Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
hiç kuşkum yok epey şey öğrenecekler, yarar-
lanacaklar. halk edebiyatı, tekke edebiyatı,
divan edebiyatını inceleyen Yücel, dönemin
düşün ve edebiyat akımlarını etkileyen çağ-
daşlaşma arayışını, Aydınlanma felsefesinin
II. Meşrutiyet’ten sonra yaygınlık kazanma-
sını, Yakup Kadri gibi, çağdaş Türk edebiya-
tının “yol açıcıları” niteliği kazanacak olan
edebiyatçıların arayışlarını incelediği Edebi-
yat Tarihimizden-Cilt 1 (Türkiye İş Banka-
sı Kültür Yayınları, 1957 / İletişim Yayınla-
rı, 2008) adlı yapıtında, 1908’den sonraki de-
ğişimlerin getirdiği hareketli ortamı yansıttı.
hafızalardan çıkarılmak istenen bir
CAN YÜCEL: ‘ÇAĞIN EN GÜZEL
bayramın tarihi… Bir tarih ki her
GÖZLÜ MAARİF MÜFETTİŞİ BABAM!’
yerden silinse bile tarihin taş bağrına
“Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi”
hakkolunmuştur… İstikbal onu bütün
babasının bir masal gibi çocukluk anılarını
incelikleriyle bilecektir. İşte o bayramın
anlattığı Geçtiğim Günlerden (İletişim
kısa tarihini yazmak istiyorum…” (Dün
Yayınları) adlı kitabına yazdığı önsözde
Bir Bayram Günü İdi, s. 131) diyerek Köy
Can Yücel, “Bu kitabı okuyacak arkadaşlar,
Enstitülerini anlatır.
benim şahsen yararım ise şu oldu.
“Dinle Benden, Tonguç’un ruhuna arma-
Çocukken, kırk yılda bir eve uğradığında,
ğandır;/ Beni ona bağlayan, Türk ruhuna
öğleden sonraları dinlenmeye, yatağına
imandır./ İsterdim bu kitabı yaşıyorken oku-
uzanır, beni de çağırır, yanına, koluna
yatırırdı. Bu yazıları okurken o demlerde sun;/ Mezarına değil de duyan gönlüne ko-
kokladığım, o güzel insana kokusu yeniden sun” dizeleriyle İsmail Hakkı Tonguç’a ada-
burnumu sızlattı” diyor.
dığı Dinle Benden’de (İnkılâp Kitabevi, 1960
Bakan olduktan sonra gazetelere yazı ya-
/ Kültür Bakanlığı 1998) uğradığı haksızlıkla-
zamayan Hasan Âli Yücel, 1949’un son haf-
rı, yaşadığı düş kırıklıklarını aktardığı ve par-
tasında, “ilericilik-gericilik” davasına dönü-
tisinin kendisini ve atılan devrimci adımları
şen davası bitince yeniden yazmaya başlar.
sahiplenmemesini halka şikâyet etti.
Bir anlamda vasiyeti, hesaplaşması olduğu-
ULUS, CUMHURİYET, DÜNYA, ÖNCÜ
nu ve halkına yaşamının hesabını vermesi ol-
GAZETELERİNDE SON NEFESİNE
duğunu vurguladığı şiirlerinde, ülkemizin II.
KADAR YAZAR!
Dünya Savaşı sonrasındaki yeni politikaları-
Ulus, Cumhuriyet, Dünya, Öncü gazete-
na yanıt olarak kırıldığını ama bükülmediğini
lerinde, “Benim için güvenli istikbal bu va-
vurgulayan bir hesaplaşmaya dönüştürmüştü.
tanda oturan milletin eğitim ve öğretim yolu
Kırgın bir yüreğin seslenişiydi bunlar ama
ile uyanmasıdır.
bu kırılma yalnızca onun değil, Cumhuriyet
Ben bu dava için yaşıyorum. Son nefesi-
me kadar onunla kafamı yüreğimi uğraştır- Devrimlerinin de kırılmasıydı:
mak benim milli vazifemdir” düşüncesiyle “Olmuştu kör dövüşü o devirde siyaset;/
son soluğuna kadar yazar.
İktidar acz içinde bataktı muhalefet./ Biri
Üç ciltlik Hürriyet Gene Hürriyet (Türki-
gitmemek için diğeri gelmek için/ Uğraşıp
ye İş Bankası Kültür Yayınları / Kültür Ba-
dururlardı milleti çelmek için...” (s. 40)
kanlığı), onun ömrünün son 10 yılında yaz-
‘ADI CUMHURİYETİMİZİN ONUR
dığı, ülkemizde yaşananlar temelinde kül-
MADALYASIDIR’
tür, dünya, sanat, edebiyat, siyaset, ahlak,
Köy Enstitülerinin Tonguç ve “bu
eğitim, kısaca insanla ilgili her şeyi içeren
işe gönül veren hayli arkadaş”la “bin
yüzlerce yazısından oluşuyor.
“Son yıllarda hürriyet fikri demir çubuk sıkıntı içinde” kurulduğunu, “bu ateşli
gibi beynime saplandı. Bütün öbür düşün- çalışma”nın göreni şaşkınlığa uğrattığını
celer o mihver (odak) etrafında döndüler” “Kıraç yurdun yüzünde doğdu yeni
diyerek yazdıklarından “Hâkimiyet Mil-
bir bahar” diyerek kendi yavrusunu
letindir” yazısında, “Hâkimiyet milletin-
selamlıyordu: “Köyden çocuk almalı
dir. Bu iki kutsal kelime mili hayatımızın te-
köyler için kız erkek,/ yetiştirmeli onu
melidir… Cumhuriyet buna dayanır, hür-
köylüye olsun örnek./ Gitsin köye baş olsun,
riyet buna dayanır, demokrasinin besmele-
başlasın uygarlığa;/ Köylü kardeşlerini
si budur. Çünkü millet egemen değilse bu ve
kavuştursun varlığa./ Madem köye gidecek,
benzeri varlıklar yok olurlar” diyor.
köye olmalı yakın,/ Kurulacak duraklar.
Başlasın köyden akın.” (s. 18).
‘GERİCİLİK SOYSUZ BİR BİTKİ GİBİDİR!
Bir Cumhuriyet öğretmeninin neleri ba-
“Türkiye Cumhuriyeti milli bir isyan
şarabileceğinin kanıtı olan ve insanın insan
ve ihtilalin eseridir… Gericilik soysuz
kılınması erdeminin bu saygın, ödünsüz,
bir bitki gibidir…” diyen Yücel, “17
yurtsever, devrimci Aydınlanmacısının adı
Nisan bir bayramın tarihidir. Unutulmuş,
unutturulmuş, hatta hatıra geldikçe Cumhuriyetimizin onur madalyasıdır.
n
27 Şubat 2025 11