22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Zamanını yaratan anlatıcı: Tarık Dursun K. Anlayan, anlatan biri olarak Tarık Dursun K.’nın edebi yolculuğu bize çok şey anlatmaktadır. Cumhuriyet Türkiyesi’nin çağdaşlaşma serüveninin kuruluş sürecini yansıtan bir kuşaktandır. Onun kentin taşrasında doğmuş olması, çokkültürlü/kimlikli İzmir’in doğasında beslenmesi, merkez çevre ilişkilerinde biçimlenen duyarlılık alanlarında gezinmesi... İşte bu eksende edebiyat, sinema ilişkisini önde tutan edebiyat dergileriyle soluk alan, okuyarak kurulabilen bir edebiyatın da tutkulu yazıcısı olan Tarık Dursun K. bir kent anlatıcısıdır. de İzmir’dir, İzmir’in zamanlarıdır. “Kimse kendini, kendi serüvenini İzmir’i anlatmaz, “kutsar” adeta! anlatmadan bir başkasının serüvenini anlatmaz...” “GÂVUR İZMİR, GÜZEL İZMİR” Tarık Dursun K. 2004’te yayımlanan bu kitabını eline aldığında “Feridun, tam gön- asangiller (1955) ve lüme göre bir kitap yaptın” demiş- Rıza Bey Aile Evi (1957) ti. Kitabın hazırlık aşamalarında adlı anlatıları Tarık Dursun baştan sona İzmir’i nefeslemiştik. H K.’nın ustalığının “erken İzmir, onda, yazdıklarından da fazla dönem” ürünleridir. Onun “ara-ke- yaşıyordu. sim” dediği toplumsal sınıf insanla- Ve nedense, “Alireis’teki Çıkmaz rının dünyasını sergilemesi yeni ger- Sokak” anlatısını her okuyuşunda çekçilik bakışını getirir edebiyatımıza. Tarık Dursun K.’yı ve İzmir’i görü- O iki arada bir derede kalmışlık rüm. Buğulanır gözlerim, içim hali, ne işçileşmiş ne de orta sınıf sevinç de dolar. Kalkıp İzmir’e olabilmiş, her bakımdan periferide ve ona gitmek isterim. kalmış insanların dünyasına bakar. Bir gün bunu yapmıştım. Hüseyin Kendisi bu bakışını da şöyle temel- Yurttaş, beni İzmir’den alıp Eski lendirir: Foça’daki Tarık Dursun K.’ya “Ama ne var, yine bu kesim, bu iki götürmüştü. arada bir derede kalmışlığını sürdü- O üçlü buluşmada sinemayı ve Feridun Andaç, Tarık Dursun K. / Eski Foça rürken kendine özgü, değişik yapıda İzmir’i konuşmuştuk daha çok. bir dünya da kurmuştur. Proletarya Yurttaş’ın köyündeki taş evinde Bir yerde şunu diyecektir kendisi hemen gelir aklımıza. O iki anlatısını ile de burjuvazi ile de yıldızı barışıktır. soluk almıştık. Baktığımız her yer, de: “Evet, bir dönem hikayelerimde başlama noktasına alırsak 36 Kısım Birincisinden az buçuk saygı görür, konuştuğumuz her söz İzmir’di. hep kendimden, kendimizden, çev- Tekmili Birden (1970) ile Bağrı Yanık ikincisinde, birincisi kadar horlamaz Andığım anlatısında neredeyse ez- remden, uzak yakın tanışlarımdan Ömer ile Güzel Zeynep (1972) onun fakat pek makbul de sayılmaz. bere okuduğum şu satırlara dönelim: söz ettim. Doğrusu da budur, bu özgürlüğünün örneklerini getiren biri- Kendine özgü dünyasında ya- “İzmir, Alsancak değildir, Karşıyaka idi. Çünkü toplumcu gerçekçi bir kimi sunan yapıtlar olarak şarken her iki tarafın kurallarından hiç değildir. Alireis Mahallesi, gerçek hikâyeciyim diye ortaya çıkar karşımıza. kendi yararına olanı seçmiş, almıştır. İzmir’dir. Tekke’yi geçtin mi, sağdaki çıkarsanız, gerçeklerden 36 Kısım Tekmili Bunları, işine geldiği sürece uygular, ilk çıkmaz sokakta yan yana dört sapmamanız gerekir. En Birden’de yer alan öyküler gelmediğinde yan çizer. ev vardır. doğru orantılı gerçek de sinematografiktir. Dışa- “Rızabey Aile Evi” romanındaki Biri bizimdi o evlerin. İki katlı, sizin gözlemlediğiniz ve vurumcu yanı baskındır (İzmir’in kent kültürü ile yakından bahçeli ve taraçalı. İzmir, geceleyin yaşadığınız gerçektir.” Tarık Dursun K.’nın. ilgilidir) bu kesimin adamı olan kahra- ışıklar içinde ve ayaklarımızın Onun tanıklığı, yaşa- Bağrı Yanık Ömer ile manımız; sevecenliğine, dostluğuna altındaydı hep.” dığını yazmak ötesi bir Güzel Zeynep’te ise halk sığındığı bir başka insana rahatlıkla İşte Tarık Dursun K. anlatısını bakışı içerir. Ki bu yanını hikâyelerini anlatı gelene- sırtını çevirebilmekte, arkadaşı ise buradan kurmaya başladı. Bir yazın da şu sözleriyle tümler: onun uğruna canından olmaktadır.” ğinden beslenerek anla- evreni kurdu; özgünlük yarattı orada “Hikâyede genel ya da tısını yepyeni bir söyleyiş dili/anlatımı, yansıttığı gerçeklerle... çoğul gerçek diye bir şey üzerine kurar. YAZIDAKİ HAYAT Ve dönüp geldi başladığı kente, yoktur, tekil gerçekler- “Gelenekten yararlan- Tarık Dursun K., bir hikâye anlatı- İzmir’e... Kendi olma yolculuğunu den genel gerçeklere gi- ma” kavramına yeni bir cısıdır. Onu edebiyatımızda, “1950 burada sürdürürken kentini yazdı dilir. Bu doğru mu, akıllı- Kuşağı” içinde yeni ve özgün kılan bakış getirir. bu kez. ca bir saptama mı? Ben Tarık Dursun K.’nın an- getirdiği duyarlılıkla birlikte anlatısın- Bize İzmir’i derinden hissettiren bir yıllar yılı bunun sürdürücüsüyüm.” (*) daki zenginliktir. latı yolu hep Hasangiller ve Rızabey yazar olarak bir yazarın asıl yurdu- Tarık Dursun K., bu bakışı / anlatıcı Aile-Evi’nden geçmiştir. İnsan odaklı bir anlatıcıdır. Onu nun dili olduğunu ama dili var eden tutumuyla bir “ekol” yaratabilmiştir. çevresi, ilişkileri içinde anlatır. O anlatılarının zamanı, rengi, kültürün, yerin, kentin de anlamını Bugün “Tarık Dursun K. anlatıcılı- Yakındır her birine; öyle ki kurduğu tınısı neredeyse her anlatısında gösterdi. dünyanın o “küçük insan”ları sevinç- ğı” dediğimizde hikâye anlatma ile karşımıza çıkar. öyküleme / kurma arasındaki ince leri, kaygıları, umutları, umutsuzluk- Adeta imbat esintisi gibi gelip (*) Tarık Dursun K., Atım Kaçtı Ben larıyla var olurlar onun anlatılarında. çizgiyi bize gösteren başat anlatıları bizi sarmalayan bir başka gerçeklik Vuruldum, Alkım Yay., 2003, 270 s. 2 Eylül 2021 6
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle