Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
(1930 / 19 EYLÜL 2003)
Köyden Cılavuz’a, öğretmenlikten
yazarlığa koşan çocuk: Dursun Akçam
Köy Enstitülerinin çağdaşlaşma sevdasının
yaşarsan, ne kadar eziyet çeksen de
doğurduğu, bilinçlendirdiği Dursun Akçam, insanlığının bilincini vicdanının damağında
“Haksızlığı, köy insanının ezilmişliğini
tatmak mutluluğunu duyumsarsın...”
protesto etmek amacıyla… Sanatın köyü
değerlendirmesinde bulundu.
kenti yoktur, evrenselliği vardır. Konusu
Vecihi Timuroğlu, “Bütün yapıtlarında,
insandır, insanın dramıdır, insanın yaşadığı
burjuva toplumunun ahlak felsefesini, yaşam
dünyasından doğan çelişkilerin dramıdır...”
biçimini, üretim ilişkilerini eleştirmiştir.
düşüncesiyle yazdı ve memleketi Ardahan,
Yapıtlarının özü budur. Onun tek ereği
Kars yöresini edebiyata taşıdı.
insanın kurtuluşudur. Bu da toplumsalcı bir
Oğlu Alper Akçam’ın, “Onun son ve yaşam
insancıllıkla olanaklıdır.
felsefesini çocuksu bir gözle anlattığı
Dede Korkut geleneğine bağlı. Özleşen
başyapıtıdır diyebiliriz” dediği
Türkçe ile yöresinden getirdiği halk dilini
Kafdağı’nın Ardı, çarpıcı destan romanı ve
birbirine karıştırarak eşsiz bir anlatı ortaya
özyaşamöyküsel içtenlikli anlatısıydı.
koyup yazınımızın geleneksel anlatı dilini
Tüm yapıtlarında toplumsalcı alaycılık ve
çağdaşlaştıran kişidir” diye yazdı.
kara gülmece ögeleri yoğun olarak görülen
Dursun Akçam, Anadolu Aydınlanmasının Ardahan’ın Ölçek köyünden Cılavuz’a,
kaygılı, öfkeli, isyankâr, boyun eğmeyen,
öğretmenlikten sendikacılığa, yazarlıktan
küskün, çığlıklar atan bir çocuğuydu.
aydınlığa koşan bir çocuk olan Dursun
İlhan Selçuk “Dursun Akçam gibi Akçam’ın aydınlığı sonsuzluğa aksın.
lerin kasaba ve kentlilerle ilişkisini anlatırken toplumsal
Bu toplumsal taşlama dizisinde, her biri için gurbet ve sür-
ÖNER YAĞCI
yapıyı eleştirel gözlemleriyle aktardı. gün olan Almanya’da yaşayan Türk ve başka birçok ulus-
Susuzluğun kuraklıkla birlikte daha da yoksullaştırdığı, tan göçmenlerin ilişkilerini, inançlar, diller, siyasetler, ide-
EDEBİYATA ÖYKÜ KİTAPLARIYLA GİRDİ
aç bıraktığı Çeşmir Köyü’nde köyün ağası Bekir’le ilçedeki olojiler, kültürler arası çatışmaları alaycı biçemle aktardı.
Dursun Akçam (1930 / 19 Eylül 2003), Milliyet gaze-
parti başkanı Feramuz ve ildeki Milletvekili Haşim Bey’in Alaman Ocağı ve Sevdam Ürktü’de, yabancılaşma ve kül-
tesinin açtığı “En Önemli Yurt Gerçekleri” konulu ya-
işbirlikleri sonucu oluşan din sömürüsüyle kurulan baskıyı tür bombardımanıyla karşı karşıya gelen politik göçmen-
rışmada Karacan Armağanı kazandığı, köylü anaların ve
-geri dönüşlerle Osmanlı döneminden başlayarak- anlattı. lerin insanlık dramını, sıkıntılarını, bunalımlarını anlattı.
çocukların sorunlarını aktardığı röportajı Analar ve Ço-
Farklı kültür ve yaşam biçimi anlayışlarıyla süren cins-
cuklar-Kanayaklılar (1963), Doğu Anadolu kırsal kesimi
AHMET ÖZER: ‘DURSUN AKÇAM,
ler arası ilişkilerdeki çarpıklıkları, sevgi açlığını ve yoğun
insanlarının sorunlarının ele alındığı röportajlardan olu- COĞRAFYASINA SES OLAN YAZAR’
sevgi arayışını gülünç ögelerle zenginleştirerek ve toplu-
şan Doğu’nun Çilesi (1965), aynı konuları işlediği, insa- Günce, anı ve gezi notlarından oluşan Altta Kalanlar,
mun her kesiminden unutulmaz tipler çizerek sundu.
faşist saldırılarla ezilen insanları anlattığı Kan Çiçekleri
nın içini sızlatan acı gerçeklerden oluşan Maral (1964),
Gülerken düşündüren ve köyden kente göç olayının in-
Ölü Ekmeği (1969) adlı öykü kitaplarıyla edebiyata girdi. (söyleşiler), Kafkas Kızı’nı (öyküler) yayımladı.
sanlar üzerindeki etkilerini işlediği öykülerden seçtikleri-
1970’lerde Köyden İndim Şehire ile kırsal kesim insan- Ahmet Özer, “Bir yazın adamı olmasına karşın toplum-
ni Haley’de yayımladı.
sal olaylara bir sosyolog gözüyle bakan” Dursun Akçam
larının ve köyden göç eden köylülerin sorunlarıyla “iç
Türkiye’ye dönüşünde Almanya yıllarını yazdığı Ucu
için “Coğrafyasına ses olan yazar” dedi.
göç” olgusuna değinmeye başladı ve Taş Çorbası ile bu
Ucuna Yaşam’da (2002), 12 Eylül dönemi Türkiye’sinde
12 Eylül sonrası gittiği Almanya yıllarında yazdığı Dağların
olguyu derinleştirdi.
ve yurtdışında yaşayanları anlattı. Almanya’daki politik
Sultanı’nda, beş kişiyi öldürdükten sonra Almanya’ya kaçan
Dursun Akçam’la aynı damardan beslenip aynı geleneği
göçmenler, onların ülkede kalan aileleriyle ilişkileri, ola-
ve orada kendine yeni bir düzen kuran Halo Şito’yu anlattı.
oluşturan dostu Fakir Baykurt, “Dursun Akçam’ın öykülerini
ğanüstü değişimlerin yaşandığı dünyada ve Türkiye’deki
Generaller Birleşin/ Almanya’nın Hababam Sınıfı (ye-
okurken ağladığınız yerde güler, gülerken ağlarsınız” dedi.
yeni ilişkiler, çelişkiler, düş kırıklıkları arasında büyüyen
ni basımı Öğretmeni Kim Öptü, Literatür, 2024) adlı ki-
bir aşk vardı bu romanda.
TOPLUMSAL YAPIYI ELEŞTİREL
tabında, siyasal nedenlerle çeşitli ülkelerden gelen ve
GÖZLEMLERİYLE AKTARDI USTALIKLI DESTAN ROMANI VE
Almanya’da yaşamak zorunda siyasal göçmenler için açı-
Doğanın acımasızlığı karşısındaki insanın soylu direni- lan sekiz aylık Almanca dil kurslarında yaşanan gülünç- ÖZYAŞAMÖYKÜSEL ANLATISI:
şinin destanı olan Kanlıdere’nin Kurtları (1976 Türk Dil
lüklerden, ilginçliklerden başlayarak sığınmacıların yaşa- ‘KAFDAĞI’NIN ARDI’NDA’
Kurumu Roman Armağanı) romanında, köyün ve köylü- dıklarını kara gülmece öyküler zinciriyle anlattı. Çarpıcı, ustalıklı bir destan roman ve özyaşamöyküsel
>>
4 19 Eylül 2024