Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
‘İki Yarı Bir Bütün’
İki Yarı Bir Bütün (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) adlı Görsel yönetmen Birol Bayram’ın, kitabın kapağında, eşlerin
kitabın 3-191 sayfalarında diplomat Murat Ersavcı, “Saha gençlik yılları fotoğrafını üste, olgunluk yaşlarındakini alta,
Diplomasisi Anıları”nı, 195-329 sayfalarında da eşi Zeynep hem de gülücükler saçan yüzleriyle yerleştirmesi, onların birlikte
Ersavcı, “Talebe Diplomat Eşliğinden Sefirliğe” geçişini anlatıyor. mutlu yaşamlarının göstergesidir.
Bu kitap, içeriğinin yanında, adlandırılması, görselliğiyle de İki fotoğrafın birleşkesinden doğan görüntü ise, ince algılılara,
anlamlı: Evlilikte “iki yarı”dan bir “bütün” kurmayı başarmak, Ersavcı’ların yurtdışı yaşamlarının da sargınlık içinde geçtiğini
kadının da erkeğin de erdemli olduğunu gösterir. düşündürüyor...
DİPLOMAT makta gösterdiği insancıl yaklaşımını “İstanbul’da doğdum. Yüksek mimar
inceliklere de Sefire Zeynep Ersavcı
İki Yarı Bir Bütün (Türkiye İş Bankası Kültür Yayın- mühendis ve sosyal antropolog, eğitim-
ları) adlı kitabın “Aile Tarihi ve Soyağacı” bölümünde, değinecektir ona ayrılan sayfalarda...
ci Prof. Dr. Bozkurt Güvenç ile Melda
Murat Ersavcı’nın babasının dedesi Ali Sait Paşa’nın, Sunay’ın dört çocuğunun ikincisiyim.”
SEFİRE
Sultan II. Abdülhamid’in mühürdarı olduğu yazılı.
Murat Ersavcı’nın, diplomatlığının ge-
ÇAĞDAŞ BİLGE
Sayfadaki bir başka fotoğraf da babası Hava Yzb. Do-
rektirdiği üslubunun yerini “Bir Diplomat
Kızı Zeynep Ersavcı, “Kültürün mi-
ğan Ersavcı’nın, Anıtkabir’e naklinden önce, Etnografya
Eşinin Zaman Kapsülleri” bölümünde,
marı” olarak tanımlanan babası Boz-
Müzesi’nde Atatürk’ün naaşı başında saygı duruşu sı-
yaşadıklarını roman, öykü gibi anlatan
kurt Güvenç’in, toplumların kalkınma-
rasında çekilmiş. Ersavcı o görüntülerden sonra yurtta,
Zeynep Ersavcı alacaktır.
sında eğitimi en önemli unsur saydı-
yurtdışında nasıl sorumluluklar yüklendiğini anlatıyor.
Ersavcı, ileriki sayfalarda değişik in-
ğını söyler. Hocalığını hep sürdürme-
İlgi çekiciliğinden dolayı, olaylarla donanımlı bu ki-
sanlarla tanıştıkça, başlıktaki “kapsül”
sini de eğitimciliğine bağlar.
tabı günlerce elden bırakmadan okumak gerekir. An-
sözcüğünden başlamak üzere halk
Hacettepe Üniversitesi’nin kuruluşu-
cak o zaman hem bireysel hem toplumsal hem siya-
ağzının kıvrak yanının ağır bastığı bir
na emeği geçen Bozkurt Güvenç, Temel
sal açıdan devletlerarası ilişikiler kavranabilir.
üslup yaratacaktır. Örneğin bu alıntı-
Bilimler Fakültesi dekanı olmuştu. Ben
Diplomasi alanında yetişmek isteyenlerin, siya-
da bunun izlerine rastlanıyor:
de Temel Bilimler’de öğretim görevlisiy-
sal konulara değinen politikacıların, devlet ger-
“Harijiyeji c’leri j telaffuz etmek bazı-
dim. 12 Mart Muhtırası’ndan sonra bö-
çeğini özünden kavrama amacı güdenlerin Murat
ları için kibarlık ölçüsüdür camiamızda.
lüm kapatıldı ama onunla bağlantımız
Ersavcı’nın açıklamalarını belleklerine, silinmeyecek
Murat’la evlenmeye karar verdiğimizde
hiç kesintiye uğramadan sürdü. Kültür
biçimde yerleştirmeleri gerekir:
henüz talebeydim. Hiç beklemediğim, düşünmediğim
Müsteşarı’yken beni yakınında tutmuştu.
“Anılarım vasıtasıyla dile getirdiğim tecrübe payla-
anda Murat hayatıma komet gibi indi, bana çarptı. Mi-
Ona inancımı, sonsuzluğa erdiğinin ardından yaz-
şımlarımda devlet sırrı sayılabilecek hususlara değin-
marlık eğitimi ve bohem bir hayat düşlerimi usta bir ti-
dığım “Bilgeliğin Kutupyıldızı” başlıklı yazımda açı-
medim. Birlikte ve yakın çalıştığım siyasiler ile diğerleri
yatro dekorcusu kıvraklığıyla ‘konformist’, disiplinli, ne-
ğa vurduğumu sanıyorum: “Dostsa dost, erdemse er-
hakkında magazin nitelikli haberlere de yer vermedim.
redeyse askeri hiyerarşik düzeni olan, bol değişkenli,
demli, dürüstlükse dürüst, hoşgörüyse hoşgörülü... İl-
Soğuk Savaş sonrası dönemde ortaya çıkmaya
çok bilinmeyenli, sayısız figüranlı, değişik kültürler, li-
ke sağlamlığı ise çeliği delecek kesici aletler bulun-
başlayan ve günümüzde ivme kazanan yeni oluşumla-
sanların beraberinde durmaksızın taşıdığı resmi bir ha-
muştur ama onun çelikten de sağlam iradesiyle bes-
rın, dünyadaki büyük aktörlerin etkileşimlerinde belir-
yat yolculuğuna dönüştürdü.
lenen ilkelerini en ucu keskin aletlerle delmeye kal-
sizliğin ve dengelerin hızla değişmesinin, diplomasiye
Aslında ben Murat’ı seçtim, diğerleri onun mesleğiyle
kanlar hüsrana uğramıştır.”
duyulan gereksinimi artırdığı kanaatindeyim.”
birlikte bana o zamanlar kapalı olan bir paketten çıktı.”
Zeynep Ersavcı, İki Yarı Bir Bütün kitabının 198.
Bu bağlamda şu uyarısıyla da diplomatların nasıl
Dublin’e tayin edildiklerinde peron değiştiriyordu,
sayfasındaki fotoğrafta ailesini tanıtıyor: “Babamın
bir yaşam gerektirdiğini de anımsatıyor:
büyükelçi atanan eşinden dolayı artık ayrı bir “titr”le
vefatından önce son aile fotoğrafımız: (Ayakta, sol-
“Bu kitapta okurlara, Türk diplomatlarının ve ailele-
anılacaktı: Sefire!
dan) ağabeyim Murat Güvenç, Zeynep Ersavcı, kız-
rinin kariyerleri boyunca neler yaşadıklarına dair biraz
Duyumsadıklarını biraz da okurun yüzünde içten gü-
ışık tutabiliyorsam ne mutlu. Zira Türk bürokrasisinin kardeşim Çağ Akyol, erkek kardeşim İsmet Güvenç
lücüklere yol açacak komedya üslubuyla dile getiriyor:
ile önde babam Bozkurt Güvenç ve annem Melda
göz bebeği sayılması gereken diplomatlarımızın ken-
“Talebelik yıllarımda Bonn’da klasik diplomasinin en
Güvenç... Şubat 2018.”
dilerine yönelik yüzeysel, haksız ve küçültücü eleştiri- iyi örnekleriyle başlayan ‘çabalayan diplomat eşliği’,
leri hak etmediklerini düşünüyorum.” İçimden geçenleri açığa vurarak bağlayayım yazımı...
Gümülcine’de ‘yalnız eş’e, Roma’da ‘kaygısız eş’ten,
Murat Ersavcı görevi boyunca gözlemledikleri ger- Tahran’da savaş ve devrim yıllarında ‘kısıtlı kapalı eş’e Geçmişten geleceğe insanı bilgiyle donatmanın mara-
çekleri, araya kattığı “anekdotlar”la da besliyor. Bu dönüşmüştü. Bundan böyle hiçbir ‘post’ bir diğeriyle ton koşucusu oldu Güvenç. Karanlık gecelerin en parlak
bağlamda diplomat ailelerinin topluma uyum sağla- yıldızı gibi, gökyüzünden koptu, sonsuzluğa erdi...
karşılaştırılamayacaktı.”
n
VÜS’AT O. BENER’DEN ‘YABANCI’
Kim bilir? Bunda, diğer iki oyununun -ödül aldıkları halde- sağlı-
Göğsünüzde bir böcek var! (…) Gördünüz mü? İçgüdülerinize ne
ğında sahnelenmemesinin yarattığı küskünlüğün bir rolü olabilir mi
kadar bağlısınız? Görünmez bir böcektir o. Beyhude aranıyorsunuz
Bedia Hanım. Ona Ego derler. Ego! (Hırçın) dersiniz? Ya da olmaması mümkün mü? Olmasa mıydı?” Yiğit Bener.
Yabancı (Everest Yayınları), Vüs’at O. Bener’in yazdığı ilk oyun.
“Bu ne küstahlıktır çılgın körler! Sizin iç güdünüz gurur; bu
Daktilodan çıktıktan tam 73 yıl sonra okuyucularla buluşmuş bir “ilk”
görmediğiniz kaypak yollarda siz mi bize yol göstereceksiniz?”
kitap. Kardeşi Erhan Bener’in henüz 18’indeyken 1948’de yazıp ağa-
Kitaptan...
beyine ithaf ettiği ilk romanı Loş Ayna’yı alıp 1949’da tiyatroya uyar-
“Yabancı’yı babamın arşivinde buldum. Amcam, 1949 tarihli bu
layan 25 yaşındaki Vüs’at O. Bener’in daktilosundaki ilk tıkırtılar...
ilk eserinden hiç söz etmemişti. Ola ki varlığını kendi bile unutmuş-
Dost’tan bile önce verilmiş ilk işaretler, üslupta sezilen ilk olmaklık-
tu. Gönlünde yatan gerçek aslanın tiyatro olduğunu bildiğim için, ede-
lar... Daha önce Loş Ayna ile aynı ciltte yayımlanan Yabanc ilk kez
biyat yolculuğuna bir oyun yazarak başladığını öğrenmek beni hiç şa-
tek başına yayımlanıyor.
n
şırtmadı aslında. Bu oyunu sonradan elden geçirip yayımlamayı dene-
mek yerine, acaba neden elindeki kopyaları yok etmeyi yeğledi? Yabancı / Vüs’at O. Bener / Everest Yayınları / 176 s. / 2024.
11 Nisan 2024
13