02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 OCAK 2005 / SAYI 982 Aşk korkularla doğar! I lk randevularda tıkanan boğazlar, ilk gecenin çekingenliği, birlikte yaşamanın kaygıları... Çift olarak yaşamanın her evresinde korku işe karışır. Çünkü ikili yaşam deneyimi derindeki kimliğimizi fazlasıyla altüst eder. Yaygın görüşlerin tersine, ikili ilişki, risk altında ve güvensizlik içinde inşa edilir. Korku çoğu kez, bir motor, derin duygularımızın bir belirtecidir. Sorun, korkunun yoğunluk derecesidir: Bazen ilişkiyi öldürebilecek kertede insanın elini kolunu bağlayabilir. Korkuları öğrenmek, onları aşmayı öğrenmektır. gelince, türlü nedenlerle bazıları kaçışı seçerler: önceki başarısızlıklar, ilişkide yok olma kaygısı, öteki tarafından bastırdmak duygusunu geciktirmek.. Kesin uzaklığı bulmanın reçeteleri yoktur. Günden güne yaratılır bu. Temel bir kural vardır: tlişkiden ne beklediğini en başından söylemek. Tanışma, ilk gece, ilişki, bir arada yaşama... İkili yaşam ya da çift olmak adım adım inşa edilir. Kıyıya ulaşmak için birlikte yaşamanın getirdlği kaygıları birer birer kaldırmak gerekir. Ama nasıl? 4. BİR ARADA YAŞAMA Aynı çatı altında yaşamaya hazırlanıyorlar. Erkek, çok düzenlı, tek bir kaygısı var: "Onun dağınıklığına dayanabilecek miyim?" Kadın, erken yatmayı seviyor, panikte: "Söylediğı gibi çok mu geç yatıyor?" Bir arada yaşamaya karar verilince, ikili yaşam çok daha güven verici bir hale gelmiştir. Her ne kadar inşa edılmemişse de, "Çift evinin" temclleri atılmıştır. Herkes kendini gerçekte nasdsa, öyle gösterebilir ve baştan çıkarma oyunları biter. Bu kez bir başka keşif meşgul eder her birini: Gündelik yaşamı keşfetme ve kendi imajını "ze deleme", partnerini ya da kendini düş kırıklığına uğratma korkusu. Bu kötü sürprizden kaçmmak için birinci kural: Birlik teyaşamayı reçetelerebağlamayın! Dönem dönem birliktelik, eşsiz bir sınavdır: Hafta sonları, ortak bir hafta, ortak tatiller, düşu ve gerçeği tartmaya olanak verir. 5. DEĞERLERİN AYRIŞMASI Arkadaşlarla yemekteler. Erkek eğlence olsun diye son tartışmalarını ve sonra yatakta nasıl barıştıklarını anlatıyor. Kadın, alıngan: "Nasıl böyle rahat olabiliyor?" Şimdıye dek her biri, ötekini "baştan çıkarmakla" meşguldü ve "ciddı" tartışmalar uzakta tutulabiliyordu. Zamanın geçmesi ve ilişkinin ilerlemesiyle, sadece zevki paylaşmak yetersiz kalır. Özgürlük, dürüstlük, sadakat gibi değerler, sağlam bir çift oluşturmak için önem kazanır. Anlaşabilmek ve denge kurmak ıçin, partnerlerin ortak referanslara gereksinimı vardır. Çünkü bu değerler, her birinin aile öyküsüne, eğitimine, kişisel yoluna bağlıdır. Çiftin güvenli bir temelde ilerlediğini gösteren tek çözüm iletişimdir. Partnerimizin bizi yaralayabilecek her davranışını derinliğine tartışmak ve ilişkiyi rayına oturtmak gerekir. 1.TANIŞMA Baş başa ilk randevu yapıldı. tki gün sonra erkek tereddütte: "Onu tekrar aramalı mıyım? Görüşmek ister mi?" Kadın anlayamıyor: "Niye tekrar aramadı? Hoşuna gitmeyen bir şey mi yaptım?" Tanışmanın henüz ilk zamanlarında çiftlerin her biri ötekine "hazırdır", ama kendini "vermemiştir". Arzuları hafife alırlar. Beğenilme mek, başaramamak, açılamamak gibi cn yaygın kaygılar, yeni başlayan ilişkinin öyküsünün önüne geçer. Yeni çiftin temel korkusu, bilinmezlik korkusudur. Partnerlerden hiçbiri, ilişkinin ya da ötekinin nereye yöneleceğini bilmez Çözüm, denetimi bırakmayı öğrenmektir, bilinmeyenin açacağı dertleri kabullenip kendini koyvermektir. Bu ilk defanın eşsiz tadıdır. Öykünün devarriı ötekini dinlemek ve kendini olumlamak yoluyla yavaş yavaş gelecektir. +t Süreyya Ayhan Kop Sporcu En büyük hatanız nedir? Herkesten çok dürüst olmasmı beklemek. Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey sizce nedir? Yalan ve iftiraya uğramak. Hayattaki en büyük keyfiniz nedir? Eşimle evimizde olmak. En sevdiğiniz yazar kim? Orhan Pamuk. En büyük aşk hikâyesi kimlerinki? Kendi aşk hikâyemiz, Süreyya ve Yücel Kop aşkı. Sizi en çok güldüren şey nedir? Bebeklerin ve hayvanların ilginç, komik hareketleri. En büyük mutsuzluk? Sevdiklerimi kaybetmek. En son ne zaman dibe vurdunuz? 2004 Temmuz ayında sağlık problemlerimden dolayı koşamadığım ve iftiraya uğradığımda. Bir hayvan olsaydınız, ne olurdunuz? Belki kuş. En çok yaşamak istediğiniz şehir? Şimdilik Ankara. Bir hayali kahraman olsaydınız kim olurdunuz? Niye? Kendim olmayı isterdim. Yangında kurtaracağınız ilk üç şey nedir? Yangın anında içeride insan ve hayvan varsa onları kurtarırdım. Eğer yoksa fotoğraf albümü ve eşımin benım için aldığı her türlü hediye olabilir. Bu bir kâğıt bileolsa... Sizi en çok tedirgin eden ve en beğendiğiniz özelliğiniz? Çok açık sözlü olmam ve düşüncelerimi anında söylemek. En beğendiğim özelliğim ise kendime güvenim ve hırsım. Sizin için affedilemeyecek hata nedir? Eşıme yapılan her türlü şey. Sahip olduğunuz en değerli şey? Eşım Yücel Kop. Hangi sıklıkta yalan söylersiniz ve hangi durumlarda? En son ne zaman niçin yalan söylediğimi hatırlamıyorum bile. Hayatımı daima açık yaşamaya çalıştığım için yalan söyleyecek ortamım olmuyor dıyebilirim. Güncel olaylar içinde yakın zamanda sizi en çok üzen olay nedir? 2004 Olimpiyatları'na sakatlığım nedeniyle katılamamam ve bunun sebebınin tüm belge ve bilgileri olduğu halde, bir nevi yargısız infaz yapılarak bir yetkilinin olayı çok farklı açıklaması. Hâlâ rüya gibi gelen bu olay beni çok üzdü. Dünya gündemindeki ya da hayatuuzdaki bit olayı değiştirme şansınız olsaydı, neyi değiştirmek isterdiniz? Tsunami felaketini yaşamamış olmayı. Kendi hayatımda ise 2004 Olimpiyatları'nı koşmuş olmayı isterdim. Hayata gelirken seçme şansınız olsaydı, ne olmak isterdiniz? Yine kadın olmak isterdim. 6. YATIRIM DÖNEMİ Bir yıldır birlikte yaşıyorlar, mutlular. Kadının hayalleri var: "Neden yeni bir daire satın almıyoruz, fazladan bir oda olur belki?" Erkek karşı çıkiyor: "Böyle çok iyiyiz, neden değiştirmeli? " ikili için seçim zamanı bu: Yaşam tarzı, bebek, ev vb. Ve öncelikler vardır. "Çift evinin" kurulması dostlarımızla, anne babamızla bağlantılarımızı değiştirmiştir. Onları daha az görürüz, suçluluk duyarız. Önceki birlikteliklerden olan çocuklar sahneye çıktığında bunalımlar daha da artar. Bu aşamada, çifti her şeyin önünde düşünmek, suçluluk duymak yerine sorgulamak gerekir. Kurmakta olduğumuz çift beni gerçekten mudu ediyor mu? Buna inanıyor muyum? Yanıtlar evet ise önceliklerin sırası belirlenmiştir. Gerisı işe koyulmaktır. İlk randevudan sonra sorular başlar, "Onu tekrar aramalı mıyım", "Beni neden aramadı?" Arzular hafife alınır, kaygılar ılar... 2. İLKGECE Bu gece, "işte o gecedir". Kadın kendi kendine sorar: "Beni istiyor mu?" Erkeğin tek bir düşüncesi vardır: "Başarılı olabilecek miyim?" Kendini duyulara, biçimleri keşfetmeye, tene, ötekinin okşamalarına, hatta beceriksizliklerine vermek: Bedenlerin ilk kez birleşmesi, her zaman tedirginlik kaynağıdır. Maskeler düşer. Artık "numara" olanaksızdır. Elbette, bu algılamalar arzuya ve zevke katkıda bulunur. Onun imajına, kusurlarına, yargılamalarına kapılıp gitmemek için, arzunun bir estetik ya da performans sorunu olmadığını unutmamak gerekir. Zaten ilk gece "ya hep ya hiç" demek değildir. Her zaman bir yeniden başarma seansı vardır. 3. İLİŞKİ Birbirlerini iki haftadır, gittikçe daha sık görüyorlar. Erkek kendi kendine soruyor: "Gerçek bir ilişki mi istiyor, yoksa salt bir serüven mi?" Kadının da içi içinı yiyor: "Çok fazla yanımda olursa beni bunaltır mı?" Ya da erkek çok uzaksa: "Beni gerçekten seviyor mu?" Artık, bağlanma sahneye konmuştur. Kendini hazırlamaktan değil, kendini vermekten söz edilebilir şimdi. Kendini, zamanını, içtenliğini vermek iki tarafı da kapsar. îlişkinin bu anında, partnerinin tepkilerinden olduğu kadar, kendi tepkilerinden de korkmak için gerçek nedenler vardır. Her iki kişi de kendini tutumlulukla ya da cömertçe diğerine açabilir. Sıra bağlanmaya 7. UZUN ERİMDE ÇİFT On beş yıl sonra, ortak yaşam püriizlerden arınmıştır. Çift bir kimlik kazanmıştır, kendi öyküsünü kurmuştur. Gündelik yaşamın güvenliği içinde, korkuyu bir kenara bırakmış ya da "unutmuştur". Korkumuz kalmayınca da, ötekini gözden çıkarırız. O baştan çıkarıcı olmaktan da uzaklaşır. Uzun süreli birlikteliklerde, korkuyu yeniden ateşlemek kurtarıcı olur. Tek başına bir kaçamak, ısrarcı bir hayrana içini dökmek, kayıtsız partneri biraz uyandırabilir. Baştan çıkarıcılığı yeniden akla getirebilir. Bu aşamada kazanç; sürprize, çiftin yaratıcılığına, aşk şenliklerine bağlıdır. Özetle, kendisini korkutmasına!# Psychologies'ten çeviren: EMRE ÇAĞATAY
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle