Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
kapanarak geçmişiyle hesaplaşan yaşlı bir yazarın dramını İktidarların baskıcı politika ve uygulamalarına karşı Işığında Sanat İnsanlarımız: Oktay Akbal (Feridun Andaç)
aktardı. Düş Ekmeği’nde, yaşamının gençlik yıllarını, Ye- hep çığlık oldu yazıları. Zorbalık, gericilik şeriatçılık, iş- Oktay Akbal’ın Öykücülüğü (Osman Gündüz) adlı kitaplar
şil Ev’de gençliği, Batık Bir Gemi’de, bir sahil kasabasına
kence, adaletsizlik, hukuksuzluk onun baş düşmanı ol- yayımlanan Oktay Akbal’a, arkadaşı kırk yazar tarafından
giden bir adamın ölümü ve sonsuzluğu çağrıştıran denizin du hep. Namuslu bir gazeteciyle gerçek bir edebiyatçının gönderilen 138 mektubu Oktay Akbal’a Mektuplar’da (Haz.
verdiği korkularla iç içe yaşamıyla hesaplaşmasını anlattı.
bütünleşmesinin ortaya çıkardığı yazılardı. Hikmet Altınkaynak, İş Kültür, 2014), Oktay Akbal’la Hil-
Şair Dostlarım, Anı Değil Yaşam, Günlerde, Anılar-
mi Yavuz’un mektuplaşmalarını Sanki Her Şey Daha Dün
OKTAY AKBAL: ‘TANIK OLMAK YETMEZ.
da Görmek, Yeryüzü Korkusu, Geçmişin Kuşları, Yüzyıl-
Gibi’de (Everest, 2021) okuyoruz.
SEYİRCİ KALDIM DEMEKLE BİR OLUR BU!’
dır Umutsuzluk, Kırmızı Tenteli Tramvay, Şairler ve Ben,
Türkiye Yazarlar Sendikası’nın yayımladığı Oktay Ak-
“Tanık olmak yetmez. Seyirci kaldım demekle bir olur
Cüce Çeşme Sokağı Nerde? adlı kitaplarında, kişiliğini,
bal Kitabı: Bir Düş Terzisi’nde (2016), yazar arkadaş-
bu. Bir kötülüğü, bir yanlışlığı, bir adaletsizliği, bir çir-
iç dünyasını, çatışmalarını, hesaplaşmalarını içeren, ince-
ları onu selamlıyor. Emin Özdemir “Öykünün şiirsel se-
kinliği ses çıkarmadan, iyi-kötü bir şey demeden seyret-
likle, içtenlikle yazdığı özlemin ve umudun iç içe geçti-
si” diyor Oktay Akbal için. “Cumhuriyet Aydınlanmasını
mekle eş olur bir yerde bu tanıklık...” dedi örneğin.
ği öykümsü metinler olan anılarını, güncelerini okuduk.
canla başla savunan bir aydın” diyor Konur Ertop. “Ya-
“Kitap toplatmak, kitap yakmak, kitaplara kızmak, ki-
zar cesaretinin ne olduğunu 12 Eylül döneminde Oktay
İNSANIN, EDEBİYATIN, KİTABIN,
tap düşmanlığı bayrağıyla edebiyatçılara, yazarlara sa-
Akbal’dan öğrendim” diyor Ali Sirmen…
ŞİİRİN, DİLİN SORUNLARINI YAZDI!
vaş açmak, sonu yenilgiyle bitecek bir uğraştır. Çağ dışı,
Öykünün, söyleşinin, fıkranın iç içe olduğu ve Dost
insanlık dışı, yararsız bir çaba...” dedi.
‘OKTAY AKBAL’IN ANISINA SAYGIYLA’
Kitaplar, Konumuz Edebiyat, Yaşasın Edebiyat, Temmuz
Atatürk ve devrimleriyle ilgili uyarıcı yazılarının bir
Oktay Akbal’ın Anısına Saygıyla (Derleyenler: Ayla
Serçesi, Önce Şiir Vardı, Geçmişin İçinden, Hiroşima-
kısmını Atatürk Yaşadı mı? (1975; Telgrafhane, 2018),
Akbal-Mustafa Köz, Cumhuriyet Kitapları, 2022) adlı ki-
lar Olmasın, Bir de Simit Ağacı Olaydı, Yüzyıldır Umut-
Atatürk Bir Gün Gelecek (1981; Telgrafhane, 2019),
tapta, Oktay Akbal’ın aramızdan ayrılmasından sonra ga-
suzluk, Seksenlerde Bir Yazar, Senin Adın Aşk, Önce
Atatürkçülük Savaşı (1981; Telgrafhane, 2018) adlı ki-
zete ve dergilerde yayımlanmış yazılarla sağlığında ya-
Aşk, Şairlere Ölüm Yok, Güzel Düşlerin Sonu, Şarkıları-
taplarında toplayan, pusulası Atatürk olan bir yazardı.
pılan söyleşilerden oluşuyor.
na Kadar Mahzun, Sözcüklerle Yolculuk, Kanatlı Sözler
Atatürk ilkelerini, devrimlerini savundu hep:
Cumhuriyet’te yayımlanan son yazısının (23 Mart 2014)
Uçar mı? gibi kitaplarında, insanın, edebiyatın, kitabın,
“Sürekli devrimcilik Atatürk’ün en önde gelen niteliğidir.
son cümleleri şöyle: “Ah şu daktilo önünde bir daha. Yıl-
şiirin, dilin bin bir çeşit sorununu buluruz.
Atatürk’e göre bir devrim donmaz, bir yerde kalıp durak-
lar geçmiş sanki onunla son buluşmamız gibi. Bitir sen şu
Bir de Simit Ağacı Olaydı’da (1990; Telgrafhane, 2021),
lamaz. O zaman devrim olmaktan çıkar. Uygarlığa yetiş-
karmakarışık duyguları, bir huzur bulabilsem…”
Ataç’la ilgili şunları yazar: “Ataç, o günlerden sesleniyor
mek, çağdaşlaşmak için Türk ulusunun durmadan ilerleme-
Alev Coşkun, Ali Sirmen, Emre Kongar, Erdal Atabek,
bizlere, diyor ki: ‘Atatürk’ün yaptıklarını, devrimi diledik-
si, çağına uyması gereklidir.” (Atatürk Yaşadı mı?, s. 99)
Şükran Soner, Mustafa Balbay gibi Cumhuriyet gazete-
leri gibi, işlerine geldiği gibi yorumlamalarına bırakmaya-
sinden yazar arkadaşlarının yanı sıra gazete ve dergiler-
OKTAY AKBAL: ‘ATATÜRKÇÜLÜĞÜ DÜŞ
lım. Bilelim ki devrim ilkelerinin özü laikliktir, dini acun
de onu uğurlayan onlarca yazarın yazılarının yer aldığı ki-
OLMAKTAN KURTARMAK GEREK!’
işlerine karıştırmamaktır. Ona su katılmasına bıraktık ki,
tap, Oktay Akbal’ı tüm yönleriyle tanıtan bir başucu kitabı.
“Atatürk Bir Düş müydü?” yazısında şöyle yazdı: “Her-
gene dünkü yaşayışa döneriz. Bizi o eski, çürümüş düşü-
“Bir yazar için gerçek yaşam, yazılarıdır, yazdıkları-
kes Atatürk’ü övüyor, herkes ‘izindeyiz!’ diye yırtınıyor,
nüşten kurtaracak bir Atatürk daha kolay kolay gelmez.”
dır... Kimi için yazmaktır yaşamak, kimi için bilimin her-
herkes ‘o en büyük adam’ diyor, herkes ‘Atam nerdesin,
CUMHURİYET’TEKİ ‘EVET-HAYIR’ hangi bir dalında çalışmak; kimi için para kazanmak;
niye bizi bıraktın’ diye ağlıyor, herkes, herkes, herkes Ata-
KÖŞESİNDE DE UMUT VE BİLİNÇ AŞILADI! kimi için topluma siyasal alanda yararlı olmak... Ne ya-
türk yolunda, safında, ülküsünde, ardında!.. Bayramlar,
1956’da başladığı köşe yazarlığında, 1969’dan sonra parsanız yapın yaşamak sayacaksınız o uğraşıyı, o çaba-
söylevler, törenler, demeçler… Bunlar bir şey değil. Temel
Cumhuriyet’teki, “Evet-Hayır” köşesinde İlhan Selçuk’un yı. ...” diyen Oktay Akbal’ın çeşitli türlerde sunduğu tüm
sorunlara inmeden, Atatürkçülüğü bir fikir ve inan bütü-
“Pencere”siyle karşı karşıya umut ve bilinç aşıladı insanlara. yapıtları “tek bir yapıt” olarak bile değerlendirilebilir.
nü, bir öğretim, bir toplum düzeni olarak ele almadan ne
Yazmak Yaşamak, Ölümsüz Oyun, Zaman Sensin,
Romanında öykü, öyküsünde deneme, anısında günce,
dense yararsızdır. İçi boş kalıplardır bunlar.
Gençler Bize Bakıyor, Yaşamı Yeniden Kurmak, Dünya- denemesinde anı, güncesinde öykü, fıkrasında deneme
O kalıpları doldurmak, Atatürkçülüğün özünü koru-
ya Açılmak, Yaşayıp Görmek, Vatan Mahzun Ben Mah- tadı vardır. Bu ise özgünlüğünün, kültürümüze kattıkla-
mak gerek. Atatürkçülüğü ödüncülerden, rötuşçulardan,
zun, Yarınlar Hesap Sorar, Susmak mı Konuşmak mı, inkârcılardan, Ulu Hakancılardan, kendilerini sol sayıp rıyla “Oktay Akbal Aydınlığı” yarattığının kanıtıdır.
Tarih En Büyük Yargıç, Yaşam Bir Uzlaşmadır, Yazar Dünyanın ve yurdunun gerçeklerine sırt çevirmeyen,
en gerici düşünce ve davranışlardan kaçınmayanların
Bir Tanıktır, Odamda Bir Güvercin adlı kitaplarında top- elinden çekip almak gerek, Atatürkçülüğü düş olmaktan dil sevdasıyla yurt sevgisini bütünleştiren Oktay Akbal,
lanan köşe yazılarında, ülkemizin yakın tarihine, usta bir kurtarmak gerek.” (Atatürk Yaşadı mı?, s. 7-8) çağdaş edebiyatımızın bir bilgesi olarak yapıtlarıyla kı-
edebiyatçı olarak gözlemleriyle not düştü.
Hakkında Oktay Akbal (Asım Bezirci), Aydınlanmanın vanç vermeye devam ediyor aydınlığımıza.
n
ÖLÜMÜNÜN 10. YILINDA (1 EYLÜL 1942 / 15 NİSAN 2014)
Yazı, emek ve alçakgönüllülük!
Gazeteciliğin, sanatın, edebiyatın,
bilimin uzun koşucusu: Alpay Kabacalı!
Derinlikli araştırmalarıyla bakış açımızı genişletip sorular sorduran, tarihimiz ve sorunlarıyla ilgili araştırmalarını ardı ardına sundu.
yanıtlar sunan sorgulayıcı ve tutanakçı aydınımız Alpay Kabacalı, Osmanlı ve Cumhuriyet tarihine yönelik kitaplarında ilk kez
Varlık dergisinde ilk yazısının yayımlandığı 15 Ağustos 1959’dan
yayımlanan belgelerle nesnel tarihçiliğin örneğini verdi. Gençlik
başlayarak durmaksızın yazdı. Türkiye Yazarlar Sendikası ve
hareketlerini, yakın tarihimizdeki siyasal cinayetleri merceğe aldı.
Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’nda yönetim kurulu üyeliği,
15 Nisan 2014’te aramızdan ayrılan Alpay Kabacalı’yı, anısına
PEN Yazarlar Derneği başkanlığı, BESAM kurucu başkanlığı
sunulan armağan kitapta (Alpay Kabacalı Kitabı, Hazırlayanlar:
yapan Kabacalı’nın bu kurumlarındaki yöneticilik yıllarımızda
Arife Kalender-Sabri Kuşkonmaz, Tekin Yayınları, 2014) yer alan,
alçakgönüllülüğüne, titizliğine, çalışkanlığına tanıklık etmekle,
kısa süre önce yitirdiğimiz ustamız Ali Sirmen’in şu cümlesiyle de
dostluğunu yaşamakla kıvanç duyuyorum.
aydınlığımıza katkılarına şükranlarımızı gönderiyoruz:
Yazın dünyasına çağdaş yazarlarımızı ayrıntılı olarak tanıtan “Dünyaya yazmak ve araştırmak için gelmişti adeta. Sanki
“yaşamöykü kitapları”nı armağan etti Alpay Kabacalı. Nasreddin söylencenin tanrıları ona, sürekli araştırmak ve yazmak kaderini
Hoca, Neyzen Tevfik, Şair Eşref’le geçmişe uzandı Aydınlatma çizmişlerdi de ondan yazgısının gereğini yerine getirmek üzere
ışıklarını basın, yayın dünyamıza yöneltti ve basın, yayın, kitap >>
acelesi var gibi davranırdı.”
8 18 Nisan 2024