Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HALİD HALİFE’DEN ‘ÖLMEK ZOR İŞ’
‘Savaşta her şey değişiyor,
düşünme tarzımız bile!’
Halid Halife, çağdaş Arap
edebiyatının öne çıkan Suriyeli
yazarlarından. 2020’de dilimizde
yayımlanan ilk romanı Bu Şehrin
Mutfaklarında Bıçak Yok, yazara
2013’te Necib Mahfuz Kitap Ödülü’nü
kazandırmıştı ve 2014’te Uluslararası
Arap Edebiyatı Ödülü’nde (IPAF)
finale kalan yapıtlardan biri olmuştu.
Romanlarında son 50 yılda
Suriye’deki rejiminin politikalarını
eleştirdi, yaşanan trajedileri, sosyal ve
psikolojik yansımaları ele alan ve bazı
romanları yasaklanarak toplatılan
yazar, gerek Suriye iç savaşında
gerekse önceki dönemlerde uğradığı
baskılara karşın ülkesini terk etmedi.
Bu vasiyetin ne kadar basit olduğuna, yaşamda ve
MUSTAFA İSMAİL DÖNMEZ
Halid Halife, Ölmek Zor İş
ölümde aileyi kutsal sayan kültürlerde olağan kabul edi-
(Çeviren: Mustafa İsmail Dönmez
lişine katılıyorum. Ancak, savaş koşullarında her şey
“‘KİMSE NAMAZLARINI KILMADI’
zorlu bir işe dönüşüyor.
/ Delidolu Yayınları) romanında, ROMANIMI YARIDA BIRAKARAK
Banyo yapmak için sıcak su bulmanın ne kadar değerli
‘ÖLMEK ZOR İŞ’E BAŞLADIM’”
devrimci öğretmen Abdullatif Salim
olduğunu tahmin edemezsiniz. Yiyecek bir şeyler bulmak
n Ölmek Zor İş, Suriye’de ölümün heybetini yitir-
ve güvende olmak da öyle. Savaşta her şey değişiyor, dü-
ile çocukları Bülbül, Hüseyin ve
diği, her Suriyelinin başına gelebilecek hale dönüştü-
şünme tarzımız bile. Anı düşünmeye başlıyorsunuz ve bir
ğü bir savaş anlatısı. Savaşlarda ölüm, genellikle sıra
Leyla’nın çevresinde 2011’de başlayan
sonraki gün için plan yapamıyorsunuz.
dışı gerçekleşen bir olguyken siz hikâyenize doğal bir
Suriye İç Savaşı’nı odağa alıyor. Her sabah uyandığınızda ölmediğinize inanamıyorsu-
ölümle başlıyorsunuz.
nuz. Cenaze merasimleri kimsenin hayal edemeyeceği bir
Bu romanın hikâyesi nasıl oluştu? Neden savaşın or-
Aralarında esen soğuk rüzgârlara
lüks haline geliyor. Defnedilecek mezar bulabilmek bile
tasındaki bir anlatıda doğal bir ölümü tercih ettiniz?
değerli bir armağan gibi. Evet, savaşta ölüm dahil yaşa-
karşın 3 kardeş, ölmeden önce
Suriye’de devrimin başlaması ve ardından meydana ge-
mın her ayrıntısı akıl almaz bir şekilde değişiyor.
cenazesinin Şam’dan, köyü len iç savaşla birlikte yazarlar günlük olaylardan hikâye
devşirerek belirgin bir yazma rekabetine girişti. Bu tufan
‘ABDÜLLATİF’İN ÇOCUKLARI BİRER
İnnabiye’deki kız kardeşi Leyla’nın
beni ürküttü ve bu koşullarda yazmanın pek iyi olmaya-
KURBAN. TIPKI 50 YILDAN FAZLA
küllerinin yanına götürülmesini
cağını düşündüm. Olayların hemen sonrası yazmak için
SÜREDİR REJİM SİYASETİNİN KURBANI
doğru zaman olamazdı. Bu nedenle Kimse Namazlarını
SURİYELİLER GİBİ.’
vasiyet eden babalarının son dileğini
Kılmadı adlı romanımı yazmaya devam ettim.
n Hikâyedeki Abdullatif Salim’in çocuklarının farklı
gerçekleştirmek için yola çıkar.
Daha sonra kalp krizi geçirerek hastaneye kaldırıldım
kişilikleri, geçmişleri, hayalleri ve düşünceleri var. Ba-
ve iki gün yoğun bakımda kaldım. Hastanedeyken ken-
Farklı gruplarca sürekli kesilen balarının ölümü birbirinden kopuk olan bu üç kardeşi
dime şu soruları sordum: Şimdi ölürsem ne olacak? Ce-
istemeksizin bir araya getiriyor.
travmatik yolculuk boyunca kardeşler;
nazeme ne olacak? Cenazemin nasıl defnedileceğini tüm
Ülkedeki kanlı olaylar gölgesinde çılgın bir yolculu-
kendileriyle, birbirleriyle ve ülkeleriyle
ayrıntılarıyla hayal ettim. Yarım saat geçmeden romanın
ğa çıkıyorlar. Ancak bu çetin yolculuk dahi kardeşlerin
birçok ayrıntısı zihnimde oluşmuştu. birliğini sağlayamıyor. Bu durumda savaşın gerçek kur-
hesaplaşmaya başlar.
İçimden, “Çeyrek asırdır romanlarında yer aradığın
banları Abdullatif Salim’in çocuklarıydı diyebilir miyiz?
“Savaşta her şey değişiyor, düşünme
başkarakterin Bülbül’e sonunda bir yer buldun” dedim.
Aslında Abdullatif’in çocukları Hüseyin, Fatma ve
Bu roman Bülbül karakterini yazmam için bir vesile ola-
Bülbül’ün sorunları babalarının ölümüyle başlamıyor.
tarzımız bile” diyen Halife, Ölmek
caktı. Taburcu olunca bu yeni hikâye zihnimi meşgul et-
Uzun zamandır görmezden gelinen, sümen altı edilen
Zor İş’te herkesin ölüm karşısında
meye başladı ve Kimse Namazlarını Kılmadı’yı yarıda doğal sorunlar bunlar. Dışarıdan bakıldığında çoğun-
bıraktım ve Ölmeden Ölmek Zor İş’i yazmaya başladım.
eşit olduğunu, trajik hikâyelerin savaş lukla aile bireyleri arasında anlayış, dayanışma ve birlik
Tam da düşündüğüm gibi küçük bir kitap, cümleleri kısa varmış gibi görünür. Oysa her bireyin dışa vurmadığı
ortamında nasıl sıradanlaşabileceğini
ve yoğun. Bana göre tam bir Bülbül romanı. birtakım sorunlar vardır. Hüseyin’in hem babasıyla hem
gözler önüne seriyor ve savaşın
n Romandaki olay örgüsünün ana unsurunu oluştu- de Bülbül ile ilişkisi çocukluğundan beri sorunluydu.
ran baba karakterinin son arzusu, köyünde kız kardeşi- Bu zahmetli yolculuk kardeşlerin tartışarak birbirle-
toplumda açtığı derin yaraları
nin yanına gömülmek. Bu son arzu, savaşın insanların
riyle ve kendileriyle barışmaları için bir fırsattı aslında.
“içeriden” bir gözle aktarıyor.
günlük yaşamda yaptıkları sıradan birçok şeyi ne den- Ancak hepsi içlerinde biriken nefret duygusunun ne ka-
li değiştirdiğinin, güçleştirdiğinin de bir yansıması mı? dar büyük olduğunu büyük bir şaşkınlıkla fark etti. >>
10 23 Mart 2023
Ekko von Schwichow