlayınca her büyük oyuncunun ve dünya şampiyonunun satrancın gelişmesinde önemli katkıları olduğunu gördüm. Şahsen dinamik sitilleri beğeniyorum. Oyun sitili açısından oyunlarımı Cabaplanca ve Alekhine’e benzetebilirim. Tal ve Fischer’den de çok hoşlanıyorum. Ancak bana satrancı Botwinnik öğretti, tüm Nezaket Ekici üç farklı performansla Kasa Galeri’de... ezaket Ekici yaşamını Berlin ve Stuttgart’ta sürdüren genç bir performans sanatçısı. Ekici, geçen yıl Proje 4L’de yer alan “Emotion in Motion” başlıklı performansta galeri mekânın her noktasına, mekân içerisindeki her nesneye kondurduğu öpücüklerle, geçen yaz da Sinop Bienali kapsamında Sinop Cezaevi’nde gerçekleştirdiği ilginç performansla adından söz ettirmişti. Birer boğum haline getirdiği saçlarını cezaevinin duvarlarına bağlayan Ekici, kadın mahkumların çilesini konu alan bu işin sonunda saçlarından kestiği bir parçayı cezaevine hatıra olarak bırakmıştı. Ekici şimdi de Sabancı Üniversitesi Kasa Galeri’de 30 Aralık’a kadar sürecek “Kendi Başkalığında” başlıklı performans/sergisiyle karşımıza çıkıyor. Galerinin üç farklı odasında üç gün boyunca canlı performans sunan Ekici’nin Nezaket Ekici. işleri 30 Aralık tarihine dek izlenebilecek. Doğduğu ve yaşadığı kültürlerin izlerini çalışmalarına taşıyan genç sanatçı işlerine sosyal, politik ve kültürel gündemi de yansıtıyor. 1970’li yıllarda Marina Abramovic, Rebecca Horn gibi kadın sanatçıların öncülüğünde ortaya çıkan, kadın sanatçının kendi gövdesini sanat yapıtı haline dönüştürmesi ekolünün günümüzdeki temsilcilerinden biri olarak sayabileceğimiz Nezaket Ekici’nin Yaşamı bedeniyle sorguluyor N performanslarının konuları, “Kuş Gribi Krizi”, “Gündüz Düşleri” ve “Anın Ruhu”. “Aslında tüm bu işlerde saklanmış duyguları ve korkularımızı ortaya çıkartmak istiyorum” diyor Ekici, “Şu anda dünyada çok sayıda savaş yaşanıyor. Şiddet, hayatın her alanında karşımıza çıkıyor. Hem bireysel hem de toplumsal anlamda müthiş bir yabancılaşma ile kuşatıldık. İşte bu ortamda aslında hepimiz bir şeylerden korkuyor ve kaçıyoruz. Ben tüm bu performanslarda hayatın içindeki gerçek anları gösteriyor ve hayatı olduğu gibi yansıtmaya çalışıyorum.” ? (Tel: 0212 292 49 39)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle