Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HASAN ÖZTOPRAK’TAN ‘HAYAT SOKAĞI’
‘Kahramanlarımı yalnızca
insan yönüyle ele alıyorum!’
Hasan Öztoprak, gerçek arkadaşlıkları, yürek yakan aşkları, ihanetleri, kavuşmaları ve ayrılıkları
anlattığı yeni romanı Hayat Sokağı’nda (Remzi Kitabevi), 70’lerin İstanbulu’nun doğduğu ve
ilk gençliğini geçirdiği Balat semtinde yaşayan sıradan insanları ve o yılların panoramasını
gözler önüne seriyor. Kimi trajik kimi komik hikâyelere, yaşama tutunmanın yollarını arayan
kahramanların yaşamlarına tanık ediyor. Hayat Sokağı, taklacı güvercinlerin, haşin kedilerin,
miskin köpeklerin, dilsiz kaldırımların, naftalin kokulu odaların, ortaya saçılmış sırların romanı.
ha önce darbeyi konu alan iki roman yazdım ve bunlar
n Hayat Sokağı kurgusal olarak da di-
ÖZLEM İŞBİLİR
yeterince ilgi görüp biri üniversite ders kitaplarına da gir-
ğer romanlarınızdan oldukça farklı. Bu
diğine göre bu konudaki görevimi yerine getirdim sayılır.
nasıl gelişti?
BÜYÜLÜ, TOPLUMCU,
Kaldı ki Hakikatin Ölümü filme de aktarılma aşamasında.
Bu romanı henüz tam olarak tasarlama-
SÜRREALİST!
Bir yanıyla da Hayat Sokağı’nda 12 Eylül’e giden
dan yıllar önce bir gün doğduğum büyüdü-
n Yeni romanınız Hayat Sokağı’rda (Rem-
süreci az çok ele alıyorum. Ancak insanların yaşamla-
ğüm semti yazacağım demiştim. Sonra yi-
zi Kitabevi) 70’li yılların Balatı’nı, aşkla-
rından hikâyeler esinlerken anlatının gereği kadar gi-
ne yıllar önce böyle bir romanın ancak çok
rını, ayrılıklarını, kavgalarını, kadınını
kahramanlı bir roman olacağını da sezmiş- riyorum bu meseleye. Kahramanlarımı yalnızca in-
ve erkeğini, esnafını, kısacası yaşama tu-
san yönüyle ele alıyorum, iyiyi ve kötüyü ayırt etme-
tim. Ama nasıl yapacağımı bilmiyordum.
tunmak isteyen sıradan insanları ve hatta
den, politik olanla olmayanı ayrıştırmadan ve ötekileş-
İşte o zaman Binbir Gece Masalları ve
hayvanlarını bazen büyülü, şiirsel bir dil-
Nâzım’ın Memleketimden İnsan Manzara- tirmeden.
le bazen de yalın bir dille anlatıyorsunuz.
ları imdadıma yetişti. Çok kahramanlı bir Anayasası tam olarak ortadan kalkmadığına ve kimi
Bu anlatımı seçmenizdeki nedeni açık-
kurumları varlığını sürdürdüğüne göre 12 Eylül’ün ko-
lar mısınız? yapı kurabilirdim pekâlâ, kahramanlar baş-
şullarının hâlâ geçerli olduğunu dolayısıyla bizler için
Hikâye kendi yolunu çizer, kendi tarzı- ka bir hikâyenin alt kahramanı hatta tipiy-
ken başka bir hikâyenin baş kahramanı ola- travmanın hâlâ sürdüğünü söyleyebiliriz. Bu da daha
nı bulur diyenlerdenim. Dolayısıyla böy-
le bir seçimim olmadı, olmadığı için de çok kahraman- bilirdi. Öyle de yaptım. pek çok 12 Eylül romanı yazılacağını gösterir.
lı ve çok katmanlı bu romanda her kahraman kendi tar- n Tek bir anlatıcıya bağlı kalmayıp metin boyunca
‘KALIP YARGILARLA HAREKET
zını, dilini belirledi.
farklı anlatıcılar çıkarıyorsunuz okuyucunun karşısı-
EDERSENİZ YERELDE KALIRSINIZ!’
Bazen katı bir gerçeklikle anlatıldı hikâye, bazen bü- na. Bu, yazım aşamasında sizi zorladı mı?
n Kaleme aldığınız hikâyeler yerelden yola çıksa da
yülü bazen de toplumcu ya da sürrealist bir yol benim-
Romanı ilk yazdığımda birinci tekil anlatmayı tercih
evrensel olanla buluşuyor. Tarihsel açıdan kendi zaman
senmiş oldu. Bu açıdan tıpkı eski bir İstanbul mahalle-
etmiştim, romana başlamadan önce bu seçimi yapmak
dilimini aydınlatıyor ama bugüne de ışık tutuyor. Roma-
sinde olduğu gibi çok renkli, teknik açıdan da eklektik
önemli. Kabaca romanı bitirdikten sonra editörümün ki-
nınızın evrenselliği ve yerelliği ile ilgili düşünceleriniz?
bir roman oldu.
mi eleştirileri üzerine anlatı dilini değiştirip üçüncü teki-
Kalıp yargılarla, genellemelerle hareket edip romanı-
n Doğma büyüme Balatlı olduğunuzu düşünürsek
le döndüm. İyi ki de öyle yapmışım. Çok katmanlı yapıyı
nızı buna göre kurarsanız yerelde kalırsınız. Bir roman-
hikâyelerde yaşamınızdan esintiler de var mı?
kurmam, hikâyeden hikâyeye geçmem bu sayede daha ko-
cı her ne kadar yerel bir hikâye anlatsa da insanlığın
Gerçek olaylardan ve karakterlerden esinlendiğimi
lay oldu. Sanırım bu, bir parça okuma rahatlığı da sağladı.
geçmiş tüm hatırasının bilinciyle kurmalı hikâyesini,
söyleyebilirim ama anlattığım hikâyeler tam olarak ya-
‘12 EYLÜL TRAVMASI HÂLÂ SÜRÜYOR’ böyle bir farkındalığa sahip olmalı.
şandı mı diye sorarsanız yanıtım hayır. Mekân da - her
n Siyasi bir roman olmamakla birlikte kitapta 12 Eylül Tiplemeler yapmak yerine kahramanlarını kişileştirme-
ne kadar Balat’ta “Hayat Sokağı” adında bir sokak ol-
darbesinden ve darbe öncesi siyasi ortamdan da bahse- li, klişeden kaçınmalıdır. Bunu başardığınızda romanın
masa da - orası. Ama bu roman sadece Balat’ı anlatıyor
diyorsunuz. Bu da Devamı Hayat ve Hakikatin Ölümü zamanıyla kendi zamanınız arasında sıkışıp kalmaz, daha
dersek bence yanılmış oluruz.
adlı kitaplarınızla ortak bir nokta oluşturuyor. çok da romanın zamanına mahkûm olmazsınız.
Sanırım 60’lı 70’li yıllarda yaşamış çoğu kişi kendi ma-
halle yaşantısını görecek, benzer hikâyelere tanıklık etti- 12 Eylül darbesi, kurgusal dünyanızı da bir o kadar Geçen yüzyılların hâlâ keyifle okunan romanlarının
etkilemiş diyebilir miyiz? tamamı kendi zamanlarının ötesinde yapıtlar oldukları
ğini düşünecektir. Doğrusu romanımın gerçeklik duyguyu
vermesinden memnunum, bunu hangi yazar istemez ki? Hayat Sokağı dediğiniz gibi siyasi bir roman değil. Da- için böyledir. Kalıcı olmanın da tek yolu budur.
n
TURAN AKINCI’DAN ‘BÜYÜK SAVAŞ: I. DÜNYA SAVAŞI
VE OSMANLI DEVLETİ’NİN PARÇALANIŞI (1914-1918)’
. yüzyıla girildiğinde Osmanlı Devle- tamamen parçalanmasının yolu açılmış oldu.
20 ti eğitim, üretim, mali ve idari sorunlarını Ülkeyi bu karanlık tablodan kurtaracak kişi, savaş
aşamamıştı. Kapitülasyonlar ve Düyun-ı Umu-
sırasında İstanbul’a ulaşmaya çalışan müttefikleri
miye, ülkeyi Avrupalı devletlerin sömürge- Çanakkale Boğazı’nda başarıyla durduran Mustafa
si haline getirmişti. Büyük Savaş’ın (1914-
Kemal olacaktı. Usta araştırmacı yazar Turan
1918) başlamasıyla birlikte, yönetimde bulunan
Akıncı, Büyük Savaş-I. Dünya Savaşı ve Osmanlı
İttihatçılar tek çıkış yolunun Almanya ile ittifak
Devleti’nin Parçalanışı: 1914-1918 (Remzi Kitabevi)
yapmak olduğuna karar verdiler.
adlı kitabında, Büyük Savaş’ta Osmanlı’nın çarpıştığı
Ordu gerekli donanımdan yoksun olduğu için
sekiz cephede (Batı, Karadeniz, Kafkas, Çanakkale,
Osmanlı yönetimi Almanya’dan borçlanarak savaşa
Filistin-Suriye, Irak, Yemen) yaşananları yüzlerce
katıldı. Buna karşılık Almanya da Osmanlı Devleti
kaynaktan ve arşiv belgelerinden derleyerek gün
üzerinden müttefiklere karşı yeni cepheler açarak
ışığına çıkarıyor.
n
savaşta kendi elini güçlendirmeyi hedefledi.
Osmanlı Devletinin, yanlış kararlar ve kişisel
Büyük Savaş: I. Dünya Savaşı ve Osmanlı Devleti’nin
ihtiraslar sonucu girdiği bu savaş, büyük toprak kayıplarıyla
Parçalanışı (1914-1918) / Turan Akıncı / Remzi Kitabevi /
sonuçlandı. Böylece, zaten iyice zayıflamış olan imparatorluğun
528 s. / 2023.
14 9 Mart 2023