05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

(27 OCAK 1949-29 HAZIRAN 2011) Hulki Aktunç’un hikâye meleği: İsrafil Tayfa! Bu yazının ağırlıklı kişisi ya da kişileri beş yıl birlikte çalıştığım, dergilerde yayımlanan ilk hikâyelerinden itibaren okuru olduğum yazar; dostum, arkadaşım Hulki Aktunç’un (27 Ocak 1949-29 Haziran 2011) hikâyelerinin çoğul kahramanı İsrafil Tayfa olacak... Çoğul ve kişileri dedim çünkü İsrafil Tayfa; adı üstünde balıkçı olmasına karşın kimi zaman bilge bir hikâye yazdırıcısı, kimi zaman sarhoş ve sevdalı bir serseri mayın hatta Adım İsmail hikâyesindeki meçhul tayfa olarak okura kendini hatırlatmaktan geri durmayacaktır. Kısacası ilk kez Kurtarılmış Haziran’da karşılaşılan İsrafil Tayfa, Ten ve Gölge’de adıyla sanıyla yer alır ama o, kimi zaman suskunluğuyla, kimi zaman anlatıcı olarak başka metinlere de sızacak ve bu yazınsal eylem, “hikâye meleği”, borusunu öttürene kadar sürecektir... Aktunç’un içten şaşkınlığını neşeyle hatırlarım. nu kesinlikle hikâyemizin kaynakları bağlamında ele almalı ve yazarın Gidenler Dönmeyenler’deki “Bay- Evet, Hulki Aktunç’u ne zaman ansam geçmişin se- vinçleri saklı durdukları yerden çıkar yazdıklarıma sızar. ram Gömleği” hikâyesine gönderme yaptığı şu cümle- Örneğin Cağaloğlu’ndaki reklam ajansında “bilinç lere önem vermeliler: akışı” konusunun açıldığı bir öğle vakti, bu teknik için “… Kimileri diyelim Hazreti Ali öykülerini yeni- den (yeni dille) yazmak biçiminde bir yaklaşım sergili- yaptığı kemiksiz nitelemesini hiç unutamamam. Dolayısıyla “Yazılmamış Bir Günlük”ü kolayca yor. Bense, Şahmeran (halk hikâyesi) bugün nerededir eğilip bükülebilen kemiksiz sıfatı eşliğinde yıllar son- sorusunu sormuş ve onu bir bayram yerinde bulmuş- ra yeniden okuduğumda, bilinç akışı tekniğinin kimi tum.” (Erotologya, Sel Yayıncılık, 2000) araçlarının kullanıldığına - daha bilgili bir okur olarak YAZDIKLARININ ÇOĞUNU BENİMLE - tanık olmuştum… PAYLAŞIYORDU! Örneğin iç monolog, mecaz yoluyla aktarım; sürek- 2- Okuru olarak tanışmam 1970’li yıllar olmasına kar- sizlik, bütünlüğü, tutarlılığı ve zihnin içeriğini ertele- şın Hulki Aktunç’u her yönüyle tanımam 10 yıl sonra yerek ilerlemek gibi… gerçeklemiş, 12 Eylül darbesinin ardından ortağı oldu- Bu doğal bir eğilimdi zira 1965’ten itibaren bilinç ğu ajansta reklam yazarı olarak çalışmaya başlamıştım. akışının kimi temel metinleri ile tanışılmış, “Ses ve İBRAHİM YILDIRIM Benim 1970 yılından daha donanımlı olduğum Öfke”, “Döşeğimde Ölürken”, “Sanatçının Genç Bir BİLİNÇ AKIŞI TEKNİĞİ VE HULKİ AKTUNÇ! bir karşılaşmaydı bu: Zira Türkiye Defteri serüveni- Adam Olarak Portresi” çevrilip yayımlanmıştı, dola- ni yakından takip etmiş, Aktunç’un müstearları şa- 1- Hulki Aktunç (27 Ocak 1949-29 Haziran 2011) yısıyla Aktunç’un öykülerinde yer yer bu tekniğe rast- beş yıl birlikte çalıştığım, dergilerde yayımlanan ilk ir Ali Devran’ın ve Oktay Bizer’in şiirlerini, Giden- lanması şaşırtıcı değildi. hikâyelerinden itibaren okuru olduğum bir yazardı, ler Dönmeyenler’i, Kurtarılmış Haziran’ı, Bir Çağ dostumdu, arkadaşımdı; yaşasaydı 27 Ocak 2023’te AKTUNÇ’TA DİL YA DA LİSAN Yangını’nı okumuştum. EYLEME GEÇMİŞ AKILDIR! O sıralar ise Ten ve Gölge’deki hikâyeler yazılıyor, 74 yaşına basacaktı. Aktunç’tan okuduğum ilk hikâye Papirüs dergisinin Fakat hangi teknik olursa olsun Hulki Aktunç’ta dil Argo Sözlüğü için çalışılıyordu. Aktunç artık şiir de ya- Mart 1970 tarihli 44. sayısında yayımlanmıştı: “Biça- ya da lisan eyleme geçmiş akıldır; şiir hikâye, roman, yımlıyor, yazdıklarının çoğunu benimle paylaşıyordu: re Herif ya da Suların Kürediği Talan”… sözlük… Hiç fark etmez… Aktunç hikâye, şiir, hatta reklam metni yani ne yazar- Bir iki ay sonra ise Yeni Edebiyat dergisinin haziran 1970’te yayımlanmış “Yazılmamış Bir Günlük”te sa yazsın, her bir sözcük teksir kağıtlarına olağanüstü sayısında “Yazılmamış Bir Günlük”le karşılaşacak met- postmodernizmin izini sürenler olur mu, bilmiyorum, özenle konuşlandırılmış olurdu: nin kaynağının “Kesik Kulak” adlı bir halk hikâyesi ol- ama bu işe girişenler; Aktunç’un diğer verimlerini de Ten ve Gölge’deki hikâyeler ise odunsu ve kalın kokulu duğunu zihnime not edecektim: Bu bilgiyi yıllar son- incelemeli. Örneğin Ten ve Gölge’deki “Binbirdirek o kağıtlara aktarılmadan önce defalarca gözden geçirilmiş, ra paylaştığım gün ve ortam ne zaman aklıma düşse, Batakhanesi - Yeni bir Söylenti”ye yönelmeli ama bu- araştırılmış, yoğun emek verilip arıtılmış çalışmalardı. >> 4 29 Haziran 2023
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle