25 Ekim 2025 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SERGEY YESENİN (3 EKİM 1895 / 28 ARALIK 1925) ‘Ne çıkar! Geçer bu yara da/ Ama, acı veriyor görmek hayatın bittiğini’ “Yesenin her şeyden önce bir şairdi. Tarihsel olaylar, aşk, dostluk, “Ben ocağımızı, damımızı, horozumuzu,/ Seni ve konuğumuzu betimlerim.../ Ve sarışın ineklerinin taze sütü/ Akar sonra türkülerimin.” (Yarın Beni arkadaşlık, şiirin önünde gerilemek zorunda idi. Onda az rastlanır bir şiir Uyandır Gün Ağarırken, Çeviren: Azer Yaran) yazma yeteneği vardı. Bir zoolog için bülbül, serçe familyasından bir kuştur. “Bilmiyorum, ışık mı bu, karanlık mı?/ Rüzgâr mı, horoz mu korulukta öten?/ Ama, kuşların gırtlağını anlatan hiçbir yazı, bülbül şakımasının yüzyıllar Yoksa kış değil de, çayırlığa inmiş/ Bir kuğu sürüsü mü tarlaları örten?” boyunca dünyanın her yerinde insanları niçin böylesine büyülediğini (Geziniyorum İlk Karda, Çeviren: Ataol Behramoğlu). açıklayamaz. Yesenin’in birçok şiirlerinin bizi niçin duygulandırdığını da O nasıl bir şairdir? “Düşmanlarını yıkandır, ozan,/ Ozanın öz gerçeğidir ama,/ kimse anlatamaz.” (İlya Ehrenburg’un Hatıraları, 1968). Sever, kardeşidir insan/ Ve yanar tüter insan uğruna.// Kimsenin harcı Yesenin, şiirde kırsal kesimi büyük kentlere taşımış bir şair. Devrimin olmayanı/ O becerir, özgürlüğe vurgun./ Ozandır o, halkın ozanı,/ Ozanı çocuğu. Halkın dili, yaşamı, kültürüyle derinden beslenmiş de bir şair: anayurdunun!” (Ozan, Çeviren: Azer Yaran) sayısıydı, yirmi altı/ Mezarlarını kumlar saklamaz/ İki yüz “Moskova ruhsuz bir şehir” diyerek yakınır, “Moskova GÜLTEKİN EMRE yedinci verstada/ Kurşuna dizildiklerini/ Kimse unutmaz/.../ edebiyatın yapıldığı bir şehir değil” diye düşünür epey de- Sosyalizm uğruna/ Haydi kalk/ Ayağa kalktı bütün ney kazanmış olarak. Moskova’nın “her şeyi hazır aldığını” ŞİİRLER... ŞİİRLER... halk/ Çarlığa karşı/ El ele/ Hem köylü hem de amele...” düşündüğü Petersburg’a, başkente taşınır. Sergey Yesenin (3 Ekim 1895 / 28 Aralık 1925), lirik şiir- (Çeviren: Lel Starostov) lerin şairi. Kırsal kesimin iz sürücüsü, gözlemcisi. ‘KRASA’ (GÜZELLİK) EDEBİYAT, Köyden kente göçse de gönlü hep tarlalardan, ŞAİRLİĞİNE HALK ŞİİRİNİN ETKİSİ YADSINAMAZ! “STRADA” (HASADIN YOĞUN GÜNLERİ) VE ormanlardan, köy yollarından, bağlardan bahçelerden Beslendiği kaynaklarından biri de köyleri dolaşan kör ma- İMGECİ GRUPLARINDA YER ALIR! vazgeçemeyen de bir şair. Köylülüğünü büyük kente sal anlatıcılarıdır. Onların evinde toplanılır “dinsel şarkılar, Devrin ünlü yazarı Aleksandr Blok, onu başkentin edebi- taşıyan, dizelerini kırsal kesimin şarkılarıyla, imgeleriyle, şiirler...” okurlarmış. Dadısı da ona tekrar tekrar, bilinen yatçılarıyla tanıştırır. Şiirleri başkentte yayımlanmaya, ilgi görüntüleriyle besleyen de bir şair. masalları anlatırmış durmadan. görmeye, ses getirmeye başlar Blok sayesinde. “Yesenin esas olarak köylü ruhundan kaynak alan şiiri, Evde böyle bir dünya, sokakta ise başka bir âlem vardır. “Krasa” (Güzellik) adlı edebiyat grubuna katılır. Bu gru- aynı zamanda devrimci düşüncelerinin tutkusuyla ataerkil Yaşıtlarıyla koştur Allah koştur tarlalarda, tozlu köy yolla- bun halka açık edebiyat akşamında okuduğu şiirleriyle bü- çocukluk âleminin özlemi arasında parçalanmış olan kendi rında. Göllerde balık avlamalar, çobanlarla hayvan gütme- yük bir başarı kazanır. Bir süre sonra bu grup dağılır ve iç dünyasının çelişkisini, trajik bir şekilde yansıtmaktadır.” ler, bostanları talan etmeler... “Strada” (Hasadın Yoğun Günleri) grubunda yer alır. (Attilâ Tokatlı) 1916’da yayımlanan ilk kitabıyla büyük bir üne erişir. 5 yaşında okumayı öğrenir, 9 yaşında şiire bulaşır. “Ama sen gene korkma tükür deli rüzgâr/ Yapraklarla ört “Harika renklerin yaratıcısı”, geleceği çok parlak olan bir Şairliğine “köy koşmalarının”, yani halk şiirinin etkisi üstünü çimenlerin./ Bak bana hâlâ ‘şair’ diyorlar/ Oysa ben şair yorumları alıp başını gider. Şair ise alçakgönüllü bir bi- yadsınamaz. de senin gibi bir serseriyim.” (Çeviren: Attilâ Tokatlı) çimde şiirlerinin “büyük yankı” uyandırdığını söyler. İlk kitabının basılmasında zorluklar yaşar. Başka biri ol- “Kırsal yaşamın, kırsal çevrelerin düzyazı ve şiirini öğre- Bir süre “İmgeci” gruba da takılır. “Görüntü kendi ken- ma yolunda olduğunu, bir arkadaşına yazdığı şu mektup nerek, halkta yaşayan şarkılar, deyişler”le yetişti. dine bir amaçtır. Söz, fikirden kurtulmalıdır.... İmgenin an- gözler önüne seriyor: Sonra “otların ve sürülen tarlaların kokusu, duman salan lamı yutması, şiirsel sözlerin gelişme yoludur” cümlelerinin “Karar verildi, ben ‘tek’im. Başkasının yardımı olmadan bir trenin ardından koşan ve vazgeçen ince bilekli tay, yer aldığı bir bildiri de yayımlar bu grup. yaşayacağım. Ah, be, sanırım akrabalarımı bir daha gerilerde kalan ve bir daha dönülemeyecek olan baba evi, Bu gruba karşı da çıkışlar olur elbette. Yesenin, bir süre göremeyeceğim. Ama olsun! Özgürlüğümü kazandım.” geçmişin dayattığı mistik duygu, toplumun ansızın sonra bu grubu eleştirmeye başlar onlarla arasına mesafe ko- Başka şairlerin yardımı olmadan, şiirleriyle ayakta kalma- ve olağanüstü değişmesi, ‘ahşap’ yurduna ve doğasına yarak. Yine de bu akımın onun şiirlerini etkilediği görülür. ya çalışacağını duyurur sağa sola. yanarak, ama yeniliklerden yana güçlü sevgiyle”... Şiirlerindeki köy, köylü yaşamı, doğa, kır, aşkın yanı sı- İŞÇİ EYLEMLERİNE KATILIR Devrim öncesi doğum büyüdüğü yerlere duyduğu özlemin ra “kentin karanlık sokakları”, “hüzün” de dizelerinde, im- Moskova’da, işçilerin sıklaşan eylemlerine katılır, onlara ağırlığından hiç kurtulamasa da, devrime inanıp onu yürek- gelerinde yer alır. Pugaçev ayaklanmasını ele alan çalışma- destek olur haklı mücadelelerinde. ten selamlayışı da yaşamından hiç çıkmadı. sı da ses getirir. “Büyük Yürüyüşün Şarkısı”, “Yirmi Altılar Balladı”, İktidar işçilere baskı yapıyor, zulmediyordur. Devrimciler Gorki, “Bu küçük adamın bu kadar büyük bir duygu gü- “Anna Snegine”, “Sılaya Dönüş”, “Sovyet Rusya”, “Yeryü- de buna karşı genişleyen eylemler düzenliyordur. cüne, bu kadar mükemmel bir ifade gücüne sahip olduğuna zü Kaptanı”, “Pers Motifleri”, Sergey Yesenin’in 30 yıllık Şiirinin omurgasını da etkileyen, besleyen bu eylemlere inanamadım” diyerek şaşkınlığını belirtir. ömrüne sığan ürünleridir. daha sık katılır. Moskova’nın kültür yaşamı içinde yer alma- Yurtdışı gezilerinden döndükten sonra, bütün edebi akım- ya çalışır. Sonra da bu gerilimli, direnişlerin ses getiren ço- “Söyle, şair, şarkıyı/ Söyle/ Gök bezi mavidir/ Öyle/ larla işi olmadığını, “köy şairi” ve de “imgeci” olmadığını, Denizin de şarkıdır mırıltısı/ Mırıltı.../ Yirmi altı onların ğalmasına da katlanamamaya başlar şair. yalnızca “şair” olduğunu ilan etti. Giderek pesimist, >> 10 23 Ekim 2025
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle