Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Birçok metinde bu yöntemi izler: “Başka Yelpaze” adlı şiirinde, yelpazenin de- Aynı dönemde en hermetik şiirlerinden olan “Kendiliğinden Alegorik Sone”yi ya-
vinimi önce bir kuşun havalanışını çağrıştırsa da metnin sonuna doğru şiirsel esini zar. Dili hiçlik noktasına erinceye dek irdelemiş, deneyimini “şairin söylemsel yiti-
temsil ettiğini kavrarız. mine” kadar sürdürmüştür.
Görünüşlerin ardındaki güzelliği keşfetmek ve evrenin anlamını çözmek için,
Bu yüzden sonuncu projesi gençliğinden beri zihnine kazılmış olan kusursuz bir
Mallarmé maddi ve manevi dünyalar arasında analojik köprüler kurar: kitap yazmak arzusudur:
“Güzellikten başka bir şey yoktur ve en kusursuz ifadesi şiirdir” ve şiir yazmayı
“Dünya güzel bir kitap yazılması için yaratıldı” diyen Mallarmé’nin düşlediği ki-
düşleyen bireyin amacı da “Sembolden sembole geçerek, doğanın ve yaşamın nede-
tap öyle bir yapıttır ki hayal edilebilecek tüm kitapların sentezi olacak ve dünyanın
nini aramak” olmalıdır.
anlamını kesin bir şekilde ışığa çıkaracaktır.
Maddi dünyadan haz alamayan Mallarmé, derin özlemleriyle uyumlu yepyeni bir
Kendini yeterince güçlü hissetmediği için, bu iddialı projeye girişeceği günü hep
dünya yaratmak istemiştir. Somut gerçeklik yerine yaşamın özünü, yani varlıkların
ertelemiştir ama yaşamının sonunda yazdığı “Bir Zar Atımı” adlı uzun şiirini okuya-
ve nesnelerin sırrını sonsuz bir özenle seçtiği sözcüklerle betimler zira “bu spontane
rak nasıl bir hedefe ulaşmak istediği hakkında bir fikir edinebiliriz:
ve büyüleyici mimarinin etrafında kalan gerçeklikten kaçınmak” sembolist şairin ol-
Bu son derece şaşırtıcı yirmi sayfalık metinde, Mallarmé mahir bir düzensizlikle yer-
mazsa olmazıdır.
leştirilmiş sözcüklerle zamanı aşmaya ve yaşamın temel unsurlarından olan rastlantı
Bu arayışa hiçliğe duyulan hayranlık ve şairin bastırmaya çalıştığı ölüm korkusu da
faktörünü ortadan kaldırmaya çalışmıştır.
eşlik eder. Olmayanı ifade etmeye, yokluğa özel bir değer vermeye ve sessizliği, onu
MALLARMÉ’NİN SON ARZUSU:
yadsımaya çalışan sözcükler kadar anlamlı hale getirmeye çalışır.
‘HER ŞEYİ YAKIN, SEVDİKLERİM,
Bu yüzden Mallarmé her zaman kendisini kötü düşüncelerden ve ölümden uzak tu-
EDEBİ MİRAS YOKTUR!’
tan “saf kavramları” irdelemiştir.
Bu tipografi ve içerik açısından benzeri olmayan şiir 1897’de yayıMlandı. Bir yıl
“‘Çiçek!’ diyorum ve sesimin hiçbir kıvrım bırakmadığı unutulmuşluktan, bilinen
sonra Hérodiade adlı metni üzerinde yeniden çalışmaya başladığı sırada, yolun sonu-
çanak yapraklarından başka bir şey olarak, müzikal bir şekilde yükseliyor, fikrin ta
na erdiğini hisseden Mallarmé eşine ve kızına yazdığı son mektupta son arzusunu şu
kendisi ve zarif, buketlerde olmayan çiçek.”
sözlerle bildirdi: “Her şeyi yakın, sevdiklerim, edebi miras yoktur.”
Mallarmé’ye göre çiçek kavramı, bildiğimiz tüm çiçek biçimlerinden bağımsız ol-
malı ve şair okurun zihninde hiçbir bukette bulunmayan bir çiçek yaratmalıdır. İdeale ulaşma çabalarının boşuna olduğunu kabul eder gibi duran bu satırları yaz-
1867’de İngilizce öğretmeni olarak atandığı Tournon’da bir içsel deneyim yaşayan dıktan bir gün sonra ölen Mallarmé’nin, bütün yenilik arayışlarına karşın, ölçülü ve
uyaklı klasik şiirden vazgeçemediği için, günümüzde Fransız edebiyatındaki etkisi
şair nesnelerin, “söz”ün ötesine geçmiş, “boşluk”a ulaşmış ve deliliğe yaklaştığını
hissetmiştir: “Düşüncem, düşüncem,” der bir dostuna, “ben kişiliksizim artık ve se- bir Arthur Rimbaud ya da Comte de Lautréamont kadar olmasa da halen yapıtları en
nin tanıdığın Stéphane değilim.” çok yorumlanan şairler arasında olduğu kesindir.
n
MUSTAFA B. BOZKURT’TAN ‘MİLLİ İRADE’
‘Millet ve Demokrasi Üzerine
Yeniden Düşünmek’
Genç hukukçu Mustafa B. Bozkurt’un yüksek lisans tezinden ortaya çıkan Milli İrade - Millet
ve Demokrasi Üzerine Yeniden Düşünmek (Mavi Gök Yayınları) adlı kitabında, “milli irade” ile
“demokrasi” arasındaki ilgi ve bağ ortaya konulmakta, demokrasinin temeli olan milli irade ile
egemenliğin zaferi olarak ortaya çıkan “seküler devlet” incelenmektedir.
Dizin ve geniş bir kaynakça ile birlikte 320 sayfalık kitap bilimsel niteliktedir. Siyaset insanlarına,
akademisyenlere, hukukçulara ve konu ile ilgilenen okuyuculara öneriyorum.
vetler Ayrılığı”, “Temel İnsan Hakları” ve “Anaya- hayet tamamlayabildiğim eli-
EMİN ADNAN
sal Yargı” konuları incelenmektedir. nizdeki çalışma ise bana uzun
150 yıllık parlamenter sistem deneyimine sahip
zamandır üzerinde düşündüğüm bir konuyu akademik
MİLLET, MİLLİ İRADE VE DEMOKRASİ!
olan Türkiye’de 2017’den bu yana uygulanan “Cum-
sahada ele alma imkânı verdi.” (s. 9)
Milli İrade kitabının alt başlığı “Millet ve Demok-
hurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nin yarattığı karga-
Bu paragrafta “hasebi ile” ve “kadük kaldı” ke-
rasi Üzerine Yeniden Düşünmek”tir. Kitabın birin-
şa, muhalefet partilerinin güçlendirilmiş parlamenter
limeleri adeta sırıtıyor. “Hasebi ile” dilimizde faz-
ci bölümünde “Millet Nedir?”, “Millet İradesi Ne-
sisteme dönme istemleri karşısında güncel bir sorun
la kullanılan bir deyim değildir. Onun yerine “dola-
dir?”; ikinci bölümünde “Millet İradesi Düşüncesi-
durumuna gelen bu konuların, bilimsel bir metot çer-
yısıyla” kelimesi kullanılsa aynı yaklaşımla “kadük
nin Sorunları” ve üçüncü bölümünde “Yasal Meşru-
çevesinde tartışılması ve bir kitap olarak okuyucuya
kaldı” yerine “geçersiz kaldı” denilse, “bu meyan-
iyet ve Milli İrade” konuları ele alınıp incelenmekte-
sunulması çok yerinde olmuştur.
da” yerine de “bu arada” kelimeleri kullanılsa daha
dir. Kitapta “Sonuç ve Değerlendirme”ye ek olarak,
güzel ve anlamlı olmaz mıydı?
dizin ve geniş bir kaynakça verilmiştir. YABANCI KELİME VE KAVRAMLAR
Ayrıca, üçüncü bölüm “Yasal Meşruiyet ve Mil-
Bir yüksek lisans tezinden ortaya çıkan ve geniş dip-
KULLANILMASI ANLAMSIZ!
li İrade” başlığını taşımaktadır. “Meşruiyet” kelime-
not kullanılan kitap bilimsel bir değere sahiptir. Yaza- Genç bir hukukçu olan kitabın yazarı Mustafa B.
sinin tanımı “hukukilik, hukuksallık, yasallıktır”. Os-
rı Mustafa B. Bozkurt, “İnsanlık tarihini mukaddesa- Bozkurt’un, bu bilimsel yaklaşımını takdirle karşılar-
manlı-Türkçe sözlük “meşruiyet” kelimesini “yasaya
ken, kendisinin gereksiz yere Arapça kelimeler kul-
tın tarihinden ayrı okuyabilmek mümkün değildir” di-
uygun bulunma” olarak tanımlıyor.
lanmasının anlamsız olduğunu belirtmek isterim.
yor. İnsanlığın en sonunda uzun çalkalanmalardan son-
“Yasal Meşruiyet” bir anlamda “hukuksal, huku-
Kimi yazarlar yabancı kelime ve kavramlar kulla-
ra “millet”, “milli irade” ve “demokrasi” konularında
kilik” ya da “yasal, yasallık” gibi bir kavram ortaya
nırsa yazdıkları metinlerin bilimsel bir nitelik taşıya-
kayıtsız koşulsuz uyuştuğunu da belirtiyor.
çıkarmaktadır. Anlaşılıyor ki yazar “yasal” ve “meş-
cağını sanırlar. Nasıl İngilizce ve Fransızca kelimeler
Yazar, “milli irade” ile “demokrasi” arasında-
ruiyet” kelimelerinin yan yana gelmesine ayrı bir an-
ya da tamlamalar bir metne bilimsellik nitelikleri ka-
ki ilgi ve bağı ortaya koymakta, demokrasinin teme-
lam yüklüyor ancak bu durumu bölümün başında
zandırmazsa, kuşkusuz Arapça kavramlar da bilimsel-
li olan milli irade ile egemenliğin zaferi olarak ortaya
açıklaması gerekirdi.
lik kazandırmaz.
çıkan “seküler devleti” incelemektedir.
Burada iki örnek verelim. Kitabın önsözünde yazar Bu dil yaklaşımına karşın dizin ve kaynakça ile
Kitapta, “temsili demokrasinin sorunları” da ele
şöyle diyor: birlikte 320 sayfalık kitap bilimsel niteliktedir. Siya-
alınmakta ve demokratik sistemin yasallığı üzerinde
“Bu kitap bir yüksek lisans tezi olarak ortaya çıktı. set insanlarına, akademisyenlere, hukukçulara ve ko-
durulmaktadır.
Esas itibariyle yüksek lisans sürecimi hukuk antropolo-
nu ile ilgilenen okuyuculara öneriyorum.
n
‘DEMOKRASİ NEDEN GEREKLİDİR?’
jisi dalında başka bir çalışma ile tamamlamak niyetin-
“Demokrasi Neden Gereklidir?” başlığını taşıyan de idim, ancak gerek pandemi şartları gerekse burada Milli İrade - Millet ve Demokrasi Üzerine Yeni-
bölüm günümüz koşullarında kuşkusuz önemlidir. Bu saymayı uygun görmediğim sair engeller hasebi ile bu den Düşünmek / Mustafa B. Bozkurt / Mavi Gök
bölümde temel yasa olan “Anayasa Kavramı”, Kuv- çalışmam kadük kaldı. Bu meyanda başladığım ve ni- Yayınları / 320 s. / 2022.
8 23 Mart 2023