Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Çocuğum ben, göğsünde büyüt/ Umudum ben, şamlarından kesitleri, Onların Çocukları’nda çeşitli siya-
düşüncende geliştir./ Acıyım, gerçeği ararsan bende/ sal dönemlerden “Babalarının siyasal anlayışlarının ya-
İnancım, coşkuyu ararsan bende.” rattığı durumlardan etkilenen erişkin çocuklar”ı anlattı.
‘ÖLÜMSÜZLERLE’ İLE TOPLUMSAL DAMARI ‘ŞAİRLER VE YAZARLAR SÖZLÜĞÜ’,
YAKALADI VE ÖZGÜN SESİYLE ŞİİR ‘ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI’
GELENEĞİMİZİN DAMARINA BAĞLANDI! Şairler ve Yazarlar Sözlüğü’nde (1972), siyasal iktidar-
“Her dize bir köprüdür içimde/ Unutulmaz anılara ge- lara ters düşen, anlayışlarından dolayı daha önce yer
çilen...”, “Sen ki meydan okuyan karanlıklara/ Ben ki ka- almayan edebiyat adamlarımızın yaşamöykülerini,
ranlık ülkelerin sürgünü” gibi dizelerin yer aldığı, yaşa- yapıtlarını “sansürsüz” sunan Şükran Kurdakul,
dığımızla da örtüşen Ökselerin Yöresinde (1984), Moby “1900’lerden sonraki edebiyattaki gelişmelerle siyasal
Dick’in Ahab Kaptan’ından Paris Düşerken’in Micha- yapıdaki gelişmeler arasındaki koşutluk ve karşılıklı
ud’sundan Çanlar Kimin İçin Çalıyor’un Robert Jor- etkilenme belirginleşmiş oldu. Çağdaş edebiyatımızın
dan’ına ölümsüzleri anlattığı Ölümsüzlerle (1985) kitap- yarattığı birikim, 1960’tan sonra yetişen kuşakların
ları ile toplumsal damarı yakalamıştı ve özgün sesiyle şiir değişik alanlarda çalışmalarını hazırlamıştır diyebilirim.
geleneğimizin damarına bağlandı. Bir edebiyatta Nâzım Hikmet, Halide Edip, Sabahattin
“Benden Sor” şiirinde, “Bunca acının çiçeği içimde Ali, Sait Faik, Orhan Kemal, Melih Cevdet, Yaşar
büyüdü/ Mahpushane saksılarındaki baharı benden sor/ Kemal gibi edebiyat ustalarının var olması büyük bir
Kulak ver gecenin sessizliğinde ağan sese/ Ölümcünün talihtir. Sanıyorum ki, yeni kuşaklar, bu olanaklardan
böldüğü uykuları benden sor/ Silahlar doğanın yüreği- yetişme yıllarında yararlanmasını bildiler. Böylece
ni arıyor durmadan/ Bu kan kokusunun ürettiği kokula-
şiirimizde, öykümüzde ve romanımızda çok renklilik
rı benden sor/ Gördük ki, türkülerin sonu yok dilimizde/ bilinci birinci özellik olarak göründü. Bu nedenle çağdaş
Kopup geldikleri dağları benden sor” diyordu. edebiyatımızın önü açık...” diyerek gizli kalmış, yok
sayılmış gerçekliğimizi Meşrutiyet ve Cumhuriyet
‘BİR YÜREKTEN BİR YAŞAMDAN:
dönemi olarak Çağdaş Türk Edebiyatı adıyla sundu
TOPLU ŞİİRLER 1952-1992’
(1976, 1987; 4 cilt olarak Evrensel Basım Yayım, 2004).
50. Şiir Yılı’nda bütün şiirleri bir araya getirildi: Bir
Yürekten Bir Yaşamdan: Toplu Şiirler 1952-1992 (Cem NAMIK KEMAL, NÂZIM HİKMET,
Yayınevi, 1993). ŞÜKRAN KURDAKUL!
1990’lı yılların ürünlerini, “Uykulardan sıçradığım her Edebiyatın ve kültürümüzün sorunlarıyla ilgili ola-
gece,/ Kuşku, doğasına yürüdü gerçeğin/ Ya senin gözle- rak yazdığı dergi ve gazete yazılarının bir kısmını Şairce
rindeki ışık sönmüşse/ Ya damarlarımdaki kan donmuş- Düşünmek’te sunan (Gerçek Sanat, 1989) Şükran Kurda-
sa benim./ Ya da yangın sonrası bir orman/ Gibi ıssız ve kul, edebiyat tarihimize Namık Kemal ve Namık Kemal’le
hüznüne alışık/ Ölümün rengine sözcükler ağıyorsa şim- ilgili tek kişilik oyun (Zindandaki Şair), Nâzım Hikmet’in örneğiyle bir siyasal tarih dersi verdi.
di/ Ülkesi ağıdistana dönmüş bir ozan...” dizelerinin yer Bursa Cezaevinden Adalet Cimcoz’a yazdığı dokuz mek-
HAKKINDA KALEME ALINMIŞ İNCELEMELER
aldığı İhtiyar Yüzyıla (1997) adlı kitabında topladı ve tubu yorumları ve açıklamalarıyla aktardığı Nâzım’ın Bi-
Hakkındaki Şükran Kurdakul / Yaşamı ve Yapıtları (Öner
“Ağıt Değil” adlı şiirini şu dizelerle bitirdi: linmeyen Mektupları, Nâzım’dan Armağan (Öner Yağ-
Yağcı, 1994), Coşkunun ve Direncin Şairi Şükran Kurdakul
“...Gücünüz varsa sizin Sözcüğü tutuklayın./ Öğrenci, cı ve Kıymet Coşkun’la), Nâzım Dünya ve Biz (Sennur
(Alpay Kabacalı, 2000), Yaşam Eylem ve Edebiyat İçinde
kitap, Türkçe/ En güzel kavramı dilimin/ Özgürlüğünü tu- Sezer’le) adlı kitaplar kattı.
Şükran Kurdakul (2006) adlı kitaplardan yaşamı ve yapıtla-
tuklayın/ Gücünüz varsa artık/ Usumu tutuklayın.../ Gü-
rıyla ilgili ayrıntılı bilgiler edineceğimiz Şükran Kurdakul’u
‘CEZAEVİNDEN BABIALİ’YE BABIALİ’DEN TİP’
cünüz varsa sizin/ Ölümü tutuklayın...”*
Cezaevinden Babıali’ye Babıali’den TİP’e (Evrensel) adını İlhan Selçuk “Pencere”sinden şu sözlerle uğurlamıştı:
“Toplumculuk elbette bireycilik değildir; ama bire-
ÖYKÜLERİYLE ŞÜKRAN KURDAKUL verdiği anılarıyla geçmişe yolculuk yaparak 40 Kuşağı’nın
Şair Şükran Kurdakul’un edebiyatımıza katkıları mücadelesinden ve hapislikle ilk tanışmasından başlaya- yin toplumculuğu, en çaresiz koşullarda bile insana umut
aşılayan bir soyluluğun göstergesidir... Şükran’ın top-
1970’lerde öyküleriyle de sürdü. Tanığın Biri’ndeki öy- rak baskıların Demokrat Parti iktidarında da sürdüğünü,
külerde, yaşananların, çağın tanığı olmak kaygısıyla eme- 1951’de Yeryüzü dergisini çıkarmasını, 1960’lardaki Tür- lumculuğu sade ve gösterişsizdi; tenindeki gözenekle-
ri gibiydi, bedenini sarmış, içine işlemiş, yüreğine aşı-
ğin yüceliğini savunan, emekten yana bir düzenin özle- kiye İşçi Partisi’ndeki çalışmalarını, “çatıdaki çatlak” di-
miyle yanan ve böyle bir düzenin gerçekleşmesi için sa- yerek partinin merkezden bölünmesini anlattı ve parti içi lanmıştı… İnsanın insan gibi yaşamasında herkese örnek
göstermek gerekiyorsa, Kurdakul’un heykelini yapıp ken-
vaşım veren bir yazarın izlenimleri ve tanıklıkları, Beyaz kavgalardan 1969 seçimlerine uzandı.
Yakalılar’da memurların dünyayı algılayışları, kendileri Anılarında birçok kişinin portresini çizen Şükran Kur- tin en kalabalık meydanına dikmeli…” (Cumhuriyet, 17
Aralık 2004).
ve çevreleriyle hesaplaşmasını konu alan öyküler vardı. dakul, yer verdiği belgelerle, fotoğraflarla, kimi kendisi-
Kurtuluştan Sonra’da tarihsel gerçekliğin öyküleştiril- nin olan şiirleriyle ülkemizin yakın geçmişini anlamak is- “Acılar döneminden ellerini kirletmeden geçen” Şük-
ran Kurdakul’u saygı ve özlemle anıyorum.
mesiyle oluşan Kurtuluş Savaşı sonrası insanlarının ya- teyenlere yazınsal bir metin sundu ve aydın duyarlığının
n
19 Aralık 2024 9