22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

(1930 / 19 EYLÜL 2003) Köyden Cılavuz’a, öğretmenlikten yazarlığa koşan çocuk: Dursun Akçam Köy Enstitülerinin çağdaşlaşma sevdasının yaşarsan, ne kadar eziyet çeksen de doğurduğu, bilinçlendirdiği Dursun Akçam, insanlığının bilincini vicdanının damağında “Haksızlığı, köy insanının ezilmişliğini tatmak mutluluğunu duyumsarsın...” protesto etmek amacıyla… Sanatın köyü değerlendirmesinde bulundu. kenti yoktur, evrenselliği vardır. Konusu Vecihi Timuroğlu, “Bütün yapıtlarında, insandır, insanın dramıdır, insanın yaşadığı burjuva toplumunun ahlak felsefesini, yaşam dünyasından doğan çelişkilerin dramıdır...” biçimini, üretim ilişkilerini eleştirmiştir. düşüncesiyle yazdı ve memleketi Ardahan, Yapıtlarının özü budur. Onun tek ereği Kars yöresini edebiyata taşıdı. insanın kurtuluşudur. Bu da toplumsalcı bir Oğlu Alper Akçam’ın, “Onun son ve yaşam insancıllıkla olanaklıdır. felsefesini çocuksu bir gözle anlattığı Dede Korkut geleneğine bağlı. Özleşen başyapıtıdır diyebiliriz” dediği Türkçe ile yöresinden getirdiği halk dilini Kafdağı’nın Ardı, çarpıcı destan romanı ve birbirine karıştırarak eşsiz bir anlatı ortaya özyaşamöyküsel içtenlikli anlatısıydı. koyup yazınımızın geleneksel anlatı dilini Tüm yapıtlarında toplumsalcı alaycılık ve çağdaşlaştıran kişidir” diye yazdı. kara gülmece ögeleri yoğun olarak görülen Dursun Akçam, Anadolu Aydınlanmasının Ardahan’ın Ölçek köyünden Cılavuz’a, kaygılı, öfkeli, isyankâr, boyun eğmeyen, öğretmenlikten sendikacılığa, yazarlıktan küskün, çığlıklar atan bir çocuğuydu. aydınlığa koşan bir çocuk olan Dursun İlhan Selçuk “Dursun Akçam gibi Akçam’ın aydınlığı sonsuzluğa aksın. lerin kasaba ve kentlilerle ilişkisini anlatırken toplumsal Bu toplumsal taşlama dizisinde, her biri için gurbet ve sür- ÖNER YAĞCI yapıyı eleştirel gözlemleriyle aktardı. gün olan Almanya’da yaşayan Türk ve başka birçok ulus- Susuzluğun kuraklıkla birlikte daha da yoksullaştırdığı, tan göçmenlerin ilişkilerini, inançlar, diller, siyasetler, ide- EDEBİYATA ÖYKÜ KİTAPLARIYLA GİRDİ aç bıraktığı Çeşmir Köyü’nde köyün ağası Bekir’le ilçedeki olojiler, kültürler arası çatışmaları alaycı biçemle aktardı. Dursun Akçam (1930 / 19 Eylül 2003), Milliyet gaze- parti başkanı Feramuz ve ildeki Milletvekili Haşim Bey’in Alaman Ocağı ve Sevdam Ürktü’de, yabancılaşma ve kül- tesinin açtığı “En Önemli Yurt Gerçekleri” konulu ya- işbirlikleri sonucu oluşan din sömürüsüyle kurulan baskıyı tür bombardımanıyla karşı karşıya gelen politik göçmen- rışmada Karacan Armağanı kazandığı, köylü anaların ve -geri dönüşlerle Osmanlı döneminden başlayarak- anlattı. lerin insanlık dramını, sıkıntılarını, bunalımlarını anlattı. çocukların sorunlarını aktardığı röportajı Analar ve Ço- Farklı kültür ve yaşam biçimi anlayışlarıyla süren cins- cuklar-Kanayaklılar (1963), Doğu Anadolu kırsal kesimi AHMET ÖZER: ‘DURSUN AKÇAM, ler arası ilişkilerdeki çarpıklıkları, sevgi açlığını ve yoğun insanlarının sorunlarının ele alındığı röportajlardan olu- COĞRAFYASINA SES OLAN YAZAR’ sevgi arayışını gülünç ögelerle zenginleştirerek ve toplu- şan Doğu’nun Çilesi (1965), aynı konuları işlediği, insa- Günce, anı ve gezi notlarından oluşan Altta Kalanlar, mun her kesiminden unutulmaz tipler çizerek sundu. faşist saldırılarla ezilen insanları anlattığı Kan Çiçekleri nın içini sızlatan acı gerçeklerden oluşan Maral (1964), Gülerken düşündüren ve köyden kente göç olayının in- Ölü Ekmeği (1969) adlı öykü kitaplarıyla edebiyata girdi. (söyleşiler), Kafkas Kızı’nı (öyküler) yayımladı. sanlar üzerindeki etkilerini işlediği öykülerden seçtikleri- 1970’lerde Köyden İndim Şehire ile kırsal kesim insan- Ahmet Özer, “Bir yazın adamı olmasına karşın toplum- ni Haley’de yayımladı. sal olaylara bir sosyolog gözüyle bakan” Dursun Akçam larının ve köyden göç eden köylülerin sorunlarıyla “iç Türkiye’ye dönüşünde Almanya yıllarını yazdığı Ucu için “Coğrafyasına ses olan yazar” dedi. göç” olgusuna değinmeye başladı ve Taş Çorbası ile bu Ucuna Yaşam’da (2002), 12 Eylül dönemi Türkiye’sinde 12 Eylül sonrası gittiği Almanya yıllarında yazdığı Dağların olguyu derinleştirdi. ve yurtdışında yaşayanları anlattı. Almanya’daki politik Sultanı’nda, beş kişiyi öldürdükten sonra Almanya’ya kaçan Dursun Akçam’la aynı damardan beslenip aynı geleneği göçmenler, onların ülkede kalan aileleriyle ilişkileri, ola- ve orada kendine yeni bir düzen kuran Halo Şito’yu anlattı. oluşturan dostu Fakir Baykurt, “Dursun Akçam’ın öykülerini ğanüstü değişimlerin yaşandığı dünyada ve Türkiye’deki Generaller Birleşin/ Almanya’nın Hababam Sınıfı (ye- okurken ağladığınız yerde güler, gülerken ağlarsınız” dedi. yeni ilişkiler, çelişkiler, düş kırıklıkları arasında büyüyen ni basımı Öğretmeni Kim Öptü, Literatür, 2024) adlı ki- bir aşk vardı bu romanda. TOPLUMSAL YAPIYI ELEŞTİREL tabında, siyasal nedenlerle çeşitli ülkelerden gelen ve GÖZLEMLERİYLE AKTARDI USTALIKLI DESTAN ROMANI VE Almanya’da yaşamak zorunda siyasal göçmenler için açı- Doğanın acımasızlığı karşısındaki insanın soylu direni- lan sekiz aylık Almanca dil kurslarında yaşanan gülünç- ÖZYAŞAMÖYKÜSEL ANLATISI: şinin destanı olan Kanlıdere’nin Kurtları (1976 Türk Dil lüklerden, ilginçliklerden başlayarak sığınmacıların yaşa- ‘KAFDAĞI’NIN ARDI’NDA’ Kurumu Roman Armağanı) romanında, köyün ve köylü- dıklarını kara gülmece öyküler zinciriyle anlattı. Çarpıcı, ustalıklı bir destan roman ve özyaşamöyküsel >> 4 19 Eylül 2024
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle