17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

) MAYIS 2004 / SAYI 946 3 bin yillık Ilyada Destanı'ndan /ola çıkarak çekilen Troya filmi gösteriyor ki, savaşta asıl kaybeden insan... îşte Homeros'un anlattıkları, Arkeolog Korfmann'ın kazıları ve Troya... yapımı ^ermin 3ayçın rad Pitt, Eric Bana, Peter O'Toole, Brian Cox, Diana Kruger gibi gözde yıldızların oynadığı "Troya/Truva" 14 Mayıs'taTurkiyesinemalarındagosterimegıriyor. Yapımcıhğını ve yönetmenltğinı Wolfgang Petersen'in üstlendiğı fılmin çıkış noktası, 3000yillıkbir destan. Adı, Ilyada (tlıad). Anlatılan, Ilyon/Ilyos, diğer adıyla Troya'y1 yerle bir eden bır savaş... Mılattan önce yaklaşık 720'lerde Izmırli ozan Homeros'un yarattığı bu lirik eserden yıizyıllar boyu yayılan güçlü etki ya da buyü.çağdaşseyirciyibeyazperdedenedenli içine alacak bilinmez ama Petersen'in vurgulamaya çalışttğı gıbi, hikâyenin tüm zamanlar ıçin geçerli olduğuna ilişkin duygunun yakalanacağı kesin: "Savaş, içindeyeralanherkesiçinfelaket. Filmimiz daha önce hiç gösterilmemiş şekilde on binlerce askeri savaşırken gösterse de, odak noktamız, Homeros'un kaydettiği gibi, zafer ve yenilgilerin ardında, zamandan bağımsız insani yön." B rilen filmin çekimlerinde aynı kaygıyı taşımış:" Onun destanlarında ınsanlık dramı şiddetingölgesindekaldı" diyor, "Seyirci de hikâyenin içine, bu korkunç deneyimle karşı karşıya kalmış insanların yaşamları ve tutkuları aracılığıyla çekilmeliydi". TROYALILARIN ÖCÜ... Petersen'in söylediği "korkunç deneyim", tıpkı dığer kurgulanmış yapıtlarda olduğu gibı ashnda yaşanılan tum savaşlara gönderme yapıyor. Ama burada bır başka zorlu deneyim var ki, o da Homeros'u aktarmak. Avrupaedebiyatınınbaşlangıcı kabul edilen, daha ötesi gelmiş geçmiş en büyük ozan olarak nıtelendirilen Homeros'u ve onu bütünleyen kitabı llyada'yı, insanlığın tüm hallerini doludizgin akıtan 16 bin dizelik bir şiiri yansıtmak pek kolay olmamalı, hele de antik dönemlerden günümüze, 28 yüzyıl boyunca dünya üzerinde en çok işlenen bir tema ise. îonya'dan (tzmir ve çevresi) Atina'ya taşınarak daha MÖ 6. yüzyılda okullarda okutulmaya başlanması.Euripides'ten (MÖ485407) Goethe'ye, pek çok şair ve yazarın tragedyalarına ya da romanlarına esin kaynağı olması, sayısız sanat eserinde betimlenmesı, bununla kalmayıp Antik Yunan ve Romahlar dışında, ortaçağın Frankları, Cermenleri, Britanyalıları, Normanları gibi diğer Avrupa halkları ve soylularının da kökenlerini Troya'ya bağlaması Homeros'un anlatım gücünü kanıtlıyor. Buna Büyük Iskender ve Roma imparatorlarından Fatih Sultan Mehmet'e, birçok tarihsel kimliği de kendine çekmesi eklenirse, tlyada, tarihsel ya da çağdaş, efsaneler üreten bir efsane olarak çıkar karşımıza. Öyle ki, 1462 'de eski Ilyos'u bulmak için Çanakkale'ye gelen Fatih'egöreîstanbul'unfethiyleTroyalıların öcü alınmıştı. Sonuçta, ünlü isimler, tanınmış gezginciler, tarihçiler ve olaylarla beslenip çoğalan muazzam bir hikâye Homeros ve tlyada. Ve elbette, H. Schliemann'ın Troya'nın izini 1871 yılında Hisarlık Tepe'de yakalamasıyla yazılan bir başka efsaneyi de unutmamak gerekir. ARKEOLOJİ VE DESTAN... Homeros, Akhalarla (Yunan) Anadolulu Troyalılar arasında yaşanılan savaşın 9. yılından bir kesitı, 51 günü anlatır. Bu seçim, eleştirmenlerce eseri ölümsüz kılan özelliklerinden biri olarak öne çıkarıbyor. Ozan, en çok bilinen ünlü güzellik yanşması, "Paris'in Seçimi" ya da "Tahta Truva Atı" gibi konulara değinmez. Troya prensi, ünlü kral Priamos'un oğlu Paris'in, Isparta Kralı Menelaus'un kansı güzel Helen'i kaçırmasıyla da başlamaz öyküye. Amaolaybellidir: Akhalann baş "çobanı", aynızamanda Menelaus'un kardeşı Agamemnon'un komutasında, Yunanistan krallarına ait birliklerden oluşan yaklaşık 1200 gemilik bir filo, "güzel surlu Troya" ya da "kutsal tl Troya filmi Londra stüdyolan, Malta Adası ve Meksika sahillerinde çekildi... yon " u kuşatmaya almıştır. Bu uzun ve şiddetli çatışma, çoğu tarihçi ve arkeoloğa göre, ozandan 500 yıl önce, Yunan/Balkan kavimlerinin MÖ 12. yüzyılda, yani son Bronz Çağı'nda Anadolu'yageçişineatfedilir. Ama îlyada'da aktarılan savaşın yaşanıpyaşanmadığı.kahramanların gerçekten var olup olmadığı, bugün için halen bir tartışma konusu. 1988 yılından beri Troya antik kentindeki kazıları yürüten Prof. Dr. Manfred Korfmann, bu soruna iki yönde açıklık getiriyor. Birincisi, kitabın bire bir tarihi bir gerçeği aktarıp aktarmadığı sorusunun arkeoloji bilimince değil, yalnızca Homeros araştırmacıları ve Eski Anadolu uzmanları tarafından yanıtlanabileceği. îkincisi ise arkeolojinin kaçınılmaz olarak bu konuya sürekli eşlik edeceği gerçeği. Kazı sonuçlarıyla îlyada'da geçen Troya ile ilgili tasvirler arasındaki hayret verici benzerliklerin yakalandığını anımsatan Korfmann, bu keşifleri şöyle sıralıyor: AŞAClŞEHİR... " Îlyada'da da Troya, yüksek kapılı, surlarla iyi çevrelenmiş ya da iyi kuleli, iyi yapılı, iyi örgütlenmiş, geniş sokaklara sahip, büyük şehir gibi sıfatlarla tanımlanır. Öte yandan da biliyoruz ki, bu şehir Homeros dönemindeharabe durumundaydı. Ama onun gözünde, kanıtlandığı gibi, bugün halen ölçülebilen en az 8 metre yüksekliğindeki etkileyici bir kale duvarı yükseliyordu. Ozan tarafın dan konu edilen Îlyos/Troya'nın altın çağı ya da Yüksek Troya Kültürü dediğimiz bu dönemin (yaklaşık MÖ 1700 1200'ler) arkeolojik açıdan ne zaman ve nasıl sonlandığınıartıkbilebiliyoruz. Kazıvearaştırmalarınışığında, Troya, 1180'lerdebir savaşla yıkılmıştı. Bu döneme ait, Homeros'un sözünü ettiği gibi, içinde Troya askerlerinin bile bannabileceği kadar 'büyük' bir aşağı şehrin varlığının saptanması ve bu yerleşimin de oldukça etkileyici bir savunma hendeğiyle çevrili olması, kent ve efsane bağlantısını veren önemli ipuçları olarak görüJebilir. Bu verilere yine ozanın verdiği bazı topografik bilgilerin jeolojik ve arkeolojik açıdan tutması da eklenebilir. Ama sonuçta söyleyebileceğimiz, Ilyada'nın gerçeği bır Troya değil , Troya'nın Homeros' a y a da diğer anlatıcılara görkemlı bir dekor sunması." Korfmann'ı Homeros ve Ilyada ötesinde asıl heyecanlandıran sonuç ise, Tro» ya'nın MÖ 2. binde Hitit metinlerinde adı geçen (W)Ilios, Wilusa olması. Avrupa hatta tüm dünyanın gözünde bir Yunan uygarlığının parçası olarak algılanan kent, ele geçen bulgulara göre, Ege ve adalardan çok, Anadolu'ya özgü bir kültürü, olasılıkla da Luwileri temsil ediyor. Bu da, bııgüne kadar bilinenin aksine, Akhaların, kendileri gibi bir MikenYunan kolonisiyle değil, Luwilerle savaştıklarınıgösteriyor... Eğer belleğinizde Homeros'tan satırlar varsa, savaşın gölgesindeki sıradan insanın kederi sizi sanyorsa Hollywood yapımı "Truva",görkemlisahneleriylesizi çağırıyor...# Son üç bin yılda hiçbiryazann savaşın dehşetini Homeros kadar doğru ve ayrıntılı biçimde tasvir edemediğini düşünen Petersen, LondraStüdyoları, Malta Adası ve Meksika sahillerinde gerçekleşti Troya kostümleri Süleyman Bey'den trad Pitt, roya'da Aşil oliinde... Emrah Dalkaya apalıçarşı'ya, Örücüler Kapısı'ndan girip Yağlıkçılar Sokağı'ndaDr. Süleyman Ertaş'ı arıyoruz. Çünkü, önümüzdeki cuma vizyona girecek olan ve başrollerini Brad Pitt ve Orlando Bloom'un oynadığı 'Troya' filminin kostümlerinin bir kısmı onun dükkânından çıkmış. "Kalitelibirdokuma isteyen herkes bulurbeni" diyebaşbyorsöze Ertaş, "Warner Bros'tan geldiler. Öncekonuşup gittiler. Hindistan, Çin gibi Uzakdoğu ülkelerini de araştırdıklarını zannediyorum. İki ay sonra tekrar gelip çalışmak istediklerini söylediler. 700 tane pelerin diktim. Hepsi de yündü ve dar dokundular. Tasanmlarını Çanakkale'deki arkeolojik kazılardan çıkan vazoların üstündeki resimlerden almışlar. Bu kostümler tek tek incelendi ve eğer bir K tanesinin bile üstünde sigara kokusu olsaydı geri gönderilecekti." Ertaş, şu sıralar yine Warner Bros için Kazakistan Amerikan yapımı yeni bir filmin kostümleri ni hazırlıyor. Dükkânın önünde Türkiye'nin dört bir tarafından gelmiş kumaşlar asılı duruyor. Kimi peştamal olmuş, kimi peşkir, şal, masa örtüsü, yatak örtüsü... Aslını sorarsanız bütün Yağlıkçılar Sokağı Anadolu'dan gelen geleneksel kumaşlarla bezeli. Sayılı modacılar, ki aralarında Zeynep Tunuslu, Cemil Ipekçi, Yıldırım Mayruk, Faruk Saraç da var, zamanlannı burada kumaş ve dokuma avında geçiriyorlarmış. TRABZON, GAZÎANTEP Süleyman Ertaş 45 yaşında, iki çocuk babası. Ailedeki tek erkek çocuk. Istanbul Erkek Lisesi'ni bitirdikten sonra tıp fakültesinegirmiş. Babasının rahatsızlığınedenıyle doktorluk yapmayıp 140 yıldır ailede olan dükkânın başına geçmiş. "Bakın buna enteşli veya potlu çarşaf derler. Babadağ, Denizli'den, Kızılcabölük Köyü'nden gelir. Eskiden çarşaftı, şimdi her şey yapılıyor." diye anlatıyor ne üretip, ne sattıklannı" Kısacası bana ve buradaki dükkânlara Kandıra, Ödemiş, Trabzon, Gaziantep, Tosya, Rize gibi yerlerden geleneksel kumaş ve dokumalar gelir. Merakhları bır gün yollarını Kapalıçarşı'ya düşürsünler, çok memnun kalacaklannı garanti ediyorum. îşine aşk ile bağlı olduğunu söylüyor Süleyman Ertaş, "Bu işi benden daha iyi ve daha çok severek yapacak başka kimse yok. Doktor olsam daha fazla para kazanabilirdim amabukadar keyif alamazdım. Ay rı ca Türkiye'deböylebirkaçkuşaktan beri çalışan çok az işletme var. Benim burayı bırakmaya hakkım yok" diyor. Ertaş, Kapalıçarşı Esnaflar Derneği'nin başkanlığına aday. Röportaj sırasında propagandasını da yapıyor. Eğer o başkan seçilirse, Kapalıçarşı esnafının ahşveriş merkezlerindekı esnafla rekabetine olanak tanıyacak, yani çarşı, pazarları da açık olacak.• Troya filminin kostümleri, Süleyman Ertaş'ın KapalıçarsTdakl dükkânından çıkma. Hollywood bu, llle de şartlan olacak, eğer bir tek kostüm bile slgara kokarsa...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle