05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İSA ÇELİK KURTULUŞ ARI onu bırakır, koşar, birinin anlatacağı - belki de ıvır zıvır Kadınların hepsi öyle değildir canım, öyle olmayanlar zihe Meriç’in ilk kitabının ilk öykülerinden biri olan - şeyleri can kulağıyla dinlerdi. da vardır. Öykülerde öyle olanlar öne çıkarılıyor ve övü- “Boşlukta Mavi”nin izleğiyle. Hepimiz biliriz, edebiyatta ayrıntı çok önemlidir. Ay- lüyorsa N. Meriç yazar olarak “özendirici” olmak iste- O öykü çok önemlidir. N. Meriç’in neredeyse ilk öyküsü diği içindir. Bu arada saydığınız nitelikler arasında biri- rıntı da ciddi gözlem gerektirir. Gözlemsiz olmaz. Örne- olması bakımından da önemlidir. Kitapta sorduğum bir so- ğin, N. Meriç’in bir tiyatro oyununda kadın kahraman- ne, “deli” nitelemesine karşı çıkacağım. Öykü kahrama- ru var, “Nezihe Meriç ne biliyor, döne döne bize neyi an- lardan birinin bavulunu alıp gitmesi gerekiyormuş ama o nı kadınların hiçbiri deli değildir, deliler “ben” bilincini latmak istiyordu” diyorum. İşte benim yaptığım okumanın yitirmiş kişilerken, bunlar tam tersine çok bilinçli kadın- kadın bavulunu kapıp gitmeye alışkın biri değilmiş. amacı da bunu keşfetmekti. Onun için N. Meriç’in izlekle- İlk kez yapacakmış böyle bir işi. O yüzden de bavulu lardır, değişik ve aykırı olmaktan korkmazlar çünkü ha- rini inceledim. Bütün öykülerde görünüp görünüp kaybo- zırda buldukları gelenek ve görenekleri, yaşama biçimle- kaptığı gibi Çin’e Maçin’e gitmeye alışkın olan bir kadın lan ama hep var olan izleklerini. Gördüm ki N. Meriç da- rini sorgulamaktan, değiştirmek istemekten çekinmezler. gibi tutamazmış bavulu. Acemice tutması gerekiyormuş. ha kalemi eline aldığı ilk günden başlayarak neyi kurcala- O yüzden çevrelerindeki insanları şaşırtırlar. Kendilerine Bana o kadının bavulu nasıl tutması gerektiğini bir anla- mak istediğini biliyormuş. Boşluk korkusu ve sığınma is- belki de bu yüzden deli gözüyle bakanlar olur. tışı vardı! Duymalıydınız. teği. Ne kadar da evrensel bir insanlık durumu! n “Nezihe Meriç’in öykü ve roman dünyasında erkek Ben, N. Meriç’i kişi olarak 1970’te tanıdım. Ama tanı- İlk insanı düşünün, o insan sonsuz ve uzak gökyüzü- yüzünden mutsuz olmuş kadın sayısı iki üçü geçmezken dığımda kafamda bir N. Meriç imgesi vardı. 1958-59 öğ- nü, sonsuza kadar uzayıp giden kırları, ormanları gör- kadın yüzünden mutsuz erkek sayısı çok kabarıktır” di- retim yılında öğretmenliğe başladığımda, N. Meriç’in li- düğü zaman ne hissetmiştir acaba? Kendine bir mağa- ye de yazıyorsunuz. seden arkadaşı olan bir başka öğretmenle tanışmıştım. ra araması nedendir? Bu duygular ta o günlerden kalmış Kendi kendine yeterlilik açısından kadınlar erkeklere gö- Onun anlattığı şöyle bir şey vardı: duygulardır ve hâlâ etkilidir. Evler, köyler, kentler, kur- re daha şanslıdır. Kadınlar canlı, neşeli, yapıcı, koruyucu, N. Meriç’le ikisi lisede arkadaşmışlar, liseyi bitirince mak nedendir, sığınmak için değilse? yoktan var edici oldukları zaman güçlü olurlar ve yaşama ayrılmışlar, biri üniversite eğitimi için Ankara’ya gitmiş, Bir yazarın kafasında onu yazmaya zorlayan bir şeyin isteği üretirler. N. Meriç için en olumsuz kadın örnekle- öteki İstanbul’a. Ama mektuplaşmak üzere sözleşmişler. bulunması gerekir. N. Meriç’te işte bu vardır.. ri, cansız, yakınmacı, pis, uyuşuk, edilgin olanlardır, onlar N. Meriç arkadaşına uzun bir mektup yazmış, bir olay ‘N. MERİÇ’İ KADIN SORUNLARINA mutlu olmayan ve kimseyi mutlu edemeyecek kadınlardır. anlatmış. Olayın gerisini anlatan mektuplar birbirini iz- HAPSETMEK HAKSIZLIK OLUR. KADIN Deprem zamanı bir şey dikkatimi çekti. Deprem bölge- lemiş ama sonra kesilmiş. Arkadaşı da biraz şaşırmış ve SORUNUNU TOPLUMSAL BİR SORUN sinden yansıtılan görüntülerde erkeklerin çoğu elleri cep- sormuş, “Pekiyi sonra ne oldu” diye. N. Meriç, “Sonra OLARAK GÖRÜR.’ lerinde enkazların başında dikilirken kadınlar hemen ço- ne oldu henüz ben de bilmiyorum çünkü bir roman yaz- n “Nezihe Meriç’in kurmaca dünyasını kadınların cukları doyurmaya, yıkamaya davranmışlardı. maya başlamıştım, yazdığım kadarını sana gönderiyor- doldurduğu söylenebilir ama onu feminist anlamda ka- Hayatı kaldığı yerden ve var olan koşullarda yeniden baş- dum. Romanı henüz bitirmedim” demiş. Ben de içimden, dın davasına adanmış bir yazar olarak tanımlamak doğru latmak istiyorlardı içgüdüsel olarak. Erkekler fiziksel güç “Ne antika kadın şu N. Meriç, insan bunun roman oldu- olmaz” diye bir saptamanız da var. “Bir kadın olarak ka- isteyen işleri yapmak üzere enkaz başında dikilirken kadın- ğunu haber verir bari” demiş olabilirim. dınları yazması kendisini, kendi yaşam deneyimini soruş- lar iç güç gerektiren bir işe sıvanıyorlardı. Demek ki ben, KAFASINDAKİ OKUR TİPİ! turmak, kavramaya çalışmak gereksiniminden kaynakla- “bazı işleri daha çok kadınlar yapar, bazı işleri de erkek- Ama şimdi, bu anıyı hatırlayınca burada tipik bir N. Meriç nır daha çok” diyorsunuz. Bunu neye dayandırıyorsunuz? ler, kadınların ilgileriyle erkeklerin ilgileri farklıdır ama görüyorum. Kitabın bir yerinde onun için şöyle demiştim: N. Meriç’in izleklerine. Siz izleklerden yalnızca bir ta- bundan bir şey çıkmaz, insan olmanın sorunları kadın ve “Yazarken kafasında aşağı yukarı belli bir okur tipi var- nesini andınız ama o bile N. Meriç’in, boşluk korkusu ve erkek için ortaktır” demekte pek de haksız değilmişim. dır N. Meriç’in. O okur, asla edebiyat ilgisi, bilgisi, biriki- sığınma isteği gibi, kadın erkek tanımayan evrensel bir ‘SIFIRDAN BAŞLAMANIN SIFIRIN mi ve duyarlılığı yüksek bir okur değildir. Tam tersine bun- varoluş sorunuyla ilgilendiğini göstermeye yetiyor. Öteki İÇİNDE KALMAK GİBİ BİR TEHLİKESİNİN lardan yoksun biridir. Arkadan itilmeye gereksinimi vardır. izlekler de öyle. Hepsi varoluşsal. Böylesine evrensel ve BULUNDUĞUNU HATIRLADIĞIM İÇİN BU N. Meriç, tuhaf ama bu tip okurdan daha fazla heye- geniş bir alandan N. Meriç’i çekip kadın sorunlarına hap- KİTABI HAZIRLAMAYA KARAR VERDİM’ can duyar, pek fazla okumayan ya da okuma kültürü bu- setmek haksızlık olur. Ayrıca N. Meriç kadınlara güçlü- n “Niyetim Nezihe Meriç’in öyküleri ve öykücülüğü lunmayan okurdan yani, ona öyküsünü okutmak, öyküsü- lüğü yakıştıran bir yazardır. Başkalarını ezmek için kul- üzerine öncelikle geçmişte yazdığım çeşitli yazıları bir nün kapılarını açmak güdüsü kendisine yazma isteği ve lanılmayan, başkalarına hayat sevinci aşılamaya yarayan araya getirmek. Hiç böyle bir niyetim olmamıştı bugüne heyecanı veren en önemli şey gibidir.” bir güçtür bu, yani kıskanılası bir güç. kadar ama şimdi var” diye yazıyorsunuz. Neden var? Yıllardır unuttuğum bu anı sanki bu saptamamı doğ- Asıl önemlisi N. Meriç kadın sorununu toplumsal bir N. Meriç’i kolayca feminist bir yazar olarak damgala- ruluyor. N. Meriç kendi yazmakta olduğu romanı birine sorun olarak görür diyeceğim. Sorun, erkeklerin, kadın- dıklarını gördüğüm için var. Sanki benim bu okumala- okutuyor ama onun onayını ya da eleştirisini almak gibi ların üzerindeki çeşitli baskılardır, köhnemiş, işlevsizleş- rım, bu saptamalarım hiç yokmuş gibi onu sıfırdan oku- bir amacı yok, sırf okutmak için okutuyor çünkü insanla- miş geleneklerin, göreneklerin baskısı, ilkelliğin baskıla- yanları görüyorum. Oysa bu saptamaları bilmeleri ve on- rın hayatlarında okumak olsun ister. rı, eğitim eksikliği, bilinç eksikliği gibi şeylerdir. larla hesaplaşmaları gerekir. Ben yanlış okumuş, yanlış Çünkü kurgu edebiyat okuyan insan en azından okuduk- Yani feminizm az gelir N. Meriç’e. Düşünün kadınla- saptamalarda bulunmuş olabilirim. larını anlayabilmek için düşünmek, akıl yürütmek, dahası rın sokağa çıkmasına, çalışmasına, erkeklerle eşit olması- Ha, sıfır demişken aklıma bir şey geldi. Bir şiir festiva- dönüp hayatın kendisine bakmak zorundadır. Bunları yap- na şiddetle karşı çıkan siyasal bir partiye oy veren bir ka- linde bir Arap şair, Avrupalı şairlerin Arap şairleri küçüm- madan hayatı anlamak olanaksızdır. Hayatı anlamadan ya- dın feminist olsa ne olur, olmasa ne olur? Neyi çözebilir? sediklerinden yakınıyordu (ya da ona öyle gelmişti), o şa- şamak da zordur. Nasıl yaşaması gerektiğini bilmeyenler O daha nelerden kurtulması gerektiğinin farkında bile de- irin biraz moralini düzeltmek için Özdemir de “Ama onla- için hayat bir yükten başka bir şey olmayabilir. ğildir. Bu bilinç eksikliğiyle hiçbir şeyi değiştiremezsiniz. ra söyleseydin, Araplar da sıfırı buldu deseydin” demişti. ‘BAŞAT İZLEKLERİ BOŞLUK KORKUSU ‘KADINLARI DELİ DEĞİLDİR AMA O Arap şairin yanıtını hiç unutamam. “Sıfırı bulduk ama VE SIĞINMA İSTEĞİ’ DELİ GÖZÜYLE BAKANLAR OLUR!’ sıfırın içinden dışarı çıkamadık, sıfırın içinde kaldık” dediydi. n N. Meriç’in bir “izlek” yazarı olduğunu söylüyor- n Nezihe Meriç’in öykü kişilerinin ortak özellikleri… Ben de sıfırdan başlamanın, sıfırın içinde kalmak gibi bir sunuz. Saydığınız 5 ya da 6 izlek var, bunların en ba- Neden hemen hepsi, şen, canlı, şakacı, genç, çocuksu, tehlikesinin bulunduğunu hatırladığım için bu kitabı hazırla- şında da boşluk korkusu ve sığınma isteği geliyor. deli, ele avuca sığmaz, coşkuludur? Okuyucularına ya- maya karar verdim. N. Meriç’i okumak anlamak isteyenler İzlekler konusuna bununla başlamışsınız, yani Ne- şama sevinci aşılamayı kendine görev bildiği için mi? benim N. Meriç okumalarımdan da haberdar olsun diye.” n 8 13 Temmuz 2023
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle