Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 OCAK 2005 / SAYI 982 AhmetAbi'nin annesi Hatice "Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak" filminde yönetmenin annesi rolünde izledik Aysel Yılmaz'ı... Oyuncu, "Rumuz Goncagül"de ilk kez başrolü deniyor. Berat Günçıkan ysel Yılmaz, Ahnıet Uluçay'ın "Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak" filminin oyuncu. larından. Filmdcki kadın, sincmaya sevdalı oğlunu bu illetten kurtarmanın yolunu, onun kasabadaki sinemadan topladığı film parçalarını yok etmekte arıyor. Bir buçuk saatlik film içinde taş çatlasın üç, bilemediniz dört dakikalık bir rol. Filmin bütün oyuncuları gibi Hatice de o üç dakikada bir karaktere bürünüveriyor. Bu hem Uluçay'ın başarısı, hem de Yılmaz'ın... Filmin iki profesyonel oyuncusundan birisiniz. Ekibe nasıl dahil oldunuz? Dört yıl önce, lstanbul'da Kısa Film Festivali'nde Ahmct Uluçay'ın bütün filmlerini izledinı ve çok etkilcndım. Gösterime yönetmen de katılmıştı. Hayatım boyunca unutamayacağım, bir sahne bu, üzerinde kırmızı bir tişört vardı. Yanına gittim ve tanıştım, oyuncu olduğumu söylcdim. Bana bu filmin projesinden söz ederek "Filmımde oynamak ister misin" diye sordu. Sonra da heyecanla, onun ilk uzun metrajlı filmini bekJe me sürcci başladı. Kiiçük, ama etkileyici bir rol... Hazırlanmak ne kadar zamanınızı aldı? Evet, üç dört dakikalık bir şeydi. Ahmet Abi'nin annesini oynayacak ve yöresel dil kullanacaktım. Bunlar için kafa yormaya başladım... Sizin de ilk sinema filminiz değil mi? Evet, ama çok fazla film seyreden ve kamera arkasını merak eden biriydim. Çekimlerden önce Ahmet Abi'lerde konuk oldum, ailesiyle tanıştım... Annesiyle? Evet, Hatice Teyze'yle de tanıştım. Kendi dünyası içinde, hâlâ kendisi gibi bir kadın. Nasıl konuşuyor, derdini nasıl anlatıyor, bakışı nasıl izledim... Rolü oynarken belirleyici olan bu izlcnim miydi? Kendi yorumumla yaptım diyebilirim. Açıkçası uzun soluklu bir rol olmadığı için ön plana neleri çıkarabileceğimi düşündüm, elleri, filmleri oğlunun sakladığı yerden alıp tutuşu, yürüyüşü... Çocuğuna bakmak zorunda olan geleneklerine bağlı köylü bir kadın. Ben abartılı bir şey yapmadım. Filmde kendinizi beğendiniz mi? Aslında bir sürü şey vardı kafamda, ama çekimlere ayrılan üç gündü ve güneşi kaçırmamak zorundaydım. Yani yapamadım. Ama benim için çok güzel, çok özel bir deneyimdi. Ahmct Abi'nin hak kını hiçbir zaman inkâr edemem. Uluçay, filminde kendi dünyasını anlatıyor. Sinema eğitimi yok, üstelik hep Kütahya'nın bir köyünde yaşamış. Ama hem karakterleriyle hem sinema diliyle filnıi dünyayı kucaklıyor. Size göre bunun sırrı nerede? Ahmet Abi' de muhteşem bir göz var ve muhteşem bir gözlemci. Gözlem kutusu o kadar dolu ki, oradan aldıklarını şiirlerinde de kullanıyor, filmlerinde de, resimlerinde de. Bitirmek üzere olduğu romanına da yetiyor bu gözlemleri. Sanıyorum, işın sırrı burada. Onca ödülden sonra Ahmet Uluçay'ın köydeki havası değişti mi, köylüler Uluçay'a nasıl bakıyorlar? Hâlâ Ahmet Abi'nin ne yaptığıyla ilgili olduklarını sanmıyorum. Bir yere koyamıyorlar. "Meşhur oldu, belki Hülya Avşar'la da bir film çeker ve bizi de oynatır" diye geçiriyorlardır içlerinden. Peki, Aysel Yılmaz kim? Ben tam birmelezim. Trabzon'da doğdum, ama Gürcülüğüm de var, Çerkezliğim de, Araplığım da, Kürtlüğüm de, Lazlığım da... KOMŞUMA YALAN SÖYLEDİM Oyunculuk erken yaşların tercihi mi ? Hayır. Her yaş dönemimde farklı meslekler hayal ettim, hemşirelik, öğretmenlik... En son sinema televizyon okumayı düşünüyordum ki, konscrvatuvar açıldı, sınavlarına girdim ve kazandım. Yani daha önce hiç eğiliminiz, ilginiz yokken mi, şansımı bir deneyeyim diye düşünerek mi katıldınız sınavlara? Tabii ki hayır. Kendimc bir çıkış arıyor, çok okuyor, çok film seyrediyor, Anadolu Üniversitesi'ndeki sinema tartışmalarına katılıyor, bilgimi arttırıyordum. Dille oynamayı, yazmayı da seviyordum. Eskişehir Konservatuvarı'nda mı okudunuz? Evet, ben ikinci me/unlarındanım. Aslında konservatuvara girdiğimde dört yıllık evliydim. Gelenekçi bir ailenin kızı olduğum için çok okumama, çok film izlememe rağmen hayat pratiğim sıfırdı. Kocam bana hayatın kapılarını sonuna kadar açtı ve "Git, gez, her yeri, her şeyi gör" dedi. Konservatuvarda okurken de, sonraki yıllarda da hep o destekledi. Ustelik çok tutucu bir mahallede, zor koşullarda yaşıyorduk. T Aysel Yılmaz, Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak filmindeki Hatice rolünde... tzmit Şehir Tiyatrosu oyuncusu Aysel Yılmaz, Ahmet Uluçay'ın "Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak" filminde kısa ama etkileyici bir roldeydi... Müdahale mi ediyorlardı? Onlara konservatuvarı bitirince artist olacağımı söyleyemedim, anlamazlardı. "Öğretmen olacağım" dedim. Bunıı onları küçümsediğim için yapmadım, yaşamımızı kolaylaştırmak durumundaydım. Oyuncu olduğunuzu öğrenince ne yaptılar? Onları mezuniyet oyunuma davct ettim. Onceleri önyargıyla çok soğuk durdular, sonra beni Aysel değil de, oyunda izledikleri karakter olarak görmeye başladılar. Üstelik kötülük yapan bir kadını oynadığım için de benden nefret ettiler. Şimdi Izmit Şehir Tiyatroları'nın kadrosundasınız... Evet, mezun olunca bir yıl Trabzon'da, bir yıl da Izmir'dc çalıştım Trabzon'da üğuz Aral'ın sahneye koyduğu "Kcşanlı Ali Destanı"nda, bir de Kanlı Nigâr'da oynadım. Sonra tzmir'e geçtim. Şanssız bir sezondu, Aziz Nesin'in "Pırtlatan Bal" oyununda rol aldım. 97'den beri de Izmit Şehir Tivatrosu'ndayım... Şimdilerde hangi oyunu sahnelivorsunuz? Oktay Arayıcı'nın "Rumuz Goncagül"ünü sahnelemeye hazırlanıyoruz. Yönetmenimiz Prof. Dr. Nurhan Karadağ. Bu oyunda ilk kez başroldeyim, anneyi, yani tnsaf'ı canlandıracağım. Başrolün heyecanı daha farklı olmah... Heyecanlanıyorsunuz, çünkü herkesle rolünüz var. Sahneye ilk ben çıkıyorum, bir şarkı söylüyorum ve diğerleri geliyor... Ama bu bütün oyunlar için geçcrli, seyircinin tepkisini aldıktan, atmosferi algıladıktan vc rol arkadaşınızın sesıni duyduktan sonra heyecanınız yatışıyor, rahatlıyorsunuz... Hedefiniz ne? Kendi yönettiğim bir filmde çok iyi bir karakter oynamak. Çok iyi karakterle neyi kastediyorsunuz? Bana bütün yüzlerimi sonuna kadar açabilme fırsatı verecek bir karakter...• Eğitimde yaratıcı drama Emre Erdem Y aratıcı drama dediğimizde akla gelen isimlerden Prof. Dr. Inci San geçen günlerde Ethos Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali tarafindan Yaşam Boyu Başarı Ödülü'ne değer görüldü... San ile çalışmaları üzcrine söyleştik: Yaratıcı dramanın işlevi nedir? Bizde bu alandan nasıl yararlanılıyor? Yaratıcı dramaya ilgi duyan ilk kesim okul öncesi eğitimcileri oldu. Az sayıda da olsa kimi çocuk tiyatrosu oyuncuları da yaratıcı dramadan çocuklarla birlikte bir tiyatro oyununu geliştirmek adına yararlandılar. Sınıf ve branş öğretmenleri ders ünitelerini yaratıcı dramayı bir öğretim yöntemi olarak kullanarak öğrettiler. Ayrıca bir çok psikolog, halkla ilişkiler uzmanı, bankacı, yönetici, işadamı gibi çeşitli meslek sahiplerinden de istemler gelmeye başladı; onlar da derneğin atölye çalışmalarına katıldılar. Sizin yaratıcı dramaya olan ilginizi çocukluğunuzla bağdaştırmak mümkün mii? Ankara'da, hep çok büyük bahçeli evlerde büyüdüm. Tek çocuktum, ama çok çeşitli oyuncaklarım, her zaman bir kaç oyun arkadaşım, köpeklerim, kedilerim ve babamın tarımsal araştırmalar enstitüsünde atlarım oldu. Tüm öğrenimim Ankara da gerçekleştı; Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı ve Sanat Tarihi ve Arkeoloji Bölümleri'nde okudum. Babamla yaptığım geziler ve sanat tarihi gezileriyle Anadolu'nun pek çok yerini gördüm. Yaratıcı drama alanında bugüne kadar yapılan çalışmaları özetler misiniz? 1982 yılında, tiyatro sanatçısı Tamer Levent'le birlikte Eğitim Bilimleri Fakültesinde yaratıcı dramayı bir sosyal kulüp çalışması olarak 80 genç öğrenciyle başlattık. Bunu "eğitimde yaratıcı drama"nın topluma aktarılmasının başlangıcı sayıyorum. Bu aktarım, 1985den başla yarak her iki yılda bir düzenlenen uluslararası seminerlerle sürdü. En son dokuzuncusunu düzenlediğimiz seminerler sonucunda, yaratıcı drama eğitim fakültelerinin okul öncesi eğitimcilerini ve sınıf öğretmenlerini yetiştiren ilköğretim bölümlerinde zorunlu bir ders oldu. 2000'de ilk ders verildi. 199899 öğretim yılından başlayarak Ankara Universitesi Eğitim Bilimleri Fakültesinde Tezsiz Yaratıcı Drama Yüksek Lisans Programı açıldı. Bu alanda çok sayıda tezlcr yazıldı, inceleme ve araştırmalar yapıldı ve yapılıyor... Günümüzde yaratıcı drama uygulamaları çok ilgi görmekle birlikte bu alanda uzman kişi açığı ortaya çıkıyor... Evet, ılgı artıyor. Ancak drama öğretmeni sayısı az. Yetişmiş olanlar ise, ancak usta öğrenci statüsünde bu derslere girebiliyorlar. Drama öğretmeni kadroları açılması ve drama öğretmenliğinin görev tanımlarının ivedilikle yapıl Prof. Dr. İnci San, Ethos Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali'nde, Yaşam Boyu Başarı Ödülü'ne değer görüldü. Yaratıcı drama alamndaki çalışmalarıyla tanınan San, Çağdaş Drama Derneği ve Çocuk Müzesi'nin kurucuları arasında... ması gerekiyor. Bunun yani sıra bol çeviri, bol yayın, bol tez yapmak ve yaptırmak, bir süreli yayına kavuşmak da diger katkılar olac.ıktır. Çağdaş Drama Derneği nasıl kuruldu? Neler hedeflendi? Uluslararası seminerler yoluyla, önce yaratıcı dramanın, eğitimde yer yer kullanılan dramatizasyondan hangi bilimsel ve çağdaş açılardan ayrıldığının, daha derinlikli hangi çalışmaları ve araştırmaları kapsadığının anlatılmasına ça lışıldı. Hangi disiplinlerden nasıl ve ne ölçüde yararlanıldığı gösterilmeye çalışıldı. 1990'm hemen başında resmen kurulan derneğin en önemli amacı çocuk ve gcnçlerin ve genç tiyatro oyuncularının eğitiminde yaratıcı dramanın yer alması, bunun için de dramanın tüm eğitim programlarına gırmesinin sağlanmasıydı. Çocuk Müzesi'nin de kurucularındansımz. Miize özerk bir kurum olarak mı kalacak? Çocuk Müzelerı Kurma Derneği, (k. 2000) çocuk kültürü adına akla ne geliyorsa hemen hepsini (obje, yayin, fotoğraf vb.) çoktan toplamaya başlamış, çocuk ve genç yetişkinlere yönelik olarak iletişim, yaratıcı sanat çalışmaları ve drama gibi atölye çalışmaları sağlayan bir kuruluş: Kesinlikle geniş bir alanı kapsayacak çalışma ve sergileme mekânlarına gereksinimimiz var. Sürekli araştırıyor ve istemlerde bulunuyoruz, ama ödenekli bir kurumla işbirliği yapılması şart Yeni projeleriniz neler? Bir sanat bilimi sempozyumu, sanat kültürünü yayacak kısa süreli, sürekli eğitim programları düzenlemek. Ayrıca sanat eğitimi ve konularında, titizce Türkçeye çeviri yapmak/yaptırmak da genel bir projem. •