Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
New Orleans’ın yolunu tutar. Eski patronu Eliza- dır. Yeryüzünde herhangi bir yerde de yaşanı-
beth Prall, Anderson’la evlenmiştir. New Orleans lası gerçeklerin var olduğunu hatırlatan / gös-
ve Anderson onun için bir dönüm noktası olur. teren bir dünyadır.
O anlamda kendisi de şunun altını çizer: “İn-
‘YİTİK KUŞAK’IN ÖYKÜSÜ: ‘AŞK VE ÖLÜM’
sanın giriştiği savaşım ya kendi yüreğine karşıdır
1925’te, dört ay kalacağı, Avrupa’ya gider.
ya da başkalarınınkine, ya da çevreyle savaşılır.
Paris ve Londra ilgisini çekmiştir. Modern sa-
Bu anlamda yöresel yazar diye bir şey olamaz.”
natla yüzleşmesi onu etkiler.
O, yaşadığı yeri / coğrafyayı kendi tarihsel /
Adım adım romana yönelmektedir. Bu yol-
toplumsal zaman diliminde mercek altına alır-
culuğunda da roman yazmak ön plandadır.
ken insanlığın yeryüzündeki serüveninin ne-
Dönüşünde New Orleans’a yerleşir, ilk romanı
relerde / nasıl, neden / niçinlerle sürdüğünü
Aşk ve Ölüm, Anderson’un desteğiyle yayım-
gösterir.
lanır. Savaşa katılmış, oradan ruhsal yaralar-
Tapınak, Ses ve Öfke, Döşeğimde Ölürken,
la dönmüş “yitik kuşak”ın öyküsüdür anlatılan.
Ağustos Işığı hatta Ayı anlatısı bu serüvenin
Roman yolunu belirlemenin ilk adımlarıdır.
insan-insan, insan-doğa, insan-çevre ilişki-
Faulkner, tipleştirme kişi gerçekliğini derinlikle
si / çatışması içindeki bütün boyutlarıyla onun
biçimde anlatmak yerine olay ekseninde kurdu-
düş ve düşünce dünyasına yansır.
ğu öykünün akıcılığını ön planda tutar. Bir bakı-
Faulkner, var olan gerçekliklere düşselliğini
ma Hollywoodvari bir öyküdür anlatılan.
katarak döngüsel anlatı kurar. Orada da par-
çalanmış dünyaların bölük pörçük hallerini bir
BİR ‘HÜSRAN’ ANLATISI: ‘MAYDAY’
araya getirerek o büyük resmi gösterir bize:
İleride yaratacağı roman dünyasına, kuracağı
Amerikan rüyası dünyayı ne hale getirdi ve da-
romanının “anakara”sı olan “Yoknapatawpha”ya
ha da getirecek. Bu da aslında onun romancı-
dair ipuçları henüz yoktur. Aynı yıl yazdığı May-
lığının bir çağrısıdır. İnsanlığa bıraktığı mirastır.
day anlatısı, Faulkner’ın yaratıcılığına / yazı yo-
Sürekli geçmişe bakması bugünü anlamak
luna dair birçok ipucu vermektedir.
içindir. İnsanlığı yarın nelerin bekleyebildiğini
Bu elyazması kitapçığı yayıma hazırlayan
göstermek içindir. Yaşayan, süren ve dönüş-
Carvel Collins, kitaba yazdığı önsözde şunun
türen bir geçmişin anlatıcısıdır o bir bakıma da.
altını çizer: “Mayday, Faulkner’ın belli başlı ya-
pıtlarıyla en yakın bağları kuran el yazması ki-
‘ÇAPULCULAR’, ‘MEZAR KAZANLAR’
leri çok daha evrenseldir. Yaşanan tarihsel zamanın da
tapçık olmasının yanı sıra bildiğim kadarıyla
Sanırım Faulkner romancılığının düz okur için ka-
ötesine geçerek insani gerçekliklerden söz eder bize.
küçük çapta eşsiz bir yapıttır.”
palı, zor olma özelliği anlatılarının kurgusu / yapısın-
Yansıttığı trajedi dünyanın herhangi bir yerinde olage-
O dönem resimde çizen Faulkner, bu kısa anlatısı-
dan kaynaklanır. Oysa anlatılan öyküler o kadar an-
lendir, onları da anlamamıza kapı aralayan gerçeklerdir.
nı kendi çizimleriyle (dört çizim) bezemiştir. Mayday
laşılmaz değildir. Bunu var eden en temel gerçeklik
Romanlarındaki aile öykülerine bakarsak, orada
için bir “hüsran” anlatısı diyebiliriz belki de!
yazarın kişilere / olaylara bakışı ve zaman kavramını
Dostoyevskivari bir bakışı / anlatımı vardır.
Öyle ya, bu dönemde sürekli gönül kırgınlıklarını
kurgulama biçimidir.
Ama Joyce, Freud onun romancılığında biçem ge-
yaşayan Faulkner, yazarak acısını sağaltma yolunu
Bunun en belirgin yanı ise romancının kronolo-
liştirip, söylem yaratmada etkileyicidirler.
seçer. Duyumsama bilincinin yansıları bir masal bi-
jik anlatımı sevmemesi, yaşanan hayatın sürek-
Ses ve Öfke’de alegorik bir yapı kurması, iç ko-
çiminde anlatılır.
li rastlantılarla biçimlenmesidir. Anlatısının bu belir-
nuşmaları öncelemesi bu etkileri öne çıkarır.
Yaşadığı üç kırgın aşktan sonra şunu yazacaktır:
gin özelliğini Çılgın Palmiyeler’de görürüz. Bugünler-
Açlık, acı, tutku, ezilmişlik, ötelenmişlik Faulkner
“İdeal aşk hiçbir zaman sonsuza kadar sürmez; ister
de ardı ardına dilimize çevrilerek yayımlanan iki ro-
anlatılarının bir diğer başat izlekleridir. İnsan varolu-
seven kişi kazansın. İsterse sevilen kaybetsin.” Bir
manında da (Çapulcular, Mezar Kazanlar) bu özelli-
şunun trajedisini buralardan bakarak sorgular.
anlamda bunun Ses ve Öfke’ye (1929) hazırlık oldu-
ği gözleriz.
Faulkner gerçekliği dönüştürerek anlatan biridir.
ğunu söyleyebiliriz.
Ünal Aytür’ün şu belirlemesi önemlidir: “Gerçek-
Bu anlamda yerlilikten / bölgesellikten beslenir ama
Göç>sürükleniş>savrulma>terkediş…Onun anlatı-
ten de Faulkner’ın romanları önemli ölçüde eski ile
buradan hareketle kendi anlatı “anakara”sını kurar.
larında bu izleklerle birlikte zamanın gölgesi her bir
yeni arasındaki çatışmaya dayanır…” (***)
Yarattığı simgesel yer / bölge “Yoknapatawpha” /
şeye dokunur. Romancılığı değerlendirilirken sıklık-
Mezar Kazanlar, Faulkner’ın hem bu yanını hem de
la Güney’in / Missisipi’nin yazarı / romancısı olduğu “Jefferson” Mississipi’de yarı düşsel bir yerdir. Onun
kötülük ve şiddet izleğini öne çıkardığı, suç ve linç
aile öyküleri burada biçimlenir.
imlenir. Bir yere, bölgeye ait olmasının ötesinde bu-
gerçeğini yoğunca işlediği romanıdır.
n
Yöre halkının çoğunluğu zencidir. Güney, onun ro-
raları anlattığı dile getirilir.
(*) Kitaplar Arasında: Amerikan Edebiyatı, Kül-
manında ütopik / söylencesel bir gerçeklik olmak-
YAŞAR KEMAL’İN ÇUKUROVASI, tür ve Dil Yazıları, Necla Aytür, YKY, 297 s., 2010.
tan çıkıp doğasıyla, insanıyla, çatışma ve trajedile-
FAULKNER’IN YOKNAPATAWPHA’SI
(**) Mektuplar, William Faulkner, Çeviren: Nu-
riyle başlı başına Amerikan yüzyılının İç Savaş son-
Oysa Faulkner tıpkı Yaşar Kemal gibi, kendi “anlatı rullah Koltaş, Işık Yanar, Hece Yayınları., 219 s.,
rası gerçekliğini anlatır.
anakara”sını yaratan yazarlardandır. Onun Çukurovası 2013.
da, kendi yarattığı Yoknapatawpha’dır. Yani Faulkner’ı YARATTIĞI DÜNYANIN İZLERİNDE (***) Mezar Kazanlar, William Faulkner, Çevi-
çok da yöresel bir yazar olarak almamak gerekir. İzlek- Faulkner ’ın yarattığı dünya insana dair bir dünya- ren: Ünal Aytür, YKY, 223 s., 2024.
BİLGİN GÖKBERK’TEN ‘TOP TARİKATI’
“Ey Türk Medyası! Birinci vazifen tuttuğun kulübün istiklalini Gazeteci yazar Bilgin Gökberk’in Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından
ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek değildir. Köşeni, programını yayımlanan kitabı Top Tarikatı, Gökberk’in 2000’li yılların
ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek hiç değildir.
ikinci yarısından sonra Hürriyet ile Cumhuriyet gazetelerinde
Birinci vazifen Türk Cumhuriyeti’ni, Türk sporunun istiklalini
yayınlanmış eleştirel, ülkenin her alanda yolsuzluklar
ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Siyasete, siyasilere,
ve haksızlıklarla sarsılan sıcak gündeminin yansımalarını
spordaki uzantılarına karşı ilelebet korumaktır. (...)
“tarikatlaştığını” vurguladığı spor camiası üzerinden kara mizahi bir
Türk sporu fakr-u zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
dille kaleme aldığı yazılarından oluşuyor.
Siyaset liglere, kupaya, yayına, yoruma her yere girmiş olabilir.
Top Tarikatı’nda Gökberk cesur tespitleri eşliğinde bir devri,
Milli maçlar mehter eşliğinde oynanmış olabilir.
topyekün çürümeyi anlatıyor.
Hatta federasyonlar seçilerek değil, atanarak gelmiş bile olabilir.
AKP’nin topyekûn her köşesine girdiği, ele geçirdiği top dünyasını,
İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk sporunu
çıtı çıkmayan “uyanık” top medyasını, iktidarla arası bozulmasın
siyasetten kurtarmaktır! Korumaktır.
diye gıkı çıkmayan top medyasını anlatıyor. Portekiz’de Salazar,
Muhtaç olduğunuz kudret, hepinizin olmasa bile ‘bi kısmınız’ın
İspanya’da Franco iktidarı gibi ülkeyi futbol ve din ile uyutan,
damarlarındaki asil sportif kanda hâlâ mevcuttur!” Kitaptan...
yöneten bir iktidarı anlatıyor.
n
“Top deyip geçme. Top’lumun aynasıdır. Top’umuzun özetidir.”
Bilgin Gökberk Top Tarikatı / Bilgin Gökberk / Kırmızı Kedi Yayınevi / 336 s. / 2024.
14 12 Eylül 2024
Grafik: CRAIYON