Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Yüzyıl sonra Ankara: ‘Beethoven Club’
Bülent Tanör, “Kurtuluş-Kuruluş” kavram çiftiyle boşuna ışık düşürmedi; öyle ya ortada yokken BMM’yi kurup
Türkiye’yi doğuran sonra da cümbür cemaat Türkiye olan bu halk değil mi? Yoksa niye “Gazi Meclis” densin? Doğumda
ebeliği yapan Ankara. Ankara’yı Ankara olarak dokuyansa Atatürk, yanında adları altın harflerle tarihe kazılı atlılar…
aç gün kaldı 23 Nisan’a, “bahtımız” Şimdi anlatıcıya geçelim.
Ankara’nın 1920’li günlerine? Selim Esen, Kim o? Yazar Fatih Atila’nın
K sıcak duygularla okunan “anı-biyografi” ki- kendisi. Nitekim başta me-
tabı Açık Çekmece’nin (Evrensel, 2010) zarlık çıkışında, “Otomo-
“Sunu”sunda şöyle diyor Ankara için: “Pek çok bildeki adam bendim ve
şey yazılmış, pek çok şey söylenmiştir ardından hikâyenin merkezine yol alı-
Ankara için, ama hâlâ söylenecek söz, çekilecek yordum” der, yaşamöykü-
fotoğraf, yapılacak resimleri vardır bu kentin. Cilt- süne bire bir denklikle doğ-
ler dolusu yazılsa da yine yazılacaktır…” rudan kendisini katar.
Doğru, Ankara üzerine yazılanlara, her gün ye- Böylelikle hikâyeler akta-
nileri ekleniyor, buna karşın kent belleği daha ran bir romancı, müzisye-
başka metinler arka arkaya gelmeyi sürdürüyor. ne eşlik eder, sonuçta An-
Cumhuriyet kenti Ankara’ya, Ankara’da yapılan kara aracılığıyla Cumhuriyet
yazınsal etkinliklere, Ankara’yı odaklayan öykü- tarihi aydınlanmasında ya-
romanlara aralıklarla yer açtığım biliniyor. şanan yükseliş denli özellik-
Yeni bir Ankara romanı daha geldi yakın za- le 12 Mart-12 Eylül sonrası
manda. ODTÜ’lü bir romancının, Fatih Atila’nın yaşanan toplumsal çöküş,
imzasıyla: Beethoven Club (KeKeMe, 2023). anlatı aracılığıyla kurgudaki omurgaya yerleştirilir.
Yapıtlarını “Kitaplar Adası”na alacağım Bu çerçevede Anadolu’nun hatta Asya’dan
ODTÜ’lü birkaç yazar daha var, belki notlar ha- Anadolu’ya uzanan kültürler tarihinin önünü açar
linde ama kapsayıcı nitelikte. Bunu da kitap-lık’ta yazar bize ancak bunların yapıtta berkitilmiş yo-
yaparım herhalde. ğun örgüyle değil yumuşak ele alışlar halinde iş-
Fatih Atila’nın kimi romanları üzerine Cumhu- lendiğini de ekleyelim. Fatih’in doğrudan kendisi-
riyet Kitap dergimizle kitap-lık’ta durmuştum za- ni katması, romanda sanat odaklı sorunlara farklı
ten. Bu kez Beethoven Club var artık. açılardan yaklaşımın da önünü açıyor.
Toplumsal çözülüşe eş özellikle 12 Eylül son-
FATİH ATİLA, ‘BEETHOVEN CLUB’
rası sanatın hemen her alanıyla dalında yaşa-
Fatih Atila, ana gövdeye birkaç koldan sarmal bi-
nan bozunum, anlatıcı yazarın altını çizerek işledi-
çimde dolandırdığı bir yapılandırmayla geliyor önü-
ği önemli bir sorunsal boyutunda ele alınıyor. Bu
müze. Romanın çatısı, yapıt adıyla da göndermeli bi-
arada öykü sanatına, öykülemeye değgin ele alış-
leri, yaşantısı öne çıkarılır, “Beethoven Club” bu-
çimde “Club” bağlantısıyla “Conzertmeister”, “Baş-
lar da yoğun işleniyor.
luşmalarında ölümündeki giz perdesine dönük
kemancı”, “Hoca” olarak anılan “adsız” sanatçının,
paylaşımlar yapılır.
anlatıcıda yarattığı derin etkime üzerine kuruluyor. ROMANCI FATİH ATİLA’NIN
Anlatı, hızlı tartımlı bir akışla sürerken
Anlatıcı, mezar ziyaretindedir sonrasında bir ge- YAZINSAL KUMAŞI...
“Maiandros’un Gizemi” bölümüyle “Conzertmeis-
ri dönüşle müzisyenin gizemli ölümüne dek geçen Yazar, anlatısında “Fatih Atila” olarak kendisi-
ter” geri çekilip yerine anlatıcı geçer.
süreyi, bu gövdeye sarmaladığı hikâyelerle aktarır. ni müzisyenle birlikte alıp sanat odaklı sorunsalla-
Bu, “Güle Güle Conzertmeister” bölümüne dek
On kadar müzisyenden oluşan Beethoven Club, ra yönelirken bir kentin, bir toplumun yükselişten
böyle sürecektir. Bu durumda yapıtın dörtte birini
büyük saygıyla andıkları müzisyenin ölümünü, çöküşe nasıl itildiğini, bunun için yaşama biçimin-
oluşturan giriş, bitiş bölümleri Conzertmeister et-
son beş yılını hocalarına yakın geçirmiş anlatıcı- de sanata, bütün kültürel etkinliklere uzanan ağır
kimesiyle akar ama arada kalan dörtte üçlük bö-
dan dinlemek için onu aralarına davet etmiştir. yüklemeler bindirildiğini, bu açık biçimli roman
lüm anlatıcı, başkarakter yapılarak götürülür. Gö-
Böylelikle anlatıcının her seansta, romandaki evreninde önümüze getiriyor.
rece bir aks yarılması diyebiliriz buna.
çatılamayla uyumlu yapılandırması yönünde pay- Yazarın alabildiğine dolu, ille bir şeyler söyle-
Hoş, Club üyeleri, kimi aktarımlarına bakarak
laştığı hikâyelerden öğreniriz olup bitenleri. mek, paylaşmak isteğiyle kıvrandığını hatta kimi
bunun Binbir Gece Masalları’na benzediğinden
Ne ki başlangıçta doğrudan büyük müzisyenin bölümlerde bunları üst üste duvar çıkarcasına ro-
şikâyet ettiğinde anlatıcı, “Karşınıza bir öykü an-
çevresiyle kilitli gidiyor anlatı. Anlatıcının küçük kızı man evrenine katmakta tereddüt etmediğini görü-
latıcısını oturtmayacaktınız. Hatayı orada yaptınız.
da keman sanatçısı olmaya dönük tutkunun “ruhu- yoruz okurken.
Biraz katlanacaksınız” (27) demekten çekinmez.
na, aklına yerleşmeye başladığı” (50) bir süreçtedir. “Club” yazılmış, buna söz etmiyoruz ama Beet-
Ne var ki Başkemancıdan anlatıcıya yapıtta ka-
Gelişimi açısından Hoca, idealdir ancak Başke- hoven Club’daki “kulüp”ü Fatih’in neden ille “kı-
rakter değişimi yaşansa da roman çatısında-
mancı, eşinin ölümü sonrasında dünyadan elini lab” olarak okutmak istediğini anlamak güç. He-
ki bütünlüğün zedelenmediği de söylenmeli çün-
eteğini çekmiş görüntü sergiler. le Conzertmeister bile Beşiktaş için “gençliğinde,
kü müzisyenden anlatıcıya geçiş, anlatıcının mü-
Anlatıcı, onu kızıyla buluşturmak için çabalaya- Ankara’dan İstanbul’a çok maça gitmiş”ken (275)
zisyenle ilgili öğrendiklerinden kendi yaşamına
cak, Hoca’yla aralarında bağ kurmayı başaracaktır. BJK’deki “K”yi bilmemesi olası mı? Onca kullanım
kayan, derken tanıklıklarına yer açan aktarımlar,
Cumhuriyetin simgesi, Aydınlanmanın başkenti yaygınlığına sahip, kendimizin kılmışız artık “ku-
önümüze bir cumhuriyet tarihi bütünlemesi çıka-
Ankara, konservatuvar aracılığıyla, buna 1930’lar- lüp” sözcüğünü.
racaktır sonuçta.
dan 40’lara eklenen hamlelerle baştan bu yana Ankara’yla Türkiye’nin yanı sıra dünyayı da ku-
Bu iki karakterden kalkıp cumhuriyetin kültür
üretip yarattığı, yayıp yaşattığı kültürel mayalan- caklayan Beethoven Club, bu yapısıyla yine de il-
başkenti Ankara’yı öne çeken, onu doğrudan ana
mayla öne çıkacaktır böylelikle. ginç okuma serüveni, farklı okuma hazzı sunuyor.
karaktere dönüştüren yapıt belgesel romana ev-
‘BEETHOVEN CLUB’DA ÇINLAYAN ANKARA rilmekte de gecikmiyor. Cumhuriyetin Aydınlan- www.sadikaslankara.com, her perşembe
Romandaki ana gövdeye girişte, ma tarihine dönük belgeseli olarak da okunabilir öykü-roman, tiyatro, belgesel alanlarında gün-
“Conzertmeister”ın odağa alındığı bölümler, ilişki- o halde yapıt. cellenerek sürüyor.
14 18 Nisan 2024