Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 Eylül 2020 Cumartesi 7 Türkali, ilk buluşmada ‘ne yiyeceksin’ sorusuna ‘fark etmez’ diye cevap veren erkeklere sesleniyor: Masayı terk et! Kitap, yemek ve biraz da hayat Ebru D. Dedeoğlu Hayatla yemeğin acayip bir ilişkisi var. Lezzetli ellerden çıkan yemekler, şahane sofralarda pekişen dostluklar... Kâh ağlayıp kah güldüğümüz, kâh saçmalayıp bazen kavga ettiğimiz yaşayan yerler sofralar... Bu köşede her hafta birini ağırlayacağız... Yemek ve hayat ilişkisini konuşacağız... İlk konuğumuz oyuncu Deniz Türkali’den başka kim olabilirdi ki, sofraya buyrun... İçine aşk koyacaksın D eniz Hanım siz oyuncusunuz ama şahane yazdığınızı da biliyorum. Bir kitabın konusu oldunuz, kendi kitabınızı da yazdınız. Konu muz kitap ve yemek arasındaki ilişki. Yemek sizin için ne anlam ifade ediyor? Aslında biraz önce bana bir şey dedin yemekler üzerinden karakter tahlili. Bu benim çok hoşuma gitti, oradan başlaya yım. Dünyada en sinirlendiğim şeyler den biri nedir biliyor musun? Genellik le bunu erkekler yapar: Romantik bir ilk buluşma için gayet şık bir yere gidersin. “Ne yiyeceksin” diye sorarsın? Cevap şudur: Fark etmez! O anda içimden geçen şudur: Masayı terk et! Nereye gideceksen git! Ne zık kımlanacaksan da zıkkımlan. (gülüyor) O ‘fark etmez’ sözcüğü insanı delirtebi len bir sözcük. Yemek ilk olarak payla şım demek; bu, çok önemli. Yaptığın ye meğin sevdiklerin Ben şarabı tercih ederim. Yılmazla le paylaşılması, beğenilmesi, lezzetli şeyler yapılması ve sunulması. İkin flört etmeye cisi ‘yediğin sensin’ başladığımız zamanlarda votka, soda diye bir söz vardır. Özellikle veganlar çok kullanır. Evet öyle. Hem sağlığımız hem varoluşu içiyordu. muz açısından yedik Yemekte de rakı içiyordu. Aperitif olarak lerimiz çok çok önemli. Tıkınmaktan söz etmiyorum. Yemek yemekten bahsediyorum. İşte o votka içiyordu. ‘fark etmez’ diyenler ye Şarap mek yemiyorlar bence tı içmiyordu, midesine dokunuyordu. kınıyorlar. Şunu anlayabilirim; yemek seçmemeyi, güzel olan her yemeği sevmeyi anlayabilirim. Dolayısıyla Ama ‘fark etmez’ ile ifade Yılmaz’la hep rakı içtim. edilmemeli. Bir yere gittiğinde mutlaka fark ediyordur. Fark etmeyecek se gitme! Çünkü her şey öyle başlar. Yemek ile cin sellik çok yakın şeyler. Dolayısıyla ‘fark etmez’ diyen bir adamın sonuç olarak benimle seviş mesi ya da başka kadınlarla /erkeklerle seviş mesi arasında farkı yok demektir. Yani bu an lama gelir. u Size fark etmez diyen oldu mu? Başıma geldi mi hatırlamıyorum, o kadar çok oldu ki (gülüyor). Eğer geldiyse de feci haşlamışımdır. BİR TÜR TERAPİ u O zaman yemek aslında sadece yemek değil mi? Ya da yemek seçimi kişinin karakteri hakkında önemli ipuçları verir mi? Yemek seçimi o kadar çok şey ifade ediyor ve ipuçları veriyor ki bunu küçümsemek büyük hata. Aman ne bulursak yeriz anlayışında olanlara üzülüyorum. u Yemek yapmak sizin için ne ifade ediyor? Yemek yapmanın keyfi çok başka. Yemeği hazırlamak, sunmak bir tür terapi oluyor insana. Bir de yemek programları seyretmek de çok güzel. YouTube’da Şemsa Denizsel’in takipçisiyim. Onun yemek tariflerine yapsam da yapmasam da bayılıyorum. Ki bazılarını beslenme şeklimden ötürü yapmıyorum. Ama ne oluyor biliyor musun? Şemsa Denizsel vejetaryen değil fakat yaptığı yemeklerden ben inanılmaz güzel vejetaryen yemekler yapıyorum. Ufkum açılıyor. GRAMLA YAPTIM, BERBAT OLDU u Sofralarınızda bulunmuş biri olarak lezzetler hâlâ aklımda. Özellikle Hayatımın Yemekleri kitabınızda diğer yemek kitapları gibi otoriter bir üslup yok. Yaratıcılığa izin veren, el yordamı, göz kararı tarifler. Bu tarzı özellikle mi tercih ettiniz? Kesinlikle yemek yapmak öyle bir şey. Bir kere gramla yemek yapmaya karar verdim berbat bir şey oldu. Hatta son dönemde yaptım. Ben de bunu gramıyla, tam ölçüsüyle yapayım dedim. Yemin ederim berbat bir şey oldu. FOTOĞRAF: Vedat Arık u İyi yemek yapmanın sırrı ne sizce? Çok severek yapmak. Hani hep diyorum ya içine aşk koyacaksın. KADINLAR FARKLI ZEVKLERE DAHA AÇIK u Bizim toplumumuzun yemek kültürü üzerine neler söylersiniz? Genel bir şey söylememe imkan yok. Uzman değilim. Şimdiki gençlerin yemek zevkleri çok değişti ancak belli bir kuşağa kadar geleneksel tat lara daha yakınlar. İkincisi tabii ki kadınlar her zaman farklı zevkleri tatmaya daha yakınlar ve erkeklerin de yeni lezzetlere meraklıları olabilir ama genellikle erkekler ya fark etmez sınıfındalar ya da geleneksel yemek yemeyi seviyorlar. Çoğunlukla erkekler et seviyor kadınlar deniz ürünü. Ancak gençlerle birlikte seçimler çok değişiyor, yeni trendler çıkıyor, şefleri seyrediyorsun, seyahatlar ediyorsun ve merak edip uyguluyorsun. Söylediklerim fazla genelleme olabiliyor. LÜFERİN YANAĞI İLE... u Neyi neyle yiyeceğimizi biliyor muyuz? Bu kurallar benim umurumda değil. Hangisiyle canın ne yemek isterse yiyebilirsin. Bunun da kuralı yoktur. İlla kırmızı etle kırmızı şarap içmeyebilirsin. Saçma sapan şeyler bunlar. Tek bir gerçek var. Rakıyla çok fazla bir şey yemek çok doğru değil. Mideye zarar veriyor. Refik Halid Karay’ın kitabında diyor ki “Bir lüferin yanağı ile bir şişe rakı içilir.” BABAMIN SOFRASI u Babanız Vedat Türkali’nin sofrasını hatırlar mısınız? Bizim evde hiç kızartma yapılmazdı, margarin kullanılmazdı, pilav bile zeytinyağı ile yapılırdı zaman zaman da tereyağı kullanılırdı. Babam zeytinyağlı yemekler, deniz ürünü çok severdi. En sevdiği yemek de hamsili pilavdı. Samsunlu olduğu için biraz Lazlık vardı. (Gülüyor) Babamla bizim damak zevkimizin arasındaki en büyük fark babam sebzeleri çok yumuşak severdi muhtemelen dişleriyle rahat çiğneyemediği için. Ben de yemeklerin biraz diri, ben varım diyenlerini severim. Çok az içerdi. Hatta içmezdi. Evimizde misafir sofraları olurdu sık sık. Rakı içilirdi. Ama babam bir lokma votka üzerine herhangi bir şey koyar içerdi. Barış’la, bana da her gün bir kadeh rakı içeceğinize haftada bir küçük için çünkü her gün alkolizme götürebilir, ama haftada bir içersen keyif olur derdi. DAYANAMAM TARİF İSTERİM u Çocuklarınıza elinizin lezzetini aktarabildiniz mi? Üçümüz de güzel yemek yapıyoruz. Annem öyle dünyanın en güzel yemeklerini yapmazdı, bankacıydı, yoğun çalışıyordu o nedenle hep acele yemek yapardı. Sağlıklı yemek yapmaya çalışırdı. Anneannem ve teyzem güzel yemek yapardı. Zeynep de harika yemek yapıyor. Ceren isteyince muazzam güzel yemek yapar. Kitabımda da Ceren’in Humusu adında tarifi vardır. Tahin yerine avokado kullanır. Arkadaşlarım da olağanüstü yemekler yapıyor. Yemeyi seven bir çevrem var. Gittiğim lokantalarda bile tarif istiyorum dayanamıyorum. Yıllar önce Side’de balık yemek istedik, girdim mutfağa kendim yaptım. 2000 yılına girdiğimiz sene Bozcaada’daydık yılbaşında. Yemekler feci kötüydü. Hindi, iç pilav, salatalar, mezeler her şey çok kötü. Gülmekten yerlere yattık. Yemekler güzel olsa bu kadar gülmezdik herhalde. Her davetimde farklı yemekler olur. İtalyan yemekleri olur çoğu kez. Pasta yani bir tür makarna ya da bir tür risotto ana yemek olarak mutlaka istenir. Vejetaryen olunca balık ürünleri yapmıyorum. Ama balık yumurtalı bir spagetti yapıyorum. Şahane oluyor. İmam bayıldı u Bir yemek tarifi verir misiniz? Tercihan küçük boy bostan patlıcanlarının ortalarından kesik atıp fırına koyuyoruz. Biraz tuz biraz (!) zeytinyağı gezdirip, yemeklik kestiğimiz soğanları ve ince ince doğradığımız sarmısakları yumuşayıncaya kadar çeviriyoruz. Kabuklarını soyup çekirdeklerini çıkardığımız domatesleri doğrayıp içine ekliyoruz. Bu sırada tuz ve bi berini koyuyoruz. Doğradığımız maydanozları ekliyoruz. Hepsinin tadı birbiriyle hemhal olana kadar karıştırıp pişiriyoruz. İyice yumuşamış olan patlıcanlara bir kesik atıp kaşıkla içlerini çıkarıyoruz ve hazırladığımız soğan harcını içlerine dolduruyoruz. Fırında pişirip çıkınca üzerine incecik doğradığımız maydanozları serpiyoruz. Oda sıcaklığında ya da zevke göre soğuk servis ediyoruz. Bizimkiler vegan besleniyor u Siz ve ailenizin beslenme şekli hakkında konuşalım mı? Hayatımın Yemekleri’ni yazmaya başladığımda pesketaryendim, şu an vejetaryenım. Zeynep, Ceren ve eşi vegan. Zeynep’in küçük kızı Dafne vegan, Ceren’in kızı Badem de vegan. Dolayısıyla bizim evde yemek çok konuşuluyor. Henüz vegan değilim bilmiyorum yapabilir miyim? İki şey var, bir vegan olmak bir de vegan beslenmek. Bizimkiler vegan besleniyor. Tam anlamıyla vegan olmak çok zor. Antikapitalist, antimilitarist, tüketime karşı. Vegan da olsan bu sefer farklı bir tüketim kanalı açılıyor. Meta haine geliyor ve bazı ürünler anormal pahalı. Tabii evimizde şöyle şeyler var. Damak zevklerimiz değişiyor. Benim damak zevkimle onlarınki ben yapınca uyuşuyor tabii ki de, onlar yapınca pek uyuşmuyor.