Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Samim Kocagöz’le Kuvayı Milliye…
Dinsel bayramların gerekleri yerine getirilirken ulusal bayramlara üvey evlat havasında görece sırt dönülüp kesik iştahla
yaklaşılıyor nicedir. Oysa yüzyıl önce de bir solumacık aşk bile yaşayamadan kurtuluş için “göğ ekin” benzeri toprağa
düşmüş delikanlılarımız vardı bizim: Kuvayı Milliye gençleri. Gelin, bize bıraktıkları bu yurtta, onları analım hadi biraz da…
ir yandan gidenlerin ağırlığı çökü- maca yazarlığını savsaklamadan yapıyor bunu.
yor omzumuza gitgide hızlanan Başka türlüsünü bilmemek değil, kararlı, ilkeli
B bu erozyon karşısında öte yan-
duruşla benimsediği bir tutum bu onun.
dan neredeyse bir topak şeker benze- Nitekim gündelik yaşamıyla, siyasal duruşuyla
ri adeta eriyerek Cumhuriyetin yüzüncü da bunu yansıtmış bir kişilik. Kocagözler, entelek-
yılına ulaşıyor olmanın içsel ezikliği.
tüel, sanatçı bir aile zaten.
Cumhuriyeti yüzyıl öncesinden bu- Ayrıca 1930’lardan 40’lara evrilen süreçte ya-
günlere taşıyan, daha önce yer aça- zınımızda pek çok imzanın bu yolda kararlı duruş
madığım yazarlara ayıracağım önü-
sergilediği söylenebilir.
müzdeki ayları. “Öyküdenlik”le “Dünya Yapıtlarına göz atıldığında Samim Kocagöz’ün,
Damlası”nda aksamalar olabilir. toplumsal sorunları, roman evrenlerine bütün
Amacım yazarları, Ulusal Kurtuluş Sa-
karmaşasıyla taşımakta nasıl kararlı davrandığı
vaşı odağında işlemek değil. Bu konuda görülebiliyor.
yapıtlar var, bir örnek: Türk Romanında Bunda, o günkü koşullarda gazetecilikle bağla-
Kurtuluş Savaşı (Haz. Mürşit Balabanlı-
rının, öte yandan siyasal eylemci oluşunun da ro-
lar, İş Kültür, 2003) lü bulunduğu öne sürülebilir.
Daha önce işlediğim İlhan Tarus da var bunda. Nitekim Literatür’ün, basımlarını yaptığı Onbin-
Samim Kocagöz’ün romanları da. lerin Dönüşü, İzmir’in İçinde, Yılan Hikâyesi, Es-
Fethi Naci’nin, “Cumhuriyetin gerçek tarihi, bi- ki Tüfek, Mor Ötesi, Tartışma vb. adlı romanlar
liyorsunuz, şimdilik ancak romanlarda okunabili- Kocagöz’ün olguyu, roman evrenine doğrudan
yor…” (Reşat Nuri’nin Romancılığı, Oğlak, 1995, taşıdığını gösteriyor.
243) deyişini unutmayalım. Kalpaklılar’daki Yusuf’la Salih Efe karakterleri,
Ama bunun yanında, “Romancının anlattığı top- Samim Kocagöz’ün Kuvayı Milliye, Kurtuluş Sava-
lumsal gerçeklikler, bu gerçeklikleri yaşayan, bu şı kadar, aydın-halk konusunu, üstelik buna de-
gerçekliklerin tarihi olan bireyler haline dönüştürü- ğinme gereği duymadan nasıl da sorunsal boyu-
lemezse, romanın şematik olması kaçınılmaz(dır)” tunda aldığını, bunun üstüne gittiğini ele vermesi
(Yeni Dergi; Ağustos 1973, s.107) saptamasını da açısından ayrıca önem taşıyor.
akıldan çıkarmayalım asla.
Soyutlayım-dönüştürüm yerine, anlatımdan kal-
Buna göre roman, bir öğrenme abaküsü değil, kılarak okurla duygudaşlık kurulmasına dayalı öz-
ne ki ufkumuzu genişletip bakış açımızı geliştiren, deşleyim, özümseme yeğleyen bir tür halk roman-
aklımızdaki soru çengellerini kabartıp yerine otur-
cılığı anlayışının yansıması bu.
tan, yeni çengeller üreten, bilişsel düzeyde zihin Halkın konuşma dili romana girdirilirken şakacı
açıcı bir bileyi taşı. yansıtım, zekâ kıvılcımı, söyleşim örgüsündeki ya-
nardönerlik de önemli.
‘KALPAKLILAR’...
İzmir’in işgaliyle kurtuluş için yeniden savaşa katıl-
Hem yapıt çizgisel olmaktan çıkıyor hem bu
Daha önce adeta bölüp de iki ayrı roman olarak
mak üzere ayrılacaktır “ilk defa nişanlısının dudak-
güçlü konuşma örgüsü tiyatro metinlerinde kıla-
yayımladığı (Kalpaklılar ve Doludizgin) yapıt, son
larından öp(er).” (31)
vuzluk yapabiliyor enikonu yazara.
olarak Samim Kocagöz’ün oğlu Şükrü Kocagöz
Bu savaş yıllarında kim bilir kaç delikanlı, sevgili-
Kuşak yazarlarıyla Halkevi oyun yazarlığı da bu
tarafından kısaltılan tek basımla sunuluyor.
sine sarılamadan toprağa düştü bilen var mı, olgu-
süreçte soy yazarların kalemine geçiyor böylece.
Literatür Yayınları’nın, değerbilirlik örneği olarak
nun bu yanı türkülerde, manilerde karşımıza çıkıyor.
yazarın, Kalpaklılar (Literatür’de 4. Basım, 2022) SAMİM KOCAGÖZ ÖYKÜCÜLÜĞÜ
İşgalle başlayan roman, Manisa, Aydın çevre il-
yanında tüm yapıtlarının basımlarıyla birlikte. Oğul İlk söylenmesi gereken şu: Samim Kocagöz, ro-
lere geçiyor, ardından efelerle bir Kuvayı Milliye
Kocagöz şu notu düşmüş romana: manlarını roman sanatının, öykülerini öykü sanatı-
örgütlenmesinin an an yaşandığını bu arada yayı-
“Kurtuluşun, bağımsızlığın heyecanını günümüz nın gerekleri yönünde yapılandıran bir yazar.
lıp genişlediğini oluntularla işleyip ilerliyor.
boyutlarında genç kuşaklara duyumsatabilmek için 1940’lardan 50’lere ulanan süreçte, henüz 1950
Derken bir büyük Kurtuluş Savaşı örgütlenme-
‘kısaltılmış’ bir baskıyı hazırlamak kaçınılmaz oldu. Kuşağı öykücüleri de ortada yokken bu dönemin
siyle Anadolu, parlamaya koyuluyor.
/ Bu çalışmayı hiçbir olayı, hiçbir kişiyi metin dı- önemli bir öykücüsü olmayı başarmış bir imza.
İstanbul’un da Kuvayı Milliye eylemine katkısı
şı bırakmadan, hiçbir sözcüğü değiştirmeden, bir Romanlarında gözlenebilecek türden yuvarla-
yaşanırken saray kışkırtısıyla baş gösteren isyan-
anlamda ‘yoğunlaştırarak’ yapmaya çalıştım.” malara yer açmadığı gibi görece örtüklük giydirip
lar, çatışmalar, İnönü, Sakarya savaşları, sürüyor.
Kendisi dillendirmeseydi de okur Kocagöz’ün, öykülerine çekim gücü kazandırmayı başarıyor.
Kalpaklılar, böylece İzmir’in işgali kurtuluşu
Kalpaklılar’ı, İzmir işgaliyle birlikte direniş ateş- Nitekim kendisine belirgin, özgün bir öykü
omurgasında Cumhuriyetin belge filmi ya da söz-
lerinin yanmaya başladığını, bu süreçte Kuvayı bahçesi yarattığı, daha 1950’lere gelmeden
lü tarih belgeseli bağlamında Samim Kocagöz’ün
Milliye’nin işlevini yerine getirdiğini, ardı sıra dü- öykücülüğümüzde ciddi yükseklik kaydettiği
hikâye ettiği Kurtuluş Savaşı anlatısı oluyor ade-
zenli orduyla kurtuluşun başarıldığını, yeni bir ül- çok açık onun.
ta sonuçta.
ke kurmaya hak kazanıldığını, ötesinde kuruluşa Özetle Samim Kocagöz, Cumhuriyetin yüzüncü
doğru adım atıldığını aktarmak amacıyla yazdığını SAMİM KOCAGÖZ ROMANLARINDA yılına girerken öyküleri ayrı romanları ayrı dikkate
anlardı yine de. GERÇEKLİĞİN YERİ… alınması gereken bir yazar, bu da not edilmeli. n
Samim Kocagöz, damardan görevci anlayışta
Roman, anakarakter Yusuf odağında, elöyküsel
aktarımla sürdürülüyor. olduğunu söylemekten sakınmayan, öykü-roman www.sadikaslankara.com, her perşembe öy-
Yusuf avukattır, Çanakkale’de subay olarak ka- bütün yapıtlarını bu kavrayış yönünde verimleyen kü-roman, tiyatro, belgesel alanlarında güncel-
tıldığı savaştan yaralı İzmir’e dönmüştür, bu kez bir yazar. Ancak yazınsal dile sırt dönmeden, kur- lenerek sürüyor.
29 Haziran 2023 13