23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

DEMET ALTINYELEKLİOĞLU’NDAN ‘NİHAVENT HIÇKIRIK - KİMSEYE ETMEM ŞİKÂYET’ ‘Her kadının bir varoluş destanı vardır! Demet Altınyeleklioğlu yeni romanı Nihavent Hıçkırık - Kimseye Etmem Şikâyet (Kırmızı Kedi Yayınevi) ile edebiyat tarihimizde “hece veznini kullanan ilk kadın şairimiz” olarak geçen İhsan Raif Hanım’ın özgür bir kadın olma mücadelesini anlatıyor. Hüküm infaz edilmiş, paşa Bugün bile onun çektikle- Öyküsünü kendisi yaratan, tarihin hak- HAZAL ÇELİKER baba aile şerefini kurtarmak rini çeken on binlerce kadı- sızlığına uğramış, yanlış tanıtılmış, unu- için onu 13 yaşında kocaya nımız var. İhsan Hanım’ın tulmuş, tarih sayfalarından silinmeye çalı- ‘ROMANLARIM KADIN vermekle kalmamış, sürmüş- nasıl ölümcül bir girdapta şılmış kadınların kurgu biyografilerini ya- DESTANLARINA ADANMIŞTIR’ tür. Kime anlatacak, kime dert o dizeleri yazdığı bilinme- zıyorum. Onları günümüz insanıyla bu- n Yeni romanınız Nihavent Hıçkırık’ta yanacak, kime şikâyet edecek? liydi. İşte bu yüzden onun luşturmaya gayret gösteriyorum. çoğumuzun ezbere bildiği, “Kimseye İşte bu teslimiyet içinde dö- 13 yaşında çalınan yaşamı Sustum Anne’nin kahramanı Şükûfe Ni- etmem şikâyet, ağlarım ben kendime” külmüş olmalıdır yüreğinden esin verdi kalemime. hal, çok büyük bir devrimcidi, Atatürkçü- dizelerinin şairi İhsan Raif Hanım’ın “Kimseye etmem şikâyet/ Ağ- Çektiği acılara, gördüğü iş- dür. Ulusal kurtuluş ruhuyla yanıp tutu- kaderini anlatıyorsunuz. larım ben halime” mısraları. kencelere, yaşadığı tecavüz- şan mükemmel bir şair ve hatiptir. İhsan Raif Hanım’a bu dizeleri yazdı- Bana kalırsa yaşama karşı kal- lere duyduğum hınçla yaz- Tüm kahramanlıkları yanında kadın ran kaderi anlatır mısınız? dırılmış beyaz bir teslim bay- dım. Tıpkı kadınlara gü- kimliğinden ve özgürlük mücadelesinden İhsan Raif Hanım’a bu dizeleri yazdıran rağı değil, alev alev yanan bir nümüzde reva görülenlere asla ödün vermemiş, erkeklere boyun eğ- çilesidir. Kadın olmasıdır. Erkek egemen kadın yüreğinin, kadınlığın bu- duyduğum hınç gibi. memiştir. Hatta en büyük aşkına bile öz- toplumda kadın olmanın çaresizliği, yalnız- gününe bile aydınlık veren bir gürlüğünü feda etmemiş, erkek dayatma- lığı, ezilmişliği, itilmişliği, açlığı, aşksızlı- isyan meşalesidir o dizeler. ‘YAŞAM TAKAS EDİLEMEZ!’ sına ve topluma karşı direnmeyi bilmiş, ğıdır. Sevgisizliğin bir kadını ne sönmez n Neden başka bir kadın değil de İh- Sözgelimi namus cinayeti kavramı sa- kadın ezilmişliğine baş kaldırmıştır. ateşlere savurduğunun simgesidir. san Raif Hanım? dece erkeklik duygusunu tatmine dayanan Bunun yanı sıra, Türk kadınının seçme Kadınsa, sevgiye, şefkate, erkeğin hat- Kadınların bu dünyadan sessizce çekip vandalist bir infazdır. Kız ve erkek ço- ve seçilme hakkını kazanması için verilen ta öz babasının uygun gördüğü kadarıyla gittiği sanılır genellikle. Kadın kısmı en cuklar eşit hak ve özgürlüklerle, eşit sevgi mücadeleye öncülük etmiştir. yetinmek zorundadır ve çevrenin dayattı- fazla “iyi bir eş”tir, “Çocuklarının üstü- ve fırsatlarla büyütülmelidir. Ama ne yazık ki İhsan Raif gibi ğı acımasız namus dedikodularına kurban ne titreyen annedir”. Oysa her kadının bir Kızlar küçük yaşta evlendirilerek yaşam- Şükûfe Nihal de bir anlamda toplumsal edilmeye mahkûmdur. varoluş destanı vardır. Onların destanları ları elinden alınmaktadır. Bir kız çocuğunun nankörlüğe uğramıştır. Aç kalmaya, dövülmeye, sövülmeye yaşamlarında saklıdır. yaşamı “aile namusu” denilen şeyle takas İhsan Hanım da babası ve zorla evlen- razı olmalıdır. Tüm romanlarım kadın destanlarına edilemeyecek kadar değerlidir. dirildiği adamın sebep oldukları haksızlı- İhsan Raif ona sapıkça bir tutku besleyen adanmıştır. Onların üstüne serilen örtü- n Önceki romanınız Sustum Anne ile ğa karşın özgürce yaşamayı başarmış, fa- adamın tarifsiz yalanlarının, iftiralarının acı- yü kaldırıp altında gizlenen cevheri orta- de Türkiye’deki kadın hareketinin sembol kat heyhat unutulmuş bir sanatçıdır. sına “aile şerefi”, “aile namusu” adına kur- ya çıkarmaya çalıştım. isimlerinden Şükûfe Nihal’i anlatmıştınız. Dolayısıyla her iki romanda da yazarın ban verilmiş, masum olduğunu haykırmış İhsan Raif onlardan biriydi. Sadece bir İki romanınızda da kadınlar üzerinden ilke ve inanç ortaklığı vardır dersem sanı- fakat babasına bile sesini duyuramamıştır. “şaire” olarak unutulup gitmemeliydi. bir ortaklık kurmanız bilinçli bir tercih mi? rım yanlış olmaz. n NURBANU KABLAN’DAN ‘AŞK İLE BARIŞ’ Şiire sürükleyen bir sihir! Aşk ile Barış, Nurbanu Kablan’ın ilk şiir kitabı olmasına karşın ruhsal ve sözsel derinliği, çarpıcı izlekleri ve başarılı kurgusuyla etkileyici bir kitap. ama üslup zenginliği söz konusu. Okurken nin diliyle ses- veda etmektir aslında. “Veda” şiirine bir HASAN UĞUR TAŞÇI bozlak türküsü koyarak aşkın içini nasıl harflerin ucunda insanı şiire sürükleyen o lenir: “Haydi sihiri görebiliyorsunuz. S¸iirsel bi çimselliği okul bahçesine yaktığını anlatır: “Bir Neşet Ertaş türküsü- urbanu Kablan, Aşk ile Barış dür veda/ dağlarda tezene yalnızlığı.” gereken gücü bulmak için çalıştığını anla- toplanın/ ayrılı- (Baygenç Yayıncılık) isimli kita- yabiliyorsunuz. Okuru yakınlıkla kucak- ğın anma töreni N bında yoğun bir düşünce, inanç OKURU YAKINLIKLA KUCAKLIYOR lıyor. Gerçekte Aşk ile Barış, şairinin ru- yapılacak/ önce “Milena’ya Mektuplar” ve duygu ikliminde gezinen “sevginin”, hu olduğu kadar şiirinin de aynası. S¸iirde mevlüdü/ sonra Mehmet Rauf’un ‘Eylül’ü “Gün Yoksulu” şiirinde ise içi üşür: “Ay- “sevdanın” ve “aşkın” bir türlü çözeme- rılığın zaferi olmaz, soğuktur kadehi/ yüzün- bulunduğu toplumun sevincini görüyor. okunacak/ ateş yakılacak Kafka’nın ruhu- diği kimliği hayranlıkla sorguluyor. Mutlak güzelliği aramak ve huzur ile na/ el fatiha aşkın rüzgârına.” den uzanan kayıp bir coğrafyadayım sanki” “Aşk-ı Vefa” şiirinde, “Kalbimden sığın- diyerek aşkın bütün coğrafyasını dolaşır. acının kılavuzu olmak gibi ağır bir görevi Aşk ile Barış, Nurbanu Kablan’ın ilk şi- ma hakkı isteyen/ bir mülteciydi aşk” der- üstlenen gerçek şiirin yolunda Kablan’ın ir kitabı olmasına karşın ruhsal ve sözsel Nurbanu Kablan şiirinde açık mı kapa- ken “Zehr-i Kara” şiirinde, “Ergenliğime lı mı tartışmasını aşmış, anlaşılır olmak zengin dil hazinesinden titizlikle seçtiği derinliği, çarpıcı izlekleri ve başarılı kur- aşk ısmarladım hasret geldi/ yalnızlığımız kelimeler ile dizelerine yüklediği anlam- gusuyla etkileyici bir kitap. Okunmalı... anlam üretmek peşinde değil bazen. An- yan yana gelemedi” diyerek bir yerde red- latmak için bir sözün, bir sözcüğün, kimi lar arasında yetkin bir ahenk yarattığını Çocukluğundan yola çıkıp bir kasabanın dettiği aşkı başka bir yerde çağırır. açıkça söyleyebilirim. Son sözleri dizele- merkezine babasını koyarak yazdığı Gaze- zaman görsel ya da işitsel imajın yeterli “Aşk ile Barış” şiirinde ise o aşkın için- olduğunu biliyor. Kendi şiiri içinde seçtiği rine ayırarak yorumu okuyucuya bırakaca- teci Enver kitabı da okunmaya değer. S¸ im- de yanar: “Muradına ermemiş bir güver- ğım... “Ah gidilir mi eylülde sevgili” dize- dilerde ikinci şiir kitabını yayıma hazırla- bir zorluğun içinden yazıyor ve tavrını sa- cin/ kanadıysa kanatılmış düşleri/ yanmaz mimiyetle şiirinin içine gömüyor. lerini yazdığı “Eylülde Gidilmez” şiirinde, yan Nurbanu Kablan, şiir yolunda kendine mı aşk ile barış diye…” Ve aşk ayrılıktır, mekânı okul bahçesine kurar ve öğretme- özgü bir güzergâhta yola devam ediyor. n S¸iirinde bir üslup çoğulculuğu değil KITAP 1 Temmuz 2021 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle