Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
FERİT EDGÜ’DEN ‘ORHAN DURU: ÖLMEDEN ÖNCE - ÖLDÜKTEN SONRA’
MERHABA
sta Fransız yazar
ve feminist filo-
Orhan Duru’dan Ferit Edgü’ye
U zof Simone de
Beauvoir kapağımızda.
Beauvoir’ın İkinci Cins’te
Post-Mortem söyleşiler
ifade ettiği, “Özgür kadın
doğmak üzeredir” sözü-
Ferit Edgü’nün, Orhan Duru: Ölmeden Önce - Öldükten Sonra (Raskol’un Baltası) kitabı,
ne atfen “O şimdi doğ-
mak üzere” diyen Julia
bir ölüyle (Orhan Duru) bir yaşayan (Ferit Edgü) arasında ileti, mektup, konuşma, düş ve
Kristeva’nın yetkin ince-
bir dizi tanıklıkla kurgulanan şiirsel kroniklerden oluşuyor.
lemesine verdiği isimle
imlediği gibi Simone de
Kemal özmen
Beauvoir Aramızda!
Özgü Berksoy’un yazısı...
ÖLÜMSÜZ DOSTLUKLAR
Üçüncü sayfamızda,
“Ölümsüz dostluklar” bize ne söyler?
Ferit Edgü’nün, bir ölüy-
Ferit Edgü’yle Orhan Duru arasında “ölüm -
le (Orhan Duru) bir yaşa-
ölüm ötesi-yaşam” düzleminde kurulan dostluk
yan (Ferit Edgü) arasın-
ilişkileri onları ortak bir “kök” çevresinde
da ileti, mektup, konuş-
birleştirirken şaşırtıcı biçimde kendilik duygu-
ma, düş ve bir dizi
larını da pekiştirir. “Gerçek bir müminin kut-
tanıklıkla kurgulanan
sal kitabı kutsaması gibi” kutsadıkları “peçesiz
şiirsel kroniklerden olu-
yaşam” ise bir anımsamadan fazla bir şeydir.
şan kitabı Orhan Duru:
Ferit Edgü’nün, Orhan Duru: Ölmeden Ön-
Ölmeden Önce - Öldük-
ce - Öldükten Sonra kitabı, bir ölüyle (Orhan
ten Sonra’sını incelediği
Duru) bir yaşayan (Ferit Edgü) arasında ile-
yazısıyla Kemal Özmen
ti, mektup, konuşma, düş ve bir dizi tanıklıkla
yer alıyor.
kurgulanan şiirsel kroniklerden oluşuyor.
Feridun Andaç, “Za-
“Ölüm denen lanet”in doğurduğu “korku”yu,
manını yaratan anlatıcı,
“mezarötesi”ni yaşamın içine katarak aştığını
Tarık Dursun K.” başlık-
Orhan Duru Ferit Edgü
düşünen Edgü’nün tavrının stoik Montaigne’in,
lı yazısında, usta yaza-
yaşamı kutsamak için ölümü ürkünç bir yok
rın nasıl bir kent anlatıcı-
diki zamanı hatta geleceği de içine alan ölüm dünya”sıyla -cennetiyle, cehennemiyle-
oluş olmaktan çıkaran, “En büyük bilgelik ölüm-
sı olduğunu irdeliyor.
sonrası varoluş stratejisi Platon’un Er’e yük-
hiçbir ilgisi yoktur.
den korkmamayı öğrenmektir” düşüncesiyle
M. Sadık Aslankara,
lediği “ahlaki” kaygıyı taşımadığı gibi, hiçbir Edgü, Duru’nun imgelemi üzerinden
ilintilendirmek yanlış olmaz.
“Kim bu Afganlar?” baş-
sınırlama içermeyen Rabelaisvari bir yaşam
“öteyaka”yı kaplayan örtüyü kaldırır:
Ölüm kâbusunu varoluşumuzun temel kaygısı
lıklı yazısında, yapıtlarda
kültünü de öne çıkarıyor. “‘Değişmez (bir) ışığın’ içinde ‘renk renk
olmaktan çıkarmak, insana bir “armağan” olan
göç, sürgün, göçerlik-
Ölüm mutlak olsa da, ölümde de yaşamı parıltılar halinde’ yüzen ‘kristal biçimler’ ara-
yaşamı ölüm korkusuyla gölgelememek, bulan-
sürgünlük olgularının
bulan Edgü insanın “ölüm”e değil, “yaşama sında ‘maddesi olmayan bir madde’ (...) Sana
dırmamak için “hayatın içindeyken ölümün de izini sürüyor.
adanmış varlık” olduğunu düşünür. seslenemiyorum. Ama senin varlığını duyumsu-
içinde” olduğumuzun bilinci bir ilk adımsa ikin-
Necdet Neydim, “Si-
Edgü ile Duru ya da “öteyaka” ile “burası” yorum. Hem de pek çok. Dünyadaymışcasına.
cisi de “öteyaka”ya geçmiş “dostlar”ın varlı- nemaya yansıya(maya)n
arasında iletiler, mektuplar, düşler aracılığıyla Kim demiş ölüm duyulara kapalı, rüyasız
ğını, “ölümsüz dostluklar”ının
çocuk ve gençlik
kurulan sıcak, içten iletişim ve sonsuz bir uykudur diye... On dokuz yaşınday-
izlerini canlı tutmak, onları bel- edebiyatı”nı aynı adlı ya-
düşünce akışı nostaljik bir içlen- ken Seine Nehri’nde boğulan kızı Leopoldine’in
leğimiz üzerinden yeniden ya- zısında merceğe alıyor.
meden uzak, Edgü’nün dediği gibi ardından Hugo da, “Artık olduğun yerde de-
şamlarımıza katmak olacaktır. Evin İlyasoğlu, “Mutla-
“anılarda değil, yaşamın tam için- ğilsin ancak benim olduğum her yerdesin”
ka okuyun. Okuduysa-
de” yer alır. dememiş miydi?
EDGÜ: ‘ÖLÜM DENEN nız da bilinç akımıyla ya-
Bu dostluğu böylesine sahih kı-
LANETTEN KORKMAM’ zılmışcasına, noktayı vir-
lan şeye gelince, şurası kesin ki
ORHAN ÖLDÜ, AMA YAŞIYOR!
gülü kaldırarak okuyun”
Ölüm, ölüm ötesi (“öteyaka”)
dostluğun amacı -aşktan farklı ola- “Ölüm kültürü”nden çok, “yaşam
ve yaşam düzleminde kurgula- dediği, Ayfer Tunç’un
rak- kendisidir ve gerçek dostluklar
kültürü”ne bağlı Duru ve Edgü karşılıklı
romanı Osman’ı satır-
nan bu ilginç anlatının girişinde
sadece ortak değerler, görüşler üze- olarak birbirlerinde sürerler...
şöyle diyor Edgü: “Benim ga- lar arasında giderek art-
rine kurulmaz.
“Gerçek bir müminin kutsal kitabı kutsama-
tığını imlediği iç müziğin
rip bir huyum vardır. Dostlarım
Daha temel, daha derinde bir sı gibi” kutsadıkları “peçesiz yaşam”, içtenlik,
çevresinde irdeliyor.
öldükten sonra da onlarla ilişki-
şeyler, ortak bir “kök” kişileri bir- güven, kendilik duyguları, kardeşçe dayanış-
Göksel Aymaz, kültür
lerimi sürdürürüm. Anılarda de-
birine bağlarken paradoksal maları Baudelaire’in “Fenerler” şiirindeki gibi
tarihi araştırmacısı Ross
ğil, yaşamın tam içinde. Onlarla
biçimde onları özgürleştirir de. yol açıcı yazınsal figürleri bir anımsamadan /
King’in, Brunelleschi’nin
dilediğim zaman konuşurum. On-
anımsatmadan fazla bir şeydir.
Kubbesi: Görkemli Bir
ları dinlerim. Onlara seslenirim.
EDGÜ’NÜN KALEMİYLE Yazarın hem anlatıcı hem de anlatının kah-
Uygarlık Abidesinin Si-
Onlara güvenirim. Onları yardımıma çağırı- YAŞAMA TAŞINAN DURU! ramanı olduğu bu metinlerde düşsel olanla
yasal, Sosyal, Mimarî
rım. Onların yardımına koşarım. Onlarla
Yüzyıllar öncesinden Montaigne’in, şair gerçek olanı, “düşün içindeki gerçek” ile “ger-
Öyküsü’nü inceliyor.
dalga geçerim. Onlar da benimle... Böylece La Boetie ile olan dostluğunun ölümsüzlüğünü çeğin içindeki düş”ü ayırmak güçleşir. Duru,
Y. Bekir Yurdakul,
ölüm denen laneti öldürmüş olurum. Böylece
anlatmak için kullandığı söz yeterince açımlayı- “Nasıl yaşadınsa öyle ölüyorsun” diyerek asıl
Gürsel Korat’ın
ölüm denen lanetten korkmam. Ölümsüz cıdır: “Çünkü o oydu, bense bendim...” bilgeliğin ölüm üzerine değil, yaşam üzerine
Anadolu’nun kaynadığı
dostluklarımı böyle yarattım.”
Birleşme, özdeşleşme, aynılık söz konusu düşünmek olduğunu duyumsatır bize.
bir döneme (1238)
Edgü’nün kurgusu, mutlak bir yok oluş fik-
olmadan, hep kendi kalarak, ötekinde “Orhan öldü, ama yaşıyor”... “Kalemin(in)
çağıran Kunday - Gölge-
rine yabancı arkaik toplumlarda ölülerin, gö- kendi iç sesini duymak, kendisini görmek, ucuyla insan diriltme”nin gizini çözmüş
ler Çağı romanının deva-
rünmeseler de yaşayanların arasında varoluş-
kendisini tanımak... Edgü’nün sözlerine karşılık, Duru’nun naif
mı Ayaşan - Kem Gözler
larını sürdürmelerini ya da Platon’un “Er” mi- Duru, “Edgü’nün kalemiyle”, “söz”üyle sorusu havada asılı kalmıştır: “Sahi, bizler ne
Çağı’nı merceğe alıyor.
tinde (Devlet), öldükten sonra yeniden hayata
yaşama taşınır, yaşam çevrimiyle yeniden zaman yeniden doğacağız?”
Vitrindekiler ve Musta-
dönen mitik figürün ölüm ötesi deneyimlerini bütünleşir. Edgü (Duru gibi) ölümün “es- Biz ölümlüler için bu soru sonsuza kadar
fa Başaran’ın hazırladı-
insanlarla paylaşmasını çağrıştırıyor. katolojik”, metafizik boyutuyla ilgilen- meşrudur. Çünkü her insan kendi yaşamı
ğı Bulmaca düşün serü-
Ancak Edgü’nün sadece geçmişi değil, şim- mez. “Öteyaka”nın semavi dinlerin “öteki kadar, kendi ölümüdür de... n
venine davet etmeyi sür-
dürüyor.
l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Genel Yayın Yönetmeni: Aykut Küçükkaya
l Editör: Gamze Akdemir l Tasarım: Serhan Eren - Bahadır Aktaş l Sorumlu Müdür: Olcay Büyüktaş Akça İyi okumalar...
l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No:
2, 34381 Şişli- İstanbul l Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Reklam Genel Koordinatörü: Esra
Editörden...
Bozok l Reklam Rezervasyon: Tel: 0 (212) 343 72 74 Mail: reklam@cumhuriyet.com.tr
cumkitap@cumhuriyet.com.tr
l Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. Aş., Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:
KItap
twitter: www.twitter.com/CumKitap
11A/41 Bahçelievler - İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir.