Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1
‘CAN YELEKLERI, OPERA KAHKAHASI & GENÇLER IÇIN 50 TURFANDA MIIR’
Özdemir İnce şiirleri EUROPA’da
Usta şair Özdemir İnce’nin 2020’de Harmattan Yayınevi tarafından yayımlanan Can Yelekleri Tavandadır ve yine aynı
yayınevince 2022’de yayımlanan Opera Kahkahası & Gençler İçin 50 Turfanda Miir hakkında okuyacağınız Michel Ménaché
imzalı inceleme, 1923’ten bu yana Paris’te yayımlanan edebiyat dergisi EUROPE’un Ocak-Şubat 2023 sayısında yayımlanmıştır.
Tavandadır’da (1984-1988), apokaliptik bir biçem-
MICHEL MÉNACHÉ
le, dünyanın düzensizliğine başkaldırıyor. Hem ke-
‘AKILDAN BAŞKA İMAM YOKTUR!’ faret ödeyen bir kurban, hem de despotizme şid-
1936’da Mersin’de doğan Türk şair Özdemir İnce, detle karşı çıkan bir muhalif olduğunu görüyoruz.
aynı zamanda deneme yazarı, çevirmen, köşe yaza- Coşkulu bir vizyoner olarak, bütün çağlar-
rıdır. Opera Kahkahası başlıklı kışkırtıcı yapıtında, da yaşamış, binlerce kez işkence görmüş, binler-
şeytani arketipler olarak betimlediği iktidar güçleri- ce kez dirilmiştir, Cengiz Han’dan Hitler’e bü-
tün despotların modern klon ya da karikatürle-
ni eleştiriyor ve tüm güçleriyle camileri ve hapisha-
neleri doldurmaya kararlı olan İslamcıları ve iktida- rini, yozlaşmış iktidar sahiplerini, karanlık işa-
damlarını, borsada işlem gören fuhuş tüccar-
rın ajanlarını çetin bir ironi aracılığıyla alaya alıyor.
larını, dinsel fanatikleri eleştiriyor; sert bir hi-
Ateist, materyalist ve laik bir cumhuriyetçi olarak
civ, epik ve dizginlenemez bir dürtüyle, I.
“insan ulusuna” seslenirken, onuncu yüzyıl Arap şa-
Mehmet’in hükümdarlığından itibaren Osmanlı
iri Ebu’l Ala Al-Ma’arri’ye atıfta bulunuyor: “Akıl-
İmparatorluğu’nun ve modern Türkiye’nin üstü-
dan başka imam yoktur.” Böylece, ödünsüz, mut-
ne çöken laneti anlatıyor:
lak bir rasyonalist olduğunu ilan ediyor bize: “Bü-
“Toprak falına bakmıştın/ bulmak için mumya-
tün suçum aritmetik öğrenmekse, geometri de öğre-
lanmış sesleri,/ üstünlüğünü savunmuştun topra-
neceğim, sonra fizik ve kimya.”
ğın/ altın, gümüş, demir ve bakıra/ ‘Ne zaman va-
Özdemir İnce, sürekli devinim halinde ve özgür
racağız güzün son menziline ?’ demiştin/ sararan
bir ruh olarak, kendisiyle ilgili her şeye hâkim ol-
güneşin huzurunda.// Başın dönmüştü, kendinden
duğu iddiasında değil ve bu otobiyografik vasi-
geçmiştin/ nam ararken hüner ve marifet sayfala-
yet kitabını Alain Bosquet’den bir alıntıyla açıyor:
LÜTFİ ÖZGÜNAYDIN
rında,/ ama yitirdin işte kendi izini bile [...] her
“Benim gerçeklerim değil sözcüklere döktüğüm:/
hücresi acı veren bir ülkede yaşamanın,/ istiyor-
Senin gerçeklerin. Ama sen intikam alıyorsun/ benden.
“Biz yokken de devam etmeli/ şeylerin şiiri/ özgürlüğü
lar ki/ bedelini ödeyesin yürüdüğün dünyanın.”
Tam anlayabildim desem yalan olur./ Beni cezalandırı-
döllemeli.// Dikenli bir vajinadır evren.// Kimseye bor-
yorsun, hain, kendi eserlerimle.”
‘VAY HALİNE KIYAMETİ BUGÜNE
cumuz yok var olmak için!”
TAŞIYANLARIN (...) CAN YELEKLERİ
Özdemir İnce, Gençler İçin 50 Turfanda Miir’de ba-
‘ÖZDEMİR İNCE ÖZGÜR, YÜREKLİ
TAVANDADIR!’
VE KIŞKIRTICI BİR TON KULLANIR!’ zen kendi parodisini de yapmaktan çekinmeyen eğitim-
Ve bir antifraz aracılığıyla kehanette bulunur: “Vay
Şair özgür, yürekli ve kışkırtıcı bir ton kullanır, çün- sel bir dil kullanır. Ancak amacı okura ders vermek de-
haline kıyameti bugüne taşıyanların, vay haline kulak-
kü özgürlüğün sürekli tehdit altında olduğu bu dünyada ğil, zihinleri özgürleştirmektir. Her “miir”, bazen bir
larına ibret küpesi takmayanların/ Amin!/ - Can yelek-
hiçbir şeyi göz ardı etmek istemez: “Benim mucizem: aforizma şeklini alan bir “hikmet” ile noktalanır: “Akıl,
leri tavandadır!”
Ölmekteyim/ 1 Eylül 1936’dan bu yana.// İnsan boku- dille tartılır. Atılan ok geri gelmez.”
Özdemir İnce aynı zamanda hükümdara ve onun yar-
na basmışım gibi/ Sulak bir çayır arıyorum/ temizlemek Şair, ortak mülkiyeti savunan 6. yüzyıl Zerdüşt Mazdak’ı
gıçlarına seslenir, kendisine karşı yapılan manevraları
için ayağımı// düşünmeden çayırın soracağı hesabı .” ile Marx arasında bir bağ kurarak, tüm toplumsal sorun-
ve entrikaları kınar: “Benim kafama böyle zuhur ettiri-
“Ruh ikizim” diye tanımladığı Adonis’i yankılayarak lara değiniyor: “Söz bulaşıcıdır. Bekler bir bilge insa-
yorlar/ silahı bombayı uçağı nerede olursa olsun/ par-
üç tek Tanrıcı dinin fanatikleri tarafından utanç verici
çalayacak güce ve keramete sahipler [...] yıldızları yer-
bir şekilde karalanmış olan kadını selamlayarak yücelti-
yüzüne indirecek/ dünyayı durduracak ve dünyayı iki-
yor. Rimbaud gibi o da “sesleri görmek, renkleri duymak
ye bölecekler/ boşlukta çırılçıplak renkli görüntüler/
[...]/ taşların diliyle çeviri yapmak,/ ormanın yüzüyle gül-
düzenleyecek güce sahipler/ ben kendi başıma bile sa-
mek” istiyor ve “rüzgâr tabanlı” şairin izinden giderek
hip değilim [...] benim dilimi bağlayıp beni Ahraz dilsi-
şu sözleri ekliyor: “Ben bir başkasıyım başkası benim”.
zi ediyorlar.”
Yılmaz şair, yapıtını ince çağrışımlar ve saptırmalarla
Şiir onun mutlak silahı, işkencelerin panzehiri, kurta-
donatıyor: “Yazıyı kendime Tanrı yaptım/ ama tapmadım./
rıcı gücüdür: “Şiir, kara büyüm benim/ yasakladı yasin
bana zaman zaman günah çıkartır,/ sırlarını söyler:// çok
suresi/ seni ve beni/ yaraştığın için/ ağzıma ve kulakla-
zina yaptım bu dünyada/ sözcüğe dönüşmüş kadınlarla/
rıma// - Can yelekleri tavandadır!”
geyik bakışlı, selvi salınışlı,/ ki uzaktan amber kokarlar.”
Dünyanın kaosu içinde, insanın yazgısı tökezleye-
Yaşam sevgisi evrenseldir ve tüm gerçekliği kap-
rek yaşam kaynaklarından kopmuştur: “Düş gücü iğ-
sar: “Ben kendimi bildim bileli/ her nesneyi selamlarım
diş oldu insanın/ Artık ne Gılgamış, ne Alkestis, ne Deli
dünyada/ hal hatır sorarım atlamadan.// Ama istemem
Dumrul. Yeni bir Altın post gerek, yeni bir Argos gemi-
peygamber olmak…” Özdemir İnce şair olmakla yeti-
si. [...] - Can yelekleri tavandadır!”
nir: “Hiçliğe tercüman durdum.”
nı: Mazdak’ın ağzından çıkan söz Marx’ın ağzına ula-
FERDA FİDAN: ‘İNCE’NİN POETİKASI İLE
YAŞAMININ ÖNEMLİ OLAYLARINI,
şır. Derken gelip bulaşır kulunuzun diline, bir tek dola-
FELSEFESİ SÜREKLİ DİYALOG HALİNDEDİR!’
TARİHİN SARSINTILARINI, DÜNYANIN
rın yedi lirayı satın aldığı su ağustos ayında.”
Çevirmen Ferda Fidan önsözünde, Özdemir İnce’nin
HALİNİ OLDUĞU GİBİ YANSITIR!
Ve her fırsatta sağduyuya dayanarak, yasanın köhne poetikası ile felsefesinin sürekli diyalog halinde oldu-
Ayrıca çocukluk anılarına, annesinin öğütlerine ve
tabletlerini parçalıyor: “Başlangıcı ve sonu olmayan bir ğunu şöyle vurguluyor: “Zira şairin gözünde, engel
kör büyükbabasına kadar uzanan kurucu mitoslara, öy-
evrende yaşadığımıza inanıp inanmamak size kalmış: De- teşkil etmek bir yana, insanın imgelemi sağgörülü ve
külere ve halk deyimlerine özgürce göndermeler yapar:
mek ki kıyamet yok!” kararlı eylemin olmazsa olmazıdır: ‘Gerçekçi ol ve düş
“Bu hikmet kovanı özlü sözleri hep tekrarlardı/ dağ-
gör!’ diye seslenir okura, şiir ve gerçeklik arasındaki
lı annem bana nasihat sayfalarında [...] Uzun sözün kı- 48. MİİRİN SONUNDAKİ HİKMET,
bağıntıyı vurgulamak ve bize bir umut yolu açmak ister
ATATÜRK VE GÜNÜMÜZ TÜRKİYESİ!
sası bunca kıssadan sonra/ bütün sermayem, bütün ser-
gibi. İşte bu yüzdendir ki bu yapıtında, Özdemir İnce
Çeşitli şairlerden alıntılar yaparken, deha yanıtlardan
vetim/ masanın üzerinde duran şu kirli kavanoz,/ için-
okur önüne, yalnızca insanın kendine yabancılaşması-
de benim bir hayatımın külleri// savrulmak için ar- çok sorulan sorularda yattığı için Einstein’a da atıfta bulu-
na bir isyanın sembolü olarak değil, aynı zamanda, ye-
nuyor. Bu arada 48. miirin sonundaki hikmetin Atatürk’ün
sız rüzgârlarda/ bulaştırmak için kendi öykümü birkaç
niden kazanılması gereken bir özgürlüğün de temsilcisi
dünyaya.// Değirmenin taşları arasında…” bizzat kendi sözünden oluştuğunu görüyoruz: “Madde-
olarak çıkmaktadır.”
n
Şairin amacı, yaşamının önemli olaylarını, tarihin yi anlamalı!” Cumhuriyet Türkiyesi bugün kimlerin el-
sarsıntılarını, dünyanın halini olduğu gibi yansıtmaktır: lerine düşmüş durumda? Özdemir İnce, Can Yelekleri ¹ Michel Ménaché / EUROPE dergisi / Ocak-Şubat 2023
4 12 Ocak 2023