Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1977 Orhan Kemal Roman Armağanı; son basımı Tekin sı” kabul ettiği Ulusal Kurtuluş Savaşımızı tüm yönleriy- 6-7 Eylül olayları (1955) nedeniyle tutuklanır ve bu
Yayınevi, 4 cilt), Yunan ordusunun İzmir’de denize dökül- le yeni kuşaklara aktarma kaygısına ömrünü adamış oldu- olayı da 6-7 Eylül Kasırgası-1971 adlı anılarında aktarır.
mesiyle başlayıp Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümüne ka- ğu apaçık görülür. Şair Hasan İzzettin Dinamo, 1960’larda yeniden doğar
dar süren dönemin öyküsünü “Kuruluş”u romanlaştırır. Bu adanmışlığın temelinde çocukluğundaki derin iz- sanki: Karacaahmet Senfonisi, Özgürlük Türküsü, Ma-
pushanemden Şiirler, Sürgün Şiirleri, Gecekondumdan
Ateş Yılları adlı yapıtında, 1919-1923 arasında Karade- ler vardır. Babasıyla ağabeyi Sarıkamış dağlarında şe-
Şiirler, Çoban Şiirleri, Nâzım’dan Meltemler, Tuyuğlar,
niz’deki Pontus olaylarını, Öksüz Musa’da savaş yılların- hit olan, Dünya Savaşı yıllarının açlık ve yoksulluğunda
Gazeller.
da öksüz kalan çocukların dramını ayrıntılarıyla anlatan, annesini ve beş kardeşini kaybedip kaldığı öksüz yurtla-
Bir gazelinde, “Delikanlı çağımızdı zulme tükürerek
rındaki kitaplıklardan kitaplar okur, Anadolu’da Mustafa
Savaş ve Açlar adlı yapıtında, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın
geçtik/ Zalim önünden kır atımızı sürerek geçtik” diyen
hemen öncesindeki, Anadolu’da Bir Yunan Askeri’nde Kemal önderliğinde sürdürülen mücadeleyi, kutsal bir sa-
Dinamo’nun ölümünden sonra yayımlanan Ateş Orman-
savaş yıllarını anlatarak kesitler sunan Dinamo, Türk vaş olarak çocuk yüreğinde büyütür.
ları Arasından (Tekin, 2013) adlı kitapta kendi sesinden
Kelebeği’nde (1981), Ulusal Kurtuluş Savaşı günlerinde
NÂZIM HİKMET’LE KOĞUŞ ARKADAŞIDIR
şiirleri dinliyor, kimi daha önce yayımlanamamış şiirleri-
Anadolu’ya İstanbul’dan silah-cephane kaçıran ve Fran-
Sivas İlköğretmen Okulu’ndayken şiirler yazar ve ilko-
ni okuyoruz.
sız işgal güçlerince yakalanıp hapse atılınca sürekli ola-
kul öğretmeniyken Vehbi Cem ve Mehmet Cevat adlı iki
“Öyle yakınsınız ki bana insan kardeşlerim/ … Benim
rak kaçma girişimlerinde bulunan Mehmet Ali Kayen’in
arkadaşıyla ortak şiir kitabını çıkarır: Adsız Kitap (1931).
yüreğim de kan ağlamakta/ Sizler orada battıkça kana”
serüvenini anlatır.
Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü’nü bitirse de
dizeleriyle başladığı “İnsan kardeşlerim” adlı şiirinde şu
ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞIMIZI YENİ (1935) bir şiiri nedeniyle dört yıl hapse mahkûm edilir,
dizeler vardır:
KUŞAKLARA AKTARMA KAYGISINA öğretmenlikten atılır ve cezaevinden ikinci şiir kitabını
“Koyu karanlığı ışıtmak için/ Kendimizi kandil yapıp
ÖMRÜNÜ ADADI çıkarır: Deniz Feneri (1937).
yakmağa başladık./ Yoksa onu aziz dostum Sabahattin Ali
Özyaşamöyküsel ögelerin ağır bastığı, halk kaynağı- Nâzım Hikmet’le koğuş arkadaşı olduğu Ankara Cezaevi’nden
gibi/ caddede, ormanda,/ Nerde görsek tutup zincire vu-
nın didik didik edilerek roman gerçeğine dönüştürüldüğü 1939’da çıkar. 1942’de yayımlanan bir şiiri nedeniyle sı- ruyor/ Ya da sınır boylarında bıçaklıyoruz.”
Musa’nın Mapushanesi, Musa’nın Gecekondusu, Koyun kıyönetim mahkemesince sürgüne gönderildiği Gaziantep- Ömer Asan’ın Hasan İzzettin Dinamo (Belge, 2000),
Baba, Açlık, Adalet Sıtması adlı romanlarında asıl kaygı- İslahiye’den askerliğiyle birlikte yedi yıl sonra döner ve 2. Hasan Hüseyin Yalvaç’ın Bu Bir Hasan İzzettin Dinamo
nın “savaşa karşı çıkmak” olduğu görülürse de yurtsever Dünya Savaşı’nda Edebiyat Anıları’nda (1984) yaşamının
Kitabıdır (Prospero, 1995) adlı anı kitabıyla selamladığı
bir yazarın “kaçınılmaz bir görev” ve “özgürlük kavga- bu işsizlik ve açlık günlerini anlatır. Dinamo’yu ölüm yıldönümünde saygıyla anıyoruz.
n
MEHMET BAŞARAN (25 NİSAN 1926 / 27 HAZİRAN 2015)
‘Yıkılsa da Troyalar/ Barışın sesi bu/
Toprağın yüreğinde kökleri’
İnsanın özgürleşme eyleminin bir sevdası olan Köy Enstitülerinin çağcıl bir yaşama özlemini
gerçekleştirmeye doğru önemli adımlar attığını kanıtlayan bir armağanıdır Mehmet Başaran.
Köy Enstitüsünde özgürleşerek edebiyata ilk adımlarını atan Mehmet Başaran’ın ilk şiir
kitabı, 1953’te Sabahattin Eyüboğlu’nun önsözü, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun desenleriyle
yayımlanan Ahlat Ağacı’dır (bütün kitapları Literatür Yayınları’nca yayımlanmaktadır).
Bu kitabında, yurt sevgisinin sözcüsü kılar kendini: “Senin için gelmişim dünyaya/ Umudum
sevincim çilem/ Kafamla kolumla sevmeğe seni/ Memleketim Türkiyem.”
Ömrü, öğretmen örgütlerindeki devrimci ve demokratik eğitim savaşımından
eğitim yoluyla canlandırılacak köy savaşımına, yazın yoluyla aydınlatılacak insanlara yönelik
yazın eyleminden Halkevlerine, yazar örgütlerine uzanan bir ömürdür.
Yapıtlarıyla aydınlatmayı sürdüren bu aydınlık ışığına Sorgucular adlı şiirinin ilk dizeleriyle
selam olsun: “Kimliğim mi? Türkiye dedim/ Doğumum mu? 17 Nisan/ Sorun beni
Bedreddin’den, Yunus’tan/ Karacaoğlan emmimdir/ Dedem Pir Sultan...” Saygıyla anıyoruz.
“‘UMUDUN GÖK EKİNİ’NİN
ÖNER YAĞCI
‘BAŞAĞA KALKACAĞI’NI SÖYLER”
Gök Ekin’de (1975), “Güllerin karanlığı zorlayışı”nı,
nsanın özgürleşme eyleminin bir sevdası olan
“Toprağın yüreğinin sıcacık” attığını, “Alevlerin içinden
Köy Enstitülerinin çağcıl bir yaşama özlemini
geçenler”i, “Şafakta açacak güllerin.../ Yaşamın nöbetini”
İ gerçekleştirmeye doğru önemli adımlar attığını
tuttuğunu, “Umudun gök ekini”nin “başağa kalkacağı”nı söyler.
kanıtlayan bir armağanıdır Mehmet Başaran (25 Nisan 1926
Meşe Seli (1982) adını verdiği şiirlerinde yine doğa, emek,
/ 27 Haziran 2015).
halk sevdası, özgürlük, aydınlık arayışı, umudu vardır. savaşlarından başlayan Anadolu tarihini şöyle bitirir: “Yıkılsa
1958 tarihli yapıtı Karşılama’ya (1958) “Yaşamak güç iş”
Günler Tuz Rengi’nde (1986), “Yüreği zindanda bile yalnız
da Troyalar/ Barışın sesi bu/ Toprağın yüreğinde kökleri.”
dizesiyle başlar. Nisan Haritası (1960) bir Köy Enstitüleri
komayan/ En güzel rengiyle umudun/ Bizdik açan kuytularda/ Son şiir kitabına Pir Sultan Ölür Dirilir (2002) adını veren
destanıdır. “Hali yaman iller”e “vurulan kazmalar”la “açılan
Yenilmeyen sesiydik ırmakların/ Yüzyıllar benzeyen yolda...”
Başaran’ın şiirleri, Emin Özdemir’in deyişiyle, “Türkiye’nin
ak çiçekler”, “kendi şafağı içindeki insan”ı “zamanın yücesine”
dizeleriyle direnen bir ozanın sesinin duyurur. şiir haritasında özgün bir bölge oluştur.”
çıkarır 21 Köy Enstitüsü’nü tek tek selamladığı destanda.
“Bir gece ışık tarlaları çıktı karşıma...” diyerek başladığı
‘DAHA NE KADAR SÜRECEK TALAN/ MEMLEKETİMİZDEN KÖYLÜ MANZARALARI
Kocakent’te (1963), boğucu, insanı çarkları arasında
NE ZAMAN İNSAN OLACAK İNSAN’
Mehmet Başaran, köy notları biçemiyle oluşturduğu kitabı
öğüten gerçekliğine adım attığı, “Kanın ve terin öyküsü”
Sis Dağının Başında Borana Bak Borana’da (1990) yer Çarığımı Yitirdiğim Tarla’da (1955), köylülerin ekonomik,
kocakentin “ışık tarlaları”nı, “korkunç karanlığı”nı anlatır.
alan şiirlerinde, günümüzün eğitim sorunlarına eğilir, bütün
toplumsal, kültürel koşullarını, yaşama biçimlerinin aktarır. Aç
“Güçsüzden yanayım kavgada/ Büyük öfkelerle bilenmiş
insanları “horon”a çağırır. Koca Bir Troya Dünya’da (1997), Harmanı’nda (1962) “Memleketimizden köylü manzaraları”nı
sesim” dizeleriyle başlayan Pıtraklı Memleket’te (1969),
“Daha ne kadar sürecek talan/ Ne zaman insan olacak insan” getirir gözler önüne. Kırlara yönelip Zeytin Ülkesi’ni (1964)
“Kişinin kişiye kul” olduğu bir “pıtraklı” yaşamı sergiler.
diye sorar. İnsanlığın ve aydınlığın simgesi kabul ettiği Troya sunar. Edremit bölgesinin söylencelerinden çağdaş gerçekliğe
>>
27 Haziran 2024 5