Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Öykü-romanda
metin, anlatı, yapı...
Yapıtta metin, duvarın taşlarıdır. Duvar örüldüğünde taş görülmez,
tamamlandığında duvar da görünmez olur, ortada koskoca bir yapı vardır
sığındığınız ya da içinde yittiğiniz. Sığınım, yitim, yapıttaki kavramsallıkla,
bunun gücüyle çıkar ortaya, bunu anlamak için geriye dönüp baktığınızda
görürsünüz duvarı, taşı. Öykü-roman, taşa benzer sözcüklerle kurulur işte.
ir yapıtı, göz atarak üstünkörü kalan adam, bir çevrinti içinde san- nın sürprizi olarak okurun önüne ge-
okumuyorsanız, eyleminizi söz- rı, sayıklama, düş, karabasan, çağrı- lecektir bu arada.
ÖYKÜDENLİK…
Bcüklerle veya tümce okumayla şım vb. eşliğinde yaşamıyla boğuşup Melike, olup bitenlerle hikâyede de-
kesintisiz sürdürebilirsiniz bütüne ula-
12 Eylül öncesinde üniversitede sınıf ğişke dizisi halinde gizem temeline
şabilmek amacıyla. Çünkü bunu kavra-
arkadaşı Melike’ye karşı takıntıya dö- yerleşecek, adeta leitmotive dönüşe-
Fatma Burçak
mak zorundasınızdır önce, derken ku- nüşen aşkına odaklanır. cektir. Soyut’un yaşadığı takıntılı aşk,
rucu öğeler de tek tek seçilmeye baş- Ancak Melike devrimci öğrenci ey- Güzem’in kasabaya gelişiyle nitekim
‘Tahtaboşa
lar, böylece bütündeki parçaların ko-
lemlerinin önde gidenlerindendir, daha da somutlaşır, yoğun bakım-
numu, işlevi yönünde yapıyı kendinize
Soyut’a ilgisizdir. Bu arada yine okul- da kendi çevrintisinde sanrılar için-
Gelen Kuşlar’
göre irdeler sonuca varırsınız. dan bir kızla da belirsiz ilişki yaşar, de savrulması alabildiğine yükselir.
Ne ki yapıtın alımlanışında bu yetmez, sürdürür Soyut ama Melike’yi unu- Çünkü Güzem, Melike’ye uzanmasın-
eleştirel aklın da okuma sürecinde si- dını, ancak yayımladığı ilk öy-
tamaz. Farklı anlatı öğelerine dayalı da anahtar rolü üstlenmiştir. “Kapıda-
A kü kitabıyla duyduğum Fatma
zinle atbaşı yol alması gerekir. Okur- akışla olay, Soyut’ta görece bir “de- ki kadın” da odur: Melike Güzem. Öte
Burçak, Tahtaboşa Gelen Kuşlar
dan bu tür yaklaşım beklenemez, ger- javu” etkisi yaratır. yandan kasabaya dönüşünde evlenip
(Edebiyatist, 2021) başlıklı öyküler
çekçi olmaz bu. Kestirmeden “doyum” Aradan geçen yıllar sonra yerleşti- sabahında terk ettiği bir karısı da var-
demetiyle ilgiyi hak ediyor doğru-
bekler okur, “değer” aramaz.
ği kasabasında çiçekçiliğe başlama- dır Soyut’un.
su. Bunlarda birbiri yerine geçirdiği
sı, bu arada GDO’lu tohumlara kar- Güzem’in öne çıkarıldığı idealist genç-
kişiler, olaylar aracılığıyla kuruyor
FERDA İZBUDAK AKINCI: şı aralarında birlik kuran, farklı böl- lerse GDO’lu buğdaylara karşı sava-
metni yazar, bu yolla, farklı bir bi-
‘KAPIDAKİ KADIN’ gelerden ata tohumu buğday topla- şımlarında kararlı adımlarla ilerliyordur.
linmezlikle de harmanlıyor anlatısal
Ferda İzbudak Akıncı, kitaplı yazar-
yıp bunları çoğaltmak üzere yer arar- Ferda, GDO sorunsalını okura kur-
örtüklüğü. Ancak bunu savsakla-
lığının 30. yılında bir romanla selam- ken Soyut’a komşu tarlayı seçen, bu durmak yerine anlatmayı yeğliyor ya-
mamakla birlikte dramatik aksa da-
lıyor okuru: Kapıdaki Kadın (Delido- yolla savaşıma girişen gençlerden pıtta. Soyut’un çevrintisi içinde me-
yalı nahif öyküler de kaleme almı-
lu, 2021). Güzem’in, onunla karşılaşması, ro- rak duygusunu tetikleyip okuru anla-
yor değil. Örnekse “Ah Zeliş!”
Roman, anlatı boyunca adı tartışı- mana hızlı bir tartım kazandırmak- tının peşine takıyor. Bu yanıyla halk
Fatma, öykülemedeki bu başarı-
lan Soyut’un, yaşadığı trafik kazasıyla ta gecikmez. Güzem’i kasabaya çe- romancılığının tipik örneği Kapıdaki
lı girişte bir artalan yığmasıyla oku-
başlıyor. Üç-dört gün yoğun bakımda ken bir başka aşk sarmalı da roma- Kadın, hoşlanarak okuyorsunuz.
ra yol gösteriyormuş gibi dursa da
aslında her okurun kendince yapı-
landırıp farklı anlam ağlarıyla örün-
sviçre’de yaşayan Sırp ya- Nitekim folklorik anlatım-
DÜNYA DAMLASI
tüleyerek bambaşka yerlere çıkabi-
İzar Melinda Nadj Abon- mış gibi görünmesine kar-
leceği öyküler getiriyor.
ji, son 20 yılda adını duyuran şın yazınsal açıdan etno-
Özetle okura, salt yazarın kurdu-
bir “göçmen” de. Özyaşam- lojik temele oturtup metne
Melinda Nadj Abonjı
ğu anlam bağlamı içinde kalmadan
sal bağlarla verimlediği Gü- alabildiğine değer yüklü-
kendisinin kurabileceği bir kapı açı-
vercinler Havalanırken roma- yor yazar.
yor, bunu enikonu başarıyor da. İlk
‘Güvercinler Havalanırken’
nı (Çev. Zehra Aksu Yılma- Ailedeki farklı zamanlarda
öykü kitabında bana göre en önem-
zer, Everest, 2022), dikkat geliş gidişlere yönelen ya-
li özellik öyküde artalan anlamsallığı
çekici bir yükseklik sergiliyor. zar, Balkan acılarıyla toplumsal oluntulara neş-
karşısındaki okur özgürlüğü.
Yugoslovya’dan İsviçre’ye göçen, süreç için- ter indirir, apayrı toplumsal yapılardaki yaşam-
Ayrıca anlatıya sindirip başarıyla
de kalıcılaşıp yeni bir yaşam kurmayı başaran lara eğilirken aile bireylerinde Sırbistan’la İsviç-
uyguladığı görsel kaydırmalar üze-
Kocsis ailesinin iki kızından birinin özöyküsel re’deki yaşam çevrelerinde kendilerini kuşatan
rinde de durulabilir. Bu arada ka-
aktarımıyla karışık dizilimle gelişiyor roman. olgular aracılığıyla roman evreninde iç dünya-
dın yazarlarımızda görece “eksik”
Ailenin İsviçre’de yaşadığı köyün gazetesi, 3 lara ustalıkla dalmayı, anadilleri Macarcaya da- kalan erotizmin, özellikle hüznü de
Ocak 1993’te onlardan şöyle söz ediyor örne-
yalı karakter yapılarına yer açmayı başarıyor. içerecek biçimde dikkat çekici bir
ğin: “… Kocsis ailesini, yedi yıl boyunca mü- Melinda kendine özgü hüzünlü bir alaysa- düzeyde Fatma’nın kimi örnekle-
rinde sergilediğini ekleyeyim.
kemmelen işlettiği köy çamaşırhanesinden ta- mayla genelde uzun ama doygun sözceler-
nıyoruz. Eski Yugoslavya kökenli aile topluma le yapılandırıyor romanı. Yazarın yerli yerinde- Evet, Fatma Burçak’tan, üzerin-
de durulmayı hak eden başarılı bir
çok iyi uyum sağladı ve altı yıl önce İsviçre va- ki anlatısında, Zehra Aksu Yılmazer’in, metin
ilk öykü kitabı. Bundan sonra da
tandaşlığına geçti.” (s. 46) sanki Türkçede kurulmuşçasına övgüyü hak
öykülerini ilgiyle izleyeceğim onun.
Tito’dan önce / sonra Balkan coğrafyasın- eden çevirisi de apaçık görülebiliyor.
da yaşananlara yer açan Melinda, bir yakınları- Bizden, örneğin Gülsüm Cengiz’in Bir Bulu-
www.sadikaslankara.com,
nın düğünü için, nice sonra ailenin köye girişiy- tun Ardında (Ginko, 2019) adlı yapıtındaki ye-
her perşembe öykü-roman, ti-
le perde açıyor, “düğünlük mizah duygusu”na (s. 37) yak- ni yetme kızla Melinda’nın anlatıcı kızını birlikte harmanla-
yatro, belgesel alanlarında gün-
laşımındaki toplumsal alaysamayla, tersinlemeyle bunu yıp okumak farklı tatlar salabilir. Kaçırmayın derim bu du-
cellenerek sürüyor.
adeta anlatı şölenine dönüştürüyor. yarlı anlatı fırsatını.
14 12 Ocak 2023