Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Bir düş ve düşünce çağı yaratan:
Octavio Paz!
e zaman Octavio söylediği, gösterip üzerinde
Paz’ın Yalnızlık düşünmemizi istediği şey
N Dolambacı’na dönüp kendi insanınıza,
dönsem, kimlik sorgusu, kültürünüze ve coğrafyanıza
aidiyet ve yurt kavramları siz de böyle bakın. Nelerle
karşılar beni. Onun bu kült karşılaşacaksınız bunları
düşünün.
anlatısında karşıma çıkan bir
Bugün büyük kentleri
diğer gerçeklik de sanki bize
dolduran, metropollerde
bizi anlatıyor!
Bir karşılaşmamızda Bozkurt kendi “pachuco”larımızı
Güvenç Hoca’ya bunu sormuş- var eden dalganın ne
tum. Kendisi aynı zamanda Yal- olduğunu anlamamız için
nızlık Dolambacı’nın (*) ilk çe- bir kapı aralar üstelik.
Kuşkusuz Yalnızlık
virmeniydi.
Dolambacı’nda anlatılanlar
Sorum şuydu: “Meksikalılar
yalnızca bunlar değildir ki
bize ne çok benziyor, siz
kitabın diğer bölümlerine
bir sosyal bilimci olarak bu
geçtiğimizde karşımıza
karşılaşmaya ne diyorsunuz?”
çıkan konuların çeşitliliği kıta Amerika’sında kendine
Güvenç’in bana yanıtı o çevirisinin “Önsöz”ünde de
özgü bir doğası / kültürü / tarihi ve kimliği olan Meksika
vardı: “Beni bu kitabı çevirmeye yönelten duygu da işte
gerçekliğiyle karşılaşırız.
buydu” demişti.
İşte onların farklılığı bizim “pachuco”larımız!
Şimdi kitabı yeni bir çevirisinden (**) okurken daha ilk
Anlatanın ne/ler olduğunu yorum ve gözlemleriyle
satırlarda şu sözlerinin altını çiziyorum Paz’ın:
anlatır bize, Paz. Onun anlattığı “Meksika Vadisi”ndeki
“Kendini keşfetme, her şeyden önce, yalnız
insanların gerçekliği bize “Anadolu yarımadası”ndaki
olduğumuzun farkına varmaktır; dünya ile benliğimiz
insanımızın varoluşsal durumunu hatırlatır.
arasındaki elle tutulmaz, görünmez bir duvarın -yani bilinç
İki kıtaya bölünen, ara yerde duran, onca katmanlı
duvarımızın- açılmasıdır bu.” (s. 9)
yapılarıyla bugünün dünyasında varlıklarının özgünlüğünü
Paz’ı okurken uyarıcı bir bakışla, sorgulayıcı bilinç
insanlığa gösteren iki ulus: Meksika ve Türkiye. Aldıkları
ışığıyla karşılaşırsınız. İşte o noktada da “Ben kimim”,
kadar verdikleriyle de kendi gerçeklerini var eden iki ulus.
“Biz neyiz” sorularıyla yüzleştirir sizi.
Biz de tıpkı Meksika gibi kendi Yalnızlık
Onu okumaya başlarken sorular da sorarak yol alırsınız.
Dolambacı’mızda var olmaya çalışıyoruz. Bunu bize
Bazen bir sözü, ifadesi, cümlesi sizi başka sorulara
sağlayan Anadolu gerçeğinin kültürler ve insanlar
yöneltir. “Tarihimizin farkına varmak, tekilliğimizin farkına
kavşağında bir yurt olmasıdır.
varmaktır.”
Evet, farklılıklarıyla fark yaratan iki ülke. Sözünü
Buradaki sözü bir duruş / bakışla birlikte Yalnızlık
kanatlandırdığı bir yerde şunu diyordu:
Dolambacı’nın adeta yazılma “gerekçe”sidir.
“Meksikalı, her daim uzaktır dünyadan ve diğer
Onu okurken bir Tarkovski filmini hatırlarsınız bir
insanlardan. Ve kendisinden de…” (s. 30)
anda. Hem oradan yerdeş zamanlara hem de kendi
Octavio Paz, bir şair olarak şiiri şöyle tanımlıyordu:
zamanlarınıza dönersiniz. Yaşadığınız “yer”in, “ülke”nin
“Şiir, bir şair ile bir toplumun dilinden, ritimlerinden,
anlamını düşünür, oradan dünyaya açılmanın nasıl bir şey
inançlarından ve saplantılarından yola çıkılarak biçim
olduğunu da sorgularsınız.
verilmiş bir nesnedir.” (****)
Ama o sorular, sorgulamalar sonsuz değildir elbette.
Octavio Paz, düşünce ve kimlik haritasının izlerini bize
Bir yerden sonra var olan durumu anlamaya, buradan
taşıdığı Yalnızlık Dolambacı’nda sorular / sorgularla yola çıkar.
başlayarak düşünsel temeli olan verileri tek tek
Bunların her biri bir zaman sonra sizin de sorunuz /
irdelemeye yönelirsiniz.
sorgunuza dönüşür. Bir anda yaşadığınız kara parçasının
Paz, daha başlangıçta bizi “ulus karakteri”nin ne olduğu
anlamına, tarihsel gerçekliklerine dönersiniz. Sorular
Çizim: KYRIAKOS MAURIDIS
konusunda uyarır. “İçimizde kök salmış o içgüdüsel
sorarak başlarsınız ilkten: “Ben kimim / kimiz?”
güvensizlikten”ten söz ederken kendimize bakma,
Kendimizi ayırıp bir yere koymak için değil, önceki
değil. Bunu belki de her yerde “kendi olmak”, “ulusunun
kendimizi sorgulamanın kaçınılmazlığını belirtir.
zaman / tarih dilimlerinden ayrı bir yerdeki konumumuza
karakteristik özelliklerini taşımak” olarak nitelendirebiliriz.
Meksika’nın devrim sonrası içe çekilen, kendini
bakarak kimlik sorgusuna yönelerek aidiyetin
Octavio Paz’ın gözlem ve deneyimlerinden yola çıkarak
seyreden bir toplum olma özelliği ulus-devletin inşa
kökenlerine, bugünün taşıdığı anlama bakmak için bir
yaptığı şu tespit çok da yerindedir:
sürecindeki Türkiye gerçeğiyle benzeşiklik içerir.
“kılavuz” kitaptır benim gözümde Yalnızlık Dolambacı.
“Hiçbir muhalefet göstermeden havada duruyor, bazen n
Bozkurt Güvenç’in kurduğu bağlantı birçok alanda
rüzgârla oraya buraya savruluyor bazen bir bulut gibi
Paz’ın anlatısında karşımıza çıkıyordu ki Bozkurt Güvenç,
(*) Yalnızlık Dolambacı, Octavio Paz, Çeviren:
parçalanıyor, bazen havalanan bir roket gibi dik duruyor.
Türk Kimliği (***) kitabını bundan sonra yazmıştı.
Bozkurt Güvenç, Cem Yayınları, 255 s., 1978.
Yayılıyor, kırışıyor, genişliyor ve büzülüyor; uyuyor ya da
Paz, Meksika için şunu diyordu: “Topraklarımızda
(**) Yalnızlık Dolambacı: Meksika’da Yaşam ve
rüya görüyor; yırtık pırtık ama güzel..
yalnızca farklı ırklar ve diller değil, farklı tarihsel düzeylerde Düşünce, Octavio Paz, Çeviren: Süha Sertabiboğlu,
Asılı dururken hiçbir zaman tam anlamıyla var olmuyor,
yaşayan birçok kavim de var.” (s. 11) Ketebe Yayınları, 209 s., 2025.
hiçbir zaman da tamamen kaybolmuyor.” (s. 13)
Bugün kendini “Meksikalı” hissedebilmenin arka (***) Türk Kimliği: Kültür Tarihinin Kaynakları,
planında bu gerçeklik vardır. Octavio Paz’ın Yalnızlık Dolambacı’yla getirdiği en Bozkurt Güvenç, Remzi Kitabevi, 448 s., 2000 / Kültür
O coğrafyada doğup büyümüş biri nereye giderse önemli bakış; bir yerin, coğrafyanın, kültürün insanını Bakanlığı Yayınları, 438 s., 1993.
gitsin “Meksikalılık” gerçeğinden hiçbir zaman kopamıyor. tanıma ve tanımlayabilme bilincidir. (****) Çamurdan Doğanlar, Octavio Paz, Çeviren:
Gittiği yerle bütünleşme, oraya katılma pek de mümkün Onun odaklandığı yer ülkesi ve insanıdır. Ama bize
Kemal Atakay, Ketebe Yayınları, 215 s., 2022.
14 4 Aralık 2025

