Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MERHABA
özcüklerin ve resmin, za-
man zaman birbirinin
S önüne geçtiği fakat asla
birbirini gölgelemediği bir oto-
biyografiye imza atan çağdaş
bir sanatçı, İngiliz ressam Ce-
Ruşen Keleş’in aşkı... lia Paul kapağımızda. Kısa süre
önce yayımlanan Otoportre’si,
resimleri kadar dile hâkimiyetini
Cemal Edhem Yeşil’in 1918 yılında, Ruşen Keleş’in yetiştiği Mülkiye’ye adadığı şiirde yer alan şu
serimlediği ve yıllarca tuttu-
dizelerin içeriği, yazının konusu o seçkin bilimin sanının nasıl derin bir “aşk” yaşadığının özüne
ğu günlüklerdeki satırlarıyla ya-
şamına ve sanatına bakmamı-
inilmeyi gerektiriyor: “Başka bir aşk istemez aşkınla çarpar kalbimiz,/ Ey vatan gözyaşların dinsin,
zı sağlıyor. Yaşamını sanatıyla
yetiştik çünkü biz,/ Gül ki sen, neşenle gülsün ay, güneş, toprak, deniz...”
özdeşleştirmiş çağdaş bir sa-
Keleş, topraktan beslenen insanı, kişiliğinin temelini oluşturan bilimsel verilerle, doğayı ışıtan ayın, natçının zaaflarıyla ve direnç-
leriyle bir hesaplaşma örne-
güneşin yansıttığı parlaklıkla sonsuzluğa erdirmeye çalışmıştır. Bilimin amacını gerçekleştiren o yola
ği olarak nitelenebilecek Oto-
denizler güldüren yetkinlikle, ona özgü bilimsel önseziyle koyulmuştur.
portre’sini okurken atölyesiyle
birlikte kendisine ait odalarına
da giriyoruz. A. Celal Binzet ve
Caner Kurtul’un yazıları...
Üçüncü sayfamızda, “Top-
raktan beslenen insanı, kişiliği-
nin temelini oluşturan bilimsel
verilerle, doğayı ışıtan Ay’ın,
Güneş’in yansıttığı parlaklıkla
sonsuzluğa erdirmeye çalış-
mıştır” vargısını işlediği “Ruşen
Keleş’in aşkı...” başlıklı yazısıyla
Adnan Binyazar yer alıyor.
Feridun Andaç (“Şairin
kendine tanıklığı”) ve Hidayet
Karakuş (“Cezaevi günceleri
neyi söyler?”) yazılarında Ataol
Behramoğlu’nun Barış Derneği
BİLİMSEL ÖNSEZİ yatmıştı), 1961 Anayasası’nın 40 madde- na çıkarma, bilimcilerimizin dilsel çabalarına
Davası’ndan yargılanma süre-
Ruşen Keleş, daha üniversite yıllarında, sinde değişiklik yaptıracağını, Deniz Gez- bağlı savını, Kentbilim Terimleri Sözlüğü’yle
cinde tutsaklığını nasıl yaşadı-
köyden kopan halkın büyük kentlerin çev- miş-Hüseyin İnan-Yusuf Aslan’ın onun dö- kanıtlanmıştır. Söylemiyle eylemini örtüştür-
ğını, şair / yazar kimliğinin yanı
resinde bir gecede kurdukları gecekondu- neminde idam edileceğini önceden sez- müştür böylece.
sıra dönemin tanıklığını ortaya
larda toplaşmasının önemli sorunlar yara- mişçesine, bakanlık önerisini, sonradan Şöyle bağlayayım yazıyı. Her insan, ey-
koyduğu Cezaevi Güncesi’ni
tacağını, New York Üniversitesi’nde dok-
CHP’den iki dönem milletvekilliği yapan lemi ve söylemiyle onu tanıyanların belle-
inceliyorlar.
tora öğrencisiyken sezmiş, tezinin konu- eşi siyaset bilimci Birgen Keleş’e sorup, ğinde bir iz, bir imge oluşturur.
Gamze Akdemir, Onur
sunu önceden belirlemişti: “Kentlerin ta- ondan da olumsuz yanıt alınca, hiç durak- Ruşen Keleş’in bendeki imgesine gelin-
Öymen ile Atatürk, İnönü ve
rihsel gelişimi, kamusal yönleri...” samadan, onurlu kişiliğinin gereğini yerine ce, söyleyeyim: Düşünen, düşünceyi Türk-
arkadaşlarının Lozan’da 1.
Türkiye’ye dönüşünün ardından İmge getirerek görevi kabul etmemişti! çenin toprağında üreten, çağdaş, Aydın-
Dünya Savaşı’nın galiplerine
Kitabevi’nce yayımlanan Kentleşme Politi- lanmacı, saygın bir bilimcimiz oluşu...”
karşı Türkiye’nin egemenliğini
DİLSEL BİLİNÇ
kası, Çevre Politikası, İnsan Çevre Toplum,
ve eşitliğini kabul ettirmek,
Düşünce iyi dil kullanımıyla etkili kılı- ÖĞRETEN-ÖĞRENEN İLİŞKİSİ
Kentbilim Terimleri Sözlüğü, Ayşegül Men-
Misakı Milli’de çizilen hedefle-
nır. Keleş’in Türkçeyi özenle kullandığı- Keleş’in kentbilimin gelişmesi yolundaki
gi ile birlikte yazdıkları Kent Hukuku kitap-
re ulaşmak için ne büyük bir
nı belirtmek için burada sözü, öz Türkçe- çabalarına Ayşegül Mengi de değiniyor:
ları sıralandı. Prof. Dr. Ruşen Keleş o gün-
mücadele verdiklerini ve Lo-
nin bilinçli savunucusu, o ölçüde de ge- “Yaklaşık iki yıllık bir çalışmanın sonunda
lerden bugüne otuz altı Türkçe, on bir ya- zan Barış Antlaşması’yla nasıl
lişimi konusunda kitaplar yazan Emin Prof. Ernst Reuter ve Prof. Fehmi Yavuz
bancı dille, on altı çeviri kitap... Bu bu ara- başarıya ulaşıldığını belgelerle
Özdemir’e bırakmak gerekecek: gibi, kentbilimin, hatta onlardan bir adım
gözler önüne serdiği incele-
da Türkçe elli iki, yabancı dilde seksen dört
“Kentbilim Terimleri Sözlüğü’nü ince- daha ileri giderek, kentbilimin Türkiye’de
mesi Çöküşten Zafere Lozan:
makale, dergilerde, başta Cumhuriyet gün-
lerken gördüm ki Ruşen Keleş, örnekse- bir sosyal bilim olarak yerleşmesine ve ge-
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e 200
lük gazetelerde çıkan seksen altı yazıyı kattı.
me olgusunun ayrımına vararak oluştur- lişmesine katkıda bulunan hocamıza kü-
Yıllık Mücadele’yi konuşuyor.
Bunlara Ayşegül Mengi’nin editörlüğünü
muş terimlerini. Tanımlarını da açık, aydın- çük bir teşekkür niteliğinde altı kitaptan
Mehmet S. Aman, İbrahim
yaptığı Kentbilime Adanan Bir Yaşam: Ru-
lık, kavramları bütün boyutlarıyla kuşatıcı oluşan bu armağan dizisi çıktı.
Yıldırım ile “Eylülden Sonra”
şen Keleş (İmge Kitabevi, İstanbul 2007,
bir biçimde yapılandırmış. Elli yıldan bu yana kentleşme, yerel yö- üçlemesinin ilk kitabı, sosyalist
334 s.), yaşam öyküsünü yazdığı Başka
Asaf Cemil’in 12 Eylül darbesi
Bir örnek vereyim, ‘ana’ sözcüğüyle netimler ve çevre politikaları alanında ön-
Bir Aşk İstemez (İmge Kitabevi, İstanbul,
travmalarını, sorgulamalarını
oluşturulmuş birçok terim ve sözcük var- cü çalışmalarıyla yol gösterici olan saygın
2019, 393 s.) kitapları da ekleniyor...
ve yok oluşunu mistik izlekle
dır dilimizde: anaokulu, anapara, anasoy, bir bilim adamı için hazırlanan bu Arma-
anlattığı Kuşevi’nin Efendisi’ni
ONURLU BİR KİŞİLİK anayasa, anayön, anayurt gibi. Bunlar ör- ğan, kapsam ve hacmi ile bir ‘ilk’ oldu.”
konuşuyor.
Keleş’in önsezi gücü bu herkese nasip neksenerek ‘metropol’ yerine anakent Kitabın önsözünde de Prof. Dr. Celal
M. Sadık Aslankara, “Dünya-
olmayan bu öneride de etkisini gösteriyor: önerilmiş ya da benimsenmiştir. Göle, Keleş’in dostları, meslektaşları, öğ-
nın bütün kadınları” başlıklı ya-
“12 Mart Muhtırası”nı ilan eden Kenan Ev- Şöyle yapılmış tanımı da: rencileriyle kurduğu kendine özgü kişilik
zısında, Ülker Abla (Seray Şahi-
ren, hükümeti kurmakla o sırada CHP’den 1. Bir ülkenin ya da bölgenin, çevresinde- özelliklerine değiniyor:
ner), Justine (Lawrence Durrell)
ayrılan Prof. Dr. Nihat Erim’i görevlendirmiş- ki tüm kentsel ve kırsal topluluklara (yerle- “Profesör Ruşen Hocam, her platform-
ve Kırk Yama (Demet Eker) adlı
ti. Erim, kabineyi oluştururken İmar ve İskân şim yerlerine) ekonomik ve toplumsal yön- da meslektaşları, dostları ve öğrencileri ile
yapıtları irdeliyor.
Bakanlığını Prof. Dr. Ruşen Keleş’e önerdi. lerden egemen bulunan ve genellikle ülke- her zaman için dostane ilişkiler kurmuş,
Y. Bekir Yurdakul, Doğan
Genç Keleş, sanki, Nihat Erim’in sonra- nin başka ülkelerle olan her türlü ilişkilerinin çevresine hep pozitif enerji vererek onlarla
Gündüz’ün Selin Ustaların Us-
dan “1961 Anayasası Türkiye’ye lükstür,”, sağlandığı en büyük kenti. olumlu bir diyalog içerisine girmiştir.
tası ve Ahmet Günbaş’ın Gü-
“Gerekirse demokrasilerin üstüne şal ört- 2. Ülkedeki büyük kentlerden herhangi bi- Keleş aynı zamanda çok sakin tonda ik-
vercin Düşü’nü merceğe alıyor.
meli,” diyeceğini (Aziz Nesin, Erim’e “Şal- ri. Örnekleri çoğaltacak değilim. Ruşen Ke- na edici konuşmaları ve mütevazı kişiliğiy-
Mustafa Başaran’dan Bulma-
cı Nihat!” adını taktığından dolayı hapis leş, öne sürdüğü bir savı, Türkçeyi bilim katı- le de tanınmıştır.”
n ca ile düşün trafiği sürüyor!
İyi okumalar...
l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Genel Yayın Yönetmeni: Arif Kızılyalın
l Yayın Yönetmeni: Gamze Akdemir l Tasarım: Bahadır Aktaş l Grafik: Mehmet S. Aman l Sorumlu Müdür:
Özgür Soyer l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ l İdare Merkezi: Prof. Nurettin
Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli- İstanbul l Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Reklam
Genel Müdürü: Esra Bozok l Reklam Rezervasyon: Tel: 0 (212) 343 72 74 Mail: reklam@cumhuriyet.com.tr l
Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. AŞ, Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:
KITAP 11A/41 Bahçelievler - İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir.