Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MERHABA
ir Yalnız Gezerin Hayalleri, 1782’de
ölümünden dört yıl sonra yayımla-
B nan son yapıtıdır. “Gezinti” adını ver-
diği on bölümden oluşan yapıtında, kendi-
ni insanlardan ve toplumdan tecrit edilmiş
ve inzivaya çekilmiş bir birey olarak algılar.
Bazı yapıtlarındaki fikirleri filozof dostları-
Yanık kokusu…
nın fikirleriyle ters düşer ve bu yüzden acı-
masız saldırılara maruz kalır.
“Yanık kokusu” denildi miydi kirpi gibi dikiliyor insan, akan sular duruyor, burun çekilip etraf
Son yıllarında, Aydınlanma çağının
kolaçan ediliyor, ardı yangındır çünkü. Nerede nasıl parlayacağı bilinir mi, alevler bir anda sarıverir
siyasal, sosyal, dinsel kurallarına boyun
eğmeyen yenilikçi fikirleri nedeniyle,
çevreyi. Ülkemiz her 2 Temmuz’da işte böylesi hazin bir yanıklıkla tütüyor. Hep yanık kokusu…
kendisine Voltaire ve Diderot başta eski
yazar dostları tarafından bir komplo
düzenlenmiş olduğunu ve tüm insanlığın
ykü, roman, tezgâhında olguları
kendinden nefret ettiğini düşünür.
işlerken karmaşayı algılatmanın,
Burada tam bir paranoya söz konusu
Ö olan biteni derinlikli kavratmanın
olsa da bir yandan kilise, bir yandan
önünü açıp handiyse yalınkat gösterebi-
da siyasal iktidar ve aydınlar tarafından
liyor bunu. Çünkü öykü de roman da mo-
sürdürülen hırpalayıcı saldırıların hedefi
dernizmin ortaçağ dehlizlerini aşıp el ala-
olduğu yadsınılmaz bir gerçektir.
rak ilkçağ hümanizmine dayalı anlatı da-
Sıkıntılar içinde geçen son yıllarında
marından ürettiği bir “yeni hayat” kaynağı.
gidecek ya da sığınacak hiçbir yeri
Şimdi 2 Temmuz Sivas acılarının önü-
kalmadığında Paris’in altmış kilometre
ne geldik ya, bunu romanlardan okuyup
kuzeyindeki Ermenonville şatosunun
yerli yerine oturtmanın sırası o halde yine.
sanatsever sahibi Marki René-Louis de
Girardin tarafından ağırlandığı dönemde
FATİH ATİLA: ‘ÖLÜ CANLAR’
Bir Yalnız Gezerin Hayalleri’ni yazarken
Fatih Atila, Sivas kıyımının onuncu yılın-
yaşama veda edecektir.
da yayımladığı Ölü Canlar’da (2003) olup
Jean Jacques Rousseau (28 Haziran
biteni, bire bir dayanakları, bağlantıları, ol-
le, dönüştürümle dikkati çekiyor. Bir “yanıksama”nın yol
1712 / 2 Temmuz 1778) kapağımızda.
gusal ilintileri çerçevesinde farklı bir dönüştürümle işliyor.
açtığı içe kapanıştır belki bu.
Ferda Fidan’ın yazısı...
Şair Selim, Sivas kıyımından, rastlantıyla herhangi ya-
Roman kişisi-kişileri, yaşamı hep bu yanıksama sap-
Üçüncü sayfamızda, “Yanık kokusu...”
ra almadan kurtulanlardan biridir. Arkadaşları yanarken
lantılarıyla sürdürür. Ölüm yolculuğuna hazırlanan biri-
başlıklı yazısında 2 Temmuz Sivas
kurtulmuş olması Selim’i derinden yaralar.
nin sorgulamasına kayar çünkü enikonu anlatıcı:
acılarının izini, Ölü Canlar (Fatih Atila), Ateş
Olay, belleğinde tüm canlılığıyla sürerken Selim’in içe
“Neden içeridekilerle birlikte yanmadım? Bu ölüm ba-
ve Kuğu (Burhan Günel), Şeytanminareleri
kapanmasına yol açar bu durum, onu yalnızlaştırır. Artık
na çok yakışacaktı.”
(Hidayet Karakuş) adlı üç romanda süren
o, bir “ölüm kaçağı”dır.
Burhan Günel, bir başka boyutta iyimserliğini sürdü-
M. Sadık Aslankara yer alıyor.
Ankara’nın entelektüel çevresi, Sivas’ta yakılanların ki-
recektir ama: “Yeniden yaşamayı göze aldım, yeniden
Öner Yağcı, Yaşar Kemal’in de
mileri, olay öncesi konumlarıyla Selim’in gözlerinden ke-
yaratmayı.” Öyleyse bir aşk ve ölüm romanı olarak da
nitelemesiyle “Su katılmamış, devrimci
sik, sıçramalı anlatımla aktarılır. Olay, bir yapbozun bü-
okunabilir Ateş ve Kuğu.
bir kahraman ve edebiyatımızın da
tünlenişine dönük ileri geri sarışlar eşliğinde akar hep.
büyük ustalarından biri”ni Hasan İzzettin
İlerleyen sayfalarda, yaşadıklarını romanlaştırmak için HİDAYET KARAKUŞ: ‘ŞEYTANMİNARELERİ’
Dinamo’yu (1 Ocak 1909/20 Haziran 1989)
çabaladığını, “Ölü Canlar’ı yazmak” için sıklıkla Sivas’a
Hidayet Karakuş, Şeytanminareleri’ni (2010), iki ay-
merceğe alıyor. Anısına sonsuz saygıyla...
gittiğini öğreniriz Selim’in. rı düzlemde, İzmir’i kucaklayan anlatı evreniyle sarmalı-
Bülent Ayyıldız, Fihrist Kitap’ın 10
Çok sayıda olay aktarışıyla kurulan romana, bir polisiye yor. İlkinde “Masalcı” ya da bellek karışıklığı içinde “zarar-
kitaplık bir seri olarak planlanan Opera
örgü de giydiriyor yazar. Böylelikle toplumla olay arasın-
sız bir meczup” gibi de algılanan “Beybaba”yı tanıyoruz.
Klasikleri Dizisi’ni tanıtıyor.
da ne tür bağlar kurulabileceği, buna dönük nasıl açılım- Sabah erken Karşıyaka’dan çıkıp Kemeraltı’nda alır
Öner Yağcı, özgürleşme eyleminin
lar getirilebileceği üzerine adeta sosyolojik veriler yaka-
soluğu, sokakları, işhanlarını, kahvehaneleri, lokantaları,
sevdası Köy Enstitülerinin çağcıl yaşama
lamaya çalışıyor, ipuçları taraması yapıyor görece. köşe başlarını dolaşır. Masallar anlatıp cebindeki şey-
özlemini gerçekleştirmeye doğru önemli
Fatih ayrıca bu barbarlığın herhangi çağda, dünyanın tanminarelerini dağıtır, meddahtır adeta.
adımlar attığını kanıtlayan Mehmet
herhangi noktasında üstelik dinsel inancın alabildiği- Öteki anlatı düzleminde elöyküsel dille kurduğu
Başaran’ı (25 Nisan 1926/27 Haziran 2015)
ne kapalı yaşandığı ortamda değil, buyurganlar etkisiy- Nilüfer’le Mahir’in aşklarına odaklanır adam. İki gencin
inceliyor. Anısına sonsuz saygıyla...
le görece seküler yaşamın öne çıktığı yerde de yaşana-
yıldırım aşkını, Mahir’in kendisini aldattığı kuşkusuyla
Gamze Akdemir, usta yazar ve
bileceğini gösteriyor Ölü Canlar’da. Nilüfer’in birden bitiriverdiği evliliklerini öğreniriz. Mahir,
eleştirmen Feridun Andaç ile Yaşar
bir çağrıyla, yeniden evlenme hayaliyle Sivas’taki etkin-
Kemal’i anlama/anlatma yolculuğunun
BURHAN GÜNEL: ‘ATEŞ VE KUĞU’
liğe katılır, ne ki hazin bir ayrılış, yıkılış karşılar onları.
üçüncü kitabı Söz Tufanı: Yaşar Kemal ve
Burhan Günel Ateş ve Kuğu’yu (2004), birbirine akan
Masalcı’yla Nilüfer-Mahir aşkları farklı damarlar ha- doğduğu kente bakışını içeren Kavşaktaki
iki eğik düzlem üzerine kuruyor. Bunun için anlatıcının
linde ama aynı yerlem bağıyla giriyor roman evreninde. Kent: Erzurum adlı kitaplarını konuşuyor.
yarattığı yazar olarak “yaşadıklarını unutup yaratacakla-
Sivas kıyımındaki yangında belleğini yitirdiği için, geç- S. Seza Yılancıoğlu, Feridun Andaç’ın
rını tasarla(yan)” Baharten’i alıyor.
Yaşar Kemal: Bir Ömür Edebiyat, Yaşar
mişini bölük pörçük anımsayan Mahir’in dönüştürülmüş
İlk düzlemde anlatıcı olup ikincisinde başkalarının gö-
halinden başkası değildir aslında Masalcı. Kemal: Sözün Büyücüsü ve Söz Tufanı:
züyle elöyküsel aktarımla kendine bakmaya girişiyor.
Yaşar Kemal adlı kitaplarını inceliyor.
Masalcı’nın öyküleri bir yapbozun parçaları gibi gitgi-
“Hepsi başkalarıydı. Onların gözüyle bakmam gereki-
Y. Bekir Yurdakul, “Gülten Dayıoğlu’yla
de bütünlenir. Anlatıdaki halka da tamamlanır böylece.
yordu kendime ve dünyaya. Öyle de yaptım, uzaktan iz-
gezmek!” başlıklı yazısında, Bambaşka
Sonuçta yapıt bize, “yaşamlarındaki bütün yoksunlukların
ledim kendimi” diyor.
Bir Ülke Amerika’ya Yolculuk ve Gizemli
acısını otele kıstırdıkları insanlardan çıkarmaya çalış(an)”,
Aslında Baharten’le, Sivas’ı yaşamış kendisine, yanı sıra
Buzullar Kıtası Antarktika ve Patagonya’ya
“koca ülkenin yüreğini yak(an)” yaratıklar eliyle “yanık te-
ötekilere bakıyor Burhan, sinemasal kıvraklıkla odak kay-
Yolculuk’unu; “Her çağda yeniden…”
nin içindeki çaresiz can”ı gösteriyor.
dırıp ileri geri oynatarak, böylece farklı gözle iki temel ana
başlıklı yazısında da Faruk Duman’ın Kelile
Yanık kokusu tüm ülkeyi sarmadan Sivas’ta yaşanan-
damar oluşturup bunu görme-gösterme olanağı yakalıyor.
ve Dimne’sini merceğe alıyor.
lara yeniden bakabilmek, bu derin kaygıyı kavrayabil-
Anlatıcının, özöyküsel anlatımla aktardıkları anı olur- Emek Yurdakul’un hazırladığı Güncel ve
mek için okunmalı bu romanlar.
n
ken, elöyküsel anlatımla aktardıkları kurmacayla bütün-
Mustafa Başaran’ın hazırladığı Bulmaca ile
leniyor. Dil de bu kavrayışa ayak uyduruyor. www.sadikaslankara.com, her perşembe öykü-roman, de düşün trafiği sürüyor!
Roman, bu bağlamda yansıttığı soyutlayım düzlemiy- tiyatro, belgesel alanlarında güncellenerek sürüyor.
İyi okumalar...
lİmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Yayın Yönetmeni: Gamze Akdemir l
Tasarım: Bahadır Aktaş l Sorumlu Müdür: Aslan Yıldız l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın
ve Yayıncılık AŞ l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli- İstanbul l Tel:
0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Uets: 25999 - 15079 - 37611 l Reklam Genel Müdürü:
Esra Bozok l Reklam Rezervasyon: Tel: 0 (212) 343 72 74 Mail: reklam@cumhuriyet.com.tr l Baskı:
İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. AŞ, Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad.
KITAP
No: 11A/41 Bahçelievler - İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir.