Katalog

(1890 / 12 MART 1980) Özgürlük ve demokrasi arayışına adanmış bir ömür: Zekeriya Sertel! Hayalet”, “Kuvayı Milliye Destanı” şiirlerinden örneklerle bu dönüm noktasının getirdiği şiirleri yazdığını yazıyordu. Tanıklığıyla Nâzım Hikmet’in yurtseverliğini, devrimciliğini, kavgacılığını, aşklarını, hapishane yıllarını “Güneşi İçenlerin Türküsü”, “O Duvar”, “Salkım Söğüt”, “Kerem Gibi”nin de içinde olduğu onlarca şiirinin yazılış öyküsüyle aktararak onu tanıtıyordu. Zekeriya Sertel, en yakın arkadaşı olarak Nâzım Hikmet tanıklığını, onun ülkeden ayrılışını, yurtdışında geçen yıllarını, özlemlerini, aşklarını, bunalımlarını, son yıllarını, yine yazdığı şiirler ekseninde 1978 yılında yayımlanan Nâzım Hikmet’in Son Yılları (Remzi, 2004) adlı kitabında anlattı. Kitabın “Nâzım’ı altüst eden trajedi” başlıklı bölümünde, SBKP’nin 20. Kongresi’nde Stalin’in işlediği suçlar ve cinayetler açıklanınca Nâzım Hikmet’in büyük bir düş kırıklığı yaşadığını ve bu olayın “Nâzım Hikmet’in sanat ve siyaset hayatında bir dönüm noktası” olduğunu yazdı: “İşte o sırada Moskova’da bulunan Nâzım Hikmet de bu gerçeklerin ortaya çıkması karşısında şaşırmış ve altüst olmuştu. Dünya başına yıkılmış gibiydi.” Nâzım Hikmet’in son yıllarına tanıklığını, “Vatan Haini” şirinin de içinde olduğu son şiirlerinin yazılışını ve ölümünden önce özyaşamöyküsünü noktaladığını da aktardığı kitabında, “Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim”in “bir belge” olduğunu söyledi. ZEKERİYA SERTEL: ‘GAZETECİNİN GÖREVİ KÖTÜLÜKLERLE SAVAŞMAK, HALKI UYANDIRMAK, İLERİNİN YOLUNU ZEKERİYA SERTEL, OKTAY AKBAL GÖSTERMEKTİR!’ “Gazetenin ayna” olduğunu, “gazetecinin toplumu larından Zekeriya Sertel, “yaşamı en iyi şiirlerinden izle- ÖNER YAĞCI istekleri, dertleri, kederleriyle yansıttığını”, görevinin nebilir” düşüncesiyle “Nâzım Hikmet ve Sanatı” alt baş- “kötülüklerle savaşmak, halkı uyandırmak, ilerinin lıklı kitabında bizi, çocukluğundan, ilk şiirlerinden başla- SERTEL’İN NÂZIM’I: ‘MAVİ GÖZLÜ DEV’ yolunu göstermek” olduğunu belirterek başladığı yarak şiirleriyle coştuğumuz, dizelerini sloganlaştırdığı- 50 yıllık gazetecilik yaşamında ülkenin gelişmesini bir Hatırladıklarım: 1905-1950 (1968, son basım Can, mız Nâzım Hikmet’in yaşamında geziye çıkardı. seyirci gibi değil, içinde yaşayan bir insan olarak izledi 2019) adlı anılarında, Rumeli’de geçen çocukluğundan Kitapta, Anadolu’da “yobazlığın kara saltanatını” başlayarak gazetecilik serüvenini anlattı. Zekeriya Sertel. görmesinin Nâzım Hikmet’in yaşamında ilk dönüm Türkiye’nin yarı sömürge bir ülke olmaktan kurtulup noktası olduğunu söylüyordu. ÇIKARDIĞI DERGİLER, RUMELİ’DEN bağımsız bir devlet olarak gelişmesi sırasında geçirdiği “Yaldızlı meşin kabı/ Parçalanmış kitabı/ Ay altında CUMHURİYET’E YAZDIĞI GAZETELER sancıları birlikte yaşadı. Anılarındaki özellikle 1940’lı dün gece/ Deli bir derviş gibi/ Mumu sönmüş rahlesi Bu serüvende, çıkardığı Turan, Yeni Ses, Son Posta, yıllarla ilgili tanıklığıyla yakın tarihimizi aydınlattı. yere devrilmiş gibi/ Okudum saatlerce” dizleriyle Tan gazeteleri, Yeni Felsefe, Diken (Sedat Simavi ile), Bizim kuşak Zekeriya Sertel’i Mavi Gözlü Dev’le başlayan ve “Yazık yazık bize ki yıllarca aldandık!/ Büyük Mecmua, Resimli Ay, Resimli Perşembe, (1969 Ant, son basım Can, 2016) tanıdı. Nâzım Hikmet’in Karanlıkta çizilen izleri görmek için/ Görüp yüz sürmek Resimli Yıl, Çocuk Ansiklopedisi, Sevimli Ay dergileri şiirleriyle buluşmaya başlamıştık ve onun yaşamını için/ Yazık yazık bize ki bir çırağ gibi yandık…” ve yazdığı 1911’de İttihat ve Terakki’nin çıkardığı Yunus merak ediyorduk. dizeleriyle biten “Meşin Kaplı Kitap” (1921) adlı Nadi’nin yönettiği Rumeli, Tasvir-i Efkâr, Yeni Gün, Cumhuriyet gazeteleri var. 1920’lerden beri tanıdığı ve yaşamının en yakın tanık- şiirinden başlayarak “Kırk Haramilerin Esiri”, “Yaralı >> 13 Mart 2025 9