22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 MAYIS 2004 / SAYI 945 İNSANLAR 7 KADİRÇÖPDEMİR: Akide ş gibiyim Ipek Yezdani öportajın sonunda, sağ elinin başparmağını yukan kaldırıp, " Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" der gibi ciddi bir edayla haykırdısuratıma: "Birlisanın olacak, işkembei kübradan sallamayacaksın!" Halbuki röportaj boyunca gelıp giden, lafakarışan 10kişiden9'u, "Severekizliyoruz Kadir Abi" derken, onlara nekadar da kibar davranmıştı... Bizi bir saat beklettiği için pastalar, aromalı kahveler ikram etmiş, "Hakkınızı helal edin lütfen" diye gönlümüzü almıştı. Verdiği her cevaptan sonra "Öyle değil mi efendim?" diyerek onay istemiş, nezaketi elden bırakmamıştı. Şov dünyasının en hazırcevap, en espritüel ve "geyik muhabbetine " en yatkın isimlerinden Kadir Çöpdemir'le işteböylebir "sevgi vesaygı" atmosferinde başlayan röportajımız nasıl oldu da "işkembeikübra"ilesonbuldu,merakediyorsanız, buyurun efendim: R Ben oradan kimin kazandığım bulurum. (Gülüşmeler) Çok şeker. Ama oyumu Bilinçli seçmen arayışınızda aradığıoradan mı kullandım acaba? nızı buldunuz mu? Kütüğünüzü araştırırım o zaman. Bilinçli seçmeni değil, ama sağduyulu Ipek Hanım ben sizden şahane bir seçmenibuldum.Bilinç.bilgiyleparıldaUğur Dündar tadı alıyorum. yan, yükselen bir şey ya, bence seçmen Peki bu seçimlerde Tiirkiye genelinde olarak Türk halkı bilinçli değil ama sağfavori adayınız var mıydı ? duyulu. Bilinçiçin biraz dahagelişmemiz Vardı. Mesela Mustafa Sarıgül gerçek lazım. Yani daha çok okumak, bilinci parten seçilsin istiyordum. Şişli'de çok dolaşlatmak vs... Biraz işimiz gücümüz oluyor, yani yoğunluğumuz var ya millet olarak, o tık, gördük ki yaşlısı, genci, kadını, erkeği, herkes çok muhabbet besliyor. Demek ki yüzdenbilincimizi çalıştıramıyoruz. var bunda bir şey, yani sadece ambalajın Size göre en can alıcı sorularınız hangüzelliği değil bu... gileriydi? Daha önceki röportajlarınızda hep Özel hayata dair sorulardı ve bu konu"dönek" olduğunuzu söylemişsiniz. Neda necip Türk milletinin göstermiş olduden böyle düşünüy orsunuz ? ğu duyarldığa şapkamı çıkartarak alkış tuNereden baktığma bağlı. Şimdi buratuyorum. Mesela, "erkek aday evindegiz tandanslı arkadaşlar alınmastnlar derin psikozu, çıkışı olmayan sokağı görünce benim artık çok da o pencereden bakmadığım ortaya çıktı...Daha liberal bir bakış açısı geliştirdim hayata karşı. Bu o kadar ileri gitti ki, Cem Boyner'in lideri olduğu Yeni Demokrasi Hareketi'nin liberal bir burjuva hareketidir neticede 130kurucusundan biri oldum. Şimdi de düşüncelerimi liberal olarak ıfade ediyorum. " YERLİMICHAEL MOORE" Sizin için " Yerli Michael Moore" benzetmesi yapanlar var... Sağolsunlar, benim için büyük saadet. Michael Moore televizyon endüstrisinde hakikaten çok önemli bir figür. Duruşu, bakışı, mizahı, aklı, programındaki stratejisi büyüleyici. Ama Türkiye'de bir televizyon programı yapsa o tarzı ve formatıyla, ne kadar sürdürebilirdi, bilmiyorum. Bana çok imkânlıymış gibi gelmiyor. Bizim kumaşımız farklı. Ama birbirimize yakın durduğumuz yerler yok mu, var. Toplumsal bir mizahımız var bir defa, espri anlayışımız var, tespitlerimiz var. Bunu ukalalık yapıp üst perdeden söylemiyorum, bir izleyici olarak izliyorum Michael Moore'u ve "Doğru, bak adam nasıl bulmuş " falan diyorum. Siz radyoculuk ve televizyonculuğun yani sıra dizi oyunculuğu, reklam oyunculuğu, standup şov, editörlük gibi işler deyaptınız... Estağfurullah. Ne kadar doluyum görüyorsun değil mi? (Gülüşmeler) Sizi en çok tarmin eden iş hangisiydi? NTV'dekiiş.Psikologlardiyorki: "Girdiğin işlerden ve ilişkilerden başanyla çıkma durumu mutluluktur." NTV'de bir iş yaptık ve başarılı olduk. Bu yüzden çok mutluyum ama ben zaten radyoda yıllardır kendimi ifade ediyorum ve mutlu oluyorum. Dizide de hakeza öyle (Ekmek Teknesi). îçimde bir oyuncu olduğunu bilmiyordum ki. Birdenbire iki yılda 62. Önce radyocu, sonra oyuncuydu. En sonda televizyondaki "bilinçli seçmen" arayışıyla tanıdık onu. Fotoğraf: Uğur Detnir Yıldızı seçim döneminde televizyonda yaptığı sokak röportajlarıyla daha da parladı. Sınır tanımayan soruları herkesi güldürdü. Kadir Çöpdemir radyocu olarak başladığı şovunu oyunculuğa da taşıdı. li gizli dantel örüp turşu yapıyorsa ne hissedersiniz, oyunuz etkilenir mi bundan" diye sordum," Bize ne, işini yapsm" dediler. Bu çok önemli değil mi? Gerçek bir devrim bu. "Adayın gece hayatına düşkünlüğüsizietkilermi", "hayır."... Özel hayata gösterdikleri fevkalade duyarlılık gerçekten göz yaşartıcıydı. Oy verdiğiniz adaylar kazandı mi ? Evet. Kime oy verdiğimi mi soracaksınız? Sot abilir miyim? Söylemek zorunda değilsiniz tabii. Öyle bir program yaptığım için pek doğru olmaz. Peki nerede oturuyorsunuz ? Anadolu Hisarı'nda. dan bakarsan sağa dönüyor gibi gözükürüm de oradan bakarsan burası sol gibidir, yani bir aynagibidüşün. Ben üniversite yıllarında sol tandansh bir talebeydim. Hatta sosyal demokrasinin ötesinde sol tandanslı. Bu konuda hem mental olarak, hem de belli eylemlilik süreçlerine katılarak derinleştiriy ordum kendimi. Bak bu güzel bir cümle oldu. Galiba... Bizimkuşak, 8384 'lerdekikuşak yani, askeri rejimden sonra üniversitelerde ilk eylemlilik sürecini başlatan kuşaktır, YÖK'e karşı bazı eylemler, yemek boykotları... Bunlar bitip de iş hayatı diyorlar ya, onunla tanışmayabaşlayınca zaten solun yavaş yavaş içine düştüğü lütfen sol bölümegeldik. Bu dizinin asal karakterlerinden biriyim hanımefendiciğim. Az bir şey değilmişim ben yani! Bir de böyle mıyıl mıyıl karşınızda oturuyorum, bir bacak bacak üstüne bile atamadım yani, değil mi efendim! (Gülüşmeler) Ekmek Teknesi'nin "Kirli" siyle karakteriniz arasında paraleDikler var mı? Yoo, ben çok konformist bir adamım. Onun kadar sıyırmış değilim hayatta, o hayatı sıyırmış, ıskalamış bir adam. Ama sevimlilik dersen, bak şuna, akide şekeri gibi çocuk, değil mi efendim ? Biz de böyle bir etki yaratmıyor muyuz? (Gülüşmeler) Kesinlikleyaraüyorsunuz. Ben solcuyken de şöyle olamadım, liberalken de şöyle değildim:" Abicim deniz kıyısında bir derme çatma kulübem olsun, aman önemli olan doğa, güzellik." Ben istedim ki kardeşim, küvetin de iyisi olsun, televizyonun da en büyük ekranı olsun, yani konformizm olsun, rahatlık olsun, bolluk olsun, bereket olsun. Tabii bunlar olunca hayat daha güzel, kolay, yaşanılası ve keyifli olmuyor mu? Yani itiraf edelim kendimize. "MAVtKANLIYIM" Zaten "Küçük bir balıkçı kasabası, bir tekne, işte benim bütün hayalim bu" da artık çok klişe... Yaa sen ne yapacaksın balıkçı kasabasını? Balığın krah, paran varsa Istinye'de satılıyor. Paran varsa git sülalesiyle ye, anasını, babasını ye kalkanın. Paran yoksa orada bir kulübede oturup da bütün gün "Rabbim bana bugün bir balık gönderir mi" diye oltanın sapını tutmanın ne faydası var efendim? Sizin mutlu olduğunuz şehir neresi ? • Istanbul tabii ki. Ama Paris falan da çok mutlu ediyor beni. Paris'te yaşasam da mutlu olurmuşum yani. Yani büyük şehir... Büyük şehrinyalnız"nezih" mahallele ri diyelim. Kıyısıkenan değil, bak açık söylüyorum, beni affedin. Ama ne yapayım, yapamıyorum Mavi kanlıyım. Yani hayat karşısındaki aristokratik duruşumlamaviyim. (Gülüşmeler) Olmayan paşa dedelerimle! Süper FM'de, Radyo Klas'da radyoculuk yaptığınız yıllarda Orhan Gencer bay, Müsliim Gürses çaldığınız için eleştiriliyordunuz. Fakat daha sonraki yıllarda öyle bir dönem geldi ki entelijansiya da Orhan Baba, Müslüm Baba dinlemeye, onlara hayranhk duymaya başladı... (Kollarını yukarı kaldırıp danseder gibi salhyor) Sizolayı çözmüşsünüz zaten! Yani ben ne diyeyim Türk entelijansıyasına! Biz çalarken "Minibüs şoförü Kadir", ama şimdi VlP'in "private party"lerinde (özelparti)şarkısıçalınıyorMüslüm'ün. Vay be sosyete, sana da yazıklar olsun! Benim duruşum doğruymuş yani değil mi efendim? O yüzden şimdi radyoda Müslüm çalmıyorum çünkü artık her yerde dinlenebiliyorlar zaten. Siz şov dünyasının en iyi "geyik muhabbeti" yapan kişilerinden birisiniz. Peki, "iyi geyik" nasıl yapılır? Bence iyi geyik yapmanın ön koşul u önce kendini doldurmaktır abicim. Eğer kendini dolduramazsan bir şey tadamazsın. Bunun temel koşulu ise okumaktır. Çokokuyacaksın. Ikinciayağıdagözlemdir. İyi gözlemleyeceksin. Bakacaksın, O ne yapıyor, bu ne yapıyor, arkada birisi birisinelafatmış.onudaduyacaksın. însanlara, tiplere, şekillere, hayatın akışına ba' kacaksın. Ve bundan zevk alacaksın. Bu* nu bir" Sherlock Holmes" kimliğiyle değil de, zevk alarak yapacaksın. Her mev. zudan iki satır laf edebilme selahiyetifıi kendinde bulacaksın. Bunun yolu, biraz bilmekten, biraz duyduklarını biriktifc mekten, bir de onları bir üslup dahilind|j| kullanabilmekten geçer. Bir lisanın ola? cak, işkembei kübradan sallamayacat' sın, boş küpe osurmayacaksın! • 3AŞKENT GÜNLERİ Dostlara selam! Vlüşerref riekimoğlu " azıma 30 yıl önceden bir selamla başlıyorum. 27 Mayıs günlerini sevinç, neşe, güzel anılarla düşünürüm her zaman. îşte şimdi de o mayıs gününe dönük anılarla selamlıyorum sizi. Bugünlerde anılar bastırır her zaman. Çankaya yollarında yürürken geçmişe, o yıllara dönerim. Başkent sokaklarında dolanır, anılar arasında yalpalarım kimi zaman. Kimi zaman da güzel anılara dolanırım. Açıklamak zorundayım. 27 Mavıs'ın ra&rıstırrlı&ı nlavlsr r n t kuşlar cıvıldar ama hüzün bastırır sonra. 27 Mayıs Devrimi'yle yaşanan olaylan aynntılarıyla anımsar, gülümserim ya da öyle basar birden. Nerden nereye geldiğimizi düşünür, efkârlanırım ancak sonra uyanırım birden. Ne güzel olaylar yaşadım. Bir Mayıs sabahını ne güzel selamladık. Sonra neler yaşadık, neler oldu! Aslında güzel şeyler oldu. Toplumdaki birikimi görmezlikten gelebilir miyiz? Yazı masamda çağrı kartları var. 27 Mayıs kuşakları sesleniyor. Sayıları Ktlın mıımr ı m /H A f A İ ^rt^+tvtr\9* yaşanıyor bayram sevinci. Elbet biraz hüzünlü! Neler yaşandı, ne acı faturalar ödendi. Bayram sevinci nasıl soldu yaşayarak biliyoruz. Yazı masamda kartlar, mektuplar deste deste. Çoğu 27 Mayıs'la gündeme gelen seslenişler Onlara bakarken guzel duygularla çarpıyor kalbim. Elbet acısı, hüznü de var! Ama güzel günlerin, anıların çizgisinde hüzünlendiğim, acı olaylan unutmuyorum. Örneğin; Galerı Nev'in çağrısı. Kuruluş yıldönümünü çok güzel bir çağrıyla kutluyor. Yıllar çabuk geçiyor! Abidin Dino'yu anımsıyorum. Galeri Nev'i, o tanıtıyor bana. Şimdi sevgiyle Başka bir mektupta OLÇAR ailesi var. Nereden nereye geldi 4 dostluğumuz. Güzel çinileriyle « uluslararası bir sanatçı niteliği ^ kazandı Sıtkı Usta. Kütahya'dan dünyaya el verdi güzel çinileriyle. Ülkemize de dünyaya da güzel bir selam. Yaşadığımız olaylar iizüntü ve hüzünle derinleşıyor. Olüm, hastalık da kapımızı çalıyor beklemediğımiz bir günde. Ama dayanmak, direnmek gucü de var elbet Umudu yitirmeden yol almak gerekiyor. Acı ama gerçek. Yılmadan savaşacağız. Kütahyalı çinı ustası Sıtkı Olçar,. dünyanın ucuna gidiyor çinileriyle. Biz yerimızde sayamayız. Ustalar, ressamlar, heykelcilerle yol alacağız,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle