Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyel GRETA GARBO Şükran Yücel Sayfa S SUMRU YAVRUCUK Bengü Çetinkaya Sayfa 16 ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN Bu sese kulak verin CEMADRÎAN'ınadını duymayan kalmadı. Soprano, alto, bariton, tenor, bas seslerini •f çıkarabiliyor. Her enstrümana sesiyle hayat veriyor. Bu kadar erken yakaladığı şöhretten de pek korkusu yok. Tek isteği müzikle yaşamak. Sesini bir görüntüye vermek istiyor yadabirheykele... Ali Deniz Uslu H ayranları onun bu dünyadan olmadığına inanıyorlar, hatta onun bir melek olduğunu düşünüyorlar. Onu dinledikten sonra sesinin büyüsüne kapılmamanızın imkânı yok. Normalin üç katı uzunluktaki ses telleri ile soprano, alto, tenor, bariton, bas seslerini çıkarabilen 7 oktavlık bir ses perdesine sahip. Aynca duyduğu her enstrümana sesiyle hayat verebilıyor. Cem Adrian bu dünyada duyduğumuz tüm seslerin bir buluşma noktası. Trakya'dan çıkıp geldi ve şimdi "ben buradayım" diyor bizlere. Fazıl Say'ın keşfedip dünya müziğine sunduğu Cem Adrian ile yeni hayatını ve müziğini konuştuk... "Adrian" adı nereden geliyor? Doğum yerim Edirne'nin eski adı "Adrianopolis"tan geliyor. Müzik maceranız nasıl başladı? Yıllarca müzisyen olduğumu düşünüp, kendi kendime müzik besteleyip bunları kaydediyordum. O dönemde kendimi müzisyen ilan etmiştim. Tabii yalnızca yakın çevrem tarafından bilinen, söylenen şarkılarım vardı. Müzik eğitimi alamadığım için de sürekli kendi sesimi geliştirerek ve kendime ait bir tarz yaratarak müzik üretmeye çalışıyordum. Tüm bunları yaşarken Edime'deydim. Istanbul'a 2003'te geldim. Elimde sadece çalıştığım radyo istasyonunun imkânlarını kullanarak evde yaptığım kayıtlar var dı. IstanbuTda önce "Mistica" isimli grubu kurduk. Bu arada ben de geçinmek için parttime işlerde çalışmaya başladım. 2004 yılınm Eylül ayında da Fazıl Say ile tanıştım. Fazıl Say sizi nasıl keşfetti? Kayıtlarımın olduğu, ıçinde kendisinin söylemesini istediğim bir şarkı da bulunan bir CD'yi, çalıştığım kafeye gelen Demet Sağıroğlu'na vermiştim. Kısa bir süre sonra arayıp Fazıl Say'ın çok beğendiğini ve beni arayacağını iletti. Fazıl Say sesim kadar müziğimle de ilgilendi. "Ben Bu Şarkıyı Sana Yazdım"da iki oktavlık bir ses aralığı vardı, Say'ın müziğimle ilgilenmesine de bu neden olmuştu. Yetenekli olduğumu düşünüyordu. Sonra da benı Bılkent'e eğitime gönder di. Kasım ayında albüm için çalışmaya başladık. Ne harika ki orijinal kayıtları yayımlamaya karar verdik. Bunlar, 3 yıl önceki kayıtlardan oluşuyordu ve yayımlanması benim için bir hayaldi. Kayıtlardaki enstrümanları başka müziklerin altyapıları ile kullandım, üstyapılarını da kendi seslerimle oluşturdum, tüm vokaller de bana ait. Böyle bir başarı elde edeceğiniz aklınıza gelmiş miydi? Bazı şeyleri başarabileceğimi bilıyordum, buna inanmıştun. Ama beklediğimden daha iyi bir konuma geldim. Hep şarkılarımın eninde sonunda insanlara ulaşacağmı düşünürdüm. Fakat orijinal kayıdarın yayımlanacağı hiç aklıma gelmemişti doğrusu. Sizi dinleyip de etkilenmeyen yok sanırım. Bu kadar ayrıcalıklı bir sese sahip olmak nasıl bir duydu? Benim Edirne'de yaşadığım dönemde etrafımdaki ınsanlar öyle yetenekli ve farklılardı ki, bu yüzden kendi yeteneklerimin çok özel olduğuna inanmıyordum. Diğerlerinden farklı bir gruptuk. Farklı şeyler yapabildiğımi görmeme rağmen bunun teknik boyutundan habersizdim. Enstrüman çalamıyordum, çünkü nota bilgim yoktu. Sesimin ayrıcalığı burada çok işime yaradı. Onun sayesınde istediğim enstrümanlara ulaşıp müziğimin içini doldurabiliyorum. Devamt 3. sayfada ARMAĞANLI BULMACA | DİJİTAL DÜNYA | SATRANÇ | BRİÇ | ANKET DEFTERİ | MODA | HAYVANLAR | DEKORASYON | LABİRENT Seninle çalışmak istemiyorum! Çırak programını yönetenTuncay Özilhan'a göre gençler eskiye göre daha hırslı. Özilhan, yarışma için de olsa "Seninle çalışmak istemiyorum" demek istemiyor... özgürErbaş Sayfa 4 umhuriyel «f4 Vvrupa ve Amerikada bir sevinc içinde kutlandı 'Barış' bugün 60. yaşında... İkinci Dünya Savaşı, 60 yıl önce bugün bitti. Türkiye savaşa girmese de korkusunu yaşadı. O dönemi yaşayanlar anılarını, bugünün gençleri ise öğrendiklerini anlattı. Özgür Erbaş / Esra Açıkgöz Sayfa 89