Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Aylar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
bir cüretkârlıkla, çantamı açıp sanki masum bir kışkırt- çekliğe denk düştüğünü söyle- le hiç ilgisi olmadığını anladım.
maymış gibi önüme koydum.” (s. 136) yemeyeceğim tek bir satır bu- Barranquilla’ya dönünce otur-
Daha sonra Don Ramon’a okuması için yazdıklarını lamazsınız. Her zaman somut dum ve Macondo’da geçen ilk
verir. Bir yandan da onun öğütlerini de dinler. Özellikle bir gerçekliğe atıfta bulunurum. romanımı yazdım.” (s. 142)
zaman üzerine söylediklerini… “Asla birilerine yazdığın Aksi yönde bir kitabım yoktur.” 1950’de yazılan Yaprak
bir şeyin taslağını gösterme!” (s. 137) Bu bağlamda Yüzyıllık Yalnızlık’ı Fırtınası’dır bu ve yer yer Fa-
Anlatının 1. ve 2. bölümlerinde annesiyle Cataca’ya Latin Amerika’nın tarihi olarak ulkner etkilerini hissedersi-
yaptığı yolculuğu, Barranquilla grubuyla yakın ilişkisi kabul etmek yerine, Marquez’in niz anlatıda. 1967’de yayım-
ve Don Ramon Vinyes’le konuşmasını anlatır Marquez. yarattığı düşsel gerçekliğin, o lanan Yüzyıllık Yalnızlık ise on
Edebiyat yolunun ibresine dönük ipuçlarını da yine bu
coğrafyanın özdeş bir metafo- sekiz ayda, Meksika’da yazı-
bölümlerde verir: “O zamandan beri daktilomla kazan- runa bürünmüş hali olarak oku- lır. (****)
madığım tek bir kuruş girmedi cebime.” (s. 142) mak çok daha uygun olacaktır. Bu ise melez bir anlatıdır.
Kırklı yaşlarının ortalarında telif gelirleriyle yaşamaya Öyle ki romanın karnaval ya-
YAZARLARLA KURDUĞU
başlar. “Bundan önce yaşamım beni bir yazardan baş- pısında aile tarihiyle başlayıp
BAĞ...
ka her şeye dönüştürmeyi deneyen sayısız yemle mü- süren öyküler bütününde, La-
Onun anlatı dünyasını bes-
cadele ederek galip gelmeye çalışan, iç içe geçmiş bir tin Amerika gerçeğindeki ko-
leyen bir diğer damarın, yazar-
tuzaklar, hileler ve hayaller karmaşasıydı.” (s. 142) lonyalist yapının derin izlerini
larla kurduğu bağ olduğunu ve
Sürdürdüğü hayat, tanıklık ettikleri ve deneyimledikleri bulursunuz.
bu bağların romanlarının biçi-
yazdığı romanlara bir biçimde yansır. Ama onun için ro- Buendia ailesinin gündelik ya-
mini belirlemede etkili olduğu-
man yazarken aslolan; konuyu bir araya getirmek, kendi şamına yansıyan mitik öyküle-
nu da unutmamak gerekir.
deyimiyle “kendi bakış açısına göre çözümünü bulmak”tır. rin fantastik biçimde anlatımı
Özellikle Faulkner’da bul-
ise Marquez’in yarattığı “büyülü
ESİN KAYNAKLARINI BULDUĞU YERLER:
duklarını bir söyleşisinde şöyle
gerçekçilik”in etkileyici örnek-
ARACATA> BARRANQUILLA> CARTAGENA açıklayacaktır:
leri olarak kabul edilmelidir.
n
Erken dönem anlatılarından Yaprak Fırtınası, sonraki “Ben kesinlikle Amerikan ro-
dönem yazdıklarının imge pınarıdır diyebiliriz. mancılarının yöntemini benim- (*) Bir Söz Büyücüsü, Ge-
Anlatılanların esin kaynaklarını bulup filizlendiği yer- siyorum. Faulkner’da buldu- ne H. Bell-Villada, Çeviren: İlknur Özdemir, Kırmızı Ke-
ler, aynı zamanda tüm yaşamının şekillendiği coğrafya ğum şey, onun Aracataca’nınkine, muz bölgesininkine di Yayınevi, 414 s., 2011.
olan Aracata> Barranquilla> Cartagena bölgesidir, de- çok benzeyen bir gerçekliği yorumlayıp ifade etmesi… (**) Anlatmak İçin Yaşamak, Gabriel Garcia Marqu-
mek yanlış olmaz. O yazarların bana sağladığı şey, vasıta…” (***) ez, Çeviren: Pınar Savaş, Can Yayınları, 550 s., 2005.
Özellikle Yüzyıllık Yalnızlık’ın Macondo’su, Faulkner’ın Marquez kendi anlatı atmosferini, zamanını ve coğ- (***) Gabriel Garcia Marquez’le Konuşmalar, Der-
yarattığı “Yoknapatawpha” gibi hayali, mistik bir kasa- rafyasını yaratan bir anlatıcı. Yazı / yaşam yolculuğun- leyen: Gene H. Bell-Villada, Çeviren: Osman Akınhay,
badır, bununla birlikte anlattığı Buendia ailesinin öykü- dan söz ederken annesiyle doğduğu kasabaya yaptığı Agora Kitaplığı, 237 s., 2017.
sü, Marquez’in hem tanıklıklarının hem de hayal gücü- o yolculuğunun onu nasıl değiştirdiğini şöyle dile getirir: (****) Yüzyıllık Yalnızlık, Gabriel Garcia Marquez,
nün ürünüdür. Bunu da kendisi şöyle açıklar: “O gün kaleme almış bulunduğum bütün hikâyelerin ba- Çeviren: Seçkin Selvi, Can Yayınları, Özel Basımı, Re-
“Benim kitaplarımda, hangi deneyimimin hangi ger- sit entelektüel karalamalar olduğunu, benim gerçekliğim- simleyen: Luisa Rivera, 404 s., 2024.
HAYDAR ERGÜLEN’DEN
‘100. Yıl Alfabesi’
“Haydar Ergülen, 100. Yıl Alfabesi (Kırmızı Kedi Yayınevi) adlı kitabında, yalnızca
Cumhuriyet’in yıldönümünü kutlamakla kalmayıp bir yüzleşme ve sorgulama
çağrısı yapıyor. Kitabın sonunda yer alan “Cumhuriyet’in 100 yılına 100 sevinçli
cümle”, Türk alfabesindeki harf sayısıyla sembolik bir bağ kuran 29 başlık gibi
kitabın ana temasını özetliyor, Cumhuriyet’i bir yaşam projesi olarak ele alırken
bireysel ve toplumsal bir sevincin derin anlamlarını açığa çıkarıyor.”
rine dönüşmüştür. Bomonti, yalnızca bir fab- te “İslam” ve “laiklik” dengesini sorgulan-
GÜLÇİN ELİF YÜCEL rika değil Cumhuriyet’in halkı bir araya geti- mış, “jandarma” gibi otoriter semboller üze-
rinden güvenlik ve özgürlük dengesi sınan-
ren vizyonunun göstergesidir.
29 BAŞLIKTA CUMHURİYET! mıştır. Bu gerilimlerin ortasında, “3K” -kı-
CUMHURİYET’İN ÇETİN SINAVLARI!
Haydar Ergülen, 100. Yıl Alfabesi (Kır- zılbaş, Kürt, komünist- ve sonrasında ekle-
Cumhuriyet topluma bir vicdan ve eşit-
‘CUMHURİYET’İN 100 YILINA
mızı Kedi Yayınevi) adlı kitabında, yalnız- nen bir 3K daha -Kemalist, kâfir, kadın- ça-
lik anlayışı taşımayı vaat etmiştir. Bu eşitlik
100 SEVİNÇLİ CÜMLE’
tışmaları ifade etmiştir.
ca Cumhuriyet’in yıl dönümünü kutlamakla
arayışında “çoban” ile “profesör” arasında
Kitabın sonunda yer alan “Cumhuriyet’in
kalmayıp bir yüzleşme ve sorgulama çağrısı Özellikle “kadın” hakları, Cumhuriyet’in
kurulması gereken köprüler, modernleşme-
100 yılına 100 sevinçli cümle”, Türk alfabe-
devrimci yönünü en somut biçimde yansıt-
yapıyor. 29 başlık kullanarak, Cumhuriyet’in
nin en çetin sınavlarından biri olmuştur.
sindeki harf sayısıyla sembolik bir bağ ku-
100 yıllık serüvenini anlamlandırmayı ve mış, kadını kamusal alana taşıyan reformlar
Bu mücadelede “Demirkırat”, çok parti-
modernleşmenin en güçlü simgeleri olmuştur. ran 29 başlık gibi kitabın ana temasını özet-
Türk alfabesindeki harf sayısıyla sembolik
li sisteme geçişin sancılı hikâyesini temsil
liyor, Cumhuriyet’i bir yaşam projesi olarak
bir bağlantı kurmayı amaçlıyor. “Laiklik” ilkesi, “çağdaş” uygarlık hede-
eder. Demokrat Parti’nin ortaya çıkışı de-
fiyle birleşerek Cumhuriyet’in uluslararası ele alırken bireysel ve toplumsal bir sevincin
Her başlık, Cumhuriyet’in ruhunu, dö-
mokrasinin sınırlarını ve kırılganlıklarını da
derin anlamlarını açığa çıkarıyor.
nüşümünü ve derslerini temsil ediyor. modernleşme projesi olduğunu kanıtlamıştır.
gündeme taşımıştır.
Sanatçılar da bu modernleşmenin parçasıdır. Nâzım Hikmet’in “Davet” şiiriyle sona eren
Ankara’nın taşından Bomonti’nin bahçeleri-
Bu süreç, Ecevit gibi liderlerin halk-
bu bölüm, Cumhuriyet’i, yalnızca geçmiş bir
ne, Ecevit’in mavi gömleğinden halkın sof- Nâzım Hikmet halkın acılarını ve umutlarını
la kurduğu bağın anlamını da derinleştir-
yansıtırken orta sınıfın modernleşmedeki ro- başarı olarak değil, geleceğe ilişkin bir umut
ralarına kadar uzanan anlatılar yalnızca dev-
miştir. Şair ve siyasetçi kimliğiyle Ecevit,
rimlerin, savaşların değil insan ruhunun da lü “ortadirek” kavramıyla şekillenmiştir. ve davet olarak okuyuculara taşıyor.
Cumhuriyet’in yalnızca politik değil aynı za-
Cumhuriyet’in kökleri yalnızca modernlik- Son bölümü kitabın geneline bağlamak için
hikâyesini gözler önüne seriyor.
manda kültürel bir dinamik olarak da algıla-
Cumhuriyet yalnızca bir tarihten ibaret de- le değil geçmişin izleriyle de şekillenmiştir. şu vurguyu yapmak olanaklı: Cumhuriyet’in
nabileceğini göstermiştir. “Sümerbank”, ekonomik bağımsızlık ideali- idealleri, başlıklarla anlatılan tarihsel temel-
ğil, anlamlarının yeniden yorumlanması ge-
“Fuar” meydanlarıyla dünyaya açılma-
reken bir yaşam projesidir. nin bir sembolü olarak Atatürk’ün liderliğinde lerden filizlenirken sevinç cümleleriyle bir
yı hedefleyen Cumhuriyet, “gavur” söylemi yaşama geçirilmiştir. Cumhuriyet’in vizyonu yaşam kültürüne dönüşmüştür.
Ankara, modernleşme ve halkçılık fikirleri-
nin başlangıç noktasıdır; bozkır rüzgârı dire- gibi ithamları “Halkçılık” ilkesiyle aşmaya “Taksim” gibi mekânlarda dayanışma ve bir- Bu bağlamda kitap, Cumhuriyet’in yal-
ve kimlik inşasını güçlendirmeye çalışmıştır. liği temsil etmiştir. Ancak bu vizyon zaman
nişi, mavi gökyüzü ise modernleşme umudu- nızca bir siyasal devrim değil, aynı zamanda
nu taşır. Bu umut Bomonti gibi mekânlarla ge- “İnkılâp”lar reformun ötesinde, bir top- zaman “Ulus” semti gibi modernleşme sem- toplumsal, kültürel ve insani bir devrim ol-
bolleriyle sınırlı kalmıştır.
nişleyerek laik ve modern yaşamın sembolle- lumu yeniden yaratma çabasıdır. Bu süreç- duğunu savunmaktadır.
n
6 2 Ocak 2025