22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

a 26 ARALIK 2004 / SAYI 979 RÜÇHAN ÇALIŞKUR Oda bulutları bekl iyor Özlem Altunok üksekte, çok yukarılarda bir film çekildı: Bulutları Beklerken. 1. Dünya Savaşı sonrasında sürgünden kaçarak Karadeniz yaylalarına sığınmış Ayşe'nin, yani Eleni'nin sırrını anlatan buruk bir hikâye. Yeşim Ustaoğlu'nun 7 Ocak'ta gösteritne girecek bu son filmi, başroldeki Rüçhan Çalışkur'un ilk sinema deneyimi. Bu ilk, ona geçtiğimiz Istanbul Film Festivali'nde "En lyi Kadın Oyuncu" ödülünü de kazandırdı. Çahşkur, 28 ydlık tiyatro oyuncusu. îzleyenler onu "Leeanen'in Güzellik Kraliçesi" ya da "Ben Ruhi Bey Nasılım?" oyunlarından kolayca hatırlayacaktır. Geç başlamış olsa da sinemaya ısınmış görünüyor ve Fatih Akın'a sesleniyor: "Sizinle çalışmak bana biıyük keyif verecektir." Sizi son clönemde Devlet Tiyatroları'nda sahnelenen iki oyununuzla tanıyoruz. Oyunculuk geçmişinizden bahsedebilir misiniz? 28 yılhk tiyatro oyuncusuyum. 1979'dan beri de DT kadrosundayım. Bir tek çocuğumun doğduğu yıl hariç neredeyse her sene bir oyunda oynadım. Yeşim Ustaoğlu'yla yollarınız nasıl kesişti? Yeşim hakkımda bir takım duyumlar almış, oyunu seyretti ve "Benimle çalışır mısın?" dedi. "Iz" ve "Güneşe Yolculuk"u bildiğim için severek kabul ettim. Y Hakan Gürtop yapıyor. Beğenince bir yerden başlamam gerektiğine karar verdim. Bir kasabada yaşayan sevecen, yumuşak bir anneyi canlandırıyorum. Tiyatroda görünmekle sinemada görünmek arasındaki fark sizi rahatsız ediyor mu? Şuna emin olabilirsiniz; beni tiyatroda seyredip yolda çeviren insanlar daha çok mutlu ediyor. Sinema oyunculuğu nasıl bir tecrübe kazandırdı? KİRLENMEMEK İÇİN... Sinemadan ya da televizyondan uzak durmak bilinçli bir tercih miydi? Zaman zaman çeşitli teklifler aldım, ama çok da hoşuma giden işler değildi. Kirlenmemek için biraz fazla kapalı yaşıyorum galiba. Sanatçı olarak dizi tekliflerini de düşünürüm ve gerçekten aklımın yattığı bir projeyse oynarım. Zaten şimdi TRT'de başlayacak bir dizide rol alıyorum, çekimleri henüz devam ediyor. Nasıl bir dizi bu? Adı "Zeytin Dalı". Yönetmenliğini Kamerayla tanışmak farklı ve zevkliydi. Zaten sahnede de küçücük oyunlan yakalamayı çok seviyorum, bunu sinemada da yapabilmek çok haz verdi. Dizi teklifini de" Bulutlan Beklerken" de aldığım hazzı sürdürmek için kabul ettim. Aldığınız hazda Yeşim Ustaoğlu'nun katkısı neydi? Yeşim'den sinema adına çok şey öğrendim. O çok güçlü bir kadın. Onun gücü, çalışma yöntemi beni çok etkiledi. Insanı rahatlatan, sakin, duru biri, yanında siz de yumuşacık oluyorsunuz. •Yeşim Ustaoğlu Karadeniz için "tçine girmedikçe nasıl bir yer olduğunu anlayamazsınız" demişti. Siz de böyle mi hissettiniz? Ben de pek çok kişi gibi Karadeniz'de "Bulutları Beklerken" Karadeniz yaylalannda çekildi. Fotoğraf: UĞUR DEMÎR kapalı bir toplum olduğunu düşünüyordum. Bakir, sevecen insanların olduğu, sıcacık bir ortamla karşılaştım. înanılmaz bir çeşitlilik var. Çok büyiık zorluklara, koşullara rağmen yaşamlartnı coşkuyla sürdürebilmeleri beni çok etkiledi. Şimdi çok daha iyi anlıyorum buralarda ne kadar şımardığımızı. Hayatı kadınların sırtladığı bir coşku hali diyebilir miyiz? Başrolde hep kadınlar var orada. Tarlada, evde, yaylada sürekli çalışıyorlar. Erkekler de çekirdek çitliyor... Bir yıl süren bir hazırlık aşaması, Karadeniz'de yaşamak, yöre halkıyla birlikte oynamak... Nasıl bir süreçti? Hem yörenin dilini öğrenmek hem de oradaki yaşamın içine girmek için uzun bir hazırlık süreci geçirdik. Halkın arasına girdik, beraber oturduk, yemekler yedik, uzun sohbetler ettik, mısır ekmeği, mıhlama yapmayı öğrendik... Sandıklarını açtılar, beraber kostüm seçtik... Rol gereği benim küfe taşımayı, tırmanmayı, tarlada çalışmayı öğrenmem gerekiyordu. O kadar iç içe geçmiştik ki, bir gün çekimden bitkin düşmüş dinlenirken kollanmı sıvamıştım. Yaşlı bir teyze öyle alışmış ki bize, "kapat o kolunu" diye azarladı, ben de kapadım gayrı ihtiyari... Hem Ayşe, hem Eleni olmak, iki yanm insanı canlandırmak zor muydu? Oyunculuk açısından pek zorlanmadrm ama, rolün sancısı, acısı çok yoğundu. Kimlik arayışındaki, üstelik azınlık olduğunu gizlemek zorunda kalan bir ka Jülide Kural Oyuncu \: En biiyiik hatanız nedir? Hatasız bir hayat kurma çabam! Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey sizce nedir? Kendisiyle yuzleşme cesaretsizliği. Hayattaki en biiyiik keyfıniz nedir? Ormanda sessizce yapılan yürüyüşler. En sevdiğiniz yazar kim? Kafka. En sevdiğiniz film/yünetmen? 'Ayna', Tarkovsky. En biiyiik aşk hikâyesi kimlerinki? Hayalimdeki "O Kadın" ve "O Erkeğin" hikâyesi. Sizi en çok güldüren şey nedir? Absürd bir durum içindeki insanın şaşkın kızgınlığı. En biiyiik tnutsuzluk? Yalan ya da yalanlar... En son ne zaman dibe vurdunuz? Buna kolay kolay izin vermiyorum doğrusu. Bir hayvan olsaydınız, ne olurdunuz? Leopar. Bir hayali kahraman olsaydınız kim olurdunuz? Niye? Robin Hood. Paylaşmayı seviyorum. En çok yaşamak istediğiniz şehir? Istanbul her şeye rağmen. Yangında kurtaracağınız ilk iiç şey nedir? Kitaplarım ve özel birkaç hediye. Sizi en çok tedirgin eden ve en beğendiğiniz özelliğiniz? Sabırsızlığımkalbimdeki iyilik. Sizin için affedilemeyecek hata nedir? Kurgulanarak söylenen yalan. Sahip olduğunuz en değerli şey? Dürüstlüğüm. Hangi sıklıkta yalan söylersiniz ve hangi durumlarda? Yalan söylemek mutsuzluk nedeni benim için. Güncel olaylar içinde yakın zamanda sizi en çok iizen olay nedir? Açık yüreklilikle davrandığım birkaç insan tarafından haksızlığa uğramam. Dünya gündemindeki ya da hayatmızdaki bir olayı değiştirme şansınız olsaydı, neyi değiştirmek isterdiniz? Savaşları ortadan kaldınrdım. Hayata gelirken seçme şansınız olsaydı, ne olmak isterdiniz? Yine "oyuncu" olmak isterdim. En sık kullandığınız kelime nedir? "Hayır". dını oynamak çok zordu. Özellikle ablasını kaybettikten sonraki kimlik arayışı beni inanılmaz bunalımlara soktu. Her iki kimliği de yaşatabilmek için ağır bir dönem geçirdim. Hem güçlü, hem zayıf, hem Ayşe, hem Eleni, hem oralı, hem değil... Ben de bir ikilemin içinde gidip geldim. Şöyle düşündüm; yaşam öyle bir şey ki, öyle bir düzen içindeyiz ki, ister istemez bu git geller hepimizin içinde var. Sizin için ne ifade ediyor aidiyet duygusu? Ben herhangi bir yere değil, dünyaya aitim. •Peki, "bulutları beklemek" nasıl bir şey? inanılmaz güzel. içinde kayboluyormuşsun, uçuyormuşsun gibi... Inatla "beni ne zaman içine alacak, ne zaman benimle bütünleşecek" diye bekliyorsun. Filmde oradan hiç çıkamayacakmışsınız hissini veren yoğun bir sıkışmışhk duygusu vardı. Bu size de yansıdı mı? O sıkışmışlığı hâlâ yaşadığınu düşünüyorum. Ayşe'den çıkmam, orada yaşadıklarımdan, çekilen sıkıntılardan kopmam çok zamanımı aldı. Ama aklımın bir köşesi hâlâ orada. Neydi bu kadar yaralayan? Küçücük çocuklann horon teperken, haberleşirken sürekli silah kullanmaları, kadınların dur durak bilmeden çalışmaları, erkeklerin yan gelip yatmaları... O dağları tırmanmak, uçurumdan aşağı bakmak, çamur içinde kalmak... Hepsinin ayrı anlamları vardı orada. tlk sinema deneyiminizle, tstanbul Film Festivali'nde "En lyi Kadın Oyuncu" ödülünü aldınız... Uzun emek dönemine karşılık büyük bir keyif oldu, haz verdi, hâlâ da veriyor. Sinema yapmaya devam edecek misiniz? Hangi yönetmenleri izliyorsunuz? Güzel işler yapdıyor, bunun arkasının geleceğine de inanıyorum. Ahmet Uluçay, Fatih Akın, Yeşim Ustaoğlu'nun filmlerini çok beğeniyorum. Fatih Akm'ın özellikle ilk filmini çok sevmiştim. Onunla çalışmak bana son derece büyük bir keyif verecektir. Umarım sesimi duyar. Ayrıca yönetmenlerimizi tiyatroya oyun seyretmeye, oyuncu görmeye çağmyorum. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle