22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

28 MART 2004 / SAYI 940 TİYATRO ŞEBNEM Öİ ÖZİNAL Sahnede soyunuyorum çünkü... >abiha Curtulmuş T ebnem Özinal Pembe ırlantalar" imJi oyunda ynuyor. iyatro bir yaşamdır ve insanı anlatır. National Theatre'ın Kral Lear'ını îstanbul'da izleyenler, Ian Holm orman sahnesinde anadan doğmaydı diye kıyameti kopartmadı. Aksine Lear'ın trajik yalnızlaşması na mükemmel bir yorumdu bu. Aynı şekilde tiyatro festivali için Istanbul'a gelen Goethe'nin Faust'u da yabancı bir topluluk tarafından salınelendi. Oyun ıçinde çıplaklık ve şiddet vardı ama ızleyenleri rahatsız etmedi. Cinsellik, tahrik edıci bir unsurolarakkullanümamıştı. Tiyatroya gereken ılgı gösterilmiyor diye dert yanılsa da aslında durum o kadar da kötü değil. Bunda podyumdan sahneye geçen mankenlerin de rolünü inkâr etmemek gerekir. Son zamanlarda özel tiyatroların birçoğu oyunlarında mankenlere yer vererek seyircinin ilgisini çekmeyi hedefliyor. Mankenler de "Sizden oyuncu olmaz" önyargısına kulaklarını tıkayarak tiyatro sahnesinde becerilerini sergiliyorlar. Gencay Gürün'ün çevirisi ve rejisiyle sahnelenen, Şebnem Özinal ve Ceren Erginsoy'un kostümleri yüzünden basının yoğunilgisinenedenolan "PembePırlantalar" seks üzerine kurulu bir oyun deği]. Tiyatroda çıplaklık ve cinsellik denilince akla gelen ilk isim Şebnem Özinal. Mankenlikten oyunculuğa geçenler arasında kalıcı olarak kendini yeterince kanıtladığını düşünüyor, çünkü "Pembe Pırlantalar" 15.oyunu. Sadece soyunarak ve skandal yaratarak tiyatro sahnesinde varolunabileceğineinanmıyor. Oyun neyi gerektiriyorsa onu yapıyor ve tiyatroda tabunun olmaması gerektiğini düşünü yor. Ama sinema için o kadar cesur değil. Çıplaklık konusunun üzerine bu denli yapışmasından rahatsız, " Sinemada soyunmam"diyor... "Hani şu tiyatroda soyunan kız" sizin imajınız mı artık? Tiyatroda tabu kırıcı bir rol mü üstleniyorsunuz ? Hayır ben böyle tabu kırıcı rolü üstlendiğimı düşiınmüyorum. Ayrıca bu çıplaklık ne benim oynadığım oyunda ilk, ne de tiyatroda. Türk tiyatrosunun geçmişine baktığınızda sürekli öpüşme ve sevişme sahneleri zaten yer almış. Hani çıplaklıktan kasıt dekolteyse, ya da sadece oyuna yönelik kostümlerimizse böyle bir şey üstlendiğıme inanmıyorum. Neden bilmiyorum ama ihale bana kaldı herhalde, benim üstüme yakışan bir şey oldu. Zaten tiyatro, tabusu olan bir meslek olamaz. Sadece benim üzerime kalması da beni şu şekilde rahatsız ediyor. Biz bir ekibiz. Yönetmeni var, kostümcüsü var, diğer oyuncuları var, teknik ekibi var yani sadece ve sadece ben, Şebnem Özinal olarak aldığım bir karar değildir bu kıyafeti giymek, ya da bu rolde oynamak. Beyazperdede normal sayılan çıplaklık neden tiyatroda eleştirilere neden oluyor? Tiyatro çok ilgi çeken, herkesin yakınlık gösterdiği bir sanat dalı değil. Televizyon gibi geniş kitlelere hitap etmiyor, maalesef çok büyük insan topluluklarına ulaşamıyor. Sadece tiyatroda bulunmaktan mutlu olan insanlar bizi izlemeye geliyor. Yeni bir oyun çıkardığımızda ayrı bir gece olarak basın provası ve tanıtımı yapıyoruz. Medya da oyunda bu tip sahnelerin haberini yapmayı tercih ediyor. Türkiye'de siyasi gazeteler hariç magazin basını çok kalitesiz işlere imza atıyor. Ancak, biri biriyle kavga edince o manşet olabiliyor. Beyazperdede hemen hemen neredeyse her filmde cinsellik ya da çıplaklık var. Ama ben de tam tersini düşünüyorum. Tiyatro oyunculuğunu benimsediğim için tiyatro sahnesinde hiç gocunmadan soyunurum. Ama beyazperdede asla yapmam. Oyuncu olarak ayrtm yapmanız ne kadar doğru? Neden yapmam; çünkü insanlar tiyatroda olanları daha kolay affedebiliyor. Tiyatro küçük bir çevre, beyazperdedeki gibi daha büyük çevrelere hitap edince böyle abartılmış şeylerin affedilmesi daha zorlaşıyor. Bu haberler bu şekilde çok çıktığı ve çıplaklık konusu üzerime çok yapıştığı için buna sinemada da devam etmek istemem. Nicole Kidman da oynadığı bir oyunda soyundu. Daha sonra da başka ünlü oyuncular. Yetenek olmayınca sadece çıplaklık kariyer için yetmiyor... Benim bu şekilde gündeme gelişim Popcorn oyunuyla oldu. Bir romandan uyarlanan, sinemada şiddeti anlatan tiyatro oyunuydu. Orada bir kızın striptiz sah nesi vardı ve o sahne basında çok yer aldı. Popcorn 'a gelinceye kadar ben yedi tiyat Fotoğraf: VedatAnk ro oyununda rol almıştım ve o oyunlarda da ne çıplaklık, ne öpüşme sahnesi vardı. O dönemde olsa bile bu kadar gündeme gelmiyordu. Pembe Pırlantalar'la birlikte bu benim 15. oyunum. Metin Serezli hep, "Sende hayvani bir insiak var" der bana. Içgüdüsel olan oyunculuk isteği, yani içimden gelen bir şey var. Onun üzerine kendim işledim sadece. Sadece soyunarak, skandal yaratarak ne herhangi bir tiyatro size iş verir, ne de siz kahcı olursu nuz, Aynı şekilde Goethe'nin oyunu Faust'ta da çıplaklık ve şiddet var ama izleyenleri rahatsız etmiyor... Aslında artık şu yüzyılda, bugünün Türkiye'sinde bunların konuşulmaması lazım. Benceyazık, gerçekten yazık. Çünkü çıplaklığa aç bir toplum değiliz. Zaten her zaman her yerde bir yığın çıplak kadın gözümüzünönünde. Neden hâlâanahaber bültenlerinde, üsrüne basa basa bizim oyunun "soyunma sahnesi" gösteriliyor? Bunu biraz da ana haberlerin çizgisinin değişmesinebağlıyorum. Çünkü magazin sokuyorlar araya, daha doğrusu tamamen magazinel bir şey oldu haberler. O oyun haberi yapılacaksa yapıhr, ama oyundaki kadın çıplak diye yapılmaz. Faust buraya tiyatro festivaline geldi ve yabancı bir topluluk tarafından oynandı. Hiç kimse de bir şey demedi, yabancı topluluk çıplak çıkıyordiye. Genco Erkal yıllarca külotla sahnede yer a!dı, çırılçıplak da sahnede kaldığı oldu, hiçbir haber çıkmadı. Benim biraz magazinel yönümün ağır basıyor olması, ya da mankenlikten gelişim ve kalıcı oluşum daha fazla ses getirdi. Yani neden tekrar tekrar bunun üstüne basılıyor, çok gereksiz bir şey. O da bizim hazmetmemişliğimizle ilgili bir şey, yani cinselliğe aç bir toplum değiliz ama hazmetmemiş bir toplum uz. Mankenlikten sonra neden televizyon değil de tiyatroyu seçtiniz ? Televizyonu da seçtım aslında. "Sonradan Görmeler" diyebeş yıl süren bir dizi çektik. Ama ben hep tiyatro ile ön plana çıktığım için insanlar öyle zannediyor. Yıllar sonra "Böylemi Olacaktı?" diye yine uzun süren bir televizyon dizim daha oldu. Oyunculuğa tiyatro diye başladım. Mühendislik okuyordum o sıralar ve tiyatro olmasa oyunculuğa başlamayacaktım. O zamanki tüm amacım akademik kariyer yapmak, öğretim görevlisi olmaktı. Hayatın bir tesadüfüdür tiyatroya geç mem... Şimdi birçok oyunda mankenleri görüyoruz. Mankenler tiyatronun can simidimioldu? Bu çok yeni bir şey. Yaklaşık iki yıldır mankenler daha çok tiyatrolarda, televizyon dizilerinde yer alıyor. Aslında tiyatronun çok tercih ettiği bir şey değil mankenler. Kabarelerde daha çok olmaya başladı. Kabarelerde çok fazla rol olmadan sadece görüntü olarak durabiliyorsunuz. Baktılar ki medyada gerçekten mankenlerin yeri çok büyük, yani ancak onlarla haber bültenine taşınabilecekler, tercihlerini bu doğrultuda kullandılar. Seyirci de çekiyor gerçekten. Ama ben inanıyorum ki isimsiz bir sanatçı da olsa, eğer oyun iyiyse seyirci geliyor. îlk etapta afiştekı isimler tabii ki önemli, ama çok kısa bir süre için, en fazla üçdört oyun götürür. Ondan sonra da biterseyircisi. Tiyatroda çıplaklığa medyanın ilgisi sadece medyanın mı suçu, yoksa tiyatrocuların da bunda bir sorutnluluk payı var mı? " Siz gişe kaygısı ile böyle oyunlar koyuyorsunuz, soyunuyorsunuz" diye tiyatroya saldırı şeklinde yargılar var. Bizim tiyatromuz4a "Ihtiras" ve "Adreste Bulunamadı" diye başka oyunlar da var. Bu bir yelpazedir özel bir tiyatroda bulunması gereken. Tiyatronun ya da tiyatrocuların şöyle suçu olabilir, tiyatroyu ileri götürecek teknik açıdan hiçbir şey yapmıyoruz. Halen aynı iptidai koşullarda dekorlarımız.ışıklarımız... 13 yılönce tiyatroya nasıl başladıysam aynı sistem halen var. Bir adım ileri gidememişiz. Ne teknoloji, ne de görsellik açısından bir şey veremiyoruz. Teknoloji ve hız çağındayız. Her şey çok gelişti, her şey bilgisayarda, her şey animasyon, her şey çok son teknoloji. Tiyatroda bunu yapamıyorsanız tabii ki diğer öğeler, çıplaklık cinsellik daha öne çı~ kıyor. Ben yurtdışında oyunlan ızliyorum, artık dekor bile kalmadı, ışıktan kapılar var. Bu konuda suçlu bulabiliriz kendimizi. Birtiyatrom olsun istiyorum... f • f iyatroda taklit yapabilmekle oyuncu/tiI yatro sanatçısı olmak çok başka bir şey. JL Sizkendinizinasılbuluyorsunuz? İnsan kendisine çok fazla objektif olamıyor. Benim için tiyatro adına en önemli şey büyük isimler ile çalışmak. Çünkü bu insana hem tecrübe, hem de ismine bir kalite kazan dırıyor. Bir de işi çok çabuklaştırıyor. Ben amatör bir tiyatrodan başlasaydım yıllar yılı profesyonel tiyatroya geçenekadar çok fazla zaman kaybedecektim. Gençlere de söylüyorum, herkes benim kadar şanslı olamayabilir. Bunda yeteneğimin de büyük katkısıvar. "Yetenek sonradanşırıngaedilmez" der Yıldız Kenter. Geçenlerde Devlet Tiyatrosu'ndan bir teklif aldım ve bu beni çok sevindirdi. Kenan Işık'ın sahneye koyacağı bir oyun. Baş aktör arayışı devam ediyor şu anda. O yüzden provaya ara verildi. Devlet Tiyatrosu'nun kadrosundan değil de dışarıdan bir oyuncunun alınması ve o insanın ben olması gerçekten çok mutlu etti. Bir oyuncu için, özellikle konservatuvar mezunıı olmayan bir oyuncu için Devlet Tiyatrosu'nda oynamak, en üst nokta gibi bir şey. îlk defa bir drama oynayacağım. Bu teklifler beni sevindiriyor ve bu da yaptıklarımın, çabalarımın ve yeteneğimin hiç de göz ardı edilemeyecek bir şey olduğunu hissettiriyor. Türk tiyatrosunun bulvar tiyatrosu denilen tarzla, yani kadın erkek arasındaki ilişkiler, kavgalar, entrikalar ve daha çok komedilerle seyirciye alıştırılması konusunda ne düşünüyorsunuz? Aslında Türk tiyatrosu değil de özel tiyatrolar genelde böyle oyunlan seçiyor. Türk aile yapısına bakarsanız gerçekten entrikacı bir toplumuz. Bizde erkek olgusu aldatan erkektir ve mutlaka kadının arkasından bir şeyler çeviren erkektir. Kadın sürekli aldatılır, gerçi şımdi biraz aldatan da olmaya başladı. Dolayısıyla insan ilişkileri de entrika üzerine dönüyor. Yani dost dosta, arkadaş arkadaşa sürekli entrika planlıyor. O yüzden Türk toplumu bundan hoşlanıyor. Hele ki bu bir komedi çerçevesinde veriliyorsa çok keyifli bir halegeliyor. Insanlann ayncagülmeye de çok ıhtiyacı var, her şey çok üst üste geldi. Özellikle bu yıl terör olayları, ekonomik kriz... Özel tiyatrolar ticari kaygı içinde oldukları için bu oyunları seçiyor. Ama Devlet Tiyatrosu'na, Şehir Tiyatrosu'na bakarsanız istediğiniz özgürlükte oyunlar var. Shakespeare de oynanıyor, komedi de... Sen kimi beğeniyorsun, kimi örnek alıyorsun dersen, örnek almak asla değil, ama Nevra Serezli derim. Devekuşu Kabare'den beri güzel ama komik kadın imajını oturtması çok hoş. Ben de biraz biraz onu yapmaya çalışıyorum. Tiyatro ile ilgili hedefleriniz, yapmak istedikleriniz? Bir tiyatrom olsun istiyorum. Ama şunu unutmamak gerek, oyuncudan patron olunmaz. Ben tiyatrom olsun derken benim başrolünü oynaya cağım ya da benim içinde bulunacağım bir oyun sahneye koyabilirım ama yöneticim farklı biri olur. Aynenyurtdışındakigibiyapımşirketlerinin prodüksiyonu üstlenmesi ve yapmasını sağlamak gerek. O yüzden yönetim değişmeli, tutucu kafa değişmeli, bunların hepsi tiyatro seyircisini etkileyen faktörler. Gençbeyinler ile bunların çözüleceğine inanıyorum. Gerçekten pırd pırıl insanlar yetişiyor. Üniversitelerde tiyatrolarla ilgili yeni bölümler açıldı, tiyatro işletmeciliğiyle ilgili. Ben inancımı kaybetmemeye çalışıyorum. Ama diğer meslektaşlarımızın medyada aleyhimizde konuşmaları bizi biraz aşağılara çekiyor gerçekten. Herkes bu konuda pozitif düşünse, herkes iyi ve olumlu şeyler yapsa, kavga etmeyi bıraksa her şey çok daha iyi olacak. Çünkü ancak gençlerle hareketlenecek ve gençlerle ileriye taşınacak bir meslek tiyatro.#
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle