Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
(15 EYLÜL 1914 / 2 HAZİRAN 1970)
Orhan Kemal 110 yaşında…
Benim burada ne yazdığımı uzun zaman sonra hatırlamayacak olan okurlarımız, Orhan Kemal’in çektiklerini ve ne şartlarda
yazdığını bu yazımdan sonra hiç unutmayacaklardır. Görmemiz gereken onun inancı doğrultusunda mücadelesini verdiği
bağımsız, özgür ve sömürüsüz bir yaşama ulaşmamız için ömrünü tüketerek bize öncü olduğudur.
Bize düşen ödev onun boşuna mücadele etmediğini, yaktığı ateşin sönmeden gelecek kuşaklara aktarılması gereğidir.
Şimdilik en azından beş yıl önce yazdığım ve hâlâ gerçekleşmeyen İstanbul’da bir kültür merkezine adının verilmesi ilk adım
olacaktır. 110. yaşın kutlu olsun sevgili Orhan Babamız…
Ordu içerisinde komünist pro-
IŞIK ÖĞÜTÇÜ
pagandası yapmaktan beş sene ha-
pis yatmış, bunun üç senesini Bursa
GÖZALTILAR VE HAPİSLERDE
Hapishanesi’nde Nâzım Hikmet’le ay-
GEÇEN ZOR BİR YAŞAM!
nı koğuşta geçirmiştir.
1966 yılında Çetin Altan, Orhan
Orta mektep mezunu olmasına rağ-
Kemal’in Sultanahmet Cezaevi’ne gön-
men çok zeki, oldukça kültürlü ve cesur
derilmesi üzerine şunları yazıyordu:
komünisttir. Adana’da faaliyeti olduysa
“Elli yıl sonrası geliyor aklıma... Or-
da her sefer kurtulmasını da bildi. Ha-
han Kemal’in eserleri o günde okuna-
len Dünya ve Vatan gazetelerinin kad-
cak, acılarla yüklü hayatı o gün de anı-
rosunda çalışmakta ayrıca bazı mecmu-
lacaktır. Ona bu acıları çektirmiş olan-
alara da yazı vermektedir.
ların ise toprak altındaki birbirinden ko-
Kanlı ihtilal taraftarı komünistler blo-
puşmuş kemikleriyle upuzun yatan iske-
kuna mensuptur. Oğlunun ismi Nâzım’dır.
letleri çoktan unutulmuş yoklar olarak
Şimdi İstanbul matbuatında hemen bi-
kalacaklardır.”
rinci derecede mevkisi vardır. Bütün ya-
Ölümünün üzerinden 54 yıl geç-
zıları ve kitapları aynı mahiyette komü-
miş olmasına rağmen bu yazı tazeliği-
nist taktiğiyle kaleme alınmaktadır. En
ni koruduğu gibi çok sonralara da ka-
derin saygılarla arz eder, ellerinizden
lacaktır. Bu yıl 110. yaşını kutladığı-
öperim muhterem başvekilim.”
mız Orhan Kemal’in gözaltılar ve ha-
Bay muhbir amacına ulaşır, Vukuat
pislerde geçen zor yaşamının yüzde
Var değil ama 1956 yılında Arka So-
onluk kısmı gözümün önünden duygu Orhan Kemal, oğlu Işık Öğütçü ile / 1959
kak öykü kitabı hakkında dava açılır.
yüklü bir film gibi geçmeye başladı:
İhbarlar ve tutuklamalar devam eder.
Askerdeyken 11 Ekim 1938 tarihinde yapılan duruş-
uyandıran iyi tasvirleriniz var. Bulunduğunuz yere bir kaza
“Fener Postanesi’nden 7 Şubat 1966 tarihinde Birinci
madan: “Yabancı rejimler lehinde propaganda yapmak
veya bir zan neticesinde düşmüş olmanız mümkündür. Bir
Şube Siyasi Kısım Müdürlüğü’ne gönderilen ihbar mek-
suretiyle eratı isyana tahrik teşebbüsünde bulunmaktan
an evvel böyle yerlerden kurtularak hayatta layık olduğu-
tubunda Mustafa Kutlu’nun lokantasında Orhan Kemal,
sanık M.Raşit Öğütçü’nün komünistlik propagandası ya-
nuz temiz yerlere gelmenizi temenni ediyoruz.”
Mustafa Kutlu ve Mehmet Şahin’in komünizm propagan-
pıyor diye ihbar edilmesi üzerine evinde yapılan arama-
Cezası biter ve 1943 yılında hapisten çıkar. Hapislik
dası yaptıklarının öne sürülmesi üzerine gerekli incele-
da kendi el yazısıyla yazılmış Nâzım Hikmet’e hitap eden
hayatında hayat diplomasını beraber kaldığı “Nâzım Hik-
meler yapılmıştır. Etraflarına topladıkları bazı kimselere
şiir parçaları, Maksim Gorki’nin, Rus ediplerinin hayat-
met Üniversitesi”nden mezun olarak alır.
komünizm propagandası yaptıkları öğrenilmiştir.
larına dair ve Marksizm hakkında yazılmış gazetelerden
Hapislik arkadaşı “evladım Raşit”e edebiyatta büyük
Her üç sanığın ihtilalci sosyalizme yani komünizme
kesilmiş makaleler çıkmıştır.
bir hedef verir: Nâzım Hikmet, Raşit’e “Ben, senin mem-
inandıkları anlaşılmakta olup komünist yeraltı çalışma-
Raşit, Niğde kütüphane memuruna Nâzım Hikmet’i tak-
leketimin en büyük yazarlarından biri olacağına eminim.
larına ve tekniğine uygun olarak illegal üç kişilik hücre
dir ettiğini ve eserlerinin büyük bir değeri bulunduğunu ve
İnsanların birçok tarafını doğru olarak değerlendirmekte
teşkilatı meydana getirmişlerdir. Her üç sanık sabah saat
kütüphanede bulunması lazım geldiğini söylemiştir. Diğer
çok yanılmışımdır. Yanılmadığım bir şey varsa, o da bir in-
6.20 de evlerinde yakalanarak nezaret altına alınmıştır.
konuşmalarında da yabancı rejimler lehinde propaganda
sandaki sanat kabiliyetidir. Sen de sanatkar malzemesi, ya-
Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişler TCK 141-142
yaptığını, bu fiil ve hareketlerin askeri şahıslar içinde ya-
pısı, soluğu mükemmeldir. Sana doludizgin güveniyorum.
maddelerine aykırı davrandıkları anlaşılarak; çok sayı-
pılmış olmasının isyana kışkırtma sayıldığını bu husus şa-
Göreyim seni Raşit, Türk halkının, güzel Türk yurdu-
da siyasi polisin muhafazası altında bulunan üç sanık, bu
hitlerin şahadetleri ile sabit olmaktadır. Ceza Kanunu’nun
nun ve güzel dünyanın ve iyi insanların yüzlerini kara çı-
kararı takiben Sultanahmet Cezaevi’ne gönderilmiştir.”
94 ve 125. maddesine uyduğundan hakkında hükmüne tev-
karma. Memleketine, halkına, dünyaya ve insanlara layık
Tutanak böyledir. Otuz beş gün tutuklu kalacak, üç yıl
fikan son tahkikatın açılmasına karar verildi.”
büyük bir yazar olacaksın. Yolun açık olsun.”
sonra da beraat edecektir.
17 Şubat 1939 tarihinde, Genelkurmay Başkanlığı Adli
İŞ ARAMA SÜRECİ VE
Müşavirliği’nden gelen yazıda da şunlar yazıyordu:
ORHAN KEMAL MUCİZESİ
YAZDIKLARINA EL KONULMASI
“1938 senesi haziran ayında donanmada gedikli er-
Yaşar Kemal, “Ben hâlâ şaşarım. Orhan Kemal o gü-
1946 yılında yarım kalan askerliğini bitirmesi sonrası
başlardan birkaçı arasında komünizm cereyanlarının
zelim kitaplarını bu dert, bu bela içinde nasıl vakit bulur
iş arama sürecini ve yazdıklarına el konulmasını anlatır:
başladığı görülmesi üzerine işe layık olduğu ehemmiyet-
da yazar? Ona her şeyi soracak kadar onunla arkadaşım,
“İş peşinde koşup duruyorum. Ne devlet, ne de hususi
le el konulmuştur.
fakat bunu ona soramadım.”
müesseseler iş vermiyorlar. Sosyalist Emekçi Partisi’nin
Yine bu zümreden olarak halen yurtdışında kaçak bu-
Sorulamayan, gerçekten de düşünüldüğünde bu kadar
kapatılması hadisesi dolayısıyla benim evi de aradılar.
lunan gazeteci Abdülkadir Kemali’nin, Adana’da oturan
eserin, baskıların acımasızlığına rağmen yaratılması mu-
Tekmil kitaplarımla birlikte şiir, hikâye ve roman müs-
ve bedelci olarak Niğde’deki piyade alayında askerliğini
cize değildir de nedir? Orhan Kemal bunu başarmış en-
yapan oğlu Raşit Öğütçü’nün Niğde ve Adana’daki yer- veddelerimi, yığınla notlarımı alıp götürdüler.”
der sanatçılardan biridir.
lerinde yapılan araştırmada komünizme dair eserler bu-
MUHBİRLER NEFES ALDIRMAZ, İHBARLAR Sonuç olarak benim burada ne yazdığımı uzun zaman
lunmuş, Askeri Mahkemece yapılan duruşmada askeri is-
VE TUTUKLAMALAR SÜRER!
sonra hatırlamayacak olan okurlarımız, onun çektiklerini ve
yana tahrik mahiyetinde görülerek beş sene ağır hapis
Orhan Kemal’e hiç rahat nefes aldırmamak gerekir. ne şartlarda yazdığını bu yazımdan sonra hiç unutmayacak-
mahkûmiyetine karar verilmiştir.”
2 Mart 1954 yılında Adana’dan bir gazeteci Ankara’ya
lardır. Görmemiz gereken onun inancı doğrultusunda mü-
HAPİSLİK ARKADAŞI NÂZIM, ‘EVLADIM mektup yazar: “Muhterem başvekilim, Orhan Kemal’in cadelesini verdiği bağımsız, özgür ve sömürüsüz bir yaşa-
RAŞİT’E EDEBİYATTA BÜYÜK BİR HEDEF VERİR! Dünya gazetesinde yayımlanmakta olan Vukuat Var isim- ma ulaşmamız için ömrünü tüketerek bize öncü olduğudur.
Hapiste müstear isimle yazdığı ve Yedigün dergisinde li romanı Adana, Mersin ve Tarsus’daki Fellahları deh-
Bize düşen ödev onun boşuna mücadele etmediği-
yayımlanan şiirlerine dergi editörü yanıt yazar: şetli kızdırmıştır. Fellahların infiali büyüktür. Bu infiali ni, yaktığı ateşin sönmeden gelecek kuşaklara aktarılma-
“Kayseri’de Bay Reşat Kemal’e, Bize tevkifhanenin dört Demokrat Parti’ye mal etmek düşüncesiyle CHP Tarsus
sı gereğidir. Şimdilik en azından beş yıl önce yazdığım
duvarı arasından gönderdiğiniz dört şiiri dikkatle okuduk. İlçesi Mersin’de miting yapacaktır. ve hâlâ gerçekleşmeyen İstanbul’da bir kültür merkezine
Bu kadar özlü ve canlı şiirler veren bir gencin tevkifhane-
Orhan Kemal merhum Abdülkadir Kemali Bey’in oğlu adının verilmesi ilk adım olacaktır. 110. yaşın kutlu ol-
de ne işi var diye düşündük. Okuyan da kuvvetli hayaller ve Adanalı’dır. Asıl adı Raşit Kemali Öğütçü’dür. sun sevgili Orhan Babamız…
n
8 12 Eylül 2024