09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HİDAYET KARAKUŞ’TAN ‘ŞEYTANMİNARELERİ’ İzmir’deki Madımak! 28 yıl önceki Sivas Madımak Oteli Katliamı’na (2 Temmuz 1993) ilişkin onca şiir, öykü, araştırma, inceleme, belgesel, resim, beste, yontu, piyes arasına Sivas’taki Pir Sultan Abdal’ı Anma Etkinliklerine İzmir’den katılan yazarlar arasında yer alan ve katliamı, öncesi, sırası ve sonrasıyla birebir yaşayanlardan Hidayet Karakuş’un Şeytanminareleri romanı da eklendi. Önce Cumhuriyet Kitapları, şimdi de Bilgi Yayınevi’nce yayımlandı. MASALCI BEYBABA’NIN ALİ BALKIZ ŞEYTANMİNARELERİ! Ama romanın bir başka kişisi daha YARALARI YAZARAK var: Masalcı, öbür adı Beybaba. SAĞALTMAK! Masalcı, Karşıyaka ile Konak arasın- 28 yıl önceki Sivas Madımak Oteli da mekik dokuyor. Kemeraltı ve Katliamı’nı (2 Temmuz 1993), 1441 civardaki bütün hanları, çarşıları, yıl önceki Kerbela Katliamı’yla eş süs havuzu başlarını, sokakları, çınar tutanlar az değil. Her ikisinde de kat- altlarını mesken tutmuş. ledilenler, kadın erkek, yaşlı genç, Koltuğunun altına sıkıştırdığı çan- çoluk çocuk, savunmasız, suçsuz in- tasının içi bir deniz kabuklusu olan sanlardır. Ha kılıçla, ha ateşle… şeytanminaresi kabuğu ile dolu. Biri Tanrı’nın hükmünü kendince Şakır şakır sesler çıkartan bu ka- yorumlayıp yeryüzünde hâkim kıla- buklar ve nargilesi eşliğinde günler- bilmek için tek yetkili olma kaygısı ce, haftalarca, belki de aylarca, başı- iken beriki Tanrı’nın emrini yerine na toplanan, kendisini izleyip nereye getirmedikleri, kendileri gibi düşü- konarsa oraya gelen meraklılara nüp, yaşamadıkları, dolayısıyla yok masallar anlatıyor. edilmeleri gerektiğine inandıkları Kimine göre o bir “ermiş”, kimi- bir grup insanı, Tanrı adına ve aşkı- ne göre “Allah’ın delisi”, “sevdası- na yakarak yok etme eylemidir. nın acısını yaşayan biri”, “yazık ağ- Biri iktidar olabilmek için, beriki layan bir amca…”. Kendine göre ise cennete gidebilmek için. “karnı geniş kazan”. İnsan türü var olduğu sürece iki- Dinleyeni çok bu masalların ne ol- si de unutulmayacaktır. İnsan aklı ve duğunu öğrenebilmek için okuyucu- du. Güneş kül- konlarda oturan- onun ürettiği bütün araçlar bunun ta- nun romanın sonunu beklemesi gereki- şıyıcısı olacaktır. lendi. (…) güver- lar hafiften mırıl- yor. Cami çevreleri, karanlık dehlizler, Onca şiir, öykü, araştırma, incele- cinler sapır sapır tılarla aralarında yurtlar, yatılı okullar… dökülmeye başla- konuşuyor, yal- me, belgesel, resim, beste, yontu, pi- Evlerinden koparılıp alınmış, cennet yes arasına Hidayet Karakuş’un Şey- dı. Serçeler, sa- çın bir karanlığın sözü verilmiş fakir çocuklar… Bunları tanminareleri romanı da eklendi. Ön- kalar, tepeliler, geceden ağır, sa- yöneten, “İş’e gönderen” zenginler… tarla kuşları (…) ğır bir karanlığın ce Cumhuriyet Kitapları, şimdi de Bilgi Yayınevi’nce yayımlandı. Pınarların kuru- ayak seslerini du- TANRIYA SİTEM! Hidayet Karakuş, 2 Temmuz 1993 ta- yup çatladığını yumsuyorlardı.” Romanda şunlar da tartışılıyor: ayrımsadı.” Romanın önem- rihinde, Sivas’taki Pir Sultan Abdal’ı Eşitlik, özgürlük, adalet nedir?... Anma Etkinlikleri’ne İzmir’den katılan Ve “… gün- li iki kişisi var: “Diktatör”, “özgür insan”, “kul” yazarlar arasındaydı. düzü geceye, ışı- Avukat Mahir ile kimdir? “Akıl” nedir? ğı kana bulama- Bankacı Nilü- Bu katliamı, öncesi, sırası ve sonrasıy- Ve Tanrı’ya sitem var: la birebir yaşayanlardan biriydi. ya ant içen”ler, fer. Bir de oğul- “… her şeyi biliyormuşsun ama insa- “Bu vahşeti anbean yaşayıp bede- Namaz sonrası, ları var: Oğul noğlunun hiçbir derdini çözemedin.”, el açıp Tanrı’ya Can. Oğul Can ninde yanıklarla, ruhunda onca sızıy- “Kimse seni tahtından indiremez, kork- la, rastlantıyla kurtulup, sonra dönüp şöyle yalvardılar: İzmir’de kalıyor. ma. Gel, aramıza karış.”, “Kitaplar yaz- bu katliamın yıkıcı etkisine karşın, onun ‘Allah’ım, Mahir’le Nilü- madın mı? O kitaplar gerçek mi? kafirleri ateşinle fer Sivas’ta otel- dışına çıkıp, dil ve kurgu ustalığı ile Senin sesin mi var orada?.. Yoksa İzmir’den görünen halini bir roman for- yak, suyunla boğ, deler. insanlar gördüklerini, yaşadıklarını mı matında yazmak o kadar kolay değil… fırtınanla, bora- koydular, korkularını… isteklerini mi nınla dağıt, yok et, depreminle göm hep- ATEŞ, DUMAN, KARANLIK, Katliamdan on iki yıl sonra yazmaya koydular? …herkes başka türlü okudu başlayıp üç yılda ancak tamamlamak, bu sini, Allah’ım senin varlığına, birliği- ÇIĞLIKLAR, NEFES! senin yazdıklarını. Ah Tanrım bir tane nedenle olsa gerek… Bunu nasıl başar- ne, iman etmeyenin cezasını vermeye biz Ateş, duman, karanlık, çığlıklar, ne- imzalı kitabın olsaydı…” dın” diye sordum da “Yaralarımızı sa- kullarını görevlendir. fes…. Eller yüzler yanıyor, saçlar tutuşu- İşin açmazı burada: Neden bu denli ğıltmanın başka yolu yoktu” dedi. Senin yüce katına çıkmak için kanlı yor… Bir ışık… Aşağıya atlayıp kurtulu- çok kutsal kitap var?.. gömleği giymek nasip eyle. Ya Rab!’ yorlar. Tabii buna kurtulma denirse… Neden her okuyan farklı anlıyor? ÖNCE TİMSAHLAR, ‘Allah’ım alevleri kafirlere doğru püs- Hastane sonrası Nilüfer, annesinin ba- Otelin önüne gelenler ne anladı? Gel- SONRA ÇAKALLAR! kürt… Püskürt Allah’ım püskürt, onları basının evinde, Oğul Can yanında… meyip evinde seyredenler ne anladı?.. Yazar otelin önünü şöyle tanımlıyor. cehenneminde kavur! Senin iradene karşı Ama Nilüfer kendinde değil ki… Hiç- Bir de yananlar. “…. önde timsahlar, uzun dikenli kuy- koyanları sen de yakmayacak mısın?..’” bir şeyi anımsamıyor. Bilmiyor. “…Ya- Şeytanminareleri yazarın beşinci ro- rukları, güçlü çeneleriyle, bir nehir kıyı- Sivas’ta bunlar olurken ilk televiz- nıklarından çok beynindeki yıkıntıyla sa- manı. Edebiyatımıza, roman sanatına sında yürür gibi ilerlediler, onların ar- yon haberleriyle birlikte “İzmir’de gece- vaşıyor.” Oğul Can bekliyor ki annesi önemli bir katkı. Bir yanıyla Madımak dından çakallar, sırtlanlar, leş koku- nin tadı kaçmıştı artık. Sokak lambaları uyansın kendini öpsün. Katliamı’nda kaybettiğimiz sevgili dost- su almış akbabalar, kuzgunlar.(…) yı- kör bir ışık gibi kendilerini aydınlatma- Mahir kayıp. Kimliği yok. Dili yok. larımızı anmak iken bir yanıyla da kut- lanlar, çıyanlar, lağım fareleri. (…) ya çalışıyordu. Yüzü yok… Hangi hastanede? Yaşıyor sal kitapları katliam yapanlara soruyor: Tanrı’nın sesi soluğu kesildi. Sular uyu- Denizden esen rüzgâr susmuştu. Bal- mu? Ne halde?... Bilen yok. Cennetin yolu açıldı mı size?... n 12 KITAP 1 Temmuz 2021
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle