Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sıkıcı mıdır rutin olan?
Yeni, farklı, başka olanın sunduğu merak elbette çeker bizi ne ki gündelik rutinin armağanı birikim de yabana
atılır gibi değildir. “Rutin”de daha neler var neler!
raman koltuğuna yeni sürgün iki bir döngüsü var doğada. Hiç yer
Y. BEKİR YURDAKUL
zeytin dalını oturtuyor. değiştirmediğini düşündüğümüz
ağaç ya da dünyanın dört bucağı-
ki zeytin dalı. İki yeni sürgün. Her günleri,
GÖRMEK GÜZELDİR, FARK
nı dolaşan yağmur için olduğu gibi
onlara sorarsanız her anları aynı birbirinin…
ETMEK DE…
hepimiz için geçerlidir bu. Rutin’le
İ Oysa rüzgâr, yağmur, gökkuşağı, porsuklar…
Sanırız ki şu kocaman / küçü-
yolculuğumuz da bize bu büyük
Kendilerinden başka herkes, her şey gezip dur-
cük dünyada bir biziz konuşan!
döngü içinde öncelikle hiçbir şeyin
maktaydı ne güzel! Onlarsa çakılıp kalmışlar göv-
Ne ki sözcüklerin sesini duyma-
bir başına sıkıcı ya da çok eğlen-
desine bir ağacın…
ya başladığımızda yani onlarla ye-
celi olmayacağını fısıldarken kimi
Sahiden öyle miydi? İki kardeş zeytin dalının
ni dünyalar kurmaya koyulduğu-
tutumların alışkanlığa dönüşme-
sandığı gibi herkesin hayatı rengârenk de onlarınki
muzda duyarız çevremizdeki her
sindeki varsıllığın da altını çiziyor.
durağan / hep bir rutinin tekrarı mıydı?
sesi. Ağaçlar da konuşur, çiçekler
Ve ağırdan yeşer ağaçlar, gün gün-
Her gün hep aynı şeyleri mi yaşamaktayız, de-
ve meyveler de… Suyunda tür-
den renklenen meyve, sessizce akan
ğilse bambaşka renkler taşıyor hayat bize her an
küsü vardır kimi gün hüzünlü, taş
su, ansızın çıkan gökkuşağı, tatlı-sert
da fark etmiyor muyuz? Belki şu soruda da gizlidir
toprak da seslenir bize… Elif Ayla
farklı olanı yakalamanın gizi: Bir şeyleri geliştirip esen rüzgâr, yorulmayan karıncalar,
doğanın sesine yaslanıp kurduğu
çoğalarak sürdürmenin de bir gizi, bambaşka se- geceleyin kayan yıldız… Hepsi farklı dillerde sesle-
öyküsünde “duyma”nın taşıdığı varsıllığın yanı sı-
vinçleri yok mudur? nir birbirine: “Seni görmek güzeldi!”
ra, çoğun yinelemelerden (rutinden) oluşan hayatın
n
Elif Ayla’nın yazdığı, Hasret Küçük’ün resimledi- aslında her anının taşıdığı renkleri, sürprizleri, öy-
ği Rutin, alışkanlıkla yinelenen hayatların yanı sı- küleri de fısıldıyor. Rutin / Elif Ayla, Hasret Küçük / Nesin Vakfı /
Oysa bize kısa ya da uzun gelse de her şeyin
ra tekdüzeliğe renk katanları konu edinirken kah- 48 s. / 3+ / 2023.
Düşlemek ve düşünmek için!
Harika bir yazar, başarılı bir çizer el ele vermişler. Onlara özenli bir çevirmen de katılmış. Gündelik yaşamın kolayca doğaya
terk ettiği atıkların gizil gücünü keşif yolculuğu hazırlamışlar. Metnin arayüzünden duyulan çığlıksa doğadan yükseliyor…
Kapitalizm, geliştikçe; her yurttaşı gelişme midir?
Y. BEKİR YURDAKUL
/ bireyi hayatının her döneminde Aile üretimi ve küçük işletmeler geri kalmışlığa
ille de “müşteri” kılma hedefine mı işaret eder? Karası, havası, deniziyle doğa-
yi yazılmış, iyi tasarlanmış, başarıy-
doğru acımasız bir koşu tutturdu. nın bu kirliliği özellikle buna yol açanların neden
la çevrilmiş, kısacası titizlikle hazır-
Aile üretimi, küçük işletmeler adım umurunda bile değil?
İ lanıp basılmış kitaplar bir de soru
adım yok edildi. Buna da gelişme Tamam, sustum. Atık Sanatı’yla gündelik nes-
üstüne soru sorduruyor, kafamı kafa-
/ hayatın kolaylaşması denildi. En nelere yani birçoğumuzun “Artık bir daha işe ya-
ları karıştırıyor, merak atını hazır edip
uzak yere ulaşsın ürünleri, orada- ramaz!” kolaycılığıyla “çöp dağları”na emanet et-
kapımın önüne çekiveriyorsa dünya-
ki müşteri de “mağdur” olmasın di- meye / aklımızca terk edip kurtulmaya çalıştığı-
lar benim oluyor. “Gündelik Nesnelere
ye yollar yapıldı demirden, beton- mız hemen her şeye yeniden hayat verme oyunu
Yeniden Hayat Ver” alt başlığıyla ses-
dan, sudan… bilesiniz sizin de yakanızı bırakmayacak. Aslın-
lenen Atık Sanatı’nın kapağını çevi-
Ambalajsız ürünün hastalık da “çizim defteri” olarak tasarlanmış olsa da Atık
rir çevirmez bitip tükenmez bir sorular
yaydığına neredeyse herkes ve
Sanatı, bir yandan farklı sanat disiplinlerinin bah-
geçidi başladı ki sormayın!
kolayca inandırıldı. Dahası, “Evla- çelerinde de yeni ve farklı oyunlara çağıracak si-
Yok, hayır; yazınsal bir yapıt değil
diyelik ne demek, kullan at, yenisi- zi, emin olun.
Atık Sanatı… Ne ki “Böyle giderse çok
ni al. Oyalanma modası geçmiş şeylerle…” da- Hem daha az atık, daha temiz çevre için yeni-
sürmez, dünya yaşanabilir olmaktan çıkacak. Ge-
yatması iliklere kadar işledi. Ve kirlendi dün- den düşünecek hem de adı kolayca “çöp”e çık-
lin işin bir ucundan tutalım. Ama isterseniz bir de
ya… Bu dertle, sıkıntıyla baş etmek için çabala- mış herhangi bir nesnenin gizil gücünü keşfetme
şu sorunu enine boyuna yatıralım masaya…” di-
mak / çıkış yolu aramak da yine sanata, sanatçı- becerinizi geliştireceksiniz.
yor çığlık çığlığa.
ya düştü. İşte bütün bunları ve çok daha ötesi- Aa, sahi çocuklar için hazırlanmış bir “defter”
ni düşündüm Atık Sanatı’nın sayfalarını birer iki- bu. Benim söylediklerime aldanıp da çocuklarını-
HERKES MÜŞTERİ VE KİRLENDİ DÜNYA!
şer dolaşırken. zın elinden almayın olmaz mı? Yalnızca şunu ya-
Çocuktum. Köyümüzde / köylerde “atık” (diler-
pabilirsiniz: Atık Sanatı’yla çıkacağı harika yol-
seniz “çöp” deyin siz ona) diye adlandırılan, ta-
SAHİ NEDİR GELİŞME?
culukta çocuklarınızın çoğalacak sorularına yanıt
nış olduğum(uz) bir olgu/ sorun yoktu. Eskime-
Bir şeyleri “kolay”laştırırken çıkan atığı,
verin ve çevre için tez elden onlarla el ele çalış-
ye yüz tutan yenilenir ya da “iş” / “görev” değiş-
çevre kirliliğini neden düşünmüyoruz? İnsan
maya başlayın.
n
tirirdi. Ambalajlı ürün söz konusu değildi. Naylon,
sağlığına, doğaya bunca zararlı maddeleri bi-
pet, poşet daha kentlerimizi bile işgal etmemişti.
le bile neden gündelik hayatın akışına karıştırıyo- Atık Sanatı / Virginie Aladjidi, Cèline Perrin
File ve bez torbalara girerdi her şey. Organik ne ruz? Her yere kolayca ulaşmak, ülke nüfusunun / Çeviren: Goncagül Artam / YKY Doğan Kar-
varsa ev hayvanlarıyla ortaklaşa tüketilirdi. büyük bölümünün kentlerde yaşaması gerçekten deş Kitaplığı / 81 s. / 8+ / 2023.
28 Aralık 2023
24