Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CESARE PAVESE’DEN
‘Ay ve Şenlik Ateşleri’
Cesare Pavese intiharından birkaç ay önce bitirdiği ve kendisiyle karakterleri
arasındaki filtreyi giderek incelttiği, yer yer anılarıyla canlandırdığı son romanı
Ay ve Şenlik Ateşleri’nde (Çev: Yelda Gürlek / YKY), 32 kısa bölümde 1920’lerin
başında faşizmin İtalya’da kontrolü ele geçirmesinden sonra Amerika’ya giden ve
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra memleketine dönmeye karar veren başarılı bir
işadamı olan Anguilla’nın öyküsünü anlatıyor.
dostlukları hep içinde. Söküp atamıyor on-
Z. DOĞAN KORELİ
ları. Oranın insanlarının, bitkilerinin, top-
rağının onu beklediğine inanıyor.
EVE DÖNMEK!
Yaşadıkları, T. S. Eliot’un “Tüm ara-
Bir İtalyan atasözü, “Bir çocuğu doğ-
yışların sonu, başlanılan yere varmak ve
duğu topraklardan çıkarabilirsin ama o
orayı yeni baştan anlamak olacak” sözü-
çocuğun içinden o toprakların izini çıka-
nü akla getiriyor.
ramazsın” diyor. Cesare Pavese intiha-
izlerini aramak tek tutkusu.
rından birkaç ay önce bitirdiği ve kendi-
KÖKSÜZLÜK DUYGUSU
Ayın konumu ve biçimiyle ilintili şenlik ateşlerini,
siyle karakterleri arasındaki filtreyi gide-
Bir de romanda köksüzlük duygusunun
köy eğlencelerini soruyor Nuto’ya. Artık bereketli ha-
rek incelttiği, yer yer anılarıyla canlandır-
yarattığı acı gerçekler var. Anguilla bu
sat ve bağ bozumu sonrası yakılan kutlama ateşleri-
dığı son romanı Ay ve Şenlik Ateşleri’ni
duyguyu toplanma kamplarına benzetti-
nin yerini, dağları döven silahların ormanları kavuran
(Çeviren: Yelda Gürlek / YKY) benzer bir
ği Amerika’da aşamayacağını anlıyor. Sı-
ateşlerine bıraktığını görünce çaresiz kalıyor.
duyguyla başlatıyor.
ğıntı insanları sömüren Amerika’daki pa-
Savaşın yıkıcı sonuçlarıyla ve zamanın tahribatıyla
32 kısa bölümde, 1920’lerin başında
ra hırsı, zengin olma arzusu, çıkar ilişkileri içtenlikli
başkalaşmış köyünün 25 yıl sonraki görünümü hayal
faşizmin İtalya’da kontrolü ele geçirmesinden sonra
“yuvasına” itiyor onu.
kırıklığına uğratıyor Anguilla’yı.
Amerika’ya giden ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra
Bir zamanlar terk etmek için nice hayal kurduğu,
Bu melankolik romanın belki de en acı gerçekle-
memleketine dönmeye karar veren başarılı bir işadamı
şimdiyse kavuşmak için can attığı Piedmont tepeleri-
rinden biri anılardaki “ev” fikri ile gerçek dünyadaki
olan Anguilla’nın öyküsünü anlatıyor Pavese.
nin kirletilmediğine inandığı havasını çekiyor kendi-
“yer” fikrinin örtüşmeyebileceği.
Anguilla bir zamanlar evim dediği topraklarla ye-
ne. Ne var ki köksüzlük, özlem duyduğu topraklarda
Romanda, zamanın durağanlığı, iç içe olaylar ara-
niden bağlantı kurmaya karar veriyor çünkü iç sesi
da peşini bırakmıyor.
sı gelgitler ve yer yer ana düşüncenin fazlaca tekra-
“eve” çağırıyor onu. Fonda Mussolini faşizminin yı-
Amerika’dan dönünce çocukluk arkadaşı marangoz
rı okuyucuyu yoran unsurlar olsa da İtalyan kırsalının
kıntılarını, Pavese’nin de bir zamanlar içinde yer aldı-
Nuto ile beraber Gaminella’nın, Belbo’nun, Mora’nın
güzelliğine dokunaklı bir saygı duruşunda bulunan;
ğı antifaşist mücadelenin izlerini de görmek olanaklı.
tarlalarında, üzüm bağlarında ve daha çocuk yaşlar-
nostaljinin, aile bağlarının, aidiyet duygusunun, genç-
Roman, bir katedralin kapısına terk edilen ve koru-
da çalışmaya başladığı efendisinin evinin karo zemin-
liğin kaybolan masumiyetinin ve savaşın ölüm ritim-
yucu aile tarafından büyütülen, çocukluğundan başla-
lerinde çıplak ayakla geçirdiği günlerin izini sürerken
yarak çalışmak zorunda kalan, katlandığı acıları başka lerinin çağrıştırıldığı bir ağıt Ay ve Şenlik Ateşleri.
yerel halkın ona sürekli “Amerikalı” deyişinden ra-
şehirlerde kök salarak, büyük hayallerin peşinden ko- Nitekim Cesare Pavese, 1950’de Mario Camerino’ya
hatsız oluyor.
şarak aşacağına inanan mücadeleci ve tutkulu bir ada- yazdığı mektupta “Bu roman, uzun süredir içimde taşı-
dığım ve yazmaktan en çok keyif aldığım kitap. O kadar
mın psikolojisiyle açılıyor. GELENEKLERİN GÜCÜ!
ki bir süreliğine - belki de sonsuza kadar - başka hiçbir
Ne var ki bu adam, bir süre sonra bir zamanlar kaçmak Bu durum, bu topraklardan da dışlandığını fark etti-
istediği kasabanın aynı “deliğinde” buluveriyor kendi- riyor. Köylüye göre o artık bir yabancı. Yine de yetiş- şey yapmayacağım” diye yazması bu dünyaya bıraktı-
ni. Çünkü yetiştiği vatanının pastoral güzelliği, kokusu, tiği dünyanın ve ona kimlik kazandıran geleneklerin ğı son imzanın itirafı olsa gerek.
n
MIKKEL BORCH-JACOBSEN’DEN
‘FREUD’UN HASTALARI: MODERN PSIKOLOJININ
KURUCUSU FREUD’UN DANIŞANLARIYLA
ARASINDA GEÇEN DIYALOGLAR’
reud’un olgu öykülerinde bahsedi- vakaları da okuyacaksınız.
len ana karakterleri pek çok kişi ta- Mikkel Borch-Jacobsen bu çalışmasın-
F nır: Dora, Küçük Hans, Sıçan Adam, da, Freud’un divanında geçen yaşamları
Kurt Adam… Peki, bu takma isimlerin ar- anlatırken, psikanalizin gelişim sürecini de
dındaki gerçek isimler ve gerçek yaşamlar kaynaklara dayanarak çarpıcı bir şekilde
hakkında ne biliyoruz? ortaya koyuyor.
Mesela Italo Svevo’nun, edebiyat ta- Kimi komik kimi trajik ve doku-
rihine damga vurmuş Zeno’nun Bilinci naklı olan bu öyküler Viyana’nın tari-
romanını, Freud’un çalışmalarına olan ilgi- hi atmosferini, Avusturya-Macaristan
sinin yanı sıra eşinin erkek kardeşi Bruno İmparatorluğu’nun son günlerini, Birinci ve
Veneziani’nin psikanaliz sürecinden hare- İkinci Dünya Savaşı’nın yıkıcılığını akta-
ketle kaleme aldığını duymuş muydunuz? rırken bambaşka bir Freud’u da tanımanızı
Freud’un Hastaları- Modern Psikolojinin sağlıyor.
n
Kurucusu Freud’un Danışanlarıyla Ara-
sında Geçen Diyaloglar (Çeviren: Seda Sevinç / Nora Freud’un Hastaları: Modern Psikolojinin Ku-
Kitap) adlı kitapta, tanıdık öykülerle birlikte analistinin rucusu Freud’un Danışanlarıyla Arasında Geçen
binasından kendini atan Pauline Silberstein, ünlü mimar Diyaloglar / Mikkel Borch-Jacobsen / Çeviren: Seda
Karl Mayreder, milyoner Carl Liebmann gibi az bilinen Sevinç / Nora Kitap / 376 s. / 2023.
6 24 Ağustos 2023