Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
kurumlar hakkında ipucu vermesi ve bunlarla ilgili bö- Kaynar, Öner Ünalan, Fikret Otyam, Öksel Demir bu nusunda takındığı üçüncü yolu aktarılıyor.
lümleri tekrar okumak istediğimizde kolay bir şekilde isimlerden bazıları. Fenmen ve Gündemir portreleri, Fa- Ünalan, dilde sadeleşmeyi toptan reddeden ya da Türk
zıl Say’ın eğitim yıllarına ait ayrıntıları da içeriyor. halkı tarafından benimsenmiş yabancı kökenli kelimelerin
ulaşmamızı sağladığı için oldukça yararlı. Ancak İnsa-
noğlu İnsanlar kitabında ise dizine yer verilmemiş. Ayrıca Bessie Smith, Richard Wagner, Giusseppe Ver- tamamının tasfiye edilmesi gerektiğini savunan görüşle-
İnsanoğlu İnsanlar kitabının kapağında “biyografi” di ve Louis Armstrong’un portreleri de çiziliyor. Yazarın rin dışında bir yaklaşım benimsemiş ve dönemin Türk Dil
şahsen tanıdığı Frau Sonsuz’un anlatıldığı bir yazı da bu- Kurumu çalışanlarının bazılarıyla polemiklere girmiştir.
ibaresi yer almakla birlikte temelde portreler kitabı ol-
duğunu söyleyebiliriz. Portreler dışında “Nâzım’ın bana lunuyor. Özellikle müzisyenlere ait yazıları okurken bu
SONUÇ YERİNE...
kişilerin besteleri ya da sesleri size eşlik ederse okuma-
öğüdü”, “1955’ten 2015’e Avrupa’da insanlık”, “Dar-
Anılar, sadece ilgili kişinin şahsi dünyasını değil ilgili ki-
nın daha zevkli hale geleceği görüşündeyiz.
win ne yaptı?”, “Mevlana’dan yedi öğüt”, “Ruhi Su
şinin bakış açısından anlattığı yılların toplumsal mücadele-
üzerine bir mektup”, “12 Mart 1971 sabahı”, “Altı Nok-
TURGAY GÖNENÇ’İN AHMET SAY’LA lerini de aktarır. Bu aktarmalar doğal olarak kişisel yargı-
ta Körler Derneği Korosu”, “Sulukule’nin yıkılması soy-
CUMHURİYET KİTAP’TA (10 NİSAN 2008) lar ve değerlendirmeler içerir. Ancak Ahmet Say’ın somut
kırımdır”, “HST” ve “Bir şiirde iki portre: Nâzım ve
gerçeği can acıtıcı da olsa tüm çıplaklığıyla ortaya koy-
YAYIMLANMIŞ SÖYLEŞİSİ...
Orhan Kemal” başlıklı değerlendirme yazıları da kitapta
İnsanoğlu İnsanlar kitabı, Turgay Gönenç’in Ah- ma gibi bir huyu var. İyi ki de var. Bunun sayesinde “an-
bulunuyor. HST yazısı, Hikmet Sami Türk’e bir toplantı-
met Say ile yaptığı ve 10 Nisan 2008 tarihli Cumhuriyet cak”, “ama”, “koşullar izin verseydi” gibi ifadelere sığı-
da yönelttiği eleştirilerin kaleme alınmış hali.
Kitap’ta yayımlanmış yetkin bir söyleşiyle başlıyor. Bu narak somut gerçeğin alt üst edilmesiyle karşılaşmıyoruz.
TOPLUMSAL MÜCADELEDE ROL ALAN söyleşi, söyleşiyi yapan kişinin yetkinliği ve doğru sual Okuyuculara ayrıca bu kitaplarla birlikte Kendileri ki-
KÜLTÜR VE SANAT İNSANLARI sormanın bir metni / sohbeti nasıl “lezzetli” ve “dolu do- tabının da okunmasını tavsiye ediyoruz. Türkiye Yazıları
lu” kılacağının güzel bir örneği. Gönenç’in Türkiye Ya- dergisinde “Kendileri” başlığı altında yayımlanan ve ki-
Kitapta, yer alan portrelerden 31’i, Türk sanat hayatın-
daki besteci, müzik eğitmeni, müzisyen, şair ve yazarlara zıları dergisinde yayımlanan yazıları ve Say ile dostluğu şilerinin kendi kalemleriyle yaşamöykülerini anlattıkları
dikkate alındığında keşke bir nehir söyleşi kitabı hazırla- bir bölüm bulunmaktaydı. Selim Esen tarafından dergide
ait. Portreleri çizilen bu kültür ve sanat insanları aynı za-
manda özellikle 1960 sonrası ülkemizdeki siyasal yaşam salardı diye düşünüyor insan. yayımlanan 27 öz yaşam öyküsünün derlenmesiyle mey-
ve toplumsal mücadelede rol alan kişiler. Bu portreler içinde Öner Ünalan portresi farklı bir yer- dana gelen Kendileri, otobiyografiye ve Türk kültür ha-
Necil Kâzım Akses, Mithat Fenmen, Leyla Gencer, de. Ragıp Gelencik müstear adıyla çeviriler yapan ve ya- yatına ilgi duyan okuyucular için önemli bir kaynak.
Etem Ruhi Üngör, Kamuran Gündemir, Muammer Sun, zılar kaleme alan önemli düşün insanı Ünalan, Say’ın yol Ahmet Say, üretken ve mücadelelerle dolu bir yaşam sürdü.
arkadaşı ve dostu. Ünalan’ın özellikle Darwin’in kitapla- Nâzım’ın ondan istediğini tam olarak yaptı: Hep cephenin
Enver Gökçe, Yaşar Kemal, Gültekin Akın, Aydın Çu-
bukçu, Ahmet Erhan, Metin Altınok, Behçet Aysan, Uğur rı hususundaki yetkin çevirileri gerekse de Türk dili ko- ön saflarında yer aldı ve kesintisiz bir mücadele yürüttü.
n
ELENA GAVURAKI’DEN ‘KONAĞIN ALFABESİ’
Bir konağın dilinden!
Okurken metnin iç gerçekliğine zihnimizi uyumlandırı- yerler üzerinden dikkat çe-
HÜLYA SOYŞEKERCİ
yor, konağın anlatıcı sesinin, harfler üzerinden akıp gitme- kilmiş. Gelenekler, kültürler
sini ilgiyle izliyor, “konağın alfabesi”ni keşfe çıkıyoruz.
barış içinde bir arada, ev-
ZAMAN, MEKÂN VE HAYAT!
Pek çok acıya, ölüme, trajediye, pek çok aşka, sevda-
lenmeler yoluyla genişleyen
Zaman, mekân ve hayat üzerinde düşününce Bachelard’ın
ya tanık oluyor konak. Onun anlatımıyla bir geçmiş za-
bir kültürel yapı var.
Mekânın Poetikası’ndaki sözü gelir aklıma: “Mekân, pe-
man büyüsüne kapılıyoruz.
teklerinin binlerce gözünde, zamanı sıkıştırılmış olarak
TOPLUMSAL
Konak, dişil bir karakter, onunla birlikte inşa edilen yan-
tutar. Mekân buna yarar.”
CİNSİYET
daki konak onun eşi, eril bir konak. Anlatıcı konak, ha-
Feminizm, edebiyat ve gazetecilik alanında çalışma-
rem bölümünü, diğeri selamlık bölümünü temsil ediyor. EŞİTSİZLİĞİ
ları olan, İstanbul doğumlu, genç kuşak yazar Elena
Dönemin yaşama tarzı her iki konağa yansıyor böylece. VE SINIF FARKI!
Gavuraki de 1800’lü yıllarda İstanbul’da geçen, Hey-
Anlatıcı, feminen bir varlık olduğu için kadın dünyasına,
Kadınlar üzerindeki yoğun toplumsal baskı, her
beliada’daki 150 yıllık bir konağı merkeze aldığı ilk ro-
kadın duyuşuna yakın. Hikâyelerini anlattığı, yaşantıları-
inançtaki kadını etkiliyor. Elena Gavuraki, kendi dü-
manı Konağın Alfabesi’nde (Kanguru Yayınları), anla-
nı dillendirdiği kadın karakterleri derinlemesine canlan-
şüncelerini konağın sesine yükleyerek toplumsal cinsi-
tıcısı ve başkişisi kıldığı konağı, kendi varlığında yo-
dırıyor. Onların güçlü ve zayıf yönlerini iyi çözümlüyor.
yet eşitsizliğine dikkat çekiyor.
ğunlaştırıp sıkıştırdığı zamanı, tanıklık ve gözlemlerini,
Romanda sınıf farkının da altı çiziliyor: Ahmet Paşa ve
duyup hissettiklerini dillendiriyor.
ELİFTERİA, DİLİSTAN, ANNA, ZAHİDE
Elifteria’nın tek oğulları Arı ile adalı kız Dilistan’ın büyük
Bu durum, metne masalsı bir atmosfer kazandırarak
Romanın en dikkate değer yönü, yazarın, konağın an-
sevdasındaki zengin ve yoksul çelişkisi odağa alınıyor.
büyülü gerçekçiliğin kapısını aralıyor. Canlı bir varlığa
latımı üzerinden gerçekleştirdiği derinlikli uhsal çö-
Yaşlı Anna, Dilistan’ı Avrupai kültürle tanıştırır, pi-
dönüşen konak, dönemden, ada halkının yaşantıların-
zümlemeler. Elifteria, Dilistan, Anna ve Zahide gibi
yano çalmayı, görgü kurallarını öğretir. Aradan yıllar
dan haberdar oluyor, roman kişilerinin yaşamlarını ince unutulmaz karakterler yaratılmış.
geçer ve romanın kırılma noktasında, bir anda konak
ayrıntılarına kadar yansıtıyor.
Geçmişteki yaşantıları ve travmaları da verilerek ka-
yaşamını altüst eden olaylar gelişmeye başlar.
Konağın, anlatıcı kimliği kazanarak geçmiş zaman- dınların iç dünyalarına canlılık ve inandırıcılık kazan-
lara tanıklık etmesinin, romana gerçeküstü boyutlar ka- Her dönemde insana özgü niteliklerin asla değişmedi-
dırılmış. Olayların geçtiği dönemin Osmanlı toplumsal
zandırmasına karşın yazar, anlatısını sağlam, gerçekçi, yapısı dikkatle araştırılıp incelenmiş, İstanbul’un çok- ğini düşündüren Konağın Alfabesi, küçük bir ada üzerin-
tarihsel temeller üzerine oturtuyor. kültürlü yaşamına Heybeliada, Arnavutköy, Pera gibi den evrensel insan gerçeğine açılan özgün bir roman.
n
ÖZGÜR TABUROĞLU’NDAN ‘MARCEL PROUST - GENİŞ ZAMANIN İZİNDE:
ALIŞKANLIK, ARZU VE UNUTKANLIK’
arcel Proust’un yapıtlarında saklı Tüm yapıtını kararlı biçimde kat eden bu çizgiler sayesinde, yazar,
M anlatı desenleri, arzu, nesne, alış- anlatıcı ve anlatı kahramanları yanında anlatının da kişiliğini, huy-
kanlık, unutkanlık, zaman, hatıra, iz- larını ayırt edebiliriz. Böylece yazarın kendine özgü yollardan tasvir
lenim, kusur gibi sözcüklerden oluşur. ettiği manzaradaki derinlikler ve yükseklikler ortaya çıkar.
Metinlerin içerik ve biçiminden daha Özgür Taburoğlu, Marcel Proust - Geniş Zamanın İzinde: Alış-
eski böyle desenleri birleştirdiğimizde kanlık, Arzu ve Unutkanlık (Doğu Batı Yayınları) adlı incelemesinde,
bir yazarın mizacına ve onun yapıtına da- Marcel Proust’u okurken yazarın metinlerindeki temel izlekleri ara-
ir bazı ayırt edici kıvrımlara ulaşırız. Yaza- lamayı deniyor. Yapıtlarındaki olay örgülerine çok odaklanmadan,
rın kendisini tekrar ederken farkını da di- yazılarda saklı yer ve zaman şekillerini belirlemeye çalışıyor. Yaşamı
le getirdiği desenlerin etrafına anla- yazısından ayrı olmayan bir yazarın resmini çiziyor.
n
tı dünyasının parçası olaylar, ey-
lemler, fiiller ve failler yerle-
Marcel Proust - Geniş Zamanın İzinde: Alışkanlık, Arzu ve
şirler.
Unutkanlık / Özgür Taburoğlu / Doğu Batı Yayınları / 168 s.
10 16 Kasım 2023