10 Mart 2025 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

hiç kuşkum yok epey şey öğrenecekler, yarar- lanacaklar. halk edebiyatı, tekke edebiyatı, divan edebiyatını inceleyen Yücel, dönemin düşün ve edebiyat akımlarını etkileyen çağ- daşlaşma arayışını, Aydınlanma felsefesinin II. Meşrutiyet’ten sonra yaygınlık kazanma- sını, Yakup Kadri gibi, çağdaş Türk edebiya- tının “yol açıcıları” niteliği kazanacak olan edebiyatçıların arayışlarını incelediği Edebi- yat Tarihimizden-Cilt 1 (Türkiye İş Banka- sı Kültür Yayınları, 1957 / İletişim Yayınla- rı, 2008) adlı yapıtında, 1908’den sonraki de- ğişimlerin getirdiği hareketli ortamı yansıttı. hafızalardan çıkarılmak istenen bir CAN YÜCEL: ‘ÇAĞIN EN GÜZEL bayramın tarihi… Bir tarih ki her GÖZLÜ MAARİF MÜFETTİŞİ BABAM!’ yerden silinse bile tarihin taş bağrına “Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi” hakkolunmuştur… İstikbal onu bütün babasının bir masal gibi çocukluk anılarını incelikleriyle bilecektir. İşte o bayramın anlattığı Geçtiğim Günlerden (İletişim kısa tarihini yazmak istiyorum…” (Dün Yayınları) adlı kitabına yazdığı önsözde Bir Bayram Günü İdi, s. 131) diyerek Köy Can Yücel, “Bu kitabı okuyacak arkadaşlar, Enstitülerini anlatır. benim şahsen yararım ise şu oldu. “Dinle Benden, Tonguç’un ruhuna arma- Çocukken, kırk yılda bir eve uğradığında, ğandır;/ Beni ona bağlayan, Türk ruhuna öğleden sonraları dinlenmeye, yatağına imandır./ İsterdim bu kitabı yaşıyorken oku- uzanır, beni de çağırır, yanına, koluna yatırırdı. Bu yazıları okurken o demlerde sun;/ Mezarına değil de duyan gönlüne ko- kokladığım, o güzel insana kokusu yeniden sun” dizeleriyle İsmail Hakkı Tonguç’a ada- burnumu sızlattı” diyor. dığı Dinle Benden’de (İnkılâp Kitabevi, 1960 Bakan olduktan sonra gazetelere yazı ya- / Kültür Bakanlığı 1998) uğradığı haksızlıkla- zamayan Hasan Âli Yücel, 1949’un son haf- rı, yaşadığı düş kırıklıklarını aktardığı ve par- tasında, “ilericilik-gericilik” davasına dönü- tisinin kendisini ve atılan devrimci adımları şen davası bitince yeniden yazmaya başlar. sahiplenmemesini halka şikâyet etti. Bir anlamda vasiyeti, hesaplaşması olduğu- ULUS, CUMHURİYET, DÜNYA, ÖNCÜ nu ve halkına yaşamının hesabını vermesi ol- GAZETELERİNDE SON NEFESİNE duğunu vurguladığı şiirlerinde, ülkemizin II. KADAR YAZAR! Dünya Savaşı sonrasındaki yeni politikaları- Ulus, Cumhuriyet, Dünya, Öncü gazete- na yanıt olarak kırıldığını ama bükülmediğini lerinde, “Benim için güvenli istikbal bu va- vurgulayan bir hesaplaşmaya dönüştürmüştü. tanda oturan milletin eğitim ve öğretim yolu Kırgın bir yüreğin seslenişiydi bunlar ama ile uyanmasıdır. bu kırılma yalnızca onun değil, Cumhuriyet Ben bu dava için yaşıyorum. Son nefesi- me kadar onunla kafamı yüreğimi uğraştır- Devrimlerinin de kırılmasıydı: mak benim milli vazifemdir” düşüncesiyle “Olmuştu kör dövüşü o devirde siyaset;/ son soluğuna kadar yazar. İktidar acz içinde bataktı muhalefet./ Biri Üç ciltlik Hürriyet Gene Hürriyet (Türki- gitmemek için diğeri gelmek için/ Uğraşıp ye İş Bankası Kültür Yayınları / Kültür Ba- dururlardı milleti çelmek için...” (s. 40) kanlığı), onun ömrünün son 10 yılında yaz- ‘ADI CUMHURİYETİMİZİN ONUR dığı, ülkemizde yaşananlar temelinde kül- MADALYASIDIR’ tür, dünya, sanat, edebiyat, siyaset, ahlak, Köy Enstitülerinin Tonguç ve “bu eğitim, kısaca insanla ilgili her şeyi içeren işe gönül veren hayli arkadaş”la “bin yüzlerce yazısından oluşuyor. “Son yıllarda hürriyet fikri demir çubuk sıkıntı içinde” kurulduğunu, “bu ateşli gibi beynime saplandı. Bütün öbür düşün- çalışma”nın göreni şaşkınlığa uğrattığını celer o mihver (odak) etrafında döndüler” “Kıraç yurdun yüzünde doğdu yeni diyerek yazdıklarından “Hâkimiyet Mil- bir bahar” diyerek kendi yavrusunu letindir” yazısında, “Hâkimiyet milletin- selamlıyordu: “Köyden çocuk almalı dir. Bu iki kutsal kelime mili hayatımızın te- köyler için kız erkek,/ yetiştirmeli onu melidir… Cumhuriyet buna dayanır, hür- köylüye olsun örnek./ Gitsin köye baş olsun, riyet buna dayanır, demokrasinin besmele- başlasın uygarlığa;/ Köylü kardeşlerini si budur. Çünkü millet egemen değilse bu ve kavuştursun varlığa./ Madem köye gidecek, benzeri varlıklar yok olurlar” diyor. köye olmalı yakın,/ Kurulacak duraklar. Başlasın köyden akın.” (s. 18). ‘GERİCİLİK SOYSUZ BİR BİTKİ GİBİDİR! Bir Cumhuriyet öğretmeninin neleri ba- “Türkiye Cumhuriyeti milli bir isyan şarabileceğinin kanıtı olan ve insanın insan ve ihtilalin eseridir… Gericilik soysuz kılınması erdeminin bu saygın, ödünsüz, bir bitki gibidir…” diyen Yücel, “17 yurtsever, devrimci Aydınlanmacısının adı Nisan bir bayramın tarihidir. Unutulmuş, unutturulmuş, hatta hatıra geldikçe Cumhuriyetimizin onur madalyasıdır. n 27 Şubat 2025 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle