Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Rainer Maria Rilke (4 Aralık 1875 / 29 Aralık 1926)
‘Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından?’
Şiirlerinin yanı sıra Genç Bir Şaire Mektuplar’ı da ne kadar Rilke’nin mektuplarından güç alarak şiirlerini okuyarak. Ruhsal
ünlüyse, Genç Bir Kadına Mektuplar’ı da o kadar gizemli. sıkıntılarını aşmaya çalışan yapayalnız genç bir kadın “anlayışlı
olma koşuluyla” birini arar. Aradığı, bulduğu kişi, Rilke’dir.
Rilke’ye mektup yazdıran Lisa Heise, 1969’da 76 yaşında intihar
ettiğinde arkasında çok sevdiği şaire yazdığı 15 mektupluk incecik
“Savaş ve ardından gelen hadiselerle sarsılmış, bundan
bir kitap kalır 1934’te. Mektuplarda Lisa Heise’nin yakınmaları,
ötürü katlanılmaz derecede ağırlaşan şahsi yaşam koşulları
akıl danışmaları, yaşama sımsıkı tutunma çabaları görülür.
biçimlenirken” Rilke’nin şiirlerinden beslenen kadını şair hiç
Rilke, dili döndüğünce genç kadına güç vermeye, yol göstermeye yanıtsız bırakmaz. “Size günleri, haftaları aşan bir yakınlık
duyuyorum. Lied’leriniz beni tekrar gün ışığına çıkan bir
çalışır. Lisa da oğluyla birlikte ayakta kalma savaşımı verir
orada burada çalışarak, yoksulluğa katlanarak, şeymişçesine etkiliyor.”
ŞİİRLERİN DÜNYASI
GÜLTEKİN EMRE
Rilke’nin şiirlerinde insanların içinde-
ki, elbette kendi içindeki duygular, dal-
ALÇAKGÖNÜLLÜ ŞAİR
galanmalar doğayla bağlantılar oluşturur.
“Halkını sevindirmek” için şiir yazan
Mevsim değişikliklerinin insanların
bir şairdir Rilke. Halk deyince de kendisi
üzerindeki etkisi şiirlerde yansır. Geç-
gibi “yoksul”ları anlamak gerekiyor. Al-
mişten kopmama her zaman öne çıkar.
çakgönüllü şair, şiirlerinde, ruh zenginli-
Fransız simgeciliği içe kapanık, duygulu
ğini göstermeye, insanlığı mutlu etmeye
Rilke’yi derinden etkiler, şiirlerine de yansır.
çalışır. “Halk”ın toplumsal anlamından
“Yalnızlık bir yağmura benzer,/ Yük-
öte, onun için bir “ruh” kavramı ifade eder.
selir akşamlara denizlerden/ Uzak, ıssız
İlk Şiirleri’nde (1896) Prag, Bohemya orta-
ovalardan eser,/ Ağar gider göklere, her
mı, yaşamı, halkı öne çıkar. Bu şiirlerde Ril-
zaman göklerdedir...” (Yalnızlık, Çevi-
ke, anılarını, yaşadığı ortamları, mekânları,
ren: Behçet Necatigil)
aklından hiç çıkmayan görüntüleri, ruhunu
“Militan yalnızlığım” der sahiplendiği,
sımsıkı saran duygularını ele alır.
kabullendiği, her yere götürdüğü yalnız-
Şiirlerin başlıkları da bunları imler:
lığına. Düşten Taç (1896), düşten düşe iç
“Eski Evde”, “Ufak Odada”, “Cumba
evrene uzanma, sevgi yolculukları...
Odacığında”, “Akşam”, “Ülke ve Halk”,
“Kral Şarkısı”yla başlayıp “Düşlemek”
“Çeşme”, “Halk Türküsü”, “Köyde Pa-
ve “Sevmek”le gelişen şiirler… “VE na-
zar Günü”, “Doğduğum Ev”, “Memleket
sıl gelmiş olabilir sevgi sana?/ Güneş gi-
Türküsü”... gibi.
bi mi geldi, çiçek karı, yoksa/ bir dua gibi
“Gel yanıma, Çek kızı,/ bana bir mem-
mi geldi? Anlat..” (Sevmek, 1)
leket türküsü söyle.” Şair, yaşadığı o or-
leri, zayıfları yener, güçlülere yenilirler. Sanatçılar dünyayı,
Üçüncü şiir kitabı Advent (1897) huzurun, barışın, sevgi-
tamların mevsimlerini, doğasını da unutamaz.
insanlığı kavramaya çalışanlardır. Geçmişi yeniden ele alır-
nin dinsellikle sezdirilmesi, işlenmesi öne çıkar. Kilise, din-
Rilke, her şeyden önce kendilerini savunamayanların kur-
lar farklı bakış açılarıyla, anımsamalarla....
sel motifler çerçevesinde yoksul, acı, ölüm işlenir.
tarıcısı olmak istemiştir. Bunun için de şiirleri hep genç kız-
O, “yalnızca güzel olanın değil, vahşi olanın, korkunç fır-
“Rüzgâr sürüyor kış ormanında / kar sürülerini bir çoban
ları içine alır, onlardan söz eder; kendi de onlar gibi, bağ
tınaların, karanlık günlerin, karanlık gecelerin ruhunu, bir
gibi, / ve kimi çam seziyor, ânında / nasıl olacak dindar ve
yollarını boylar ama bir türlü hedefe varamaz.
dulun, bir delinin, bir yetimin, bir cücenin ve bir cüzzamlı-
Rilke, bir özlem şairidir. Yani, insanların ruhlarındaki nur azizi...” (Advent)
nın iniltilerini, bir dilencinin, bir körün, bir sarhoşun, bir
Dördüncü kitap Bana Tören’deki (1898-1899) şiirlerdeki
duyguları, doğadaki tüm değişimleri, uzaktakileri, yakında-
adam öldürenin çığlıklarını” da işler şiirlerinde.
şair “ben”i, çevre, doğa, özlem, şeyler, bunları görüp algı-
kileri özlemiş, bunu da şiirlerinde hep dile getirmiştir.
Rilke’nin şiiri, Behçet Necatigil’e göre “iki ayrı kutbun
Elbette Tanrı’yı, yani yaratan, mucizelere neden olan, layan bir “ben”dir. Kimi zamanda çevreden kopukluk sezi-
etkisi altında” gelişir. Rilke’yi kendi öznel kişiliğine yönel-
lir. “BEN evimdeyim günle düş arası./ Çocuklar uyuklar or-
“suların sırrı” olan Tanrı’yı da özler. Rilke için hayat, din,
ten, tanrısal esinle kutsanmış bir şair tavrına yaklaştıran, ya-
sanat her şeyden önemlidir. da, kan ter içinde,/ yaşlılar kurar orda akşam sofrası,/ ocak-
şamındaki üç kadının etkisidir: annesi, gençlik arkadaşı Lou
lar alev alev, aydınlanır odası //...”
Hayatın merkezinde anne vardır. “Din, yaratıcı olma-
Andreas-Solome, Thurn ve Taxis prensesi Marie.
Beyaz Prenses, bir oyun ama şiirlerle yüklü. Sancaktar
yanların sanatıdır.” Dua Saatleri Kitabı’nın ilk bölümün-
Fransız heykeltraş Rodin’in yanında 8 ay çalışması da onun
de, “mutlak ve olağanüstü” Tanrı imajının yerine sanatçının (1907) hem de Beyaz Prenses 17. yüzyılda geçiyor. Oyunda
yaşamında ve yapıtlarının oluşumunda etkili olmuştur. Behçet
deniz kenarında bir soylunun sarayı mekân olarak belirlen-
kendi dünyasından oluşturduğu bir imgeye dönüşür.
Necatigil’in dilimize kazandırdığı Malte Laurids Brigge’nin
Şair için “görmek, sevmek, duymak” aynıdır. Uzakları ya- miş, diğerinde ise kışla, şato, sahra, askerler ağırlıkta.
Notları’nı (1910) bu dönemde yazmış ve biyografik özellik-
kın, yakını uzak edendir Tanrı. İnsanlar yaşamlarında ayak- Sancaktar en çok okunan kitaplardan, özellikle savaş yılla-
ta kalabilmek için hep “çarpışmak” zorundadırlar. Küçük- ler taşıyan bu yapıt Rilke’nin ününe ün katmıştır. rında askerlerin elinden düşmeyen bir yapıt. “Rüzgârda
>>
8 28 Aralık 2023