Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KEMAL ATEŞ’TEN
‘Saklı Sözlük’
Dilci yazar Kemal Ateş, ilk baskısı
2016’da Destek Yayınları, genişletilmiş
ikinci baskısı ise 2023 yılı sonlarında
Ötüken Neşriyat tarafından
yayımlanan çalışması Saklı Sözlük’te
Osmanlı aydınının “lisan-ı avam” diye
J. M. Mulet
halk dilini, gerçek Türkçeyi yok sayan bakışının dilimize
çev. Gonca Tanakol
büyük bir zarar verdiğini, Türkçenin tam yazı dili olma
aşamasında Osmanlı aydınının yanlış tutumunun binlerce Murat Tanakol
sözcüğe mal olduğunu tarihten günümüze büyük bir dil
520 sf.
mezarlığında gezdirerek gösteriyor.
Ateş, amacını “yazarların ilgisini kaybolmuş ya da
kaybolacak sözcüklere çekmek için hazırladım bu
sözlüğü” sözleriyle açıklıyor.
Yemek, hayatta kalmak için gerekli olmanın ötesinde, kadim tarihin
ve kültürün bir yansımasıdır. Her yemeğin ardında bir gelenek
şamda nelere değer verip neleri önemseme-
NAZIM MUTLU yatar ve her lezzet, insanlığın eşsiz bir ânını temsil eder.
diğini de görürüz.
Bu kitap, insanlık tarihini mamut iliğinden fast food’a kadar her
YEREL DİL VERİMLERİ
VARSIL BİR KAYNAK
Halkımızın dilde tadına doyulmaz yara-
yemeğin hikayesi ile beraber anlatıyor.
Romancılığının yanı sıra akademisyen ola-
tıcılığının yalnız geçmişte değil, bugün de
rak yıllarını türlü yönleriyle dilimizin verim-
anlaşılamadığının somut, canlı örneklerini
lerini incelemekle geçiren Ateş’in bu sözlü-
görmek için dilci yazar Kemal Ateş’in 2023
ğü Türkün kimliğiyle Türkçenin gücünü ya-
sonlarında genişletilmiş ikinci baskısı ya-
kından tanımak için başvurulacak varsıl bir
yımlanan Saklı Sözlük’ne (Ötüken Neşri-
kaynak olma özelliği taşıyor.
yat, 240 s.) bakmak gerekir.
Çalışmada, “Hanımın hısımı gelince ok-
Öykü ve romanlarıyla olduğu gibi dille,
lavalar tıkır tıkır, beyin hısımı gelince diş-
Türkçemizle ilgili çalışmalarıyla da (Öğre-
ler şıkır şıkır”, “Her deli üstünü yırtmaz”,
Mimarlık tarihinde bir
temediğimiz Türkçe, Türkçem Mahzun Ben
“Hocaların karnı beş, biri her zaman boş”,
dönüm noktası olan
Mahzun, Dil Hurafeleri, Kendi Diliyle Kav-
“Eli ile cebi kırk günlük yol”, “Seksen ka-
rulmak) tanınan Ateş, Saklı Sözlük’ü tarama
modern mimariye
pıya doksan değnek çalmak”, “Deli gelme-
ve derleme sözlüklerinden; Hüseyin Rahmi
den yeli gelir”, “Her kütüğe karınca top-
kapsamlı bir giriş için
Gürpınar, Reşat Nuri Güntekin, Refik Ha-
lanmaz”, “Eşşeğin yoksa enişten de mi
değerli bir kitap.
lit Karay, Orhan Kemal, Fakir Baykurt, Ya-
yok”, “alınacak kız ay görünür evleri sa-
şar Kemal gibi yapıtlarını halk dilinin öz-
ray” gibi anlamda eğretilemenin, anlatımda
gün sözcük, deyim ve atasözleriyle donatan
şiirsel akıcılığın, yaklaşımda gülmecenin,
yüzlerce yazardan; hem kendi yöresinden
Adam Sharr
durumda eylemselliğin söz kalıplarında tam
(Kırşehir-Kaman) hem Anadolu’nun deği-
bir uyum içinde olduğunu da görüyoruz.
çev. İrem Sağlamer
şik yörelerinden derlediği yerel dil verimle-
Türkülerinden masallarına, öykülerin-
riyle genişletiyor.
192 sf.
den ağıtlarına dek ortak halk yaratılarında
Atalarımızın “pencere” yerine “ışıklık”,
yaşayan onca güzel söz varlığımız durur-
“görgüç”; “first lady” yerine “ulu hatun,
ken -başka uluslarla türlü alışverişler sıra-
ulu kadın”; “maganda” yerine “yabaneri”,
sında gelip gidenler bir yana- özellikle ki-
“streç elbise” yerine “sıkma giynek” dedi-
mi aydınlarımızın bir dönem ötekinin, baş-
ğini öğrenmek, böyle binlerce sözcük gör-
Say Yayınları’ndan Yeni Kitaplar
ka bir dönem berikinin dili peşinde koşma-
mek beni şaşırttı.
sına ne demeli!
Bundan rahatsız olan Ateş’in “saklı”ları
160’I BULAN EKLER!
arasında rastgele seçilen şu sözcüklerimiz
Çalışmasını sunarken Türkçenin asıl gü-
dururken onların ayraç içindeki yabancıları-
cünün 160’ı bulan “ekler”inden geldiğini
nı kullanmaya yeltenmenin ne anlama gel-
vurgulayan Ateş, geçmiş yüzyıllarda ilgisiz-
diği düşünmeye değer:
lik yüzünden “ölü sözcükler mezarlığı”na
Ağdırmaç (tahterevalli), alkarısı (ca-
dönen, Cumhuriyet’le özüne dönmeyi
dı), ateri (süvari), aşsüzen (kevgir), eryeten
önemli ölçüde başaran Türkçemizin özel-
(turfanda), kapıkızı (hizmetçi), kızılcayel
likle söz konusu eklerle gerek anlamca ge-
(lodos), sırtlık (palto), uluyol (cadde, bul-
rekse biçimce kazandığı incelikleri, güzel-
var), yüzlük (kılıf)…
likleri örnekleyen çok sayıda sözcük, deyim
Çalışmasını “yüzyılların ihmali, ilgisizliği
ve atasözünü sunuyor.
ve bilinçsizliği yüzünden dil dışı bırakılmış bir
Kimisi ulusal dile taşınmış ama birçoğu
yerel kullanımda kalmış sözcük ve sözcük dilin sözlüğü” olarak niteleyen Ateş, amacını
“yazarların ilgisini kaybolmuş ya da kaybo-
öbekleri (deyim, atasözü, eğretilemeler…)
Gregg Olsen Erich Fromm Theodor Mommsen
lacak sözcüklere çekmek için hazırladım bu
ya hiç duyulmamış ya da duyulsa bile bir
çev. Elif Toklucu çev. Özlem Özlen Şimşek çev. Mehmet Ali Erbak
sözlüğü” diye açıklıyor ve ekliyor:
köşede yerel diye unutulmuş. Ateş, bu “ye-
“Ben romanlarımda, öykülerimde yararla-
rel sözcük” kavramının da bizde doğru an-
368 sf. 200 sf. 504 sf.
laşılmadığını göstermeye çalışıyor. nıyorum, başkaları da yararlansın istedim.”
Elbette ama her şey bir yana, Saklı
Dil, kısaca bir duygu ve düşünce aracıdır.
Ama onda aynı zamanda onu kullanan ulu- Sözlük’ü yalnızca Türkçenin gücüne, güzel-
sun düşünsel evrenini, yaşam biçimini, du- liğine daha yakından tanık olmak için arada
rumlara ve olgulara bakışını, toplumsal ya- bir karıştırmak bile az şey değildir.
n
18 Nisan 2024 15