Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Doğu’nun yaşam ve düşünce felsefesiyle Batı’nın ruh simlere hep ağmıştır, ağıyor Hesse’de. Siddharta3 (1922) yatmalarına karşı Doğu’nun bireysel özgürlüğünü yücel-
tir” Hesse. Thomas Mann, bu romanı “örselenmiş zamanı-
sentezi hem kendi yaşamında hem de yapıtlarında hep var romanında, Hindistan gezisinin ardından (1913) notlarında
olmuştur. Çocukluk, gençlik anıları, ruhsal çalkantıları, bu ülkeye ilişkin duygu ve düşüncelerini dışa vurur Hesse. mızın bizlere sunduğu az sayıda gözü pek ve özgün” sayar.
“Tarlalar başak dolu tarlası olana,/ Çayırlar dikenli tel-
hayal kırıklıkları, değişen yaşam koşulları, evliliklerinde Gezi izlenimleriyle otobiyografisi iç içe geçer. Romanın
le çevrili,/ Yoksulluk bir yanda, ihtiras bir yanda,/ Her şey
yaşadığı bunalımlar da onu hep izlemiştir. kahramanları Siddartha ve Govinda, okulda öğrendiği bil-
kokuşmuş, her şey dışa kapalı// Ama benim gözümde/ Baş-
Hesse’nin yapıtlarında “inanç” arayan bir sanatçının -
gilerle yetinmeyip yaşamı aramaya çıkarlar. Orman rahibi-
ka bir düzeni var her şeyin,/ Mor akışkan ve kırmızı aza-
şairin, ressamın - içinde bulunduğu konuma göre -kendisi nin yanında keşiş bir yaşama başlarlar benliklerini unutup
mette,/ Masum türkülerini söylediğim.” (Ressamın Sevinci)
için bulduğu “çözüm” yer alır. Ruh bunalımları içinde yol yenilenmek için. Başaramadıkları için Buda’nın okuluna gi-
Artık “Hesse Rönesansı” gençliği etkilemiyor. Böyle bir
almaya, çözümler üretmeye çalışırken Jung’un bir öğren- derler. Orada da aradıklarını bulamazlar. İntihara yönelme,
etkilenmeye gereksinim duyuluyor elbette ama çağ değişti.
cisinin tedavisiyle sağlığına kavuşur. Bu sıkıntılı iyileşme aşkı buldum sanma, kayıkçının yanında büyük sırrı öğren-
10 İstekler yön değiştirdi. Yaşam biçimleri aldı başını gidiyor.
sürecini Demian (1919) romanında gözler önüne serer. meye çalışma ve “değişimdeki süreklilik!” arayarak varılan
Doğa durmadan yok ediliyor. Mevsimler mevsim olmaktan
Bütün yapıtlarında ele alıp işlediği “yaşamın kutuplulu- “Tüm dünya varlıklarının ve olaylarının arkasında bir bir-
çıktı. Uzay merak ediliyor. Acaba, uzayın o derin mi derin
ğu” ilkesi ilk bu yapıtında ortaya çıkar. Bu kutupluluğun
liğin, var olduğu” gerçeğini öğrenmeyle sır çözülmüş olur.
boşluğunda yaşayan uzaylılar dünyamızı kurtaracaklar mı?
arkasında oluşan “birlik ve bütünlük” ise onun yapıtların- Bu roman için “Hint düşüncesinden kurtuluşumun dı-
“Akşam soğuk, akşam mahzun olsa da/ Yağmur yağsa da
da çözüme giden yollar, denemeler, düşünceler olarak be- şavurumudur” der ve “Tüm milliyet farklarının üstünde,
hem/ Şarkımı söylüyorum şu arada/ Dinleyen var mı, bilmem.”
lirir. Dış dünyadaki her türlü sorundan uzaklaşıp, ruhun her soyun, her bireyin ortak olabileceği bir dindarlığı ve
(Harbin Dördüncü Yılında / Çeviren: Behçet Necatigil)
n
derinliklerinde yeni keşiflere çıkma, kişinin kendisini ya- inancı anlatmaya” çalıştığını da belirtir.
11
şama hazırlaması, ayakta kalma çabası öne çıkar. Yanıl- Bozkır Kurdu (1927) romanı, orta yaşlı, sinirli, çok 1
Klingsor’un Son Yazı / Çeviren: İlknur Özdemir / YKY
2
malar ve kader de vardır işin içinde. hassas, alıngan, yalnız yaşayan bir adamın ruh çalkantı-
Ressamın Şiirleri / Çevirenler: Gültekin Emre, Tarık Se-
“Geceleri uyuyamıyorum çoğu zaman,/ Yaşam acı ve- ları, dünyaya, kendisine bakmaya çalışmalarının dışavu-
den / İyi Şeyler Yayıncılık
3
riyor / Şiir yazıp kelimelerle oynuyorum o zaman,/ Kötü- rumudur. Mutsuzluğun kaynağına ulaşmaya çalışma, de-
Siddartha / Çeviren: Kâmuran Şipal / Can Yayınları
4
süyle ve iyisiyle,/ Kurumuşuyla ve verimlisiyle,/ Açılıyo- ğişen kültür algılarının yerine konmaya çalışanlara alışa-
Peter Comenzsind / Çeviren: Kâmuran Şipal / Can Yayınları
5
rum onların parıltılı denizinde.../ Düşlerimi deliliğe yorup mama, değer çatışmaları ve benlik arayışını görürürüz.
Çarklar Arasında / Çeviren: Kâmuran Şipal / Can Yayınları
12
6
beni yitik görüyorlar,/ Tüccarlar, redaktörler, profesörler Narziss ve Goldmund (1930) da benlik, kişilik arayı-
Gertrud / Çeviren: Kâmuran Şipal / YKY
7
beni gözlüyorlar/ fakat diğerleri ve bazı kadınlar,/ Her şe- şı, çatışmalar, kutuplaşmalar, ruhsal git gellerin romanıdır.
Knulp / Çeviren: Kâmuran Şipal / YKY
13 8
yi bilip seviyorlar beni, onları sevdiğim gibi,/ Çünkü on- Boncuk Oyunu (1943) ise 11 yılda yazılan ve Nobel Ede-
Rosshalde / Çeviren: Kâmuran Şipal / YKY
9
lar da bu resimli dünyanın kaosunu görüyor,/ Çünkü on- biyat Ödülü’nü (1946) kazandıran romandır. Doğu ve Ba-
Doğu Yolculuğu / Çeviren: Zehra Aksu Yılmazer / Can Yayınları
10
lara da tanrıça peçesini ödünç veriyor.” (Seçilmiş Şiirler tı felsefesinin iç içeliği, ütopik ve farklı bir dünya ele alınır
Demian / Çeviren: Kâmuran Şipal / Can Yayınları
11
/ Çeviren: Hilmi Tezgör / Altıkırkbeş Yayınları) romanda. Sanatla bilimde “disiplinlerarası bir uyum” söz
Bozkır Kurdu / Çeviren: Kâmuran Şipal / YKY
12
Yaşamın acıları, sıkıntıları, dünyanın hali, duygular şiir- konusudur. Yazarın “düş ve düşün gücünün ürünü”dür bu Narziss ve Goldmund / Çeviren: Kâmuran Şipal / YKY
13
lere, romanlara, kahramanların dünyasına, mektuplara, re- roman, “yeni düzenin simgesi”dir. “Batının toplumsal da- Boncuk Oyunu / Çeviren: Kâmuran Şipal / YKY
‘CUMHURİYET’İN İLK YILI 29 EKİM 1923-29 EKİM 1924’
Umudun diğer adı: Cumhuriyet
Banu İşlet, Binnur Mörel Büyükertan ve Eser Demirkan, Cumhuriyetin ilk yılında neler yaşandığını kronolojik sırayla
Cumhuriyet’in İlk Yılı: 29 Ekim 1923-29 Ekim 1924 (YKY) adlı kitapla ortaya koyuyor.
törenleri dönemin gazete haberleri üzerinden de sunulduğu Kitap, kavgalar ve tartışmalar sürerken Balkan Sava-
MEHMET S. AMAN
kitapta, muhalif gazetecilerin yazılarına da yer veriliyor. şı, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’ndan sonra
mehmet.aman@cumhuriyet.com.tr
Yine halkın kaderini belirleyecek önemli konu başlık-
Türk halkının yaşama nasıl sıkıca tutunmaya çalıştığını
ları da şu köklü değişimler ışığında sunuluyor:
anu İşlet, Binnur Mörel Büyükertan ve Eser da ortaya koyuyor. Yeni kitaplar ve dergiler yayımlanı-
İstanbul-Ankara basını kavgası, hilafet tartışmala-
Demirkan’ın hazırladığı Cumhuriyet’in İlk Yılı:
yor, sinemalarda yeni filmler gösteriliyor, tiyatro oyun-
rı, denizciliğin yeniden ayağa kaldırılması, işçi grev-
B 29 Ekim 1923-29 Ekim 1924 (Yapı Kredi Yayın-
ları oynanıyor, dans geceleri düzenleniyor, resim sergi-
leri, ekonomik sorunlar, Türk-Yunan nüfus mübadele-
ları) adlı kitap, Cumhuriyetimizin 100. yılında yayımla- leri açılıyor, konserler ve spor karşılaşmalarıyla halk,
si, idari yapı, eğitim, yargı sistemi, belediyeler, 1924
nan en önemli kitaplar arasında yerini alıyor. Cumhuriyeti umudun yeni çehresi olarak görüyor.
Anayasası’nın kabulü, halifeliğin kaldırılması ve laiklik.
29 Ekim 1923 ve 29 Ekim 1924 tarihleri arasında- “Cumhuriyet’in ilk yılında, bütün muhalif seslerin yanı
ki önemli gelişmelere odaklanan çalışma, yıkılmış köh- sıra, Mecliste mebusların, Gazi Paşa’yı karşılayan halkın,
‘YAŞASIN CUMHURİYET!’
ne bir imparatorluğun yıkıntıları üzerine kurulan Türkiye grevlerde işçilerin, genel afla salınan mahkûmların, vali-
Darülfünun ve Darülbedayi’deki gelişmelerden Türk
Cumhuriyeti’nin siyasi, ekonomik ve toplumsal kalkın- liğe şikâyete giden kadın ve çocukların, kısaca her kesim-
Ocağı’ndaki kongrelere kadar eğitim ve sivil toplum-
ma alanlarında atılan adımlara ayna tutuyor.
den halkın ortak sloganı şuydu: ‘Yaşasın Cumhuriyet!’”
da yaşanan gelişmeleri de odağına alan kitapta en dikkat
İlk sayfalarda Cumhuriyetin ilanı ve ilk hükümet ile il-
Böyle diyor kitabın “Sunuş” yazısının son paragrafında.
çeken ayrıntı ise kadın haklarının ayak seslerinin Cum-
gili bilgilerin yer aldığı çalışma, her ay bir bölüm olarak
Kadınların sahiplendirilmesinin konuşulduğu, sana-
huriyetin ilk yıllarına dayandığı gerçeği.
işleniyor ve bölüm sonlarında o aya ilişkin yaşanan olay- tın ve sanatçının yok sayıldığı, laiklik başta olmak üzere
Kadınların sosyal yaşama ve siyasi yaşama katılması-
ları kronolojik bir sırayla veriliyor. Cumhuriyetin ilanının devrimin kazanımlarının saldırı altında olduğu özellikle
nın yolnun açıldığı, Resimli Ay dergisi başta birçok basın
halkta nasıl bir karşılık bulduğunun, tebrikleri, kutlama ve organındaki haber ve yazılarda açıkça görülüyor. bugünlerde hep yaşasın, çok yaşasın Cumhuriyet!
n
10 29 Haziran 2023