Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 YAŞAM lyi ihtiyarlamak için, yiğit olmak gerekir! Mina Urgan 29 ŞUBAT 2004 / SAYI 9; HATIRLATIYORUZ... ulku.giray@isbank.net.tr >• 2002'de îngiltere'de yapılan Londra Maratonu'nun en yaşlı katılımcısı, 90 yaşındaki tskoç Jenny Wood Allen idı. Bayan Allen, 42.195 km.'yi, yardım almadan 11 saat 34 saniyede tamamladı. Allen, uzun mesafe koşmaya 71 yaşında başlamıştı. > 100 yaşında aramızdan ayrılan Prof. Dr. Derviş Manizade, dünyanın en uzun yaşayan dermatoloji profesörüydü. 2002'de îtalya'nın en yaşlı adamı olan Antonio Todde, 112 yaşında ölünceye kadar her gün bir kadeh şarap içmişti. >• îsveçli ünlü yazar Astrid Lindgren, 94 yaşında ölmüştü, ama yarattığı "Pipi Uzunçorap" hâlâ yaşıyor. >• Ingiltere'nin ünlü Başbakanı Winston Churchill, 1964'te politikayı bıraktığında 90 yaştndaydı. Mahir Günşiray Tiyatrocu Hayattaki en büyük hatanız ne oldu? Hata yapmak çok iyi bir şey. Bu nedenle büyük bir hata diye düşünebileceğim hatam olmadı. Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey sizce nedir? Çocuğuna bir şey olması. Günlük hayatta en keyif aldığınız şey nedir? Gece kayık ıle dolaşmak. Sizi en güldüren şey nedir? Amsterdam'daki tiyatrocu arkadaşım Celil Toksöz'ün fıkraları. En büyük âşk hikâyesi kimlerinki sizce? Herkesin çocuğu kendine güzel gelir. En sevdiğiniz yazar? Yıldırım Türker. En sevdiğiniz yönetmen ya da film? Yönetmen olarak Pasolini, Tarkovski; Film olarak "Kara Tahta", "Sodom'un 120 günü", "Ayna". Günümüzden veya geçmişten takdir ettiğiniz siyasi karakter kim? Michel Foucault. Yerel seçimlerde Istanbul için belediye başkanı kimi isterdiniz? Emre Kongar olabilirdi. En sevdiğiniz, yaşamak istediğiniz şehir hangisi? Tiyatromun, sevgilımin, çocuğumun ve yatağımın olduğu şehirde. Güncel olaylar içerisinde sizi en çok üzen, en çok dokunan nedir? Samimiyetsizlik, aldatmak, işkence etmek, "Biz Evleniyoruz" ve "Popstar" gibi programlar, kırmızı halılı tiyatro ya da film galaları. Bir hayvan olsaydınız ne olurdunuz? Dışım aslan içim penguenmiş, öyle diyorlar... Anne, lütfen evlen... G Ülkü Giray eçen hafta, anne ya da babası, boşanma ya da öliim nedeniyle yalnız kalan gençlerin, ebeveynlerinin yeniden evlenmesine çok sıcak bakmadığından söz etmiştik. Galiba, sandığımızdan da derin bir yaraya parmak basmışız ki, üyelerimizden pek çok mesaj aldık. Bunlardan bazılannı sizlerle paylaşmak ıstiyoruz: Istanbul'dan yazan bir üyemiz (Bn. S. T.): "Türkiye'de eşinin ölümü nedeniyle dul kalmış kadınlann sayısının bir buçuk milyona yaklaştığını, dul erkeklerin sayısının ise yaklaşık 300 bin olduğunu sizden öğrendim. Insanların 100 yıl öncesine göre iki kat daha uzun yaşadığı günümüzde, yeniden evlenmek isteyenlere karşı 100 yıl öncesinden kalmış tutumumuzu değiştirmeliyiz. Aksi halde bu, her geçen gün büyüyen bir sosyal sorun olacakür." Izmir'den görüş belirten bir üyemiz ise (Bn. C.T.): FAHRI UYELERIMIZ "...Eğer rakamlar >• 80 yaşında, haftada beş gün öğrencüerine ders veren, doğruysa, sayıları bir sergilerhazırlayan ressam Lütfii Günay. buçuk milyona yaklaşan >• 64 yaşında, eşi Liitfü Günay'ın enerjislnden etkilenbu hanımların çoğu ya diğini söyleyen ressam Ülkü Günay. kocalarından dul maaşı ya >• 75 yaşında hâlâ araştırmalaryapan ve ders vermeyi da babalarından yetim sürdüren Prof. Dr. SevdaŞener. maaşı alıyorlar demektir. >• 70'li yaşlarında olsa bıle Istanbul Bilgi ÜniversiteBu durumun ekonomimiz si'nde deneyimlerini gençlerle paylaşan Prof. Dr. Gülten için bir sorun olduğuna Kazgan. inanıyorum. Kaldı ki, dul/yetim maaşıyla • 56 yıllık yaşamımdan çıkardığım ders, direnmek ve geçinmek çok zor. Bu umutlu olmaktır, diyen Prof. Dr. Atilla Ozsever. nedenlerle, toplum olarak, >" 90. yaş gününü ocak ayında kutlayan tiyatro sanatçıyeniden evlenmeleri sılhsanDevrim. desteklememiz gerektiğini düşünüyorum." Ankara'dan yazan bir üyemiz (Bn. F. A.): "...Erkekler kendilerinden genç kadınlarla evlendikleri sürece, dul kadınlann sayısı artacaktır! Bunun çaresi, dul kalanları evlenmeye teşvik etmek değil, erkekleri yaşıtlarıyla, hatta birkaç yaş büyük hanımlarla evlenmeye teşvik etmektir!" Gene îstanbul'dan bir üyemiz (Bn. Y. T.) geçen hafta Bursa'dan seslenen üyemiz Bn. M.G.'yi cevaplıyor: "60 yaşında yalnız kalsanız evlenmez misıniz, diye gençlere soruyorsunuz. Çocuklarınızın, yeniden evlenmenizi istememesi bence haksızlık... Ben 32 yaşmda, çalışan, bekâr bir bayanım. Babamı yıllar önce kaybettik. Annem daha 57 yaşında. Yeniden evlenip bir yuva kurmasını çok istiyorum. Ama, o evlenecek yaşta kızım varken, ben nasıl evlenirim diyor. Annemin, evlenebilmesi için, benim sevmediğim biriyle hayatımı birleştirmemi beklemesi de haksızlık değil mi?" Bu mesajlar bizi uzun uzun düşündürdü... Siz ne dersiniz? Haftaya buluşmak üzere. Şimdiçizgi roman zamanı Türkiye'de çizgi roman denildiği zaman, Tommiks'ler, Conan'lar geliyor... Oysa yeni çizgi romancılar ve çizgi roman kahramanları var. Deniz Erbaş da bir çizgi romancı. Akrebin Gölgesi'nde , çalışmış önce. Şimdi Türkiye'nin ilk fantastik kurgusu Perg Efsaneleri'ni çizgi roman yapmak için çalışıyor... Selen Tokcan kâye, I. Dünya Savaşı'nda "Red Baron" takma adıylabilinen, Almanya'nıneniyi pilotlarındanMonfredVonRichtofen'in hikâyesi. Ben daha çok kılıç ve büyü hikâyeleri ile bilim kurgu çizdiğim için, böyle yakın tarihle ilgili bir biyografi çizim çalışması daha önce yapmamıştım. Çok emek istedi. I.Dünya Savaşı'nda kullanılan silahlar, kostümler, uçaklarla ilgili görsel malzemeyi araştırmak durumunda kaldım. Fakat benim tarihteki savaşlara çok ilgim olduğundan keyifli bir çalışma oldu. Bir de Kanada'da, "Flirt" dergisinde yayımlanan "El Araf" adlı bir işim var. El Araf cennet ve cehennemi ayıran surların ismi. Savaşa anne ve babasının rızası olmadan giden Islam cengâverleri şehit düşerlersebusurlarıkorumaklagörevliler... Hikâyenın konusu bu. Bu mitlere olan ilgin neden ? Ben Borges hayranıyım. Borges'in bir Kadir Gecesi tasviri vardır mesela, şöyle der"TasIardakisularıntatlandığıgece"... Kadir Gecesi'ni bu dizeyi duyana kadar böyle güzel bilmezdim... Bir de aileden gelen birbirikimim var. Annem beş bin tane müridi olan Şeyh Ali adında bir adamın torunuymuş. Fakat hep böyle mistik şeyler anlatacağım gibi bir takıntım yok. Yurtdışına yaptığım işlerde kendi kültürümüzle ilgili bir şeyler kullanmak istedim sadece. Osmanlı, Selçuklu ile ilgili çok şey yapılması gerektiğini düşünüyorum. Şeyh Bedrettin Destanı'nın mutlaka resimlenmesi gerekiyor bence. Türkiye'de çizgi roman tarihinden söz edebiliyor muyuz ? Tabii ki var. 70'li yıllarda Tarkan'lar, Kara Muratlar, Karaoğlan'lar var. Hepsine çok saygı duyuyorum fakat hıçbirinin çağdaş çizgi roman anlayışıyla bir alakası yok. Onlar zamanının işleri. Çağdaş mizah anlayışı derken şunukastediyorum: îki türlü çizebilirsin, ya anlatacağın bir derdin vardır dolayısıyla çizdiğın şey tüketim amacı güder, ya da hiçbir kaygın yoktur tamamen artistik ve sanatsal kaygılar taşırsın. Çağdaş çizgi roman sanatsal kaygılar taşır. Amerika'da bu iş her ne kadar endüstriyelleşmiş ve tüketime yönelmiş durumda olsa da, orada ki anlayış da çağdaş çizgi romanla örtüşüyor. Çünkü işlerbir sanatyönetmenininönderliğinde.bütün detaylarıyla düşünülerek tasarlanıyor. D eniz Erbaş, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik mezunu. 29 yaşında. Türkiye'de sayısı iki elin parmağını geçmeyen çizgi romancılardan biri. Gırgır, Hıbırgibi mizah dergilerinden tanınan, Ergün Gündüz ile "Akrepin Gölgesi" adlı çizgi roman dergisini çıkartanlardan. Amerika'da "Comicsconspiracy" adlı çizgi roman dergisinde işleri yayımlanıyor, 2001 yılında Kanada'da yayımlanmış bir illüstrasyon albümü var. Şu sıralarda ise Barış Müstecaplıoğlu'nun yazdığı, Metis Edebiyat'tan çıkma, dört ayrı kitaptan oluşan Türkiye'nin ilk fantastik kurgusu "Perg Efsaneleri"ni çizgi roman haline getirmek için çalışıyor. îs Deniz Erbaş, 'Perg Efsaneleri'ni çizgi roman hnlinp tanbul Bilgi Üniversitesi'nde grafiker olan Erbaş tasarımı çok seviyor ama elinde olsa da sadece çizgi roman yapabilse... Deniz Erbaş ile çizgi roman üzerine söyleştik... •Çizgi roman yapmaya nasıl başladın ? Ben çocukluğumdan beri sürekli çizen biriyim, ama bu işle ciddi anlamda uğraşmaya üniversite yıllarında başladım. Fakat nasıl yapılacağını çok iyi bilmiyorduk. Çizgi romanın salt kendine ait bir piyasası olmadığından, mizah dergilerine gidip gelmeye başladım. Böyle söylüyorum çünkü, çağdaş çizgi roman anlayışını mizah dergisi çerçevesinde yapmak çok zor ve kısıtlayıcı bir şey. Çizgi romanın artık bir piyasası var mı ? tnsanlar çizgi romana nasıl bakıyor? Hâlâ yok maalesef, fakat beş sene öncesine göre çok daha gelişmişdurumda. tnsanlar çizgi romanın ne olduğunu daha iyi biliyorlar. Yeni dergiler çıkıyor. Akademide okuyan çok iyi çizerler biliyorum. Hepimiz uğraşıyoruz. Akrepin Gölgesi diye bir dergi çıkarttık, fantastik, bilim kurgu, garip öyküler ve taksi öyküleri adında dört çeşit olarak bayilerde yerini aldı fakat aynı tarihlerde ülkede yaşanan deprem ve ekonomik krizlerin sonucunda 12 sayı çıkartabildik sadece. TürkiVP nf*rİ7<7Î ca onlardan farklı bir şey yaptığında ki bunun adı çağdaş çizgi roman, insanlar bir andaısınamıyorlar. Conan.Tommiksonlar için nostaljik bir anlam taşıyor. Çocukluklarıyla özdeşleşmiş bir şey. Arka Bahçe Yayıncılık adında bir kurum var, çizgi roman piyasasının oluşmasına en büyük desteği onlar veriyor. Türkiye'nin ilk çizgi romanı "Karabasan"ı yayımladılar. Türkiye'nin ilk fantastik kurgusu "Perg Efsaneleri" ile ilgili de bir çalışma başlattılar. T")ıinvar1<a cıi an rr*\r r»r»nıi1*»r r J a n "T?rJ Perg ülkesi için uyarhyorlar. Aynı zamanda Perg ülkesinde geçecek çizgi roman için de kollan sıvadılar. Bu projede ben de seve seve çalışacağım. Çizgi roman kısmının beş ay içinde tamamlanmasını hedefledik. Yani çizgi roman piyasası geç de olsa oluşuyor. •Senin bir de yurtdışında yayımlanan, tarihsel destanlan, tslami mitleri konu eden çizgi romanların var... Amerika'da "Comicsconspiracy" adlı Kir r'f/ai mn